VERYANSIN TV
ÇEVİRİ/ANALİZ
Ana akım medyanın pandemi döneminde ilaç endüstrisinin dünyayı kurtardığı söylemi kamuoyunda karşılık bulmuşa benzemiyor.
Pandemi döneminde ilaç şirketleri, devlet ve hükümet üyeleri ile medya büyük güven kaybına uğradı
Yeni bir anket bunu ortaya koyuyor.
İletişim firması Edelman tarafından 10 farklı ülkede 10 bin kişiyle yapılan ankette, ilaç şirketi CEO’larının, hükümet liderlerinin ve gazetecilerin artık sağlıkla ilgili en az güvenilen kaynaklar olduğu ortaya çıktı.
Anket, halkın sağlık konusunda geleneksel otoritelerden nasıl giderek daha fazla uzaklaştığını gösteriyor.
Ankete katılanlardan sadece yüzde 46’sı ilaç şirketleri yöneticileri ve hükümet liderlerine güvendiklerini söyledi.
Katılımcılardan yüzde 59’u ise sağlık meselelerinde medyaya güvenmiyor.
Ankette en güvenilir kaynakların hastaların kendi doktorları olduğu ortaya çıktı ve ankete katılanların yüzde 76’sı gerçeği öğrenmek için onlara güvenebileceklerini söyledi.
Arkadaşlar ve akrabalar bile yüzde 63 oranıyla, ilaç şirketi CEO’larından, hükümet liderlerinden ve gazetecilerden daha güvenilir görüldü.
İnsanlara doğru olanı yapmak için kime güvenilebileceği sorulduğunda da benzer bulgular ortaya çıktı. Ankete katılanların yüzde 76’sı bu konuda doktorlara güvenebileceklerini söyledi.
Bu açıdan en kuşkulu gruplar, yalnızca yüzde 43’ün güvendiği hükümet liderleri ve yüzde 44’ün güvendiği gazeteciler oldu.
Ankete katılanlar arasında kaliteli sağlık hizmetinin temel bir insan hakkı olduğu ve herkes tarafından erişilebilir olması gerektiği konusunda yaygın bir fikir birliği vardı.
Ankete katılan 10 ülkenin tümünde insanların çoğunluğu bu ifadeye katılıyor.
Meksika’da yüzde 84, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 69 ve Japonya’da yüzde 64 bu görüşü onayladı.
Sağlığın bir kamu hizmeti olmasına ‘evet’ diyenlerin 10 ülkedeki ortalaması ise yüzde 76 idi.
İnsanların çoğu, COVID-19 pandemisinin, ulusal sağlık sistemlerinin büyük sağlık krizleriyle başa çıkmak için donanımlı olduğuna dair güvenlerini azalttığını söyledi.
Bu ifadeye katılanların en yüksek oranı Japonya (yüzde 71) ve Meksika’da (yüzde 64) bulundu. Küresel ortalama yüzde 52 oldu.
Ankette sorgulanan çok sayıda insan, hükümetleri ve medyayı artık birleştirici güçler yerine toplumu bölen güçler olarak gördüklerini söyledi.
Birçoğu tıp biliminin siyasallaştığından veya belirli bir siyasi gündemi desteklemek için kullanıldığından da endişeliydi.
Birlikte ele alındığında bu bulgular, resmi ve özel kurumların sağlıkla ilgili uygulama ve söylemlerine halk nezdindeki ciddi güven kaybının kısa sürede geri kazanılmayacağını gösteriyor.
Bu durumda, özelleştirmeye dayalı mevcut sağlık sistemlerinin devamı kesinlikle cevap değildir.
İlaç endüstrisinin tıp uygulamalarını yozlaştırdığı düşüncesi, artık dünya çapında artan bir kabul görmektedir.
2019’da yayımlanan hakemli bir araştırma, yaygın olarak kullanılan ve aslında etkisiz olan yaklaşık 400 tıbbi uygulamayı belirledi.
Bu tür uygulamaların üçte birinden fazlasını oluşturan farmasötik ilaçlar, en yaygın olan etkisiz tedaviler oldu.
Kanıtlar, bu ilaçların sadece buz dağının görünen kısmı olduğunu gösteriyor.
Güveni bir kez kaybettikten sonra geri kazanmak zordur.
İlaç Şirketleri, hükümet üyeleri ve medya mensupları, sağlıkla ilgili güvenilmez bilgi kaynakları olarak kaybetmekte oldukları itibarlarını geri kazanmak için daha fazlasını yapmalı.
KAYNAK:
https://www.edelman.com/sites/g/files/aatuss191/files/2022-03/2022%20Trust%20Barometer%20Special%20Report%20Trust%20and%20Health_Mar10.pdf
New Survey Finds Pharma CEOs, Government Leaders & Journalists Least Trusted On Health