Myanmar’da darbenin ardından başlayan protestolar sürüyor. Ülkede tansiyon yükselirken, darbenin uluslararası güç dengesindeki konumu ise merak konusu. İşte emekli Tuğgeneral Nejat Eslen’in Veryansın Tv’ye yaptığı değerlendirmeler…
VERYANSIN TV
Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddiaları üzerine 1 Şubat’ta yönetime el koymuş, bir yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan etmişti.
Devlet Başkanı Win Myint, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii ile iktidar partisi Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) önde gelen isimleri gözaltına alınmıştı.
Ülke idaresini devralan Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing, OHAL’in bitmesinin ardından demokratik seçimlere geri dönüleceği sözünü vermiş, NLD lideri Suu Çii ise halka darbeye karşı protesto çağrısında bulunmuştu.
Ülkede bu çağrı karşılık bulurken, 6 Şubat’ta başlayan protestolar devam ediyor.
Ülkenin en kalabalık şehri Yangon’da meydanda toplanan binlerce kişi, darbeden önce gözaltına alınan eski Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii’yi destekledi.
Mawlamine de şehrinde yaklaşık 100 kişinin darbeye karşı sokağa çıktığı ve Mandalay’da bir grup doktorun, sivil itaatsizlik eylemine başladığı bildirildi.
Yangon şehrinde dün binlerce kişinin protesto için sokaklara dökülmesinin ardından askeri yönetim, ülkede interneti bir süreliğine engelleme kararı almıştı.
ABD medyasının da yakından takip ettiği ülkedeki hareketliliği emekli Tuğgeneral Nejat Eslen Veryansın Tv’ye değerlendirdi.
Darbeden bir yıl önce Çin ile Myanmar arasındaki imzalanan anlaşmalarına değinen Eslen, askeri darbenin söz konusu anlaşmaları geciktireceğini, bundan da ABD’nin karlı çıktığını anlattı.
İşte Eslen’in değerlendirmeleri:
ÇİN-MYANMAR HATTINDAKİ ANLAŞMALAR
“2020 yılının Ocak ayında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Myanmar’ı ziyaret etmiş ve ülke lideriyle çok önemli projelere imza atmıştı. Varılan anlaşmaya göre Çin’in güneyini Myanmar’ın güneyiyle birleştirecek olan hızlı demir yolu inşa edilecekti ve ayrıca Çin’in güneyini doğrudan Hint Okyanusu’na indiren liman inşaatı hızlandırılacaktı. Daha önceki yıllarda ayrıca Çin’in güneyini Hint Okyanusu’na Myanmar üzerinden birleştiren doğalgaz ve petrol boru hattı projeleri kararlaştırılmıştı.
Cinping’in ziyaretini yapmasından ve anlaşmalardan tam 1 yıl sonra 1 Şubat 2021 tarihinde askerler yönetime el koydu. Askerlerin yönetimi devralmasıyla birlikte zaten etnik ve dini gerilimlere neden olan Myanmar’da önemli bir istikrarsızlık ve kaotik bir durum ortaya çıktı.
‘BU DARBEDEN KİM KARLI ÇIKMIŞTIR?’
Son günlerde Myanmar’dan gelen haberlere göre askeri yönetimi protesto etmek için halk sokaklara dökülmüş durumda. İşte bu şartlarda Şi Cinping’in Myanmar yöneticileriyle imzaladığı projelerin sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi zora girecektir. Veya en azından bu projeler uzun bir süre gecikecektir. Bu noktada şu soruyu sormak gerekir; askeri darbe, Güney Çin Denizi’ne ve Malaga Boğazı’na bağlı olmadan Çin’in doğrudan Hint Okyanusu’na ulaşmasını sağlayan Myanmar koridoru projesini geciktirecek midir, geciktirmeyecek midir?
Geciktireceği düz bir mantıkla şüphesidir. Peki bu darbeden kim karlı çıkmıştır? Çin mi yoksa ABD mi?
Ayrıca ABD’nin bu askeri darbeye çok ciddi bir tepkisi olmadığını da belirtmek gerekir.”
