Erdoğan: Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor

featured

Fetullahçı Terör Örgütü’ne yıllar öncesinden dikkat çeken ve uğradığı suikast sonucu can veren Necip Hablemitoğlu’nun faili tartışmaları yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde suikaste uğrayan Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısının MİT tarafından Ukrayna’da bulunduğunu açıkladı.

Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının faillerinden birinin yurt dışında yakalandığı ve Türkiye’ye getirildiğine yönelik soru üzerine Erdoğan, merhum Hablemitoğlu’nun, FETÖ’nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan “Köstebek” isimli kitabını yayımlayamadan 18 Aralık 2002’de öldürüldüğünü anımsattı.

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın uzunca bir süredir bu suikastın katil zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürdüğüne ve şahsın kırmızı bültenle arandığını söyleyen Erdoğan, şu bilgileri verdi:

“Kaçtığı yurt dışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına verdiği röportajlarında da ülkemiz aleyhine asılsız iddialarda bulunuyordu. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna’da saklandığını tespit etti ve bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda Zelenski ile de bunu konuştuk, önceki başkanla da bunları konuştuk ve ‘Bu ülkenizdedir bunu lütfen bize verin’ dedik. Tabii bu kişi Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor ve istihbarat teşkilatımızın buradaki yakın markajı, muhatapları ile olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ terör örgütüne de silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi.”

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Devletimize ve milletimize ihanet eden şebekelerinin oyunlarını her zaman bozduk, bozmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Hep söylediğimiz gibi güvenlik meseleleri bizim için bir bütündür. Her çeşidinden terör örgütü ve suç şebekesiyle mücadelemizi aynı hassasiyetle sürdürüyoruz. Geçmişte faili meçhul cinayetlerle istikrarımızı bozmaya çalışanları ortaya çıkararak ülkemize karşı oynanan oyunları deşifre etme konusundaki kararlılığımız da bakidir. Burada kaçtıkları ülkelerde karanlık odaklarla iş birliği yaparak, terör faaliyetlerine devam eden hainlere de bu vesileyle seslenmek istiyorum, dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne çıkıp, hesap vermekten kurtulamayacaksınız. Son nefesinize kadar ensenizde olacağız.”

Hablemitoğlu suikastı zanlısı TEM’de sorgulanacak

HABLEMİTOĞLU SUİKASTİ

FETÖ ile Alman Vakıfları davalarında hazırladığı raporlarla adından söz ettiren Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunuydu. “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” isimli aylık dergiyi yayımlayan Hablemitoğlu, uzun yıllar basın danışmanlığı yaptıktan sonra aynı üniversitede akademisyenliğe başladı.

Orta Avrupa ve Balkanlarda Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında eserler kaleme alan Hablemitoğlu, çalışma hayatına ilişkin de kitap ve makalelere imza attı.

Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesince (DGM), Alman vakıflarının faaliyetlerinin durdurulması için açılan davada, Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” çalışması delil olarak kabul edildi. Bu çalışmada Hablemitoğlu, Alman vakıfların Türkiye’de yasal olmayan çalışmalar yaptığını, etnik-mezhepsel ayrılıkları körüklediğini ve İzmir’deki altın madeni karşıtlarını finanse ettiğini yazdı.

‘FETULLAHÇILAR EN TEHLİKELİ TEHDİT’

Hablemitoğlu’nun dikkatleri üzerine çekmesine neden olan çıkış ise FETÖ’nün sözde “cemaat” olarak bilindiği yıllarda bu yapıya yönelik tespitleriydi.

Elebaşı Gülen’in yargılandığı Ankara 2 No’lu DGM’deki davanın delilleri arasında, Hablemitoğlu’nun örgütün CIA ile bağlantısını ortaya koyan “Etki ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar” başlıklı raporu da vardı.

Raporda, “Gülen cemaatinin” devlet içine sızarak kritik kadroları tuttuğuna dikkati çeken Hablemitoğlu, 24 Haziran 1999’da Mehmet Ali Birand’ın sunduğu 32. Gün programında ise FETÖ elebaşı Gülen’in uzun yıllar önce yetiştirmeye başladığı örgüt mensuplarıyla bu amacı gerçekleştirmeye çalıştığını vurguladı.

“Köstebek” isimli kitabında, “Gülen cemaatinin” silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini o yıllarda yapan Hablemitoğlu, elebaşı Gülen’in iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye’ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını da yazdı.

Bu yapıyı “Fetullahçılar” olarak tanımlayan Hablemitoğlu kitabında, “Fetullahçılar, Türkiye’de Mevleviler, Bektaşiler, Cerrahiler gibi salt dinsel inancını yaşamaya çalışan bir cemaat değildir. Uluslararası alanda at koşturan, son derece tehlikeli bağlantılarıyla, ekonomik kaynakları ve eğitim kurumlarıyla Türkiye’nin yüz yüze olduğu en tehlikeli tehdit odağıdır.” tespitinde bulundu.

Erdoğan: Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 27 Ocak 2022, 13:10

    Keşke o zamanlarda Uğur Mumcu,Abdi İpekçi, Hablemitoğlu ve diğer aydınlar tarafından yapılan uyarılar dikkate alınsaydı.

  2. 27 Ocak 2022, 09:04

    Sanığın yakalanmasında emeği geçenlere teşekkürler. Ancak asıl unutulmaması ve hep göz önünde bulundurulması gereken konu: Bu kirli örgüt ve tetikçilerinin yanında bu cinayetleri nato’daki “müttefik”lerimizin, “dost”larımızın talep ve organize etmesidir. Türkiye bu gerçekle yüzleşmeden ve kendisine karşı ilan edilmeden sürdürülen bu sinsi savaşı kabul etmeden, misliyle karşılık vermeden daha çok değerlerimizi göz baka baka kaybederiz. Bu vesile ile hain tuzaklarda kaybettiğimiz değerli aydınlarımız ve Saygıdeğer Necip Hablemitoğlu’ nun anısı önünde saygıyla eğiliyorum, toprağı bol olsun.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!