‘Keşke Paşayı dinleseydik’ diyen Akit yazarı: Tüm tarikatlar, cemaatler denetlensin!

featured

Akit yazarı Ali Sandıkçıoğlu, yıllar önce FETÖ konusundaki uyarılarını ‘Onlar din düşmanı’ diyerek dinlemediği General Nedim Erden’den helallik istedi. Sandıkçıoğlu, tüm tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerinin tamamının denetlenmesi çağrısında bulundu.

Yıllar önce oğlunu FETÖ’cülerle görüşmesi için teşvik ettiğini belirten Akit yazarı Ali Sandıkçıoğlu, Nedim Erden Paşa’nın uyarılarına ise çok sert karşılık verdiğini belirtti. Sandıkçıoğlu’nun “Yıllar önce bizleri uyarmıştı ama…” başlıklı yazısının satırbaşları şöyle:

“Yaklaşık sekiz-dokuz sene önce idi. Almanya’da idim. İkinci oğlum İrfan beni telefonla arar. Bir konuda benden izin ister. “Baba ben bazı gençlerle arkadaş oldum. Onlarla zaman zaman Eyüp Sultan’a gidiyoruz. Namaz kılıyoruz. Bazen iş yerlerimizde toplantı yapıyor, kahvaltılı sohbetler ediyoruz. Ne dersin?” Ben kendisine: “O arkadaşların kimdir, nedir, hangi cemaat, hangi gruptandırlar?” diye sordum. “Baba, Fethullah hocaya bağlı genç iş adamları” cevabını verdi. Ben de: “Olur dedim. En azından camiye gidiyorsunuz. Namaz kılıyorsunuz, dini bir cemaat, dine hizmet ediyorlar, gençleri yetiştiriyorlar, onlardan zarar gelmez” dedim. İzin verdim. (Herkes gibi biz de onların bir hizmet grubu olduğuna inanıyorduk.)

BABAN SANA NASIL İZİN VERDİ!

Oğlumun yanında askerlik yaptığı Nedim Erden, son rütbesi Tuğgeneraldi. Oğlum İrfan’ı çok sevmiş, vefatı anına kadar irtibatları devam etmişti. Zaman zaman İrfan’ın çocuklarını çağırır, tepeden tırnağa Paşa giyindirir, bazen özlediği zaman İrfan’ı arar çocukları al, getir biraz seveyim dermiş. Bir gün İrfan komutanının evine ziyarete gider. “Komutanım, ben böyle böyle yapıyorum. Falancı gençlerle arkadaş oldum, onlarla namaza, sohbet toplantılarına camilere kahvaltılarına katılıyorum.” der. Komutanı İrfan’a: “Babanın haberi var mı?” der. Paşa benim din adamı olduğumu ve Süleyman Efendi Hazretlerine bağlı olduğumu biliyordu. (Yüz yüze hiç görüşmedik.) İrfan: “Var. Babam izin verdi” der. Paşa büyük bir hayret içinde: “Nasıl olur? Baban milliyetçi, dindar, vatanını seven bir insan. Sana nasıl olur da izin verir? Baban, onların Türk devletinin sinsi bir düşmanı olduğunu bilmiyor mu?” der ve üzüldüğünü beyan eder.

PAŞA İÇİN ‘ONLAR DİN DÜŞMANI’ DEMİŞ

Oğlum eve dönünce beni tekrar arar. Ben rahmetli eşimle beraber Almanya’dayım. “Baba Paşa’yı ziyarete gittim. Paşa bana böyle böyle diyor.” Ben oğluma telefonda sesim çıktığı kadar bağırdım. “Senin paşan dindarlara düşmandır, onlar şudur, onlar budur, yanlış söylüyor, şöyledir, böyledir diye.” Oysa kısa bir süre önce Kurmay Albaylıktan Tuğamiralliğe yükselen Paşa’nın oğlu Berk Erden çok milliyetçi ve başarılı bir Türk subayı idi. İçerideki ve dışarıdaki devletimizin düşmanları, ağa babalarından aldıkları talimatla onu İzmir’deki bürosunda şehit etmiş ve kendi intihar etti süsünü vermişlerdi. Paşa’nın kızı da o tarihler İstanbul’da çok önemli bir devlet kurumunda görevli idi. Annesi rahmetli olunca babasına hizmet edebilmek için istifa ederek ayrılmıştı. Vefat edinceye kadar babasının hizmetinde olmuştu. Meğerse Fetö’yü ve yaptıklarını, ilişkilerini, kimlerin maşası olduklarını, hain planlarını çok çok iyi biliyorlardı Paşa.

ALLAH BENİ AFFETSİN

Paşa’ya gıyabında öfkelenmiş, kızmıştım. Ne var ki ben yanılmışım. Allah beni affeylesin. Bizler hizmet hizmet, himmet himmet reklamlarına, bir başka cemaatin mensubu olsak da ne yazık inanmış ve kanmıştık. Daha doğrusu bütün millet gibi ben de kandırılmıştım.

TÜM TARİKATLAR KONTROL EDİLSİN

Hakk’ın rahmetine kavuşan Nedim Erden Paşa’nın cenazesi 12.09.2019 tarihinde Selimiye Camii’nden kaldırılarak ebedi istirahat ahına uğurlandı. Cenab-ı Hakk taksiratını affeylesin. Mekânı cennet olsun. Ben kendisine rahmet dilerken geride kalan kızı ve torununa sabır ve hayırlı ömürler diliyorum. Buradan Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten bütün devlet yöneticilerimize, büyüklerimize bizzat yaşadığım bu tarihi hatıramı paylaşırken şunu istirham ediyorum: Türkiye’de ne kadar dernek, vakıf, cemaat, spor kulübü, mesleki vakıflar ve dernekler, cemaat, cemiyet ve tarikatlar, benzer oluşumlar varsa bunların tümü ve idare ettikleri marketler, yazılı ve görsel basın kuruluşları, özel okullar, hastaneler, gelirleri giderleri nelerdir, yurt dışı bağlantıları var mıdır, sermayelerinin ana kaynakları nelerdir, üyeleri kimlerdir, yönetimleri kimler tarafından oluşturulmaktadır, bir il veya ilçedeki bir x kişisi aynı yerde kaç derneğin üyesidir, yönetimindedir, yahut o il ve ilçede aynı maksatlı kaç cemiyet, derneğe üyedir bu saydıklarım hiç zaman kaybedilmeden bakanlıkların yetkili birimleri tarafından acilen Türkiye genelinde doğudan batıya, güneyden kuzeye bunların hepsi bir bir kontrol edilmelidirler.”

‘Keşke Paşayı dinleseydik’ diyen Akit yazarı: Tüm tarikatlar, cemaatler denetlensin!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 23 Eylül 2019, 14:11

    Süleyman efendinin mokunu yiyince cennetemi gideceksin.süleyman efendi seni BADELEDİMİ .Süleyman efendi uçuyormu.

  2. 23 Eylül 2019, 12:18

    Bizler neden kandırılmadık acaba?
    Sizi uyaran paşayı dinlemediniz,gerçek vatanseverlerin uyarılarından haberiniz olmadı olsaydı da pek bir şey değişmeyecekti çünkü işinize gelmiyordu.
    Başka kapıya yavrum yemezler bu numaraları.

  3. Tarikatlar denetlenmeli İsmail Saymaz vb neoliberal SOSyalistletin attığı bir tuzaktır… Hurafeleri ve görünmeyeni denetleyenmezsin…Saymaz zaten son zamanlarda fetocularin serbest kalmasını teklif ediyor…

  4. 22 Eylül 2019, 15:12

    Hepiniz sahtekârsınız!
    Sizin o “Allah beni affetsin” sahte yakarışlarınızı, hesap vakti geldiğinde yüce Tanrı zaten hepinizin suratlarına çarpacak da, bu dünyada da hak ettiğiniz cevabı er ya da geç bir gün Türk milletinden alacaksınız.
    Öyle “Allah beni affetsin, milletim beni affetsin”, sahtekârlıklarıyla hiç kimse Türk milletini aptal yerine koymaya kalkmasın.
    FETÖ ve bütün yobaz tarikatlar ne ise, sizler de osunuz.
    Lâik Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için, taa ki “öküz ölüp kimileriyle ortaklığınız ayrılana kadar” beraberdiniz.
    Ve kabul edelim ki; Fiilen bunda başarılı da oldunuz.
    Üzerine basarak “fiilen” diyorum çünkü, lâik Cumhuriyetin yerine koyduğunuz “merdiven altı şer’i düzenini” ilân etmeye yüreğiniz yetmediği için resmiyet kazanamadı. Çünkü, aziz vatanı “sahte din üzerinden” yağmalamak için iştahlar kabarık, ama demokrasi tramvayından inmek için henüz vakit erkendi.
    İşte bu yüzden onyedi yıldır Türkiyeyi “ilân edilmemiş fiili bir rejimle” yönetiyorsunuz. Vakti gelince ilân etmeyi düşünüyordunuz ama, şartlar öyle gelişti ki, artık bundan sonra ilân etme şansınız da kalmadı.
    Hâl böyle olunca, lâik Cumhuriyet açısından çok büyük suçlar olmakla birlikte, vakti geldiğinde ilân edeceğiniz yeni rejimin aklayacağı bütün o ihanetler, hepinizin gelecekteki iddianameleri olarak, kabak gibi meydanda duruyor.
    Bütün bu sahte pişmanlıklarınızın, toplum önünde küçülme pahasına kendinize revâ gördüğünüz “aldatılmışlıklarınızın” sebebi bu.
    Ama bizler aptal değiliz. Günü geldiğinde hepiniz Türk milletine hesap vereceksiniz…

  5. Denetlemeye grrek yok bu seferde denetleyenin kim olduğu konusu ortaya gelecek iş karışacak. Misal yaş kararları Süleymancilara yaradı deniyordu bununla beraber nereye koyalım bu yazıyı.
    Bu işin özü desturla andığın adamları da hukuk karşısında eşit kılıp, hukuku işler hale getirerek çok daha kolayca halledebiliriz. Ne gerek var bir de denetçi adında başka güçler yaratmaya.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!