Hıncal Uluç: Galatasaray’ın mağlup olması beni coşturdu

featured

Galatasaraylı olmasıyla bilinen Hıncal Uluç bugünkü köşe yazısında Galatasaray’ın Tuzlaspor’a hem de kendi sahasında 2-0 gibi net bir skorla yenilmesine sevindiğini yazdı.

Galatasaraylı olmasıyla bilinen Hıncal Uluç’un, “Ben Galatasaraylıyım.. Hem de iyi Galatasaraylıyım. Çarşamba gecesi ilk defa, Galatasaray’ın mağlup olması beni coşturdu. Allahtan evde tek başımaydım da, ‘Yaşa Tuzla!.. Hakemi de yendiniz Fatih Terim’i de’ diye çığlık atarak havaya fırladığımı kimse görmedi.
Gören olsa, delirdiğime hükmedebilirdi zaten.” diye başladığı yazısından bazı bölümler şöyle:

Niye böyle delicesine sevindim, üçüncü küme takımı Tuzla’nın (Adı İkinci Lig ama yanılmayın, baştakine Süper Lig denince, alttakiler “Birinci” diye başlıyor ya) hem de Ali Sami Yen’de, Galatasaray’ı 2-0 gibi net bir skorla yenmesine?.

Dedim ya, “İyi Galatasaraylıyım” da ondan..

Buradaki “iyi”yi iyi değerlendirmeniz lazım..

“İyi Galatasaraylı” fanatik değildir. Holigan hiç değildir. İyi Galatasaraylı takımının iyi futbol oynamasını, oynadığı futbolla zevk ve umut vermesini ve öyle kazanmasını ister. Rakibi hakem yardımıyla ezip kazanmayı içine sindiremez. Futbolcularının sahada pislik, sahtekârlık yaparak avantaj sağlamalarına kahrolur.

Sportmen ve centilmenlikte örnek olmalarını ister.

Takımının hep yükselmesini, birlikte Türk futbolunu da yükseltmesini ister..

Bu senenin özelinde, Fatih Terim’in akıllara sığmaz hatalarını görmesini, kendine gelmesini ve eski Fatih Terim günlerine dönmesini ister.

***

İşte Galatasaray’ın yenilmesini bunlar istetti bana.. Yenildiler, ama sıradan, futbolda her zaman olan tesadüf yenilgilerden biri değildi, Tuzla’nın galibiyeti..

Hem de hakem tarafından biçilip 10 kişiye indirildikten sonra gelen o muhteşem Osmanlı Tokadı ile yere serişti, Galatasaray’ı.

Onun için havalara sıçradım işte..

***

Önce Hakem olmayan Hakemi anlatayım..

Volkan Bayarslan!.

Ben hakemlerin, kendilerine orta/ üst sınıf bir ekonomik yaşam sağlayan gelirlerini sürdürebilmek için, Fener, Galatasaray, Beşiktaş sırasıyla Üç Büyükler uşaklığı yapmalarına alışmış bir adamım. Çok gördüm, çok da yazdım bugüne dek..

Ama Üçüncü Küme takımı Tuzla’nın geçen yılın hem lig, hem kupa şampiyonu Galatasaray’ı kendi evinde devirmesine engel olmak için, sadece gözlerini değil, vicdanını da bu kadar köreltmeyi göze alanına ilk defa rastladım.

Adam resmen, alenen Galatasaray forması giydi.

(…)

Kılıç, rakip sahadaki ilk maçta, savunma ve kontratak ağırlıklı bir futbol planlamıştı. Galatasaray’ın orta sahada çok top kaybettiğini biliyordu. Kontratak işte bu kapılan toplarla yapılacaktı. Yaptılar da.. Biri gol olan harika kontrataklar yaptılar..

Maçın sonlarına doğru, gene santra yuvarlağında kaptılar topu.. Gene gafil avladılar ileri çıkmış Galatasaray savunmasını.. Gene gole gidiyorlardı ki, “Vicdan özürlü” hakem düdük çaldı. Durdurdu ve Tuzla lehine faul verdi. Yani gollük atak avantajını kesti, durdurdu ki, Galatasaray savunması yerini alsın ve bir kontratak golü daha yemesin..

Gürses Hoca, orda güldü işte artık, ne yapsın..

Hakem (!) tarafından böyle biçilen, böyle 10 kişi bırakılıp kuyruğunu tramvay çiğnemiş aç aslanın önüne kurban gibi atılan Tuzla atmadı mı golü, 10 kişi kalmışken.. 2-0 yapmadı mı maçı!.

Eee!.. Aşağıda kendisini futbol tanrısı sanan hakemcik varsa, yukarda da Allah var!.

“Yüce Tanrım sen nelere kadirsin” dedim, o an, içimden.

***

Gelelim Tuzla’nın, Gürses Hoca’nın hakemle beraber Fatih Terim’i de yenmesine..

Fatih Terim, hala ve hala Belhanda’yı büyük futbolcu sanmaya devam ediyor.. Sırf ona rakip olmasın diye, takımın en büyük Galatasaraylısı, tek oyun kurucu, tek lideri, kaptanı Selçuk’u yok etti. Daha, bu sezon maçı hazırlık maçlarında parlayan Celil nerde, bilen var mı?. O da Belhanda’sını, evladı manevisini tehdit ediyordu çünkü..

(…)

Ama geçen hafta Trabzon maçında öyle iflas etti ki Belhanda, bu defa, bu ülkenin en Fatih Terimci kalemleri bile Belhanda’nın takımı 10 kişi oynattığını yazmak zorunda kaldılar..

Ben Trabzon maçı ardından “Paris ışıkları yandı” derken, onu da dikkate aldım.

“Trabzon deplasmanında resmen 10 kişi oynayarak galibiyeti kaçıran Galatasaray, doğru seçim ve doğru oyunla Paris’ten galibiyetle dönebilir” dedim.. Ve uyardım.. “Selçuk ve Emre Mor’a ihtiyacın var. Özel çalışma ile onları hazırla Hocam..”

Ne yaptı Fatih Terim!. Selçuk ve Emre’yi öldürdü, bir kez daha..

Selçuk maça, korkak başladı. “Hata yapma” korkusu ile. Topu o anlamsız Fatih Terim futbolunda olduğu gibi en yakınındaki en garanti adama dokunuyordu. Oyun gelişmiyor ama istatistikler Kaptan için “İsabetli pas” yazıyordu.

Zamanla oyuna, sahaya ısındı. Kendine geldi. Oyunu geliştiren, gol atağı başlatan, giderek asiste ulaşan top kullanmalara başladı. Yani tam eski Selçuk’a dönüyordu ki, Fatih Hoca tehlikeyi sezdi. Onu çıkardı, Belhandası’nı oyuna aldı.

Hayır. Oyuna gelmeyin. Yemeyin. Fatih Terim Selçuk’u çıkarıp Belhanda’yı soksaydı doğrudan Selçuk nefreti ve Belhanda aşkı kanıtlanacaktı. Bir kaç dakika soktu araya..

Önce Jimmy Durmaz’ı çıkardı, yerine Belhanda’yı aldı. Hemen sonra Selçuk’u çıkarıp Donk’u, santrfora, sağ kanada, yani asıl yerine kaydırdığı Emre Mor’un yerine aldı.. Belhanda’yı da çıkardığı Selçuk’un yerine çekti.
Yani tek hamlelik operasyonu iki hamleyle yaptı ki, millet yesin!.

Yemezler Hocam!.

Bu tam bir “Toparlanmaya başlayan Selçuk’u “Yok etme” hamlesiydi bu… Selçuk’ta arpa kadar akıl varsa, ara transferde gider. Bu aşağılanmaya daha fazla tahammül etmez..

Ya Emre Mor!.

Emre fevkalade yetenekleri olan bir kanat oyuncusu.. Galatasaray’ın da hele PSG maçında fena halde, yaratıcı ve golcü kanat oyuncusuna ihtiyacı var.

“Hazırla Hocam” demem ondandı..

Hazırlamaya bakar mısınız?.

Emre’yi santrfora koydu. Yani iki stoper ve bir ön libero üçgeninin göbeğine ki, saplansın, çıkamasın, durmadan top kaptırsın, ya da en yakınına oyunu zerre geliştirmeyen top atarak, katkısını sıfırlasın ve seyircinin gözünde “Bu mu istenen Emre” olsun..

Onu da başardı Fatih Hocam..

Selçuk’u bir kez daha öldürürken, Emre’yi de sıfırladı.. Sen de git Emre.. Bu Galatasaray’da sezonu tamamlarsan, on para etmez hale dönersin. Gerekirse bedava git ve geleceğini kurtar.

İşte Tuzla, Gürses Kılıç’ın o fevkalade oyun kurgulu, toplam bedeli, Belhanda’nın ayda aldığı para bile etmeyen üçüncü küme takımı Tuzla bu Fatih Terim’in takımını, o hakeme rağmen, hem de 2-0 gibi net skorla, hem de ikinci golü on kişi oynarken atarak yendi!.

..Ve ben son düdüğü çalınca havaya fırlayıp haykırdım.

“Yaşa Tuzla!.. Hakemi de yendiniz Fatih Terim’i de..”

***

Cumartesi Ali Sami Yen’de, Alanyaspor, çarşamba Parc des Princes’te göreceğiz.
Hadi Fatih Hocam!. O kahrolası inadı ve boş, anlamsız gururu bırak.. Kimseye bir şey ispat etmeye ihtiyacın yok..

Git, Paris’te PSG’yi yen. Avrupa Ligi kapısını aç. “Büyük” gene “SEN” olacaksın!.

En alkışlayan da ben!.

Hıncal Uluç: Galatasaray’ın mağlup olması beni coşturdu

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!