FETÖ’ye dev ‘sınav’ operasyonu… 467 gözaltı kararı

featured

2009’daki komiser yardımcılığına geçiş sınavına yönelik FETÖ soruşturmasında 467 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, 67 ilde operasyon başlatıldı. Rekor gözaltılı soruşturmada şüpheli isimlere itirafçı sanıkların ifadeleri ve bilirkişi raporlarından ulaşıldı. İtirafçı ifadesine göre, sınava girecek olanlara sorular örgüt evinde slayt gösterisiyle ezberlettirildi.

2009’daki komiser yardımcılığına geçiş sınavına yönelik Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasında, 467 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Alınan bilgiye göre, FETÖ mensuplarının, 2009’da yapılan polis memurluğundan komiser yardımcılığına geçiş sınavı sorularını, sınav öncesinde edinerek usulsüzlük yaptıkları iddiası üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, 467 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Bunun üzerine, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı koordinasyonunda 67 ilde eş zamanlı operasyon başlatıldı.

1088 ŞÜPHELİ TESPİT EDİLDİ

Şüpheli isimlerine Bylock içeriklerinden ulaşılan itirafçı sanıkların ifadeleri ve bilirkişi raporlarından ulaşıldı.

Soruşturma kapsamında sınavı asil/yedek olarak kazanan 1800 kişiden 1088’i bilirkişilerce şüpheli olarak tespit edildi.

YANLIŞ VE İPTAL SORULARA BİLE DOĞRU CEVAP VERDİLER

DHA’nın aktardığı bilgilere göre bilirkişiler, FETÖ’nün çaldığı sorularla sınavı kazanan şüphelileri şu 6 kriterle belirledi: “2007 yılında yapılan komiser yardımcılığı sınavı puan farkı, 2008 yılında yapılan komiser yardımcılığı sınavı puan farkı, mahkeme kararıyla iptal edilen sorulara doğru cevap verme oranı, polis akademisi ile MEB’in hazırladığı sorulardaki başarı oranı farkı, uzmanlarca tespit edilen yanlış sorulara doğru cevap verme oranı, cevap benzerlikleri ve başarı oran farkları.”

SLAYT GÖSTERİSİYLE EZBERLETTİLER

Şüphelilere ulaşılan itirafçı sanık ifadelerinde ise soruların nasıl ezberlettirildiğine ilişkin çarpıcı bilgiler yer aldı. İtirafçı sanıkların FETÖ’nün çalıntı sorularla komiser olarak emniyete sızma sistemini, “Cemaate ait bir evde bu sınava girecek olan sohbet toplantılarına katılan polislerden oluşan bir grupla birlikte evde toplanıldı. Bu sefer evde slayt gösterisi olarak duvara yansıtılmak suretiyle, sınavda çıkacak sorular katılımcılara verildi. Katılanlar meslekten izin veya raporlu olarak bu evde birkaç gün yatıp kalktılar. Sorular kendilerine ezberletildi. Ve yapılan sınava girdiler” şeklinde anlattığı öğrenildi.

İtirafçıların, “Bahçelievler Mahallesi’nde cemaate ait bir evde polislerden oluşan il ve ilçelerden sohbet gruplarına katılan 15-20 kişinin katılımı ile bir toplantı yapıldı. Komiserlik sınavıyla ilgili soruları ve cevap anahtarlarını getirdi. Burada bulunan kişilere teker teker kişi sayısına göre dağıtıldı. Bu sorulara çalışın bu sorular sınavda çıkacak ona göre bilginiz olsun denildi. Bu toplantı sadece bir gün sürmedi. Bu toplantıya katılanlar 3-5 gün kadar raporlu izinli olarak bu evde kaldılar” dediği kaydedildi.

TELEFON SİNYALLERİ TAKİP EDİLMESİN DİYE EVDE TOPLANMAYANLAR DA OLDU

Yine itirafçıların, “Balıkesir’de 2009 yılında yapılan sohbetlerin birinde komiser yardımcılığı sınavı ile ilgili olarak herkes kendi evinde çalışsın, bir çalışma grubu bu sene oluşturulmayacak çünkü telefon sinyallerinin takip edilip beraber çalışıldığı tespit edilebilir diye söylenmişti. Balıkesir polis yapılanmasında önemli bir pozisyonda olduğunu düşündüğüm M.A. sınavdan iki gün önce 100 soruyu, doğru cevaplarıyla birlikte bana verdi. O gece sorulara çalıştım, ertesi gün evimin önünde M.K.’ya soruları geri verdim” dediği öğrenildi.

 

FETÖ’ye dev ‘sınav’ operasyonu… 467 gözaltı kararı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 21 Temmuz 2020, 03:02

    Today’s Zaman eski GYY’si: Cemaatin sahte delil yerleştirdiğini duydum, hayal kırıklığına uğradım
    Tem 20 2020
    15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gülen cemaati içerisinde cemaate yönelik eleştiriler arttı. Cemaatin üst yönetimine olan tepkiler günden güne artıyor.
    Eleştirilerde bir süre önce cemaatin soru çaldığıyla ilgili itiraflar gelmişti. Bu itirafları Gazeteci Bülent Keneş daha önce dile getirmişti.
    Balyoz, Ergenekon ve Odatv gibi Türkiye’de gündem olan büyük soruşturmalarda cemaat, sahte delil yerleştirmekle itham edilmişti.
    Bu soruşturma ve davalarda avukatlık yapan Hüseyin Ersöz, ortaya koyduğu bilimsel raporlarla bunların ‘sahte’ olduğunu mahkemelere sunmuş, her seferinde ‘cemaate yakın’ olduğu belirtilen mahkemelerce bu raporlar görmezden gelinmişti.
    El konulan ve kapatılan Today’s Zaman’da bir dönem Genel Yayın Yönetmenliği yapan Sevgi Akarçeşme, YouTube kanalında yaptığı açıklamada cemaatin sahte delil yerleştirme suçlarını gündeme getirdi.
    Akarçeşme, “Beni rahatsız eden en önemli konu, Ergenekon ve Balyoz davaları sırasında, psikolojik harp taktikleri diye düşündüğüm, “bu sahte delilleri cemaat yerleştirdi” söylemiydi” O dönemde bunlara inanmıyordum gerçekten” diyerek, şöyle devam etti:
    “Son bir kaç ayda Avrupa’nın bir şehrinde güvendiğim arkadaşlarımdan duyduğum tanıklıklar var. Bu da bazı sahte delil yerleştirme vakalarının gerçek olduğuna dair sözlerdi. Doğrusu beni bunlar çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. Kimdir nedir bilmiyorum. Sorsam da söylemezlerdi. Ama dediğim gibi, çok güvendiğim insanlardan bunları duyduğum için derin bir hayal kırıklığına uğradım. Diğer konu bu soru çalma meselesiydi…. Belçika’da tanıştığım bir hukukçu bu davalarda haklılık payı olduğunu söylemişti. O zaman gerçekten başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi olmuştu. Ben bunların hiç birine inanmazken bir tane iddianın bile gerçek olması bütün herkesi zan altında bırakıyor.”

  2. 13 Mart 2020, 19:18

    Geç kalmış bir itiraf Yazar Ahmet Dönmez – 01/03/2020 Bu yazıyı hazırladığım şu esnada bile nice insanlar haksız yere ‘soru çalma’ iddiası ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Geçmişini çok iyi bildiğim, karakterinden, kabiliyetinden ve zekâsından zerre kadar şüphe duymadığım kişiler, soru çalma suçlamasından aklanmaya çalışıyor. Neden? Hem hasetle dolu konu-komşu, akrabanın “Olsa olsa…” diyerek başarılı gençleri ‘ihbar’ etmesi hem devletin at ile it izini ayırmadan bir işgal ordusu gibi hareket etmesi hem de zamanında cemaatin belli alanlarda bu iğrenç yola tevessül etmiş olması nedeniyle binlerce temiz insan lekelenmiş durumda. Cemaat kadrolarının genelinin ne kadar iyi eğitimli, ne kadar zeki ve düzgün insanlardan oluştuğunu, bugün en keskin muarızları bile kabul ediyor aslında. Hele o kadrolar olmaksızın geçen bu 5-6 yıldan sonra, bu hakikat biraz daha iyi anlaşılmış durumda. Cemaatten hiç hazzetmeyen, bunu her fırsatta dile getiren bir emekli subay tanıdığım geçenlerde dedi ki, “Bunlara baktıktan sonra diyorum ki yine cemaatteki çocuklar çok iyiymiş. Hem daha dürüstlerdi hem de daha kabiliyetlilerdi. Bunlar hepten paçoz çıktı.” Aynı şekilde onyıllardır yurtdışında uluslararası ticaret yapan ve cemaatle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir dostum, “Sana bir şey diyeyim mi, Türkiye’nin dışarıya bakan kurumlarının neredeyse hiçbirinde doğru düzgün muhatap olacak adam kalmadı. Bunu sadece bizler değil, yabancılar da söylüyor. Kalite yerlerde. Dil bilmeyen, konuşmasını bilmeyen, oturma kalkma bilmeyen insanlarla doldu her yer. Yabancı muhataplarımız da bundan muzdarip.” dedi. Bu şikâyetleri, özellikle cemaat kadrolarının farkını anlatabilmek için dile getiriyordu. Bundan dolayı devletin bir şekilde bazı KHK’lılara yeniden kapıyı açmaya mecbur kalacağını söyleyenlerin sayısı artıyor. Mesela Hava Kuvvetleri’nde yıllardır kullanılan İngilizce eğitim ve talimnamelerin dil bilmeyen yeni subaylar yüzünden Türkçe’ye çevrilip dağıtıldığını okumuştuk. Eski Genelkurmay İstihbarat başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Youtube’daki Neyin Nesi TV’de yaptığı açıklamada, cemaat kadroları için şu itiraflarda bulunmuştu: “Bu çocuklar tam da komuta kademesinin istediği çocuklar. Yani zeki, ‘emredersiniz’ diyor, çok fazla eleştirmiyor, her türlü görevi yapıyor… Yani tam böyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, TSK komuta kademesinin aradığı konuları tespit etmişler ve bunları o şekilde sundukları zaman bunların FETÖ’cü olarak bilinmelerine gerek yok ama bunların hepsi öyle bir gelmişler ki şeye, aranan adam olmuşlar. Bunların hepsi çok çalışkan insanlar olmuşlar, yani bana da deseler şimdi ‘Kimleri seçeceksin?’ diye, onlardan seçerim. Çünkü bunlar hem zeki hem işte master yapmış, doktora yapmış, birkaç yabancı dil biliyor, bir kaç yerde çalışmış, Doğu’da Güneydoğu’da güzel görevler yapmış. Şimdi bu adamlar ister istemez komuta kademesi tarafından, en küçüğünden en büyüğüne kadar, seçilip çalışılmak istenen adamlar.” Fanatikler hariç bunu artık herkes kabul ediyor. Doğal olarak cemaatçi diye tutuklanan Harbiyeli gençlerin cezaevinden girdiği sınavları derece ile kazanması karşısında, “Hani bu çocuklar soru çalarak askeri okula girmişti?” şeklinde tepki gösterenler de haklı durumda. Çünkü gerçekten de bu Hareket içerisindeki gençlerin ezici bir çoğunluğu sınav sorularının verilmesine ihtiyaç duymayacak zekâvette ve donanımda. Bu girişi, şu soruya cevap aramak için yaptım: “Peki öyleyse cemaat neden sınav sorularını kendi seçtiği öğrencilere veriyordu?” Evet, cemaat. Yine hemen bir öfke kabarması olacak şimdi, biliyorum. “Neden cemaat diyorsun? Belki soruları münferiden çalan veya etrafına dağıtan bazı ahlaksızlar olabilir, neden cemaatin geneline çamur atıyorsun?” diyenler olacaktır. Olsun. Bu cümleyi bilerek kurdum. Çünkü biliyorum ki bu bir ‘cemaat’ organizasyonuydu. Daha doğrusu cemaatin içinde ayrı bir cemaat olan ve kimseye hesap vermeyen karanlık birimlerin organizasyonu. Soru verme de orada sistematik olarak yapılan bir uygulamaydı. Cemaatin yüzde doksanının bunları bilmiyor oluşu, yeni yeni öğrenmeye başlayışı veya duyduğunda inanamayışı, bu işin yapılmadığının kanıtı değildir. Cemaatin dual yapısının kanıtıdır. Küçük ama çekirdeği teşkil eden, Hareket’in geri kalanından ayrışmış, bambaşka gündemleri olan ve yapıp ettiklerini en başta da cemaatin bu geri kalan diğer büyük parçasından gizleyen bir başka yapılanmanın kanıtı… Kesin konuşuyorum, evet. Çünkü ‘soru çalma’ iddiaları gerçek, biliyorum. Bilen başka binlerce insan gibi… Geç de olsa öğrendim. Daha önce ilk duyduğumda ben de bunu bir kaç düzdânenin marifeti sanmıştım. Peki beni bugün bunun sistematik bir irtikap olduğu noktasına ne getirdi? Anlatayım. 15 Temmuz sonrasında büyük bir sorgulama başladı ve geçmişte susan bir çok kişi yaşadıklarını anlatmaya başladı. Hem “Soruları aldım” diyen hem de “Soruları verdim” diyen onlarca isimle konuştum. Dinlediklerimin doğruluğunu farklı kaynaklardan teyid ettim. Şimdi bunlardan bazılarını paylaşıp yukarıdaki soruya geri d

  3. Hirsizlik kulhaki yeme her turlu pislik var islamin onderi fetullah hoca efendi.bu nasıl birsey

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!