Işıkçılar cemaatinin Diyanet’le savaşında yeni perde: Görmez’in yıkım ekibi

featured

Işıkçılar cemaati ile Diyanet arasında son dönemde yapılan tartışmalara bir yenisi daha eklendi. Türkiye gazetesi yazarı Mehmet Şimşek, Diyanet’in Türkçe hutbesine tepki göstererek, Din İşleri Yüksek Kurulu (DİYK) üyelerini ‘Mehmet Görmez’in yıkım ekibi’ olmakla suçladı.

İhlas Grubu (Işıkçılar cemaati) Diyanet ile bir kez daha karşı karşıya geldi.

Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Şimşirgil bugün kaleme aldığı yazısında Diyanet’in Türkçe hutbelerine tepki göstererek, Din İşleri Yüksek Kurulu (DİYK) üyelerini “Ali Bardakoğlu ve Mehmet Görmez’in Diyanet’e yerleştirdiği yıkım ekibi” olarak suçladı.

Şimşirgil’in yazısı şöyle: 

“Henüz 14-15 yaşlarındayım. İmam Hatip lisesine gidiyorum. Cuma namazını genelde Kemal Dede Camii’nde kılıyorduk. Yaşlı ve çok sevilen bir imam hatibi vardı. Bazen cuma namazında cemaati şöyle uyarırdı:

“Ey cemaat-i müslimin! Hutbe okunurken sakın yanınızdaki ile konuşmayın. Namazınız bozulur. Çünkü hutbe iki rekât namaz yerine geçer. Namazda gibi sessiz olmalısınız. Ben dua ederken ‘âmin’ bile dememelisiniz…”

Bir gün bunu fıkıh hocamıza sordum. “Doğru söylüyor, konuşursanız, namaz bozulur” dedi. “Peki, imam Türkçe hutbe veriyor” dedim.

Belli ki benden böyle bir sual beklemiyordu. “Fazla karıştırma” dedi…

Evet, fazla karıştırmayalım öyle mi! İtikat bozulsun, ibadetler değiştirilsin. Biz fazla karıştırmayalım, sorgulamayalım!

Bu konu her zaman dikkatimi çekmişti. Sonra öğrendim ki ezanı Türkçe yaparlarken hutbeyi de Türkçeye çevirmişler.

Ezandan rücu edilmiş ise de hutbe alışılmış ve devam etmiş. Oysa hutbenin Arapça okunması, Hanefî müçtehitlerden İmam-ı Ebû Yûsuf ile İmam-ı Muhammed’in de dâhil olduğu çoğunluğa göre şarttır. Bazı Hanefî âlimler hutbenin Arapçadan başka bir dille okunmasına cevaz vermişler ise de bu durum istisnai olup belirli şartlar altında uygun görülmüştür. Hutbenin Arapça okunması hususunda neredeyse bütün İslam âlimleri müttefiktir. Bu husus dahi zuhr-i ahir namazının mutlaka kılınması gerektiğini göstermektedir…  

Soruyorum şimdi: Ey Din İşleri Yüksek Kurulu (DİYK) üyeleri! Bana Türkçe hutbeyi de anlatabilir misiniz? Fetvasını kim verdi? Hangi mebuslar dikte etti? Türkçe veya başka dilde olmak üzere Arabiden başka bir lisanda hutbe ne zaman okundu? Niçin okunmadı, anlatır mısınız?

Evet, zuhr-i ahir namazının kılınmasını gerektiren o kadar çok mesele var ki…

İki hafta yazdım, DİYK üyeleri susuyorlar.

Neden susuyorlar acaba bir araştırayım, dedim. Aman Allah’ım ben kimden neyi istiyorum diye dehşete düştüm.

Öyle isimler var ki…

‘SÖZ FETÖ LİDERİNE GELDİĞİNDE…’

Prof. Dr. Halis Aydemir, Reşat Halife’nin peygamberliğine inandığı için babasının mürted ilan edip görüşmeyi kestiği biri ile saatlerce program yapıyor. Adam Sahabe-i kiram efendilerimize, İmam-ı Buhari başta olmak üzere hadis ulemasına en alçakça tabirlerle hakaret ediyor. Söz FETÖ liderine geldiğinde “hakaret etmemelisiniz” diye savunmaya geçiyor. Bu arada neredeyse dinî hiçbir meseleye cevap vermiyor, tek cevabı: “Her sözü söyleyin fakat hakaret etmeyin!”

Prof. Dr. Enbiya Yıldırım. O da aynen Halis Aydemir gibi edep sınırları içerisinde neredeyse bütün âlimleri eleştiri kapsamına alan, Hazreti Peygamberin kavram dünyası Kur’ân-ı kerime uymaz diyen ve tarihselciliği savunan birisi.

DİYK üyelerinin fikirleri insanı dehşete düşürüyor! Nereye gidiyoruz, gençlerimiz kime emanet, diye büyük endişe duyuyorsunuz!

2005’te Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın organizatörlüğünde Ali Bardakoğlu ve Mehmet Görmez’in Diyanet’e yerleştirdiği ekip, yıkım faaliyetini tam gaz devam ettiriyor. Zuhr-i âhir de bugünlerde bunun bir parçası durumundadır.

İmamlardan yoğun bir şekilde dertlerini dile getirdiğim için tebrik almaktayım. “Biz duaya geçiyoruz. Karşımızda namaz kılan Müslümanları görüyoruz. Onları bırakıp çıkıyoruz. Bu durumda biz de çok rahatsız oluyoruz”, demekteler. DİYK üyeleri onları duymazlar. Neden?”

‘AŞI ORUCU BOZMAZ’ FETVASINA TEPKİ GÖSTERMİŞLERİ

Daha önce de Diyanet’in “Aşı orucu bozmaz’ fetvasına tepki gösteren İhlas Grubunun televizyon kanalı TGRT Haber, canlı yayında Diyanet İşleri Başkanlığı’nı “skandal fetvaya imza atmak” ve dini bozmakla suçlamıştı. 

İlgili haber: Işıkçılar cemaatinin TGRT’si Diyanet’in fetvasına savaş açtı

Işıkçılar cemaatinin Diyanet’le savaşında yeni perde: Görmez’in yıkım ekibi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 Yorum

  1. TURK dusmanlari her yerde

  2. 13 Ağustos 2021, 12:18

    Ahmet tarihçi akpli değil mi. Allah Türkçe bilmiyormuymuş. Türkçe okunursa anlamıyormuymuş. Arapça kutsal mıymış. Sözde insanlığa gönderiliyorsa neden Arapça dayatılıyormuş. Allah her insanın farklı dili olduğunu, her insanın da dil öğrenme kabiliyetinin olmadığını bilmiyormuymuş. Türkçe okurlarsa tarikata insan alamazlar. Arapça okurlarsa istedikleri gibi kullanırlar. İnsan ne okuduğunu anlamıyorsa neden İslam’a inanıyor, din anlaşılmayı gerektirmez mi

  3. 13 Ağustos 2021, 11:01

    İngilterede bir gurup fransız müslüman olsa,almanca hutbe okusalar tek laf edemezsin. Türkçeye çok kolay dil uzatıyorsun , sayın Prof.

  4. Ben anlamadım yani.simsi biri bana açıklayabilir mi? Bugün hutbede kerbeladan,aşureden,bu ayın fazileti ve peygamber efendimiz (sas) tavsiyesi üzerine oruç tutulmasından bahsedildi.simdi bu söylenenlerin Arapça olarak söylenmesini mi istiyor.

  5. Siz arap dilini koruma cemiyeti misiniz. Türkçe okunup rahat rahat anlaşılsa zorunuza mı gider.
    Nedir ulan bu arap sevdanız. İnsanları dinden soğuttunuz iyice. Gizli amacınız bu mu.
    Gerçekten insan Kur-an’ı Kerim’i Türkçe okuyup anladığında çok daha fazla okuyası geliyor.
    Bu korkunuzun sebebi nedir? Yabancı ülkelerde Kur-an’ı Kerim o ülkenin dininde okunduğu için müslümanlık
    daha çok yayılıyor. arapça bilmeyenin anlamadığı hutbenin toplumun iyiye doğruya yönelmesinde ne gibi yararı olabilir…

  6. Gerçeği söylemek gerekirse bu ülke İslam dininden çıkmıştır. Bunu söylememin önemli bir nedeni var. Yaşadığım bir olayda gördüm ki. Hiç bir insan ALLAH sevgisi için hareket etmemektedir. Nerdeyse hepsinin kibiri aya uzanmıştır. İslam’ın özünü bilmiyorlar. İşte böyle yok Arapca okunmuş yok Türkce okunmuş diye sahip oldukları medyadan ‘müslüman’lık taslayarak, insanların iradesini satın alıyorlar. İnsanlarda ALLAH için hareket edecek sevgide yok. İradelerini tamamen taptıkları insanlara bırakmışlar. İşin özü solcusuyla, sağcısıylar, tarikatcısıyla, aydıncısıyla, kriptocusuyla, masonuyla, ciasıyla, fetosuyla, gizli örgütlerle, bu ülkeyi İslam dinine uzak hale getirmişlerdir. Bu da bir başarıdır kendileri açısından. Bunun içinde kendilerine altın madalya verilmesini istiyorum.

  7. Bunlar da tayyiple yolları ayırıp bidon ekibine katılmak mı istiyorlar. Bunlar zaten amerikancı bir grup

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!