Bugün doğum günüm 42 yaşına girdim; hayatımın yarısından fazlasını CHP’de geçirmiş olmanın yorgunluğu üzerimde. Altan Öymen ile başladığım kurultay süreçleri, sandık beklemeler, mahalle temsilciliği, Çankaya İlçe yöneticiliği, milletvekili adayı olarak Ankara 1. bölgede çalışmalar vs. Hemen her seçim gecesi arkadaşlarımla, CHP önüne gittim, lakin bir kez bile muhatap bulamadık. AKP’lilerin kornolara basarak, CHP etrafında tur atmaları sonrası, sürekli başımız önde, partinin merdivenlerinde sabaha kadar oturduk.
Bu girişi niye yaptım; 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, CHP adayı Muharrem İnce’nin seçim kampanyasında, medya ilişkilerinden sorumlu olarak, mitinglerin %80’ne görevli olarak katıldım.
2018 seçimleri, şu anki seçimlere göre müthiş coşkulu başlamıştı. Halkta inanılmaz bir inanç, sokaklarda coşku hakimdi. Hemen hemen her miting müthiş kalabalık geçiyor ve AKP’lileri derinden korkutuyordu. Medya esen rüzgardan ürkmüş, en Erdoğancı gazeteciler bile İnce’yi köşelerine taşıyordu.
Herkes bu iş bitti gözüyle bakarken; ne CHP genel merkezi, ne de İnce’nin yanındakiler, seçim gecesine hazırlık konusunda bir şey demiyorlardı.
O dönem; fırsat buldukça, seçimin ilk haftasından başlayarak, sayın İnce’ye destek veren, Grup Başkanvekili sayın Engin Altay’a, Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’e de, İnce’nin milletvekili danışmanı olan sayın Mustafa Büyük’e de defalarca, şu soruyu yöneltim:
‘İlçe belediye başkanlığı seçimlerinde veya Ankara belediye başkanlığı seçimlerinde bile, iyi kötü bir bina tutulup, adayın Seçim Koordinasyon Merkezi yapılır. Bizim seçim koordinasyon merkezimiz neresi? Seçim gecesi genel merkezde mi olacağız, yoksa böylesi bir bina mı kiralanacak?’
Aldığım cevaplar sürekli Türk işiydi, ‘Bakarız Engin dur, çok meşgulüz!’ Seçim gecesi yaklaşıyordu ama ne CHP ne de İnce’nin kurmayları, seçim akşamı için ciddi bir hazırlık içinde değillerdi.
O gece, bir çok milletvekiliyle birlikte, Atakule’de bulunan, İnce’nin 3 oda bir salon ofisindeydik. Medya bile Muharrem Bey’in nerede olduğunu bilmiyordu. Yaşar ağabeyi arayıp defalarca tepki gösterdim, basın açıklaması lazım, insanlar panikte, bu panik endişe ilerde tepkiye dönebilir diye. Maalesef haklı da çıktım.
Bakın, seçimin adı büyük, kazanan cumhurbaşkanı olacak; güya ABD’deki gibi başkanlık sistemine geçtik. Ama orada ne oluyor, kazanan lider o gece konuşma yapıyor, havai fişekler vs atılıyor. Ancak kaybeden lider de, yüz binlerin karşısına çıkarak onlara teşekkür edip, bir açıklama yapıyor!
Bizde ise hemen herkes, İnce’den beklentileri büyük olduğu için, İnce’ye seçim gecesi ortaya çıkmadı diye öfke kustu. Çok da haklılar, ben de çok kızdım.
Ama aynı kitle, nedense; 2010’dan bu yana 14 sene içinde 10’a yakın seçim kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’ye gelmek yerine, seçim akşamları evinde saklanmasına karşı, gıkını çıkarmadı!
16 Nisan 2017 Başkanlık Sistemi’ne geçiş için yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu gecesi, mühürsüz oy pusulaları için Kılıçdaroğlu çıkıp de bir çift laf etmedi. Ta ki Erdoğan, AKP binasının balkonundan atı alan Üsküdar’ı geçti diyene kadar. O dönem HAYIR kampanyasını yürüten, eski Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 2 saat içinde tam 4 kez sayın Kılıçdaroğlu’nu cepten arayarak, ‘lütfen Erdoğan konuşmadan’ çıkıp itiraz edin mühürsüz oy pusulalarına’ dedi. Bu olaya benimle birlikte şahit olan, bir çok avukat ve akademisyen hala hayatta..
Erdoğan: Atı alan Üsküdar’ı geçti haberiniz yok (gazeteduvar.com.tr)
CHP hiçbir seçimde, adayının nerede olacağını, ABD veya İngiltere seçimlerinde olduğu gibi, önceden beyan etmiyor; çünkü liderler, mağlubiyet sonrası, parti önünde toplanan kalabalıkların, sonradan gerçekle yüzleşilince, kendilerini yuhalayıp istifa talep etmelerinden korkuyorlar. Bakın Erdoğan’a kızıyoruz ama hakkını da teslim edelim.. Erdoğan 2019’da Ankara, İstanbul, Antalya, Adana gibi büyük şehirlerin kaybedilmesinden sonra, çıktı taraftarlarına teselli konuşması yaptı. Liderlik bunu gerektirir.
Anketlerle çoşturuluyoruz, ilk turda seçimi alacağımıza inandırılıyoruz, peki madem öyle, seçim gecesi nerede olacağız? Kemal Bey’e önerim, Ahlatlıbel Çankaya Belediyesi tesislerinde, seçim gecesi için büyük bir platforma, ses ve ışık sistemi yaptırmasıdır. Genişçe bir parkta, vatandaşlarla o gece bir araya gelmesidir.
6’lı masa yetkililerine de soruyorum;
Seçim gecesi, vatandaşlar ve medya nereden bilgilendirilecek?
Kılıçdaroğlu saat kaçta, sonuçlarla ilgili, nerede halka hitap edecek?
2018 Haziran akşamı gibi, bu millete, yeni bir travma daha yaşatmamak, CHP’nin ve diğer 5 partinin liderlerinin namus borcudur..
LDP lideri Cem Toker, fotoğraflı bir tweetle şöyle sormuş:
YSK’nın mühürsüz pusulalarla rejimi değiştirdiği, Kemal beyin YSK önüne sembolik de olsa gidip, tek kelime itiraz etmeyip sonucu kabullendiği referandumdan tam 7 gün sonra verilen bu görüntü aklıma gelince, “ulan yine mi bir tiyatroda figüran olacağız” diye düşünmüyor değilim!!!
Son olarak, seçimi Erdoğan mı alır yoksa Kılıçdaroğlu mu? Bu sorunun yanıtını kestiremiyorum. Ancak seçim gecesinin şimdiden iki tane uyanık kazananı var. Birisi 0.5 bile oyu olmayan eski AKP Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Öteki ise %1 oyu olan Eski AKP ekonomi bakanı ve dışileri bakanı Ali Babacan.
İkisini üst üste koyunca %1.5 etmiyorlar ama 40 vekil kaparak, ikisi de önümüzdeki dönemde TBMM çatısı altında, salıdan salıya mecliste grup toplantısı yapabilecekler.
zaten bu anlattıklarınızda istenen, amaçlanan yani asıl niyet Erdoğan ve partisini yeniden iktidar yapmak.