VERYANSIN TV
Veryansın Tv canlı yayınına bağlanan Avukat Bedia Büyükgebiz, Hatay Yapı Denetim Şube Müdürlüğü binasının sağlam olmasına rağmen Valilik kararıyla yıkıldığını söyledi.
Avukat Büyükgebiz, yıkılan binanın içerisinde Hatay merkezde ve diğer ilçelerde bulunan devlet kurumu ve iş yeri binalarının yapı denetim raporları ve laboratuvar test sonuçları bulunduğunu belirtti.
Büyükgebiz, “Molozların içinde onlarca ıslak imzalı resmi evrak var. Bu yıkım kararı alınmadan evvel, tüm resmi evrakların tutanakla alınması ve güvenli bir alana taşınması gerekiyordu. Bunların hepsi bir delil. Dijital ortamda o verileri kaydettiler mi bilmiyorum ama dijital olan veriyi silmeleri de mümkün” dedi.
‘HİÇBİR MANTIĞI YOK’
Büyükgebiz şu ifadeleri kullandı:
Burada kepçenin, operatörlerin girmediği onlarca sokak yüzlerce bina var. İnsanlar, ölülerini tek parça bulmak istediklerinden, ‘kepçe, kepçe’ diye bağırıyorlar. Burada zaten bir kaos var. Her şeye vakıfız. Bu binanın yanında kimse yaşamıyor. Burası bir devlet dairesi. İnsanların ölüleri varken, hala sağ umudu varken, yüzlerce bina varken buranın yıkım kararının alınmasının, bir anda oraya iki tane kepçe aktarılmasının hiçbir mantığı yok.
BAKANLIKTAN AÇIKLAMA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde ağır hasar alan Hatay İl Müdürlüğü binasında “çeşitli evrakın yok edilmeye çalışıldığı” iddialarını yalanladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Hatay İl Müdürlüğü binasının büyük bir bölümünün depremde hasar gördüğü ve yıkıldığı aktarıldı. Ağır hasar alan binanın hemen yanında bulunan ek hizmet binasının bugün bazı kişiler tarafından izinsiz bir şekilde kullanıldığının saptandığı belirtilen açıklamada, “Bakanlığımıza bağlı ekiplerimiz, il müdürlüğü ana binamızdaki yangın merdiveninin ek binamızın üzerine çökme riskine karşı, buradaki kişilerin can güvenliği için binayı boşaltmak istemiştir. Bu talebi reddeden kişiler, ekiplerimize mukavemet göstermiş, sosyal medya aracılığıyla ‘çeşitli evrakların yok edilmeye çalışıldığı’ gibi akla hayale gelmeyecek mesnetsiz bir iddiayı ortaya atmışlardır.” bilgisi paylaşıldı.
Açıklamada, ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“Bakanlığımız; evraklarını matbu olarak tuttuğu gibi, bütün resmi yazışma ve raporlarını Belgenet üzerinden dijital ortama anlık olarak aktarmaktadır. Kaldı ki ek binamızda yer alan tüm evraklar, diğer resmi evraklarımız gibi yeni il müdürlüğümüzün arşivine taşınacaktır. Bu bakımdan, söz konusu iddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır.
Rüşvet aldıkları müteahhitler ötesin diye aklama yapmışlar kendilerince. Savcınin bu valiyi delilleri karartmaktan içeri alması gerekir. Ama hangi Türkiye de. Devam et yüzde otuz. Devam et mütedeyyin şahıs.
Yatacak yeriniz yok. Herşey ayan beyan ortada.
Ümit başkanın O benden özür dilesin lafı ona puan kaybettirir.
Abi lütfen yalvarıyorum bakın bunlar Mağduriyet ve Cehalet partisi.
Böyle yapınca kaybeder ya da karşı taraf bu sayede konsolide olur.
Zafer’i destekleyen biri olarak söylüyorum.
Keşke özür dileyip, haklısın kardeşim aç davanı, lakin bu yalan propagandasını yayılmasına sebep olan propaganda bakanlığı, muhalefetin kameralarının peşinde görüntü vermeye çalışmak yerine,
bunların peşine düşseydi, dese.
Keşke bir de şöyle “el hak haklısın” felan dese.
Abi ben ateistim. Bunu yapsın. Otomatikmen mağdur kendi olur.
Ama cidden böyle şeyler zarar veriyor. Yakışmaz da zaten.
Bilginiz olsun.
Evet demek ki ne yapıyoruz?Fotoğraflarda videolarda enkaz altındaki ıslak imzalı gerçek dosyaların hali pür melalini görmüyoruz,gördüklerimiz görünen bişi değil.Şeytan musallat oluyor görünüyormuş gibi oluyor.Hatta avukat kızımız evden getirip kendisi koydu.Biz,şükürler olsun maşallah inşallah açıklamayı okuyup dinlemeden bile inandık.Nasip oldu!Padişahım çok yaşa!
Karsilastiracak asli artik olmadigi icin digital ortamdakini sahtelemek cok daha kolay olacak.
En son geçen sene İstanbula gelmiştim, tam anlamıyla bina yapımı ve kent yönetim modeli dört dörtlük felâket. Küçük arsalarda küçük apartman daireleri yapmak, çok faydası olmadığı için ucuz bitmesi gerekir ve bu sebepten dolayı kalitesiz malzeme işleniyor ve sonucu bu olur. ABD ve Japonyada en az 40 kat kuleler yapılır ve daha değerli olduğu için depreme dayanıklı yapılır. Türkiyede ilk olarak devlet tarafından kentsel ve yapısal olarak mimarı konusunda gerekli ve mecburi kanunlar düzenleyerek ve denetim modeli yaparak mevcut sistemden japon modeline geçmelidir. 4 kat veya 6 katlı binaların dayanıklığı yok ve ömrü 20 seneden fazla olmaz ama 60 katlı bir kule en az 100 sene ömrü olur. Mimarı konusunda bir devrim gerçekleşmesi gerekir.
hiç taşınma falan yok bodoslama dalmışsınız.avukatın iddiaları gayet ciddi.