Meğer Ali Erbaş’ın isyanı AKP dönemde ortaya çıkan düzeneymiş!

featured

AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin hiç olmadığı kadar sekülerleştiğini iddia eden Nagehan Alçı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın keskin çıkışlarını da buna bağladı.

HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, AKP döneminde Türkiye’nin muhafazakarlaşmadığını aksine hiç olmadığı kadar sekülerleştiğini öne sürdü. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın keskin çıkışlarını da buna bağlayan Alçı, “Üzülerek ifade etmeliyim ki Ali Erbaş görevini kutuplaştırıcı ve ayrımlaştırıcı bir dille ifa ediyor. Sayın Erbaş’ın bu noktada bir özeleştiri yapması gerekiyor” dedi.

“Peki Erbaş neden 2021 Türkiye’sinde bu sert ve keskin açıklamaları yapıyor?” diyen Alçı şöyle devam etti:

“Bence burada psikolojik bir analiz yapmak gerekir.

Tüm veriler ortada. Türkiye toplumu hızla sekülerleşiyor.

AK Parti döneminin toplumu daha İslamileştireceğini ve “şeriat rejimi”ne gideceğimiz paranoyasını hep söyleyen laikçi kesim de bu noktada apaçık yanıldı.

Türkiye hiç olmadığı kadar sekülerleşmiş bir toplum oldu AK Parti döneminde.

Bu 19 senede daha da sanayileştik, aşırı kentleşerek yüzde 90’ı metropollerde yaşayan bir toplum olduk.

Sekülerleşme ve diğer bir deyimle dinden uzaklaşma 2020’lerin sosyolojik realitesi.

Bana göre Ali Erbaş’ın söyleminin radikalleşmesi ve genel olarak kimi İslamcı kesimlerin sertleşmesi bu sekülerleşme gerçeğini inkar etme ve de inkar etmek istedikleri bu hakikate karşı aşırı tepki vermekten kaynaklanıyor.

Aslında hem baskıcı ve yasakçı laikçiler hem de radikal İslamcılar yanıldıklarını inkar ediyorlar.

Maalesef hala her iki taraf da toplumu germeye devam ediyor.

Aslında bugünkü Türkiye’de İslamcı siyasal ideoloji merkezde bir akım da değil.

Ülke şu an dört ideolojinin bir ortak koalisyonuyla yönetiliyor.

Mevcut rejime karakterini veren şey dört politik ideolojinin birlikteliği: Milliyetçilik, muhafazakarlık, İslamcılık ve ulusalcılık…

Bu dört ideoloji şu an koalisyon ortağı ve müttefik diyebiliriz.

Bu koalisyonda en güçlü ideoloji de Milliyetçilik.

Yani bu ideolojik koalisyonda aslında İslamcılık baş aktör değil.

Hatta bana sorarsanız dördüncü aktör.

Tartışmasız baş rol milliyetçilik.

İkinci rol muhafazakarlık.

Üçüncü rol ulusalcılık ve son olarak İslamcılık…

Politik psikoloji ekseninde okuma yaptığımda Ali Erbaş’ın açıklamalarında sanki İslamcılık ideolojisinin baş rol gibi gösterilmek istendiğini görüyorum.

Fakat bu bir illüzyon. Bir yanılsama.

Türkiye dindarlaşan değil hızla sekülerleşen bir toplum.

İslamcılık da gelişen ve büyüyen değil gerileyen ve alanı küçülen bir ideoloji.

Şu an içinde yaşadığımız politik rejimin fotoğrafını çekecek olursak…

Bu ideolojik koalisyonun etkinlik oranlarını şöyle sıralayabiliriz:

Yüzde 50 milliyetçilik.

Yüzde 25 muhafazakarlık.

Yüzde 15 ulusalcılık.

Yüzde 10 İslamcılık…”

Meğer Ali Erbaş’ın isyanı AKP dönemde ortaya çıkan düzeneymiş!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. Diger yazdigim yayinlanmadi belki kayboldu, benim o ayetten anladigim, bizim “ellerimizin kazandigi yuzunden” (tam ifade bu sekilde, ve farkli surelerde gecer) Allah bizim basimiza musibet gelmesin diye pek cok yanlis isimizi hatta biz istemeden bagisliyor. Yani bazilarinin karma, bazilarinin etme bulma dunyasi dedigi ve bence oldukca otomatik isleyen bir sistem, Allah’in mudahil olmasi haric. Olay ahiretteki gunahlarin bagislanmasi degil yani. Tabi bu benim dusundugum baska ayetler ile birlikte yaptigim cikarim. Hatali da olabilirm. Diger konuyla ilgili ilk yorumum cikar belki bugun.

  2. AKP ye yeni model otomobil almadiklari icin sitem etmise benziyor…

  3. Tek doğru olan kısım, dinden uzaklaşma demiş.
    Geri kalanı kendi fantezisi.
    İnşallah 10 – 15 sene sonra bukadar din politikası yapamayacaklar çünkü millet yemiyor, karında doyurmuyor ama bu tüccarlar lüks saltanat içinde yaşıyorlar.

  4. bunlara kanan bunlardandir.

  5. 8 Eylül 2021, 21:18

    Hdp’nin de şeriat istediğine dikkat çekmek isterim. Bakan din Allah ile insan için de değildir yaşanmaz diyor ama bu kadın o böyle birisi değildir diyor. Bunlar en fazla kendi insanlarını inandırır

  6. 8 Eylül 2021, 19:52

    @yorumsuz: Başıma gelen her bi musibetin sonucunu irademe bağlayacaksın, daha sonra da diyeceksin ki, “bak ama o kadar merhametliyim ki; seni yine de bi çoğu için bağışlıyorum”, öyle mi? Peki ben sormam mı; başlangıçta sen beni hangi gerekçeyle günahkar/suçlu ilan ettin!? Bu tavır daha da dikkat çekici ve sinirlere dokunacak cinsten değil mi!? Bu arada yorumunuzdaki bi çok detaya katılmakla birlikte; zar atan bi tanrının bizim eziyet çekmemizi istemeyeceği çıkarımına ise asla katılmıyorum; ve yanlış yerlerde doğruları bulabileceğimize asla inanmıyorum. Tanrı fikri insana yeterince hata yaptırmıştır. Aynı hataları, en azından ben, tekrarlama taraftarı değilim. Varlığı da bir, yokluğu da bir!

  7. Bu herşeyi yazar bayan artık sıfırı tüketti ve sallıyor…. Bunu hala ciddiye alıp okuyan var mıdır?

  8. ekepe doneminde sekuler olmadi, aksine dinden cikti memleket. senin kocan buna en guzel orneklerden bir tanesi.

  9. hiç gülesim yoktu.

  10. Bahsettigin ayetin devaminda, soyle der “Allah pek coklarini da affediyor”. Senin bu sordugun soruyu ben de soruyorum, hastalanan pek cok kucuk cocuk var. Senin ornegin uzerinden gidersek, sorabilecegimiz sorulardan bazilari: Bu hastalik nasil olmustur, cevre etkenleri var midir mesela? Temiz gida, temiz hava, temiz su ile ilgisi nedir? Modern tip dedigimiz bilim bu hastalik konusunda yetersiz ise, neden yetersiz? Kasap usulu calisan dunya saglik sistemi kimlerin elinde? Bilim ve arastirma dedigimiz sey uc bes ilac sirketine para kazandirmaktan ote gitmeyen vahsi deneyler mi? Allah mi kirletti havayi egzoz ile? Hadi bunlari bos ver, cocugun cektigi zorluklar ne olacak peki? Bunun tam hikmetine cevap vermek mumkun degil. Allah sinamasin kimseyi, diger tarafta sorarsin. Bizim yaptiklarimiz yuzunden ortaya cikan sorunlarda Allah’i suclamak yerine Allah’in yardimini isteyerek, arastirarak ve calisarak, duzgun insanlar olarak duzgun yoneticiler tayin ederek bu zorluklarin ustesinden gelmeye calismak daha yapici olacaktir. Allah’in yardimini istemesek dahi, ve hatta Allah yoktur desek bile, eger gercekten dogru bir yol ve guzel bir ahlak uzerindeysek Allah yine yardim eder, hidayete erdirir. Yakmaz. Cunku Allah iste o kadar yucedir, ve rahmetlidir. O bizim eziyet cekmemizi istemez, ama yanlis isler yaptigimiz zaman da bizi odullendirmez. Ornek verdigin hastalanan cocugun o sekilde olmasinin birinci sebebi biziz, ve yaptiklarimiz ve yapmadiklarimizdir.

  11. 8 Eylül 2021, 16:02

    “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir” (Şura 30) diyen kutsal kitaplarını ciddiye alsalardı bari. Ali Erbaş’ın yaptığı açıklamaları hepimiz dinledik. Nonteist yaklaşımların doğuşunu ve bugünki yaygınlığını Batı’daki dinlerin bi sonucu olarak değerlendirmediler mi, değerlendirdiler! Peki bizler şaşırdık mı, tabii ki hayır! Her musibetin değil de tek bi “musibetin” sorumluluğunu bi kere olsun üzerlerine alsınlar, işte o vakit şaşıracağız! Hep başlakaları suçlu ve sorumlu, hep… Nonteist yaklaşımları musibet olarak değerlendirmeye devam edin efendiler; yakında deccalınızla da karşılaşacaksınız. Kilise’nin yaşadıklarını, sizlerin yaşamayacağını mı sanıyorsunuz gerçekten. Bu arada HER bi musibetin sorumluluğunu insanın iradesine yüklemek de ne tür bi gerçekten kopuştur yahu. Küçücük bi çocuğun yaşadığı hastalıklar da musibet olarak değerlendirebileceğinden, o minik hangi eyleminin sonucu olarak o musibeti kazanmış olabilir?.. Bunu ne akıl ile ne de vicdan ile izah edemezsiniz.

  12. okursaniz yazmis yine birseyler

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!