Kıbrıs’ta Yahudi kampları ve bugünkü durum

featured

Sabahattin İsmail yazdı…

2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Filistin’e gitmeye çalışan Yahudiler için, Kıbrıs bir üs olarak kullanıldı.

1946-1949 yılları arasında İngiliz sömürge yönetimi tarafından Kıbrıs’ta 12 Yahudi toplanma kampı kurdu. 52,000 Yahudi mülteciye ev sahipliği yapan bu kamplar, Yahudiler tarafından kendi tarihlerinin önemli bir parçası sayılıyor.

Filistin’e gitmelerini sağlayacak izin ve vizeler çıkana kadar bu kamplarda yaşayan Yahudilerin 2,000’den fazla bebeği adada doğdu. Bu çocuklar şimdi 74-77 yaşlarında. Çocukları ve torunları ile birlikte gelip bu kamp yerlerini ziyaret ediyorlar. Kamplar Şubat 1949’da kapatıldı. Bu kamplar Gazimağusa’daki Karakol (Karaolos) ve Larnaka’da İngiliz üslerinin bulunduğu Dikelya’da kurulmuştu.

Kamplardaki Yahudi mültecilerin çoğunluğu soykırımda ailelerini kaybetmiş 13-35 yaş arası kişilerdi. İngiltere bu kampların kurulmasında Alman savaş esirlerini çalıştırdı. Yahudi yardım kuruluşları, özellikle de adadaki Amerikan Ortak Dağıtım Komitesi bu kamplarda eğitimden sağlığa, mesleki eğitimden atölye çalışmalarına hayati bazı hizmetler sunarak mültecileri Filistin’deki hayatlarına hazırlamaya çalıştı.

O günlerde yayınlanan HÜRSÖZ Gazetesine göre sadece MART 1948’de EMPİRE RANFOLD vapuru ile Gazimağusa’ya toplam 1782 Yahudi Muhacir Karakol kampına getirilmişti.

10 Şubat 1949’da, İsrail Devleti’nin kurulmasından 267 gün sonra, son Yahudi de Kıbrıs’taki kamplardan ayrılarak İsrail’e gitti ve kamplar da kapatıldı.

Ne ki bu kamplar Yahudi tarihinin bir parçası ve kampların bulunduğu bölgeler de Yahudiler için manevi değeri olan yerler oldu.

İngilizler 1. Dünya Savaşı’nda Gazimağusa’ya sahile çok yakın olan Karakol kampına, Çanakkale’de esir aldıkları Türk askerlerini de getirmişti. 2. Dünya Savaşı sonunda, ise İsrail’e giden Yahudileri yerleştirdi.
Bugün bu kamp Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına ait. Gülseren Eğitim Kampı adı ile askerlerimizin eğitimi için kullanılıyor.

KAMP YERLERİNİ SATIN ALDILAR

1995 yılında Başbakan Hakkı Atun’un Özel Kalem Müdürü iken, federasyoncu CTP döneminin/Mehmetali Talat’ın Kıbrıs müzakerecisi milletvekili Özdil Nami’nin babası, iş adamı Erdil Nami’nin eşlik ettiği bir gurup Yahudi iş adamı Başbakan ile görüşmeye geldi. Görüşmede ben de bulundum.

Görüşmede, “eğitim kampını bulunduğu bölgenin ve civarının 1963 öncesi kendileri tarafından satın alındığını ve kampın boşaltılıp kendilerine verilmesini” istediler.

Oraya milyonlarca dolarlık turistik tesis yapacaklarını belirttiler. Bunun için askerlerin göstereceği herhangi bir yerde verilecek projeye uygun yeni bir kamp yapmaya hazır olduklarını belirttiler.

Ne ki gerek Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş, gerekse Türk Genel Kurmayı buna şiddetle karşı çıktı ve talepleri reddedildi. Ancak tapuları ellerinde ve bu bölgeyi talep etmeyi sürdürüyorlar.

Bölge hem stratejik hem de Yahudiler için manevi değeri var. Yani Yahudilerin Kıbrıs’a ilgileri yeni başlamış bir olay değil. 60-70 yıldır adadan toprak alıyorlar.

KARPAZ BOĞAZINI DA İSTEDİLER

Yahudilerin bölge ile ilgilerini kanıtlayan bir olay daha var.

Şimdi Merit Gurubu sahibi Besim Tibuk’un medyasında yazılar yazıp programlar yapan Ferdi Sabit Soyer’in Başbakan, şimdi Besim Tibuk ile “sen sor ben söyleyim” programı yapan Hasan Erçakıca’nın, CB Mehmetali Talat’ın sözcüsü olduğu 2006’daki CTP iktidarı döneminde de İsrailli iş adamları, Karpaz Boğazı’ndaki “Cyprus Gardens” Tatil köyü ile çevresini Besim Tibuk’tan (Net Holding) satın almak istedi.
CTP ‘li Başbakan Ferdi Sabit Soyer ve CB Mehmetali Talat buna destek verdi.

İsrailli iş adamları, satış karşılığı şirketlerinde Besim Tibuk’a da yüzde 20 hisse vereceklerdi. Başında emekli bir İsrailli General bulunan Yahudi gurubu, bölgeye bir yat limanı ve turistik tesisler yapacaktı.

Ne ki devlet, stratejik önemi olan bu bölgenin de İsraillilerin eline geçmesine izin vermedi. Ne yazık ki, bugün tüm bölge ve sahilleri Yahudi şirketlerinin yaptığı dev siteler tarafından işgal edilmiş durumda…

BU GİDİŞİ DURDURACAĞIZ

Cyprus Gardens’ı alamadılar ama bugün Gazimağusa’nın Kuzey Doğu sahilleri, Karpaz Boğazı, İskele, Karpaz, Tatlısu, Kaplıca, Esentepe, Girne, Akdeniz, Gaziveren sahilleri ile Mesarya’nın tarım arazileri yoğun şekilde satın alınıyor.

Daha önceki gün Mesarya’nın en eski Türk köyü Kalavaç muhtarı, köyün bir arazisini almak için, değerinin kat kat üstünde olan 4.5 milyon TL teklif verildiğini sosyal medyada açıkladı.

İnşaat firmaları ile sıkı ilişki içinde olan Başbakanı Ünal Üstel Müteahhitler Birliği, Emlakçılar Birliği, 8 otel ve Kumarhanenin sahibi Besim Tibuk, fonladığı “gazeteciler”, bir İnşaat şirketinin kurduğu gazete ve satılmış sözde gazeteciler ise “konunun çok abartıldığını, endişe edecek bir şey olmadığını” iddia ediyorlar.

Ne var ki, halktan en ağır şekilde tepki görüyorlar. Çünkü herkes en güzel yerlerde ve en verimli tarım arazilerinde mantar biter gibi yükselen dev inşaatları, siteleri, artan yabancı nüfusu, bunun trafiğe, eğitime, hastahanelere ve sosyal yaşama olumsuz yansımasını, medyanın, gazetecilerin inşaat şirketleri tarafından fonlanarak susturulduğunu, bizzat görüyor, yaşıyor. Satın alınan büyük miktardaki arazileri, kimlerin nerede, ne kadar arazi sattığını ve inşaat şirketlerinin hangi siyasileri fonladığını biliyor.

Yabancılara toprak satışını yasaklayacak, konut satışlarını sıkı denetim altına alarak bir konuttan fazla alım yapılmasını önleyecek, paravan şirketler üzerinden alım yapılmasına ağır cezalar getirecek bir yasanın çıkmasını mutlaka sağlayacağız.

Tüm Vatan toprakları satılmadan, bu kötü gidişi mutlaka durduracağız.

Kıbrıs’ta Yahudi kampları ve bugünkü durum

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!