Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, üniversitelerde yaşanan değişimin bir diğer boyutunun da yabancı öğrenciler olduğunu belirtti.
2002 yılında yaklaşık 16 bin olan uluslararası öğrenci sayısının bu yıl 340 bini geçtiğini, bugün 198 farklı ülkeden gelen misafir öğrencilerin Türk üniversitelerinde eğitim gördüğünü ifade eden Erdoğan, ‘faşist çevrelerin propagandalarının tam aksine bu öğrencilerin neredeyse tamamının Türkiye’de kendi imkanlarıyla okuduğunu, ücretlerini kendilerinin ödediğini’ söyledi.
‘MİSAFİR ÖĞRENCİLERİN EKONOMİYE KATKISI 3 MİLYAR DOLAR’
Erdoğan, misafir öğrencilerin Türkiye ekonomisine yıllık katkısının 3 milyar doları bulduğunu, 2010’ların başında bu rakamın sadece 200 milyon dolar olduğunu, 15 kat civarında bir gelir artışının söz konusu olduğunu belirtti.
Buna rağmen, Amerika, Avrupa, Avusturalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında önlerinde kat etmeleri gereken ciddi mesafenin olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sistemin istismarına asla mahal vermeden, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci hareketliliğinden aldığı payı daha da artırmalıyız. Yükseköğretimin altyapısında bunları yaparken, öğrencilerimize yönelik destekleri de göz ardı etmedik.Yıllarca, her akademik yıl başlayınca ülkenin en önemli gündemi üniversite harçlarıydı. Üniversitelerin içinde ya da dışında, gösterilerle, basın açıklamalarıyla, kimi zaman şiddet içeren eylemlerle üniversite harçları protesto edilir, bilhassa marjinal gruplar bu meseleyi sürekli istismar ederdi. Bizden önceki bütün hükümetlerin kulak tıkadığı bu soruna, 2012 yılında üniversite harçlarını kaldırmak suretiyle çözüm üreten biz olduk. 28 Şubat zihniyetinin üniversitelerimize vurduğu en büyük darbelerden olan katsayı adaletsizliğini ve kılık kıyafet yasaklarını ortadan biz kaldırdık. İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına biz son verdik.”
Türkiyede “faşist çevreler” sözünü hakedecek bir topluluk yoktur, eğer olsaydı günümüzde avrupada yaşanan benzer olaylara Türkiyede de şahit olurduk. Yaşadığı yurdun geleceğini düşünen ve yabancıların neden olabileceği sorunlar karşısında Toplum ve içinde yaşadığı ülke olan Türkiye için endişelenen yurttaşlara “faşist” demek doğrumudur.
Irkçılık ile faşizm arasındaki farkı bilmeyen adamlara laf mı anlatacaksınız?