Kılıçdaroğlu: KHK ile atılan herkese görevini iade edeceğiz

featured

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘KHK ile atılan herkesi görevine iade edeceğiz’ dedi. ‘Bizim de kabahatimiz, kusurumuz, yanlışımız var’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘Ama rahatlıkla size şunu söyleyebilirim. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti, Cumhuriyet Halk Partisi’dir’ ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çorum’da “Kanaat Önderleri Buluşması”nda muhtarlar, oda, dernek başkanları ile sivil toplum kuruluşu ve üretici örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) meslekten atılan herkesi görevlerine iade edeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘Yeter ki teröre bulaşmasın’ dedi.

Kılıçdaroğlu Sözcü’nün aktardığına göre şöyle konuştu:

“Geçen özel harekatta çalışan bir polis, Ankara Mamak’ta karşılaştık. ‘Beni kanun hükmünde kararnameyle attılar… Gittim savcılığa, savcı takipsizlik verdi.

Mahkemede hiç bir zaman yargılanmadım ve mahkum edilmedim. Beni görevime vermeleri lazım… ‘Hayır efendim seni göreve geri veremeyiz…’ Niye veremiyorsun?

Sözüm söz, bütün bu adaletsizlikleri düzelteceğim. O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın.”

‘SON 10 YILDA EN BÜYÜK DEĞİŞİMİ YAŞAYAN PARTİ CHP’DİR’

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de siyaseti kirlilikten arındırmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Temiz, ahlaklı siyasetten bahsedeceğiz. Artık öyle kavganın yeri yok. İyilikte yarışmak diye bir kavram var. İyilikte yarışalım. Bütün ön yargılarımızı yıkalım. Dünyaya daha güzel gözlerle bakalım. Bu, şu anlama gelmesin: ‘Efendim CHP’nin hiçbir kabahati, kusuru yok bu işlerde’. Hayır, efendim. Bizim kabahatimiz de var, kusurumuz da var, yanlışımız da var ama rahatlıkla size şunu söyleyebilirim. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti, Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Demokrasiden, insan haklarından yana ne kadar geçmişteki hatalarımız varsa hatalarımızı telafi etmeye çalışıyoruz. Edeceğiz de. Hatalarımızla, yanlışımızla yüzleşeceğiz. Bunu yaptığımız zaman topluma karşı samimi oluruz. İki yüzlü siyaset kadar yanlış bir şey yok. Temiz olacaksın, yanlışın varsa, ‘Evet, burada yanlışım var.’ diyeceksin. Vatandaş takdir eder. Bunu yapacağız.”

İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR

Alın teri dökenlerin, helalinden kazananların yanlarında olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bayrağıyla sorunu olmayan, vatanıyla sorunu olmayan, ‘Bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir’ diyen herkesle kucaklaşacağız. Bayrağımız ve vatanımız için yeri geldiğinde canımızı vereceğiz. Dolayısıyla yeni bir siyaset anlayışı getireceğiz. Düzgün bir siyaset anlayışı getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

‘DEMOKRASİ DEDİĞİMİZ KAVRAMI BÜYÜTMEMİZ LAZIM’

Kılıçdaroğlu, Anayasa’da devleti yönetmek üzere halk tarafından görevlendirilen siyasi partinin cumhuriyeti ve demokrasiyi korumakla görevlendirdiğini vurguladı.

“Peki demokrasiyi koruyor muyuz?” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Demokrasinin önemini hepimiz biliyoruz. Demokrasi, halkın iradesine saygı göstermek demektir. Herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesi demektir. Aynı zamanda demokrasi can ve mal güvenliğidir. ‘Benim malıma gelir birisi çökerse ben mahkemede bulurum. Nasıl olsa Ankara’da hakimler var.’ demektir. Yargının iradesi parayla satın alınamaz demektir. Siyasi gücün yargı üzerine hegemonyası yok demektir. Medyada, basında özgürlük var demektir. Böyle bir demokrasi bizde var mı şimdi? Eğer bu ülkenin gençleri tweet attığı zaman ‘başıma bir bela gelir’ diye korkuyorsa, burada bir sorunumuz var demektir. Bunu beraber düşünmek zorundayız. Bu işin partisi yoktur. Demokrasiyi ben de savunacağım, benim gibi düşünmeyen de savunacak. Ben de konuşacağım, benim gibi düşünmeyen de konuşacak. ‘Sadece ben konuşacağım, kimse konuşmayacak’, bu demokrasi değildir. ‘Sadece ben ifade edeceğim, kimse ifade etmeyecek. Sadece ben düşüneceğim herkes bana uyacak’, bu demokrasi değil. Demokrasi dediğimiz kavramı büyütmemiz lazım.”

MİLLİ GELİR DÜŞTÜ

Türkiye’de milli gelirin azaldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018’de kişi başına gelir 10 bin 822 dolardı. Bugün 8 bin 599 dolar. Bırakın büyümeyi, 10 binden 8 bine düşmüşüz. Hepimiz hissediyoruz bunu. Devleti yönetenler adaletle devleti yönetmek zorundalar. Benim aylığım düşerken, sizin aylığınız düşerken, çiftçinin geliri düşerken, esnaf siftah yapamaz hale gelirken, bu tablo varken… Ben iktidara yakınım, bir maaş yetmez, 4 yerden, 5 yerden maaş alayım ayrıca. Bu oldu mu? Vicdan bunu kabul eder mi? Ahlak bunu kabul eder mi? İnsanlık bunu kabul eder mi? Buna itiraz etmek zorundayız. Sandığa giderken de düşünmez zorundayız. Kararımızı ona göre vermek zorundayız. Türkiye’nin çıkarlarına göre, evlatlarımızın ailelerimizin, bulunduğumuz kentin, mahallenin, köyün çıkarlarını düşünerek sandığa gitmemiz ve oyumuzu öyle kullanmamız lazım.”

MAHKEMELER SİYASALLAŞIRSA…

Kılıçdaroğlu, ünlü düşünür Sadi’nin, “Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.” sözünü anımsatarak, şunları dile getirdi:

“Adalet, bu kadar ulvi bir şeydir. Hz. Ali der ki ‘Devletin dini adalettir’. Eğer bir ülkeyi adaletle, ahlakla, liyakatle, erdemle, bilgiyle yönetemezseniz ülkenin felaketine yol açarsınız. Bütün peygamberler adalet için gelmiştir. Eğer siz adaleti yok ederseniz, olmaz. Bu Anayasa ve dünyanın bütün anayasaları der ki ‘Hakim, hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar verir.’ Mahkemeler siyasallaşırsa, gelen talimat üzerine karar verirse orada olmaz. Haksızlığa, hukuksuzluğa birisi uğrarsa beraber sahip çıkmaz zorundayız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Sevgili Peygamberimiz böyle diyor. Eğer bir yerde haksızlık varsa susmayacaksınız. Susmaya hakkımız yok. Kim olursa olsun. Bize oy verir veya vermez. A partisine oy verir veya vermez, hiçbir partiye oy verir ya da vermez. Mesleği, bulunduğu konum ne olursa olsun, haksızlığa uğradıysa o haksızlığın karşısında ortak ses çıkarmak zorundayız. O zaman bir siyaset kurumu olarak görevimizi yapmış oluruz.”

’24 SAATTE EMEVİ CAMİSİNDE NAMAZA KILACAKTIK’

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta ve dünyada barış anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Bizim dış politika hep barış üzerine inşa edilmişti, bütün komşularımızla huzur içinde yaşıyorduk. Suriyelilerle, Iraklılarla, İranlılarla, Mısır, herkesle ilişkilerimiz gayet iyiydi. Sanayicilerimizin işi daha da iyiydi, esnafın işi çok iyiydi. Sınır boyunda hafta sonu otellerde yer bulamazdın. Esnaf memnun, turizmci memnun, otelciler memnun. İnsanlar gelir, Türkiye’de eğlenirler, kendi ülkelerine giderler. Niye kavga ettik? Bana bir Allah’ın kulu çıkıp desin, ‘Şunun için kavga ettik’. Bir haklı gerekçe versin. Vermediler. Hadi Suriye ile kavga ettik. Ya Mısır ile ne işin var kardeşim senin? Mısır ile niye kavga ettin? Mısır, o bölgenin kilit taşıdır. Mısır ile Orta Doğu ile bizim tarihsel akrabalığımız var. Ortak kültürümüz var. Kavga etmek değil, barışı büyütmek zorundayız. Bizim iş adamlarımız gitmeli, orada fabrikalar kurmalı. Üretim yapmalı, istihdam yaratmalı. Aldığı kazancı Türkiye’ye getirmeli. Türkiye’yi zenginleştirmeli. Hem onlar kazanmalı hem biz kazanmalıyız. Bunu yapabiliriz, yapmalıyız. Kavganın kime ne faydası olur? Biz kaybettik. 24 saatte Emevi Camisi’nde namaz kılacaktık. 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Bırakın gitmeyi, şimdi Afganlar var. Ben ırkçılık yapmam ve ırkçılığa karşıyım. Allah’ın yarattığı insana her zaman saygılı olurum. Suriyelilere kızmıyorum. Afganlara da kızmıyorum. Onların bir günahı yok ki. Onları Türkiye’ye getirene kızıyorum. Arkadaş, sen bunları Türkiye’ye getiriyorsun. Asıl sorumlu olan sensin. Biz sorumluyu unutuyoruz, Suriyelilere saldırıyoruz. Suriyelinin bir kabahati yok ki. Sınırı açan Suriyeli mi? Kavgayı başlatan Suriyeli mi? Sen kavgayı başlatırsan, kapıları açarsan Suriyeliler de gelir, Afganlar da gelir. Benim millete sözüm var. Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidar olursam ben o gün Suriyelileri davulla zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim.”

MÜLTECİ ELEŞTİRİSİ

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Sözcüsü’nün yaptığı açıklamayı okumak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

“Aynen duruyor, İngilizce. Onların Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde duruyor. Kabil Havaalanı sorusunu soruyorlar. ‘Bu, Türk müttefiklerimizle en üst düzeyler de dahil olmak üzere tartıştığımız bir konu. Başkan Biden, tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüştü. Türkiye’nin önemli bir rol üstlenme konusundaki istekliliğini takdir ediyoruz.’ diyor. Devam ediyor. ‘Her zaman yaptığımız gibi bu tartışmaları gizli tutuyoruz’. Bize söylemiyorlar ama Amerikalılar öyle değil. Bir görüşme yapıyorsa Dışişleri Bakanlığı kendi internet sitesine koyuyor. Buna itiraz ettim. Türkiye, mülteci ambarı değil, göçmen ambarı değil, sığınmacı ambarı değil. Biz hepsine nasıl bakacağız? Erdoğan, açıklama yapıyor, ‘Finansmanı iyi yönettiğimiz için mültecileri Türkiye’ye alıyoruz, daha da almaya devam edeceğiz’. Kıyameti kopardım. Parti sözcüsü diyor ki ‘Bir tek mülteci bile almayacağız’. Sen mi doğru söylüyorsun, Cumhurbaşkanı mı doğruyu söylüyor? Kim doğruyu söylüyor. En son Taliban dedi ki ‘Biz burada Türk askeri de istemiyoruz, çıkın topraklarımızdan’.”

Türkiye’nin dört temel stratejiye ihtiyaç duyduğunu savunan Kılıçdaroğlu, demokrasinin egemen olması, her alanda üretimin artması, halkça bölüşülme ve bu üçünün sürdürülebilirliğini sağlayacak stratejilerin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de muhtarlık kanununa da ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Kılıçdaroğlu: KHK ile atılan herkese görevini iade edeceğiz

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. Kanıma dokunuyor bu adam! Ne kadar ihanet odağı varsa kol kola. Khk lıları göreve iade edecekmiş. Senin haddine mi bu? Sadece haksızlığa uğrayanlar için dese belki. Ama teröre bulaşmamış ne demek? Teröre bulaşmanın ölçüsü sadece silahmı? Örgüte maddi destek vermek, savunmak, yardakçılık yapmak, örgüt için, iftira etmek, yalan söylemek, yardım etmek, tepeden işe girmek ve ilişkisini hala sürdürmek gibi vs vs.

  2. Dürüst YORUM !

  3. TUZ kokmussa nasil olacak, bende bilmiyorum !
    Ama cok büyük cogunlugu KURBAN !
    AYNI KURBANLAR bugün SALGIN hikayesi altinda seve seve sey ettiriyorlar kendilerini !!!!
    O zamanda bu KHK`lilar korona hikayesini yemis gibiydiler !!!!!!!!!!!
    Sayin iktidar hergün övgü düzerdi !!!!!! Önce iktidara KHK uygulamak gerekecek !!!!!

  4. ne yani fetöcüleri devlete geri mi sokacaksın? Bu fetö aşkı bitirdi chp yi.

  5. 27 Ağustos 2021, 05:39

    CEHAPE’nin değişim geçirdiğin doğru ama ters istikamette bir değişim. Artık altı oktan eser yok. Türk ve Türkiye düşmanlarının yerleşik hale geldiği yer oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası böyle böyle yok ediliyor. İşin acı tarafı umut beklenenler bularsa , Allah Türk milletini korusun…..

  6. Fetö kumpasından hapse atılmış bir komutanımız ceza evine girerken , ‘’ Sakarya savaşında ordunun @ ının kaçtığını’’ söylemişti. Bu @ halen varmı ? bilmiyorum ama Atatürkün gençliğe hitabesindeki ‘’İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır.’’ Sözünün vücut bulduğu insanların olduğu görülüyor.
    Hakim , savcı , öğretmen, polis , asker kamu görevlisi olarak sorular çalınarak kul hakkı yiyenleri , Amerikaya biat etmiş bir tarikat liderine taparak inanmış insanları geri getirmeye çalışmak büyük yanlıştır .

  7. 26 Ağustos 2021, 22:03

    Fetöcüleri ve PKK yatak- yardakçılarını yeniden görevlerine getirip biz de verilen görevimizi(!) yapacağız.” Diyemiyor açıkça, KHK üstünden selam çakıyor. Ah dersimli Kemal ah! Atatürk’ü sizin gibilerin elinden kurtarmadıkça bu ülke huzur bulmaz.

  8. Bundan daha net bir “Biz de Fetö gibi CIA uşağıyız” ifadesi olabilir mi?

  9. Bu da yanlış. Kimse doğruyu aramıyor, herkesi ötekinin tersini yapmak için can atıyor. KHK ile atılan herkesi değil, haksızlıkla atılan herkesi geri alacaksın. İçlerinde hak etmiş olanlar vardır. Onları ayıklayacaksın. Ama maalesef bizim sisasilerimizin hiçbirinin adaletle işi yok.

  10. 26 Ağustos 2021, 16:00

    “herkes” derken? fetöcü tarikatçı olmayan, sınav soruları çalmayan o kadar namuslu gencin suçu neydi, onlar da mı Tarikatlara üye olsaydı.

  11. 26 Ağustos 2021, 15:36

    TESEV; Sivil Örümceğin Ağında!

  12. 26 Ağustos 2021, 14:23

    Aslında doğru söylüyor. Atam’ın partisi resmen küreselci, sorosçu, liboş ve ikinci cumhuriyetçilerden oluşan hippi çemberine çevirdiler partiyi.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!