Avusturya’da tutuklu bulunan SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ın ABD’ye iadesinin geçtiğimiz günlerde kabul edildiği ileri sürüldü. Korkmaz’ın avukatı, “ABD’nin ana iade talebi reddedildiği için Türkiye’ye iadesi kuvvetle muhtemeldir” dedi.
VERYANSIN TV
Hakkında, “kara para aklama”, “Kingston’u 6 milyon dolar dolandırma” ve “adaleti engelleme” suçlamaları bulunan Korkmaz’ın Kingston dolandırıcılığı ve adaleti engelleme suçlamalarından ABD’ye iadesinin kabul edildiği iddia edilmişti.
Utah Salt Lake City Federal Mahkemesi tarafından, SBK’nın ABD’ye iade edilmesiyle ilgili Federal Savcılığının iddiaları üzerine, Avusturya Wels Yerel mahkemesi, “Sezgin Baran Korkmaz’ın iadesine karar verdi” haberleri çıkmıştı. Gazeteci Recep Canpolat, Korkmaz’ın avukatı Volkan Dülger’le görüştü.
Dülger, kamuoyuna yansıyan bilgilerin, genel olarak yanlış olduğunu kaydederek, kararın detaylarını paylaştı.
“Korkmaz’ın ABD’ye iadesine ilişkin Avusturya’nın Wels kentinde devam eden iade yargılamasında Wels yerel mahkemesi kararını verdi. Utah Eyaleti Federal Savcılığı’nın iddianamesinin ana dayanağı olan kara para aklama suçunun işlendiğine dair herhangi bir kanıt olmaması sebebi ile mahkeme, iddianameyi asılsız bularak Korkmaz’ın ABD’ye iadesini reddettiğini” belirten Sezgin Baran Korkmaz’ın avukatı Volkan Murat Dülger, ulusal basına yansıyan “205 yıl ile yargılanacak” iddialarının doğru olmadığını açıkladı.
Dülger; “Bununla beraber iddianamenin maksimum 4 yıllık ceza ile yargılanabileceği yüzde 20’lik kısmı için ise ABD’ye iadesine onay verdi. Aynı mahkeme, Korkmaz’ın Türkiye’ye iadesi için çok önemli bir karar verdi. Dosya bu hali ile Adalet Bakanına giderse ABD’nin ana iade talebi reddedildiği için Türkiye’ye iadesi kuvvetle muhtemeldir. Sezgin Baran Korkmaz hakkında iddianamenin kabul edilen kısmı içi ise dosyayı bir üst mahkemeye taşıyarak temyiz edeceğiz.” dedi.
Bu iki suçlamanın aslında çok temelsiz olduğunu ABD’deki savcıların da ifade ettiklerini dile getiren Dülger, Türkiye’deki yargılamanın dayanağının ABD’deki iddianame ile birebir olması gerekçesiyle, hali hazırda esasa girilerek Avusturya Wels Mahkemesi tarafından titizlikle incelenip verilen bu kararın, Türkiye için de çok önemli olduğunu belirtti.