Parayla ’29 Ekim’ reklamı aldılar, içerde Cumhuriyete kin kustular!

featured

Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığıyla bilinen Yeni Akit gazetesi, reklam parası alınca Turkcell’in Cumnhuriyet Bayramı kutlama reklamını sürmanşetine yerleştirdi. Ancak yazarları gazete sayfalarında Cumhuriyete ve kurucularına kin kusan ifadeler kullandı.

Cumhuriyet karşıtı gerici Yeni Akit, 29 Ekim günü de Cumhuriyeti hedef almayı sürdürdü.

Para söz konusu olunca Turkcell’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama ilanını gazetenin tepesine yerleştiren Yeni Akit, içerde ise Cumhuriyeti, Atatürk’ü ve kurucu kadrolara kin kustu.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, “Yeni Cumhuriyet ümmet anlayışını terk ederek ulus kimliği ile yeniden inşa edildi ve laiklik prensibi kabul edildi” ifadeleriyle Cumhuriyet rejimini hedef aldı.

Kemalizmin “Türkün dini” haline getirildiğini öne süren Dilipak, “1. Meclis “dindar” bir meclisti. 2. Mecliste kindar bir grub acımasızdı” suçlamasında bulundu.

“29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Daha önce 23.4.1920 açılan meclis tarafından kabul edilen anayasasında “Devletin dini” din-i mübini İslam’dı. Zaten Ankara’da kurulan Meclis, İstanbul’daki Meclisin devamı idi ve ana gayesi de Hilafet ve saltanatın inhayı ve yeniden inşası idi.

Yani Ankara’da Cumhuriyet Batı Trakya Cumhuriyetinden 10, Kars İslam Cumhuriyetinden 3 yıl sonra ilan edildi. Yeni Cumhuriyet ümmet anlayışını terk ederek ulus kimliği ile yeniden inşa edildi ve laiklik prensibi kabul edildi. Yani İslamlaşmak, Türkleşme, Muasırlaşmak / Batılılaşma şeklinde tanımlanan “Tarzı siyaset”den İslamlaşma reddedilerek, Batılılaşma ve nev-i şahsına münhasır bir Türkleşme öne geçirildi. Yeni dönemde, Kemalizm “Türkün dini” olarak Tekinalp / Moiz Kohen tarafından tanımlanırken, Türk Ocaklarının arkasındaki isim olarak Lazaro Franko ve Türk Dili konusu da Agop Dilaçar’a emanet edildi. Bu lobi tarafından Din “İrtica”, dindarlar “Mürteci” olarak etiketlendi.

(…)

Cumhuriyetin ilk yılları, İstiklal Mahkemelerinin gölgesinde, çoğunluğun değil, “tek adam”ın kararları çerçevesinde geçti. Zaten yasama büyük ölçüde tercüme yasaların gerekçesiz olarak meclise getirilip, müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul edildiği bir kuruma dönüşmüştü. Zaten tek parti vardı. Adaylar tek kişi tarafından belirleniyordu, seçmenler de parti üyesi idi. Buna rağmen seçimler açık oy, gizli tasnifle yapılıyordu. Siyasi davalarda savcı, avukat, temyize gerek görülmeyebiliyor. İstiklal Mahkemelerindeki davalarda, kanuna göre karar verilmiyor, verilen karar kanun sayılabiliyordu…

(…)

Aslında, bu işin buraya geleceği başından belli idi. Lale devri, Tanzimat derken, 1. Meşrutiyet, 2. Meşrutiyet, İmparatorluğun dağılması ile Osmanlıyı o felakete sürükleyen İttihat Terakki’nin askeri kanadı yurtdışına gidince, siyasi kanadı 2. Mecliste bugünkü Laik Cumhuriyete yol verdi. Oysa 1. Meclis “dindar” bir meclisti. 2. Mecliste kindar bir grub acımasızdı. İnşallah bir gün, tarihle övünmeyi-dövünmeyi bir kenara bırakır, gerçeklerin peşine düşeriz. Gerçek herkes için en iyi olandır.”

AZILI ATATÜRK DÜŞMANI

Yeni Akit’in azılı Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı yazarı Kenan Alpay da “Cumhuriyet yönetimi denilen işleyişin ilk yarısı doğrudan doğruya halkın iradesini gasp etme, halkın iradesini ipotek altına alma siyasetinden ibarettir” suçlamalarını kaleme aldı.

Alpay şu iddialarda bulundu:

“(…) Resmi ideoloji anayasayla teminat altına alındı, ordu halka karşı Kemalist oligarşinin muhafızı olarak konumlandırıldı, tarih en berbat yöntemler kullanılarak oligarşinin hizmetine koşuldu. En temel ve hayati soruların sorulmasına hiç müsaade edilmedi: Cumhuriyet kavram ve ideal olarak iyi bir yönetim tarzı olabilirdi ama Türkiye’de kurulan cumhuriyet nasıl bir yönetim tarzıydı? Bu cumhuriyet kime, nasıl hizmet etti veya kimlere, nasıl zulmetti?

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sloganı Meclis’in duvarlarından okul ve hastanelerin koridorlarına, oradan meydan ve yüksek dağlara kadar her yere övünçle kazındı. Peki, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilince egemenlik “kayıtlı ve şartlı” bile olsa hakikaten milletin mi oldu? Halkın iradesi tahakkuk etti mi? Halkın iradesini beyan etmek üzere parti kurmasına, gazete ve dergi yayınlamasına, sokaklara çıkıp itiraz etmesine müsaade edildi mi? Ne gezer… Cumhuriyet yönetimi denilen işleyişin ilk yarısı doğrudan doğruya halkın iradesini gasp etme, halkın iradesini ipotek altına alma siyasetinden ibarettir. “Padişahları kovduk, saltanatı devirdik” içerikli nutuklar ve şiirlerle bir taraftan milletin kafası şişiriliyor diğer taraftan da Tek Adam ve Tek Parti saltanatına tabi kılmak üzere jandarmanın dipçiği devreye sokuluyordu. Cumhuriyet var ama Tek Partili bir Cumhuriyet! Büyük dahi Gazi Paşa’nın yüksek stratejilerine uyularak Meclis ve yerel yönetimler için seçimler yapılıyor. Fakat seçimlerde Ulu Önder’in partisi CHP yine ve sadece kendisiyle yarışıyordu. Seçim var ama CHP dışında başka seçenek yok Cumhuriyeti!”

‘İTTİHATÇI KOMPLOCULAR’

Refah Partisi yöneticiliği dönemindeki “şeriat çağrıları” ve “Kemalizmi yıkma” çağrılarıyla tanınan Şevki Yılmaz da 29 Ekim’i es geçmedi!

Yılmaz, genç Cumhuriyeti kuranların faaliyetleri için “İttihatçıların komploları” ifadelerini kullandı.

Yılmaz şu ifadeleri kullandı:

“(…) İçimizdeki ihanet odaklarının batılılaşma tezgâhlarıyla bozulan toplumun gafletiyle yıktırılan Osmanlı’nın büyük medeniyet mirası üzerinde yeni, genç bir devlet kuruldu. 98 yıl önce genç Türkiye Cumhuriyetini kuranlar; ittihatçıların komplolarıyla milletimizin tarihine ters politikalar uygulayarak millete tuzak kurmalarının ve bizleri bölme planlarının bugün boşa çıkarıldığını görselerdi, bunu başaran evlatlarıyla tabii ki gurur duyarlardı. Bizlere yıllarca enjekte ettikleri, tarihimize ve medeniyetimize yabancı virüslere rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin  maddi ve manevi sahadaki tekrar dirilişi karşısında, mutluluktan Rabbimize şükür secdelerine kapanırlardı.

Parayla ’29 Ekim’ reklamı aldılar, içerde Cumhuriyete kin kustular!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Ne güzel para ile satın alınacakları ortaya çıkmış. Türkçel İyi Yapmış EN BAŞA KOYMUŞ . En kıymetli değerimizi.

  2. Yazılanlar birilerinin hoşuna gitmesede gerçeklerdir. Gerçeklerde acıdır. Gerçek tarihinizle yüzleşin.

  3. bizim bir ata sozumuz var “it ulur kervan yurur” onlar çirpinz dursunlar yasasin CUMHURIYET yasasin KEMALIZM onlara ragmen hepimizin CUMHURUYET BAYRAMI KUTLU OLSUN

  4. Kabahat Turkcel’in, bu gazetenin ne olduğu zaten ortada.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!