İnsanoğlu var oldukça vazgeçilmeyecek olan: Savunma ve avukatlık

featured

Ankara Barosu Eski Başkanı Av.Sema AKSOY yazdı…

‘Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir hür yurttaş ondan yoksun bırakılamaz.’

Magna Carta Libertatum

Adalet kavramının kişileştirilmiş biçimi olan THEMIS,  mitolojide gökyüzünün hakimi olarak kabul edilen Uranüs ve toprağı yani yeri temsil eden ve tüm tanrıların atası olarak kabul edilen Gaia’nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır. Elindeki terazi adaletin dengeli şekilde dağıtılmasını, diğer elindeki kılıç adaletin keskinliğini, ayağının altındaki yılan toplumdaki kötülükleri ayağının altına aldığını, “Kitap” “Kanun” kitaplarını, adaletin kanunlara uygun şekilde dağıtımını, gözlerinin bağlı olması ise tarafsızlığını simgeler. Themis insanların özlem duyduğu ve olmasını istediği bağımsız, tarafsız, adaletin dengeli şekilde dağıtıldığı, caydırıcılığı olan hukuk düzeninin ifadesidir.

M.S. 300’lü yıllarda, İlarya Valisi Callicratus’a gönderilen Justin Kanunnamesi’ndeki şu sözler ile avukatlık mesleğinin önemine işaret edilmiştir. “Davaların şüpheli noktalarını halleden, müdafaadaki kuvvetleri sayesinde, gerek ceza ve gerek hukuk davalarında çiğnenmiş hakları koruyan, kaybolmaya yüz tutmuş haklara destek olan avukatların gördükleri iş, kavgaya girmek, yaralar almak suretiyle babalarını ve vatanlarını kurtarmak için yapabilecekleri hizmetten daha az faydalı değildir. İmparatorluğumuz için savaş yapanların, yalnız zırh ve gömlek giyen ve kalkan taşıyanlardan ibaret olmadığını takdir ediyoruz.  Bu işi avukatlar da yapıyorlar. Zira ıstırap çekenlerin ümidini, hayatını ve çocuklarını müdafaa eden ve şanlı seslerinin kudretine inanan kürsünün bu üstatları dahi  hakikaten aynı şeyi yapıyorlar.”

Hak arayıcısı avukatlar  dünya tarihinde ve bu günde iktidar gücünü elinde tutanlar tarafından hep dışlanmaya çalışılmıştır. Bunun tarihteki  bazı örneklerine bakacak olursak;

Örneğin, İmparator Napolyon, Fransız Devrimi’nden sonra yeniden örgütlenmek isteyen avukatların istemlerini. “Onlar ihanetlere ve cinayetlere sebep olan bir takım fesatçılardır. Belimde kılıç taşıdığım sürece hiçbir zaman böyle bir kararnameyi imzalamayacağım. Hükümete dil uzatan bir Avukatın dilinin kesilmesini isterim.” sözleri ile reddetmiştir. Ancak 1810 yılında Napolyon “Adaletin verdiği kararları serbestçe tartışmak imtiyazı avukatlara verilmemiş olsaydı, adaletin hataları sonsuza kadar sürecekti.” gerekçesiyle kararnameyi imzalamak zorunda kalmıştır. Bu dönemde Fransız avukat Berria’nın savunmasında söylediği, “biz avukatlar masanın üstüne iki şey koyarız. Bir tarafa gerçekleri diğer tarafa kellemizi”sözü ise tarihe geçmiştir.

Bir örnekte Rusya’dan verelim; Rusya’da Adliye Bakanı’nın Avukatlık Kanunu teklifine Çar 1. Nikolas, “Ben Çar oldukça Rusya’da savunmana ihtiyaç yoktur. Biz onlarsız da pekâlâ yaşıyoruz.” demiş ve engellemiştir.Ama bu tavrı sonu olmuş ve  bu anlayış Çarlık Rusyası’nın çökmesi ve Bolşevik iktidarının kurulmasının sebepleri arasında yerini almıştır.

  1. Dünya Savaşından sonra Fransa işgalden kurtulmuş, özgürlüğüne kavuşmuştur. Fransa, dönemin Başbakanı Laval’ı yargılamaya başlar. Fransız halkının vatan hainlerine, düşmanla işbirliği yapanlara büyük kin ve nefreti vardır. Böylesi bir ortamda yargılanan eski Başbakan Laval’a duruşma sırasında mahkeme başkanı oldukça sert davranır. Başkanın Bu kabul edilemez tutumu üzerine Laval’ın Avukatları müvekkillerinin ve kendi savunma haklarının kısıtlandığını ileri sürerek sonraki duruşmalara girmeme kararı alırlar… Olayı öğrenen Devlet Başkanı De Gaulle, Laval’ın Avukatlarına Adalet Bakanı aracılığıyla duruşmaya girmelerini ve müvekkillerini  savunmalarını rica eder.

Ricası şöyledir. “Eğer, Laval mahkûm olursa  savunma yapmadan mahkûm olacak, böylesi bir lekeyi Fransa adalet tarihine sürdürmeyin”der. Avukatlarda  bunun üzerine duruşmalara girer.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 28.10.2003 tarihli Steur/ Hollanda kararı ve pek çok kararında avukatları;  “halk ile mahkemeler arasındaki aracılar olarak “ görmekte ve “sahip oldukları özel statü ile adalet dağıtımında kendilerini merkezi bir konuma yerleştirdiğini” belirtmekte, devamında da “hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlette temel bir işlev gören ve adaletin garantörü olan mahkemeler, halkın güveninden yararlanmak zorundadırlar.” diyerek de mesleğin önemine vurgu yapmaktadır.

AİHM Campbel ve Fell / İngiltere 1984 tarihli kararı. “Sözleşme’nin “Mahkeme” tanımına giren bütün bu birimlerde, davanın kanıtlarının sunulduğu, tanıkların dinlendiği veya elde edilen nesnel bulguların hukuksal sonuçlarının tartışıldığı yüz yüze yargılamanın her aşamasında, avukatla savunulma hakkının kullandırılması gerekmektedir. Devletlerin bu yükümlülüğü adil yargılanma hakkının zorunlu bir koşuludur.”

AİHM John Murray/ İngiltere 1996 tarihli kararı. “… Ulusal yasalar sanığın polis soruşturması aşamalarındaki davranışlarına daha sonra ceza yargılaması sırasındaki savunmasına etkili olabilecek bazı sonuçlar atfedebilirler… Bu koşullar altında 6. Madde de öngörülen hakkaniyet kavramı sanığın polis soruşturmasının başlangıç aşamalarından itibaren bir avukatın yardımından yararlanmasını  gerekli kılar…” tespiti ile yargılamanın soruşturma dâhil tüm aşamalarında sanığın avukatla savunulmasının adil yargılanma hakkının zorunlu bir sonucu olduğu, kısıtlama varsa bunun adil yargılanma hakkına aykırılık olduğu açıkça dile getirilmiştir.

Tarih daha bunun gibi nice olaylarla, örneklerle doludur.

Biz Avukatlar insanı esas alır, hukukun evrenselliğine inanırız. Gözümüz haksızlığın karşısında tıpkı THEMİS gibi hep kapalıdır. Haksızlığın kime yapıldığına, siyasi düşüncesine, inancına, kimliğine, cinsiyetine, ırkına, diline bakmadan sadece ve sadece adaleti ararız. Her türlü ayrımcılığı reddeder, hukuk önünde herkesin  eşit olduğunu kabul ederiz. Yargının etkin ve verimli çalışmasında rol oynar, vicdanen verilmiş adil kararlar ile toplumsal barışın sağlanması ve kamu düzeninin korunması için çalışırız… Bizim düşüncelerimizde, ruhumuzda ancak özgürlük ortamında, demokrasi ile huzur bulur.

Nice 5 Nisanlara..Avukatlar Günü Kutlu Olsun.

Kaynak:  *Av.Ali Haydar Özkent “Avukatın Kitabı” 1940 Basımı* Avukatlık Mesleğinin Tarihçesi /O. Seyfi Güner*Argun Bozkurt “ Davalar” 2009 basım

İnsanoğlu var oldukça vazgeçilmeyecek olan: Savunma ve avukatlık

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!