Saian Sakulta Salkım: Birileri çağının vicdanı olup kafa tutmak, haykırmak zorunda

featured

Edebiyatı rap müziğe harmanlayışı ve politik duruşuyla alanında farklı bir tarzı yaratan, sahne adıyla Saian Sakulta Salkım Veryansın Tv’ye konuştu…

Buse ERDEM / Veryansın TV

1983 Mersin doğumlu, 1994 yılında rap dünyasına giriş yapan, sahne ismiyle Saian Sakulta Salkım, gerçek ismiyle Güney Erkurt’la rap müziğin şimdiki durumunu, edebiyatı ve gündemi konuştuk.

Rap müziğe adım attığı ilk yıllarda Türkçe Rap’in diğer büyük ismi olan Patron(Ege Erkurt) -Saian ın Kardeşi- ile birçok çalışma yaparak, Sefalet Records’da Kayıtlarına devam eden Saian Sakulta Salkım, 2009 Senesinde Karaçalı ile birlikte Çıkardığı Battle Royal isimli albüm Türkçe Rape yeni bir soluk getirmiştir.

İşte şiir ve edebiyat bilgisini liriklerine yansıtarak dinleyicilerine doyumsuz bir haz yaşatan ve protest tarzıyla farkını konuşturan Saian Sakulta Salkım:

Kullandığınız dil, şiirsel söylem ve metaforlarla lirik kalitesini şarkılarında bolca hissedebilmenin yanında önemli şairlerimizden de izlere rastlayarak dinleyicilere estetik bir zevk de yaşatıyorsunuz. Hatta önemli şairlerden şiir okuduğunuz, şarkılarınız da var. Edebiyatın rap müziğindeki yeri nedir sizce?

Aslında her ikisi de farklı disiplinler fakat ikisinin de yapı taşı sözcükler olduğundan bir koşutluk kurulabilir. Rap de edebiyat da çok özgür sahalar, söz yazarken edebi değeri ya da sanatsal değeri olan ifadeler kurulabilir zaten benim yaptığım da en fazla bu. Fena bir edebiyat okuru değilim, insan ister istemez etki altında kalıyor ve bu da sanırım müziğime yadsınamaz biçimde yansıyor, bu elbette benim için bir kazanımdır.

Şiirle bu denli içli dışlı olmak müziğiniz için avantaj. Müzikle içli dışlı olmanız da aslında lirikleriniz için avantaj. İkisi de birbirini besleyen iki ayrı alan. Müzik alanınızdaki başarınız tartışılmaz. Peki edebiyat alanına yönelmeyi düşündünüz mü sözlerinizi, şiirlerinizi yayımlayacağınız bir kitap çıkararak ?

Daha önce de şimdi de bunun üzerine düşündüm fakat bir türlü kendimi bir yazar ya da bir şair olarak yetkin göremiyorum, ya da kendimi buna inandıramıyorum hatta belki de fazlaca idealist düşünüyorum. Öte yandan yazıp çizdiğim epey bir şey var fakat bir bütünlük oluşturmuyorlar. Yazmak, yazar olmak başlı başına bir meslek hatta daha da fazlası bir yaşama biçimi ve sizden hayatınızı da buna göre yönlendirip güncellemenizi istiyor. Bir gün belki de, ne denebilir.

Şiir dışında şarkılarınıza öykülere de rastlamaktayız. Boş zamanlarınızda öyküler yazar mısınız yoksa ilham geldiğinde rap müzikle beraber birden gelen bir his ve hayal gücüyle oluşan bir durum mu bu?

Aslında hiç oturup öykü yazmışlığım yok, denemelerim var ama o öykü-şarkılar rapin zihnimi tetiklemesiyle ortaya çıkan şeyler. Hayal gücü mutlaka olmalı, bir taraftan da okuduklarınız kafanızda düşsel bir evren kuruyor.

Diğer rapçiler altyapı olarak batı müziğini işliyor siz çoğunlukla buradan hatta Yeşilçam’dan alıntılar yapıyorsunuz. Kullandığınız nostaljik altyapılar Rap’i bu topraklara daha özgün bir şekilde empoze etmek için mi?

Yaptığım alıntıları ya da altyapılarda kullandığım tınıları tercih ederken tek etken benim keyfiyetim aslında, bu noktada bir idealim yok. Benim zihnimi ve hislerimi en iyi ne tetiklerse onda karar kılabiliyorum ve bunu yaparken de daha baskın bir dürtü Rap’in köklerine bağlı kalmak ve özgün olmak. Hip-hop’un temel ideallerinden birisi ‘style’dır, yani özgün olmak, ben bunu esas alıyorum.

Cemal Süreya bir yerde “Türkiye’de tek ileri şey şiirdir” gibi bir şey söylüyordu, sanırım ben de öyle düşünüyorum, bir çok sıkı şair etki bıraktı bende, tabi ki başta Nazım. Sonra Ece Ayhan başta olmak üzere ikinci yeni, İsmet Özel, Attila İlhan… Roman ve öyküye dair Sait Faik, Yaşar Kemal ve mutlaka bir Füruzan!

Şu anda popüler olan rap müziklerde genelde dışarıdan alınma ve buranın kültürüyle bağdaşmayan şeyler olduğunu düşünüyor musunuz? Yaptığınız rap müziğin lirikalitesi yanında düşük lirikaliteli müziklerin daha fazla ilgi görmesi sizin şevkinizi kırıyor mu, maddi anlamda bu işi ilerletmenize mani oluyor mu? Ya da tarzınızı değiştirmeyi düşündünüz mü bu yüzden?

Yukarıda da az çok cevapladığım gibi önemli olan nitelikli ve özgün bir iş ortaya koymak. Müziğin formu benim için çok önemli değil, hangi formda yaparsan yap nitelikli ve özgün olsun. Fakat son dönemde tamamen batı kopyası ‘şey’lere rastlıyoruz, hem içerik olarak hem de müzikal anlamda, burada yeni bir şey yok. Kendi açımdan evet motivasyonumu hiç etkilemiyor desem yalan olur ama maalesef bu bir modern toplum gerçeği, çağ değişiyor, insanlar ve hatta toplumlar kolaylıkla maniple edilebiliyor, hem kendileri hem de zevkleri ve hayat tarzları tasarlanıyor. Ben tarzımı güncellemeyi düşünüyorum doğal olarak ama tarzımda kökten bir değişim elbette ki olamaz.

Yıllardır bu işi yapıyorsunuz, geçmişteki rap ortamıyla şimdiki arasında nasıl bir fark var?

Şimdi işin içine para girdi, ortada büyük bir pasta ve büyük bir rekabet var. Rekabet her zaman vardı ama büyük maddi çıkarlar söz konusu değildi. Bugün bu etkenler müzikte teknik olarak olumlu bir etken yani daha kaliteli ekipmanlar, daha iyi mix & mastering imkanları, daha güçlü prodüksiyonlar ve iyi klipler görebiliyoruz, öte yandan da insanlar arasındaki içtenliğin pek eskisi gibi olmadığını da söyleyebiliriz.

Sefalet Records niye dağıldı?

Bir sebepten dağıldığını söyleyemem fakat hepimiz büyüdük, iş hayatına atıldık, kimimiz evlendi çoluk çocuğa karıştı, vesaire…

Bilindiği üzere Afrikan Amerikan vatantaş George Floyd’ün polis şiddetiyle öldürülmesi dünyada büyük yankı uyandırdı.Yaşanılan bu durumla ilgili konuşmak ister misiniz? Bu konuda bir şarkı gelir mi?

Ben neredeyse hiçbir zaman olaylar özelinde bir parça yapmadım ama zaten en başından beri bizim çağrılarımız ve argümanlarımız evrensel özellikler taşıyor. Her zaman insanlık onurunun ve özgürlüğünün karşısında olanın karşısındayız. Eşitlik ve adalet vurgusu her zaman esastır.

Herkes susarken, korkarken siz FETÖ’ye karşı tutum aldınız.Boykot şarkınızdaki sözleri kullanabilmek o dönemde cesaret isteyen bir durumdu. Sözleriniz yüzünden baskı gördünüz mü? O günden bugüne ne noktadayız?

Genel olarak zaten tehditlere varan itham ve hakaretler düzenli olarak görüyoruz. Boykot parçası özelinde bir baskı gördüm diyemem, ben sadece çok açık olan bir şeyi bir sivil olarak haykırdım bugün her şey gün gibi ortada, ne diyebilirim ki…

Şarkılarınızda tüm iktidar odaklarına karşı genel bir sert söylem var. Popülerimze yönelik yeni müzik anlayışında da Rap müziğin artık pazarlama stratejisine göre üretilmeye başlandığını söyleyebiliriz. Tüm bunların doğrultusunda Türkiye’deki yeni rap anlayışını lirikleri, autotune kullanımını nasıl yorumluyorsunuz?

Yukarıda da söylemiştim, ben müzikteki formlara ya da tınılara takılmıyorum fakat belirttiğin gibi artık bu müzik olduğu iddia edilen ‘şey’ler pazarlanabilir bir meta haline geldi, moda bir spor ayakkabıda ne kadar ruh varsa yeni müzikte de o kadar var. Bir yandan siz yalnızca o müziği almıyor onun dayattığı marka ve hayat biçimini de içselleştiriyorsunuz.

Esas sorun bütün bunların talep görmesinde bence, talep olduğu sürece arz oluşuyor. Arz da ticari kaygılarla algı ortalamasını tutturabilmek adına nitelikten ödün veriyor, vermek durumunda kalıyor. Bütün bu manipüle edilmeye bu kadar açık sosyal yapı içinde çok açıkça görebiliyorum ki batı liberalizmi denen vahşi kapitalizm üzerimizde tüketime dayalı bir sulta kurmuş, bir nevi bir iktidar alanı yaratmış.

Ben her zaman iktidar alanlarının dışında ve karşısında olma ve sivil kalma eğilimi gösterdim, bu yalnızca siyasi iktidar olarak anlaşılmasın; evde baba da okulda öğretmen de olabilir, din de olabilir. Kısacası birileri çağının vicdanı olup kafa tutmak, haykırmak zorunda.

Saian Sakulta Salkım: Birileri çağının vicdanı olup kafa tutmak, haykırmak zorunda

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 23 Haziran 2020, 13:08

    Vay arkadaş! Elbette Veryansın TV kalite demek. Kenarda kalmış/bırakılmışların sesi demek. Elmas dedektörüdür Veryansın TV. Saian’ı kim bulduysa ,kimin aklına geldiyse büyük insanmış. Buse Erdem hanım röportajı yapmış anladığım kadarıyla.
    Saian rap müziğin en gizli hazinesidir. Boş iş yapmaz. Grejuva ile beraber seslendirdiği ve içerisinde Nihat Genç’in bazı konuşmalarının da yer aldığı “kelek karpuz”isimli çok güzel bir parçası da vardır. Tavsiye ederim.
    Siyaseten belki ayrışabiliriz fakat insandır Saian.
    Dinleyenleri de güzel insan.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!