Japonların 9 şiddetindeki bir depremde niçin burnu bile kanamıyor?

featured

Bir deprem ülkesi, bir deprem adası olan Japon’yada ister 6 ister 6 ve üzeri şiddette olsun depremlerde can kaybı neredeyse yok denecek kadar az. Bir deprem ülkesi olan Türkiye de kendisine Japonya’yı örnek alıp aldığı önlemleri kopya edebilir.

Fay hatları üzerindeki ülkeler için depremler, en az yağmurlar kadar doğanın bir gerçeği. Hiç şüphesiz Japonya etrafını çevreleyen ateş çemberi faylarından dolayı bu doğa olayını en sık ve en büyük ölçekte yaşayan ülkelerin başında geliyor. Neyse ki

Hepimiz 11 Mart 2011’de 9.0 şiddetindeki büyük Japonya depreminde Tokyo’da beşik gibi sallanan fakat sapasağlam duran gökdelenlerin görüntülerini hayranlıkla izledik. Böyle bir depremin Türkiye’de gerçekleşmesi durumunda nelerin olabileceğini düşünmek bile hoş değil.

Son zamanlarda Türkiye’de sıklıkla yaşanan depremler, nasıl oluyor da Japonlar depremler ile mücadelede bu seviyeye geldiler sorusunu akıllara getiriyor.

Bu konuda, doktorasını Japonya’da Tokyo bölgesinde  Tsukuba Üniversitesinin Uluslararası Bütünleşik Uyku Tıbbı Enstitüsün’de (WPI-IIIS) tamamlayan ve doktora sonrası çalışmalarını Amerika Birleşik Devletlerinde Harvard Tıp Okulu’nda sürdüren Mustafa Kokutata’nın bilim.org’daki yazısında önemli değerlendirmeler var.

İşte Mustafa Kokutata’nın yazısından konuyla ilgili önemli bölümler:

“İnsanların güvenliğinden emin olmak için ilk iş, depremde ölüm ve yaralanmaların en çok neden olduğu binalardan başlamak. Bunu yapabilmenin yolu da binalar daha inşaat aşamasındayken her türlü sallantıya dirençli olacak şekilde güçlendirmek.

“Japonya’da uzun yıllardır yeni yapılan tüm binalar devletin düzenlediği katı kurallardan geçmek zorunda. Bu yeni yapılan binalardan Japon devletinin beklediği temelde iki şart var:

“Binayı yapan müteahhit ve mühendisin 100 yıl boyunca bu binanın herhangi bir depremde çökmeyeceğinin garantisini vermesi, ikincisi ise binanın yapımından itibaren 10 yıl boyunca binada her hangi bir hasarın oluşmaması.

“Ayrıca, bina yapımında kullanılacak malzemeler devlet yetkileri tarafından katı kurallar ile belirleniyor. Malzemelerin hemen hemen hepsi kolay kolay kırılganlık göstermeyecek özellikte olmasına dikkat ediliyor.

“Bu kriterleri sağlayamayanların Japonya’da bina yapma ruhsatı alması söz konusu bile değil.

DEPREM ERKEN UYARI SİSTEMİ

“Japonya’daki tüm akıllı cep telefonları deprem ve tsunami erken uyarı sistemi ile adapte olmuş durumdadır. Bu sayede deprem dalgaları o bölgedeki insanları vurmadan 5-10, yerine göre 15 saniye önceden cep telefonları yüksek sesli bir alarm veriyor ve ardından bir ses deprem bitine kadar “Jishin desu! Jishin desu” (Türkçesi; Deprem oluyor! Deprem oluyor) diye tekrarlıyor. Bu erken uyarı sistemi ile insanların deprem dalgaları kendilerini vurmadan bir kaç saniye öncesinde güvenli noktalara gidip hayat üçgeni oluşturması amaçlanıyor.

“Japonya okyanusta bir ada ülkesi olduğundan en büyük sorun tsunamiler. Bunun için de tsunami erken uyarı sistemi 10 dakika önceden sahil kıyılarında bulunan insanları, tsunaminin geleceğini cep telefonlarına gönderdiği acil alarm mesajı ile uyarıyor.

“Peki bunun alt yapısı nasil hazırlandı? Japon meteoroloji ajansı ülkedeki sismik hareketleri ölçen 200’den fazla istasyon inşa etti. Japon doğal afetleri önleme bakanlığı ülke çapında 800 tane erken uyarı sistemi istasyonu kurdu. Tüm bu sismik istasyonlardan gelen veriler anlık olarak erken uyarı sistemindeki yetkililer tarafından boyutu ve zamanı analiz edilip bu dalgalardan etkilenecek bölge insanlarının cep telefonlarına acil alarm mesajı olarak gönderiliyor. Bu sayede depremin olduğu bölgedeki vatandaşlar güvenlik önlemlerini sallantıdan bir kaç saniye önceden alabiliyorlar. Türkiye gibi iki aktif fayın üzerinde konumlu bir deprem ülkesinde Kandilli, GSM operatörleri ve devletin yetkili kurumları bu sistemi oluşturup halkın hizmetine sunmalılar.”

DOĞAL AFET KORUNMA SİSTEMİ

“Depremler gibi doğal afetlerin zararlarını azaltmak amacıyla Japon hükûmeti, toplumu bilinçlendirmek için büyük çabalar sarf ediyor. Acil durum bölümleri kurarak doğal afette halkın nasıl davranması konusunda eğitimler veriyor.  Özellikle acil durum çantasının nasıl hazırlanması gerektiğini, deprem sırasında ve sonrasında neler yapılması hususunda herkese ulaşacak şekilde halk eğitim günleri düzenliyor. Her ev sahibinin evinde acil durumlarda el fenerleri, ilaçlar, battaniye, maskeler, halatlar ve üç gün yetecek kadar gıdanın olduğu bir çantanın olması konusunda uyarılarda bulunuyorlar.

“Bunun yanı sıra doğal afetlerde toplanma merkezleri belirleniyor. Bunlar genelde okulların jimnastik salonları oluyor ve içerisinde kask, battaniye, el fenerleri ve yetecek kadar gıda bulunuyor. Afet sonrası evine dönemeyecek insanlar bu merkezlerde temel ihtiyaçlarını giderebilir ve kalabilirler.

“Japon hükûmeti, halkın depremler ve tsunami hakkında yeterli bilgiye sahip olması adına önemli adımlar atıyor.

“Okullarda deprem eğitimi ve tatbikatları ana okulundan başlıyor. Her yıl üniversiteler dahil Japon eğitim sisteminde bulunan tüm okullar büyük ölçekteki bir depremde nasıl davranılacağına yönelik tatbikatlar düzenliyor. Japonya’da eğitim aldığım üniversitede her yıl nisan ayı gibi mutlaka büyük deprem tatbikatı yapardık. O zaman aynı şeylerin her yıl yapılmasının anlayamamıştım. Aradan zaman geçtikçe fark ettim ki her yıl tekrarlanacak şekilde yapılan bu tatbikatlar insanların büyük depremler karşısında soğuk kanlı kalmasını ve nasıl davranması gerektiğini bir alışkanlık haline getiriyor.

“Japonlar uzun süren bu çabalar sonucunda 6 ve üzerindeki depremlerdeki can ve mal kayıplarını hemen hemen yok denecek seviyeye getirmeyi başardılar. Japonlar için tek sorun, deprem sonrası oluşan büyük ölçekteki tsunamiler.”

Japonların 9 şiddetindeki bir depremde niçin burnu bile kanamıyor?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!