Murat Bölükbaşı yazdı…
Oyuna her iki tarafta etkili ve baskılı başladı. Kısa paslaşmaların olduğu dar alan çabuk oyun kıvamında geçen ilk 15 dakika biterken rakibin kullandığı köşe atışını karşılayıp topla buluşan Kenan’ın diyagonal bir pasla topu hakanla buluşturması, Hakan’ın da sol kanattan driplingle içe kat ederek gelen topu Burak’la buluşturması bende gol hissi uyandırmadı; fakat ceza sahası dışından pis burun diye tabir ettiğimiz sürpriz bir vuruşla rakibe de çarparak kaleciyi kontrpiyede bırakan bir golle Milli takımımız 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra Hollanda takımı baskılı merkez hücum ve kanat kombinasyonları, milli takımımız ise baskın hızlı hücum taktiğiyle gol üretme çabası gösterdi. 33’ncü dakikada Kenan’ın pasıyla ceza sahasına giren Okay’ın düşürülmesiyle verilen penaltıyı usta bir vuruşla gole çeviren kaptan Burak ilk yarının skorunu belirledi. İlk yarıda Hollanda’nın 7 kornerine karşı hiç korner kullanmayan Milli takımımızın soyunma odasına 2-0 galibiyetle girmesi de maç analizi açısından ilginç bir veriydi.
İlk yarıyı 2- 0 önde bitiren millilerimiz ikinci yarıda Umut’un Hakan’ı topla buluşturması ve Hakan’ın da kendisini bu kadar boş bırakan Hollanda defansının rehavetini klasına yakışır bir vuruşla cezalandırmasıyla 46. dakikada farkı üçe çıkardı. Bu dakikadan sonra oyundan kopan değil, oyuna daha fazla asılan bir Hollanda izledik. Çıplak gözlemimle neredeyse ikinci 45 dakikanın 41 dakikasında top Hollanda takımının kontrolündeydi desem abartmış olmam. Nitekim istatistiklerde topla oyama süresinin %66 oranında Hollanda lehine olduğunu göstermekte. İlk yarıda olduğu gibi, merkez hücumu ve kanat kombinini daha fazla deneyen Hollanda takımı aradığı golleri kanat ortalarıyla buldu. 75 ve 76. Dakikalarda Hollanda’nın attığı şok goller Frank De Boer’in oyuna sonradan aldığı Klaassen ve De jong’tan geldi. Klaassen soldan gelen ortayı mükemmel bir vücut çalımı ve kontrolüyle Çağlar’ı boşa düşürerek ağlara gönderdi; akabinde yine rakibin sol kanadından gelen ortayı Depay gole çevirerek Hollanda takımına umut verdi. Bu pozisyonda dikkatimi çeken Ozan Kabak’ın goldeki pozisyon hatasıydı. Maç analiz uzmanı Kemal Evcimik hocam bana “Hocam Ozan’ın Schalke ve Liverpool takımlarında oynarken birer maçının analizini yaptım, kanat ortalarında Ozan’ın postür sorunu var” demişti! Yediğimiz ikinci golde Ozan’ın gelen kanat ortasını çökmüş bir pozisyonda savunma çabası ve karşılanabilir bir kanat ortasını karşılayamaması bana Kemal Hoca’nın bu tespitini hatırlattı. ‘Artık son dakikalar cehennem olur’ diye düşündüğümüz anlarda Burak, ceza sahası üstünde kazanılan frikiği klasına ve tecrübesine yakışır bir şekilde ağlarla buluşturarak, bizi kalan dakikalarda doğabilecek bir kaostan ustalıkla çıkardı. Maçın bitiş dakikalarında Ozan Kabak’ın ceza sahası içinde rakibi çekerek düşürmesiyle kazanılan Depay’ın kullandığı penaltıyı iki hamlede kurtararak maçın sonucunu belirledi.
Hollanda karşısında alınan fantastik galibiyetten ziyade sahada sergilenen oyun şahsen beni tatmin etmedi. Hollanda yakın temaslı oyunu tercih etmedi, özellikle gol hunisi içinde bize düşünme ve uygulama şansı verdi. Sonuçta zor sınav diye düşündüğümüz bir maçtan fantastik bir zaferle ayrıldık. İkinci maçımızda Norveç’le deplasmanda karşılaşacağız. Viking familyasından olan Norveç’in bizi Hollanda’dan çok daha fazla zorlayacağını, Şenol Güneş gibi kurt bir Hoca’nın rehavete düşmeyeceğini ve çok zor geçeceğini düşündüğüm maçta ihtiyacımız olan puanı yada puanları alacağını ümit ediyorum.
