1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Erdoğan’dan ‘Paris Olimpiyatları’ tepkisi: 13 yaşındaki torunum ‘gitme’ dedi

Erdoğan’dan ‘Paris Olimpiyatları’ tepkisi: 13 yaşındaki torunum ‘gitme’ dedi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan'ın "Mavi Vatan" ile ilgili sözlerine tepki göstererek "Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktur, gaflettir" dedi. Erdoğan, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın kendisini hedef alan açıklamaları hakkında "Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz" diye konuştu. 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarının açılış törenindeki LGBT propagandasına ilişkin de mesajlar veren Erdoğan, "Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum, dede gitme dedi. Niye dedim? Orada LGBT gösterisi yapacaklar dedi, çıkardı bana Instagram'dan o görüntüleri. Tamam kızım gitmeyeceğim dedim" ifadelerini kullandı.

featured

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın TBMM Genel Kurulu’nda Somali ile ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmelerinde, Mavi Vatan için “masal” demesine tepki gösterdi. Erdoğan, “Türkiye’nin çıkarlarını savunmak yerine masal diyerek ülkemizi yayılmacılıkla itham ederek birilerine göz kırpıyorlar. Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktır” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın kendisini hedef alan açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan, “Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz, bizi ürkütmez, bizi sindirmez, inandığımız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, açıklamalarında Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarının açılış törenindeki LGBT propagandasına da değinip “Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum, dede gitme dedi. Niye dedim? Orada LGBT gösterisi yapacaklar dedi, çıkardı bana Instagram’dan o görüntüleri. Tamam kızım gitmeyeceğim dedim” diye konuştu.

‘MİLLETİN SANDIKTA VERDİĞİ MESAJLARA KULAKLARIMIZI TIKAMIYORUZ’

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Ne kadar sancılı olursa olsun her meseleyi kendi arasında konuşan müzakere eden bir hareketiz. 31 Mart seçimleri sonrasında da aynısını yapıyoruz. Milletin sandıkta verdiği mesajlara kulaklarımızı tıkamıyor iç bünyemizde gerekli adımları atıyoruz. Bakılmadık hiçbir nokta bırakmadan bu süreci titizlikle yürütüyoruz.

AKP’DE ‘DEĞİŞİM’ MESAJI

Her şeyin farkındayız. Selden kütük kapma telaşında olanları da çok iyi görüyoruz. Bunlara aradıkları fırsatı vermedik vermeyeceğiz. Ne fitne kazanına odun taşıyanların oyununa geleceğiz ne de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz.

Partimiz bünyesinde bayrak değişimini gerçekleştiriyoruz. Görevden affını talep eden bazı arkadaşlarımızın yerine yenilerini görevlendirdik. Siyasetin dalgalı denizinde gel-gitler olabilir bunların tamamı geçicidir, aslolan milletle gönül bağını muhafaza etmektir.

Biz PKK’nın Suriye uzantılarıyla mücadele derken CHP’li milletvekilleri ellerinde çantalarıyla ülke ülke dolaşıyor onları aklamaya çalışıyordu. ‘Türk askerinin Libya’da ne işi var?’ korosonun assolisti dönemin CHP Genel Başkanı’ydı. Somali tezkeresine hayır dediler.

MAVİ VATAN TARTIŞMASI

Türkiye’nin çıkarlarını savunmak yerine masal diyerek ülkemizi yayılmacılıkla itham ederek birilerine göz kırpıyorlar. Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktır.

Türkiye aleyhine bu tezleri dillendirmek ne zamanda beri CHP’nin görevi oldu? CHP’nin Türkiye ile ve Türkiye’nin çıkarlarıyla alıp veremediği nedir? Sadece milli meselelerde yerli ve milli bir duruş bekliyoruz. Eğer katkı sunmayı beceremiyorlarsa bari bu tarz talihsiz açıklamalarla ülkemize zarar vermesin. Gölge etmesin yeter biz onlardan başka ihsan istemiyoruz.

‘Mavi Vatan’ımıza sahip çıkma noktasında en küçük bir geri adım atmayacağız. Bunu böyle bilsinler. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.

‘BİZ BAŞINA VURUNCA EKMEĞİ ALINAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ’

Dış politika bağlamında şu gerçeği özellikle vurgulamak isterim. Biz 2200 yıldan fazla devlet geleneği olan, devlet aklı olan bir milletiz. Hadiselere bakarken, başkaları gibi sadece 50-100 yıllık birikimle değil binlerce yıllık köklü tecrübenin merceğinden bakıyoruz. Planlarımızı buna göre şekillendiriyoruz, hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz, hamlelerimizi buna göre tayin ediyoruz. Bizim çizgimiz, karakterimiz bellidir. Biz başına vurunca, ekmeği alınan bir ülke değiliz.

‘HİTLER’İ GÖLGEDE BIRAKACAK BİR BARBARLIĞA İMZA ATTILAR’

Gazze’de yaklaşık 300 gündür son derece vahşi bir soykırım yaşanıyor. İsrail güçleri 16 bini çocuk, 40 bin Filistinli kardeşimizi tepelerine bomba yağdırarak kalleşçe şehit etti. 100 bin Filistinli kardeşimiz yaralandı, sakat kaldı.

Kuvözdeki bebeklere kurşun sıkacak kadar ileri gittiler. Gıda sırasında bekleyen insanları katledecek kadar alçaldılar. Camileri, kiliseleri, okulları bombalayacak kadar gözlerini kararttılar. Savaşın bile bir hukuku vardı; İsrail bunu bile yok saydı. Geçtiğimiz yüzyılın en lanetli figürü olan Hitler’i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar.

Bakınız bu gidiş, gidiş değildir. Netanyahu yönetimi altında İsrail’in gittiği yol, yol değildir. Bu pervasızlığın, bu hoyratlığın, batının sergilediği bu iki yüzlülüğün sonu, korkarım ki, çok kötü bitecektir. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur. Gazze’de 40 bin masum insanı katlettikten sonra bugün gözünü Lübnan’a dikenlerin, yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağının garantisini kim verebilir?

‘TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ HAREKET EDEN ÜLKE İSRAİL’DİR’

Bu soruyu sadece biz sormuyoruz; bölgedeki tüm devletler soruyor. Bölgemizde hudutları halen netleşmemiş tek ülke; İsrail’dir. Bölgemizde diğer ülkelerin topraklarını işgal ederek semiren ülke, İsrail’dir. Bölgemizde güvenliğini saldırganlıkta, katliam ve toprak gaspında arayan yegâne ülke, İsrail’dir.

Meşru bir devlet olarak değil, terör örgütü gibi hareket eden ülke, İsrail’dir. Hamas, bizim de telkinlerimizle ateşkese “evet” dediği halde; savaşı uzatan, kan döken, katliam yapan taraf İsrail’dir, İsrail yönetimidir. Hukuk tanımaz İsrail devleti, sadece Filistin için; sadece Lübnan için değil; gelinen noktada artık tüm insanlık için, tüm dünya için tehdittir.

Hitler, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’nin ittifakıyla, geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan, bu soykırım, bu vahşet, bu barbarlık, insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalıdır. Netanyahu yönetiminin yularını elinde tutanların, bu katliam şebekesine bir an önce “dur” demesi gerekiyor.

Biz, Netanyahu denilen caninin ne yapmaya çalıştığının, bölgemizi ve tüm dünyayı nasıl bir felakete sürüklemek istediğinin farkındayız. Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yayma girişimlerinin arkasındaki asıl niyeti de çok iyi biliyoruz.

‘KLAVYE SOYTARILARININ HADSİZ MESAJLARI BİZİ KORKUTMAZ’

Daha önce defalarca ifade ettim, biz, İstiklal Marşı bile “korkma” diyerek başlayan bir milletiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz, bizi ürkütmez, bizi sindirmez, inandığımız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez.

İstedikleri kadar çirkinleşsinler, istedikleri kadar çukurlaşsınlar. Tayyip Erdoğan’ın ne kavline ne kalbine zincir vurabilirler. Tayyip Erdoğan’ın hakkı ve hakikati haykırmasına engel olamazlar. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Eli kanlı canilerin provokasyonlarına da gelmeyiz.

Şunu herkes çok iyi bilsin ve idrak etsin. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz bu günlere çarpışa çarpışa geldik. Biz bu günlere Hakk’ın ve halkımızın desteğiyle geldik. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu; yanıldılar. Bizi Rahmetli Menderes’in ve arkadaşlarının akıbetleriyle tehdit edenler oldu; avuçlarını yaladılar. Bizi terörle, sokak terörüyle, darbeyle devirmek isteyenler oldu; hepsini bozguna uğrattık.

Üstümüze saldıkları ne kadar piyon varsa, tamamını ya meydanlara ya da dağlara gömdük. Neredeyse yarım asrı bulan siyasi tarihimiz boyunca korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Bugün de aynı yerdeyiz, dimdik ayaktayız.

İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son iki gündür siyasi parti gözetmeksizin milletimizin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu çok kıymetli bulduğumu özellikle vurgulamak istiyorum.

Buradan şu gerçeği bir kez daha ilan ediyorum: Türkiye olarak; bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitlerin toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek, bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle, elbette hiçbir ihtimali göz ardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır, birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır.

’13 YAŞINDAKİ TORUNUM DEDE GİTME DEDİ’

İnsana ve insani değerlere yönelik savaş birçok alanda şiddetini artırarak devam ediyor. Şu bölüm çok hassas, çok önemli. Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarının açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum, dede gitme dedi. Niye dedim? Orada LGBT gösterisi yapacaklar dedi, çıkardı bana Instagram’dan o görüntüleri. Tamam kızım gitmeyeceğim dedim.

Düşünebiliyor musunuz? İnsanları birleştirmesi gereken bir uluslararası spor etkinliği; maalesef insanlığa, fıtrata ve insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bakınız bizim inancımızda insan “yaratılmışların en şereflisi”dir. İnsanın bu dünyadaki çabası yüksek bir ahlak üzerine yücelmektir.

‘PARİS’TEKİ REZİL SAHNE BİZİ DE RENCİDE ETTİ’

Olimpiyatlar; insan tabiatını bozan, aileyi ifsat eden, nesillerin emniyetini ve bekasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. Olimpiyatların uluslararası etkisi kullanılarak, en masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne, sadece Katolik alemini, sadece Hristiyan dünyasını değil; en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.

Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban’ın verdiği haklı tepkiyi takdirle karşıladık. Esasında, kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, daha fazla siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Maalesef bunu göremiyoruz. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan, kimi siyasi kariyeri uğruna LGBT lobisine ses çıkaramıyor. CHP çıkarmasa ne yazar, DEM çıkarmasa ne yazar?

‘FITRATA YÖNELİK ÇOK ACIMASIZ BİR SAVAŞ’

En küçük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi, Avrupa ve Batı dünyasını tamamen esir almış durumda… LGBT lobisi giderek daha da pervasızlaşırken, eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Küresel ölçekte bir korku iklimi oluşturuyorlar. Burada şunu vurgulamak durumundayım. Karşımızda sadece bir yönelim yok; doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, çok kapsamlı, çok acımasız bir savaş yürütülmektedir.

İslamofobi’yle İslam’a savaş açanlar, LGBT sapkınlığı üzerinden kutsal olan ne varsa, hepsine birden savaş ilan etmişlerdir. LGBT sapkınlığını “özgürlük” olarak lanse edenlerin, başörtülü sporculara tahammül edememesi, bunların kafalarındaki “özgürlük” tarifini de ortaya koymaktadır. Fransa, Fransız sporcuların içerisinde başörtülü olanlar varsa onların müsabakalara katılmasını engellemiştir. Nasıl bir anlayış. Ben Fransa’da yaşayan Faslı, Cezayirli, Tunuslu vs. oranın halkına bu konuda niçin tavır koymazlar ya da koymadılar bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim.

Bunlar sadece İslam’a ve Müslümanlara değil; fıtri olan, kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı, bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır.

Cinsiyetsizleştirmek demek, insan soyunu bozmak demektir. Akıl ve izan sahibi herkesin, LGBT zorbalığına karşı direnmesi ulvi bir görevdir. Biliyorsunuz AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konudaki duruşumuzu çok net biçimde ortaya koyduk. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri sırf iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken, biz ailenin korunmasından yana çok güçlü bir tavır aldık. Bugün, dünden daha kararlıyız. Bugün, dünden daha dikkatliyiz.

‘CHP’NİN BU PROJEYE NİYE BU KADAR HEVESLE DESTEK VERDİĞİNİ ANLAMIYORUZ’

Sapkın akımlarla ve bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz.

Tabii burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir.

Türkiye’ye karşı her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye niye bu kadar hevesle destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz.

Paris’te sahnelenen rezaletin herkesin gözlerini açacağına, hepimiz için bir uyanış, bir toparlanma vesilesi olacağına inanıyorum. Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Bu düşüncelerle Mevla yar ve yardımcımız olsun diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

‘SOKAK HAYVANLARI YASASI’ MESAJI

Dün gece yoğun ve yorucu bir mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanunun teklifini Meclis Genel Kurulu’nda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına, tamamı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlığına kulak tıkamamış, çocuklarımızın feryatlarına bigane kalmamış, son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir.

Gerek yasa teklifinin hazırlık aşamasında gerekse komisyon ve genel kurul sefahatinde emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, AK Parti grubuyla birlikte MHP grubuna, sivil toplum kuruluşlarımıza, ailelerimize ve medya mensuplarımıza buradan teşekkür ediyorum. Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvanseverler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. Şu toruna asgari ücreti emekli maaşını et domates fiyatlarını söylesin biri

    Cevapla
  2. O zaman Terete ‘bilerek’ yayınlamış olmuyor mu?

    Cevapla
  3. darbeyi de enişteden öğrenmişti 😂

    Cevapla
  4. Al sana, koskoca C_mhurbaskani torununa sormuş ne yapacağını. O da 13 yaşında. Bu ülkenin çivisi çıkmış diyoruz, hala yok diyenler var. Birak o koltuğu, 13 yaşındaki torunun oraya oturup ülkeyi yönetsin.
    Eey Turkiyem kimlerle, beceriksizlerle nerelere sürüklediler seni.
    Bati imperialistleri ne dedi, Türkleri geri bozkırlara göndereceğiz. İçerideki işbirlikçilerle, ben Türküm diyemeyenlerke bunu gerceklestiriyorlar.

    Cevapla
  5. lan bin odali saray, bilmem kac tane danisman, mit zart zurt. Torun disinda adam yok mu yani, sana yol gosterecek. Neyse sagolsun, sayesinde itibarimiz korundu, buyuk oyunu gordum.

    Cevapla
  6. 30 Temmuz 2024, 19:20

    Yani Erdoğan’ın danışmanları onun 13 yaşındaki torununun öngörüşüne sahip değil, ve cumhurbaşkanı bir yere gidecek veya bir iş yapacak durumda ona danışmanlık verecek bir kişi yok.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!