1. Haberler
  2. Gündem
  3. Sinan Ateş davası dördüncü gününde… Ayşe Ateş, isim isim saydı: ‘Kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış’

Sinan Ateş davası dördüncü gününde… Ayşe Ateş, isim isim saydı: ‘Kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış’

Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, duruşmada "müşteki" sıfatıyla verdiği ifadesinde, oğlunun "Anne, benim kalemimi kırdılar, bana suikast düzenleyecekler" dediğini belirtti. Sinan Ateş'e "Oğlum git Devlet Bahçeli'ye söyle bunu" dediğini aktaran Saniye Ateş, "Defalarca ona ulaşmaya çalıştı, aracı koydu ama oğlumu oraya ulaştırmadılar. Benim oğlumu öldürmek için mi Ülkü Ocakları Başkanı yaptılar?" ifadelerini kullandı. Saniye Ateş ifadesini verdiği sırada fenalaştı. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ise ifadesinde "Sinan bu tehditler başladığında bana ‘Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım ile Olcay Kılavuz’a talimat vermiş ve beni öldürmek için kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış' dedi” diye konuştu. Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş Kazanç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye "Devlet Bey Sinan’ı aradı ve ‘seninle konuşmam lazım oğlum’ dedi. Odaya girdiler ve konuştular Sinan’a bir şey söyledi ben biliyorum ne dediğini, açıklasın bunu" çağrısında bulundu. 

featured

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın dördüncü celsesi görülüyor.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş, Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş, kardeşleri ve yakınları katıldı.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Meryem Gül Çiftci Binici de duruşmayı takip ediyor.

Pazartesi günü başlayan duruşmada dün itibarıyla sanık savunmaları tamamlandı, ardından avukatların beyanlarına geçildi. Dünkü celsede 19 sanık avukatının beyanı dinlenirken, bugünkü duruşmada avukat beyanlarının alınmasına devam edilecek.

DOĞUKAN ÇEP’E UYARI

Mahkeme başkanı, dünkü duruşmada sanıklardan Doğukan Çep’in tuvalet ihtiyacı için salondan çıkarıldığı sırada müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicilere dönerek tehdit anlamına gelecek şekilde başını salladığının üye hakim tarafından görüldüğünü ve kendisine durumun aktarıldığını bildirerek, Çep’i uyardı.

Mahkeme başkanının, “Doğukan anladın mı?” diye sorduğu Çep, konuşmak için söz istedi ancak buna izin verilmedi.

SİNAN ATEŞ’İN ANNESİ: 4 GÜNDÜR 22 KEZ DAHA ÖLDÜM

Duruşmada sanıklar Alper Atay, Erdem Karadeniz ve Mustafa Ensar Aykal’ın beyanları dinlendi.

Sonrasında ise müştekilere söz verildi. İlk olarak Ateş’in annesi Saniye Ateş dinlendi. 18 aydır “ölüp ölüp dirildiğini” söyleyen Ateş, “Ben, yaşayan bir ölüyüm ama şurada 4 gündür 22 kez daha öldüm. O kadar öldüm ki sanki herkes masum, benim oğlum kendini vurmuş” dedi.

‘DEFALARCA BAHÇELİ’YE ULAŞMAYA ÇALIŞTI’

Oğlunun yanına gelerek “Anne, benim kalemimi kırdılar, bana suikast düzenleyecekler” dediğini belirten Ateş, şöyle devam etti:

“Bir gün, sırtında çelik yelekle bana ziyarete geldi. ‘Oğlum neden çelik yeleği giydin’ dediğimde, ‘Ana benim ipimi çektiler ama belki buna müsaade etmezler.’ dedi. Çağrı Ünel olayından sonra bir telefon geldi. Ölen çocuğun abisi arayıp benim oğlumu tehdit etti. O da ‘senin kanın benim elimde değil. Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter’e soracaksın’ dedi. Sonra döndü, ‘ana ben napayım şimdi, bunlara ne diyeyim’ dedi. ‘Oğlum git Devlet Bahçeli’ye söyle bunu’ dedim. Defalarca ona ulaşmaya çalıştı, aracı koydu ama oğlumu oraya ulaştırmadılar. Benim oğlumu öldürmek için mi Ülkü Ocakları Başkanı yaptılar?”

‘NEYDİ BENİM OĞLUMU ÖLDÜRME SEBEPLERİ’

Saniye Ateş, oğlunun, cinayet öncesinde de tehdit edildiğini ve defalarca öldürülmeye kalkışıldığını ifade etti.

Oğlunun katillerinin mahkemeye çıkması için 18 ay beklediğini anlatan Ateş, “Daha kaç Sinan ölecek? Benim Sinan’ımı neden öldürdüler biliyorlar mı? Birisi diyor ki ‘para’. Oğlum, kendine gelen lokumu bile dağıtıp öyle gelirdi eve. Ben Türk’üm, ülkücüyüm ama bunların inandığı ülkücü değilim ben. Neydi benim oğlumu öldürme sebepleri? Makam sevdası mıydı? Ben, oğlumu öldürenlerden hesap istiyorum. Oğlumu öldürmeye sevk edenler ortaya çıkacak. Bunlar maşa” dedi.

‘BAHÇELİ’DEN HABERSİZ ÇAY İÇİLMİYORDU’

Saniye Ateş, Devlet Bahçeli’den habersiz bir çay içilmiyordu. Bulsunlar oğlumun katillerini de ben de suç duyurusunda bulunmayım. Benim torunlarım akşam kapıları pencereleri kapatıyor ki başlarına bir şeyler gelmesin diye” ifadelerini kullandı. 

DURUŞMA SALONUNDA FENALAŞTI

Beyanı sırasında fenalaşan Saniye Ateş, kalbini tutmaya başladı. Duruşmaya ara veren mahkeme başkanı, sağlık görevlilerini çağırdı. Sağlık görevlileri, duruşma salonu dışındaki bir odada Ateş’e müdahale etti.

Bu sırada Ayşe Ateş, “Bu kadın burada ölürse bunun hesabını hepinizden sorarım” diye bağırdı.

Duruşmaya, ara verildi.

AYŞE ATEŞ: UTANMADAN SUÇU SİNAN’IN KARDEŞİ, DAYISININ OĞLUNA ATTILAR

ANKA’nın haberine göre Saniye Ateş’in fenalaşması nedeniyle verilen aranın ardından Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in beyanlarıyla devam edildi.

Ayşe Ateş, “Sinan’ın ölümünde dahli bulunan hiçbir suçlunun ve suçlu yakının da taziyelerini kabul etmiyorum. Sizin yalanlarınızı dinledik biraz da gerçekleri dinlesin şimdi Mahkeme Heyeti. Üç gündür karşımızda türlü türlü raporlarıyla bilirkişi raporlarının işlerine geldiği kısmı alıp işlerine gelmeyenleri reddettikleri savunmaları dinledik. Utanmadan bir de bu suçu Sinan’ın kardeşi, dayısının oğluna attılar. Sinan’ı kimin vurduğu çok iyi bilmelerine rağmen, yanından ayrılmayan, canını önünde feda eden adamı katil çıkarmaya çalıştılar” dedi.

AYŞE ATEŞ İSİM İSİM SAYDI: SİNAN ‘BENİ ÖLDÜRMEK İÇİN KİRALIK KATİL ARIYORLARMIŞ’ DEDİ

Ayşe Ateş sözlerine şöyle devam etti:

“Kamera kaydını bu fikir yoksunu insanlara şimdi anlatmak istiyorum. Kiralık katil silahı Sinan’ın üst kısmına doğru ateş ediyor ve Sinan bilinci kapalı şekilde yere düşüyor. Eğer bilinci açık olsaydı yerde hareket ederdi, ayağı vurulan bir insan hareket ederdi. Selman arabanın arkasına giderken elini beline koyuyor. Selman ateş ettiğinde Eray Özyağcı çoktan Sinan’ı öldürmüştü. Siz ne anlatıyorsunuz? Kime anlatıyorsunuz? Yeter be yeter. Üç gündür burada tiyatro oynuyorsunuz. Devletin namusuna leke sürüyorsunuz. Yattığınız suçlardan kahramanlık uyduruyorsunuz. Selman, katil değildir. Sinan’ın katilleri ortadadır. Bu saldırıyı yönetenler, rahmetli eşimin sağlığında bana defalarca dile getirdiği gibidir. Eşim bana ‘Ayşe, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürmek için kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış’ dedi Şubat 2022’den itibaren.

‘DEVLETİM BENİ KORUR’ DEDİ’

Mersin’de Çağrı Ünel saldırısında ölen çocuğun katili de Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları’ndaki dahli olan kişilerdir. Ben Ülkü Ocakları’nın içine sızmış suç çetelerini hedef alıyorum. Ben bu olaylardan sonra Sinan’a ‘Gidelim Sinan bunların gözü dönmüş; sen de ben de memuruz geçiniriz’ dedim. Sinan, ‘Devletim beni korur. Eğer ben öldürülürsem, bundan en çok devlet zarar görür’ dedi. Ben bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza da dedim ve o da bana ‘Sinan Ateş’in katillerini bulacağız kızım’ dedi. Ben sayın cumhurbaşkanımızın sözünden döndüğüne inanmıyorum, benim karşımda Sayın Cumhurbaşkanı’nın da iradesine meydan okuyan bir karanlık suç örgütü var.

‘SİNAN BANA ‘MHP’DEN GELEN TALİMATLARI YAPMAZSAM BANA DA CEZA KESERLER’ DEDİ’

Sinan hakkında birilerini dövdürdü dediler. Evet Sinan Ateş birilerini dövdürdü. Ben de Sinan’ı karşıma alıp, ‘Sen bu işleri yapacak bir insan mısın? Akademisyensin. Sinan da bana ‘Ben MHP’den gelen talimatları yapıyorum, eğer yapmazsam bana da ceza keserler.’ dedi. Zaten bir süre sonra da Devlet Bahçeli tarafından apar topar görevden alındı.

‘İZZET ULVİ YÖNTER VE SEMİH YALÇIN BENİ ÖLDÜRTMEK İÇİN TALİMAT VERMİŞ’

Savcılıkta ilk ifademden ilk isimleri tek tek saydım. Bana Ayşe herkesin ismini verme, devlet yukarıdaki isimleri açığa çıkarır’ dediler. Buradakilerin de yarısı tahliye olacak gibi görünüyor. Biz de elimizde acımızla kalacağız. Bu yüzden şu an bunları ilk defa anlatacağım çünkü beni de öldürürler diye korktum. Bugün bunları burada söylemezsem bir daha söyleyemem çünkü bana ne olur bilmem. Ölürsem bunlar mezara gitmesin benle. Sinan bu tehditler başladığında bana ‘Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım ile Olcay Kılavuz’a talimat vermiş ve beni öldürtmek için kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış.’ dedi.

‘İSMİNİ EK OLARAK BUGÜN VERDİKLERİMİN DE DOSYAYA KAZANDIRILMASINI İSTİYORUM’

Bir cinayet iki dosya var. Suça dahli olanlar hiçbir şekilde beraat etmemeli. Buradaki bazı şahıslar alınıp alınıp daha önce bırakıldılar ve delilleri kararttılar bu arada. Gördük bunları ‘telefonları suya düştü, tekerleğin altında kaldı. Dilekçe ile istediğimiz delillerin dosyamıza hızla eklenmesini, ayrılan 17 kişinin dosyasının dosyamızla birleştirilip ismini ek olarak bugün verdiklerimin de dosyaya kazandırılmasını istiyorum. Bu iki dosya birleştirildikten sonra iddianamenin yeniden yazılmasını ve adli bir yargılanma talep ediyorum.

SELMA ATEŞ’TEN SANIKLARA: BUYURUN BURADAYIM

Ayşe Ateş’in ardından Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş Kazanç konuştu.

Kazanç, sanıklara dönerek, “Ayakta konuşuyorum çünkü günlerdir sanıklar beni görmek istiyor. Buyurun buradayım, rahat rahat bakın” dedi ve Mustafa Ensar Aykal’ın avukatı Aziz Bingöl’e seslenerek “Biz kimseye medya şovu yapmıyoruz, adalet arıyoruz biz sadece. Gelmiş karşıma ahkam kesiyor, gözdağı kesiyor. Sinan Ateş benim kardeşim ve önemli olan adaletin sağlanması” dedi.

‘SİNAN’A BİR ŞEY SÖYLEDİ DEVLET BEY, BEN BİLİYORUM NE DEDİĞİNİ DEVLET BEY AÇIKLASIN BUNU’

Kazanç, şöyle konuştu:

“Biz ülkücü olarak doğduk. Ben bu camianın içinde büyüdüm. Sinan da ben de ortaokuldan itibaren MHP’de ve Ülkü Ocakları’nda görev aldık. Bizim sorunumuz bu kuruma sızmış suç örgütüyle. Sinan Ülkü Ocakları Genel Başkanlığına getirildi evet. Sonra bir gün Devlet Bey Sinan’ı aradı ve ‘seninle konuşmam lazım oğlum’ dedi. Odaya girdiler ve konuştular Sinan’a bir şey söyledi ben biliyorum ne dediğini Devlet Bey açıklasın bunu. Sonra Sinan görevinden istifa etti. İlk defa istifa eden bir isim oldu Ülkü Ocaklarında.

‘AHMET YİĞİT YILDIRIM VE OLCAY KILAVUZ’UN BU KONUDA BİR KARIN AĞRISI VARDI’

Sinan görevden ayrıldı daha sonra itibar suikastları başladı. Orhun Haber sitesinden Kadir Ensar Ejder ve Ahmet Yiğit Yıldırım’ın olduğunu biliyoruz. Ülkü Ocakları whatsapp gruplarına ‘İhanet Ateşi’ isimli bir yazı yazılacak ve herkes rt atacak denildi bunların hepsi dosyada var ve böylelikle itibar suikastı başladı. Bu sürecin gelişi Sinan’ın Ocak Genel Başkanlığı ile başlayan bir süreç. Zaten Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’un bu konuda bir karın ağrısı vardı. Tutuklu Tolgahan Demirbaş, Haluk Türk’ün çiftliğine gönderiliyor ve ‘Sinan’ın yanında durma, kalemini kırma diyor’ Ama Haluk Türk ‘O benim kardeşim’ diyor.

‘BENİM DERDİM KARDEŞİMİN KATLİNİ PLANLAYANLARLA, BAŞTAKİLERLE’

Sinan, Makedonya’dan döndüğünde pusu atıyorlar çünkü uçakta Olcay Kılavuz’un bir tanıdığı Sinan’ı görüyor. Pusu atanlar kalabalık olduğunu görünce geri dönüyorlar. Sinan olaydan bir hafta önce en son eve geldiğinde ‘Benim kalemimi kırmışlar’ dedi. Babam da ‘oğlum her şeyi bırak zaten üniversitedesin’ dedi. Sinan da ‘Baba ben bırakıyorum ama onlar benim peşimi bırakmıyorlar, Bunların derdi benimle’ dedi ve İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım, Olcay Kılavuz, Ömer Şanlı ve Zekai Pınarbaşı gibi yöneticilerin isimlerini verdi. Bakın ben buraya 4 gündür geliyorum arabamı çizdiler. Beni öldürseler ne olacak? Benim buradaki 22 kişi ile derdim yok. Benim kardeşimin katlini planlayanlarla, baştakilerle.

‘BİZ BU SAVAŞI 4 KADIN VERİYORUZ’

Benim babam zaten evlat acısı ile öldü. Ben annemi de babam gibi evlat acısıyla kaybetmek istemiyorum. Bu acının da devam etmesini artık istemiyorum. Tek hücrede kaldık diyorsunuz, dua edin kalacak bir hücreniz var. Benim kardeşim kara toprağın altında yatıyor bir daha o kara toprağın altından çıkmıyor. Ayşe, ben, annem ve ablam. Biz bu savaşı 4 kadın veriyoruz. Bize diyorlar ki TV’ye çıkıyorsunuz. Neden çıkmayayım, neden konuşmayayım ya? Biz adalet arıyoruz. Biz Sinan Ateşler ölmesin istiyoruz artık. Adaletin sağlanmasını istiyorum.

SEVDA ATEŞ: BU ADALET HEPİMİZE LAZIM

Kazanç’ın ardından Sinan Ateş’in ablası Sevda Ateş Yörükoğlu söz aldı.

“Burada bize başsağlığı dileyip sanıkları alkışlarla gönderenlerin dileklerini kabul etmiyorum Ateş ailesi adına” diyen Yörükoğlu, “Umarım evlatlarından misli misli çıkar ve bizim bu acımızı anlarlar. Bizim istediğimiz sadece adalet ve bu adalet hepimize lazım” ifadelerini kullandı.

‘PLANLI VE ORGANİZE BİR ŞEKİLDE KARDEŞİMİ KATLETTİLER’

Yörükoğlu, şunları söyledi:

İsmet Büyükataman milletvekili olduğu dönemde yoğun çalışma yaptık. Serkan Akın diyor ki Ataman’a ‘abi el at Sinan’ı sıkıştırıyorlar’ diyor. Ataman da hiçbir şey olmaz en fazla iki tokat atarlar diyor. Sinan defalarca tehdit edildi. Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından Çağrı Ünel saldırısının yapıldığını kardeşimin ağzından duydum. Onların istediği Sinan’ı yalnızlaştırmaktı. Sinan bir gün geldi ve ben de ‘Sinan neden görevi bıraktın?’ dedim. ‘Abla Olcay ve Ahmet hala benimle uğraşıyorlar. Planlı organize bir şekilde kardeşimi katlettiler. Bu da Ahmet ve Olcay’ın talimatıylaydı.

‘KARDEŞİMİN KATİLLERİ MHP’NİN İÇİNDE’

Çocuklarım bile şahit bu durumlara. İsterseniz çocuklarımı da pedagog eşliğinde dinleyebilirsiniz. Sinan’ı öldürdük diye sevinmesinler çünkü farkında olmadan Sinan’ı ölümsüzleştirdiler. Çelik yelekle geldiği gün Sinan bize ‘siz de dikkat edin’ dedi. Sinan’a birçok kez suikast yapılmaya çalışıldı. Hepimiz ailecek hatta sülalecek tehdit aldığını ve bu tehditlerin bizzat Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, İzzet Ulvi Yönter tarafından tehdit edildiğini biliyoruz. Sinan’ı Eray öldürmüş olabilir ama Eray sadece tetiği çekti, Doğukan da sadece azmettirici. Sinan’ın katilleri ne Doğukan ne de Eray’dır. MHP’nin içindeki insanlardır Sinan’ın katilleri. Kardeşimin katilleri MHP’nin içinde. Huzurunuzda saydığım isimler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum.”

SİNAN ATEŞ’İN ANNESİ BAHÇELİ’YE SESLENDİ

Duruşmaya verilen aranın ardından rahatsızlanması üzerine ifadesi yarım kalan Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş yeniden söz aldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslenen Saniye Ateş, ”Oğlumun katillerini bulmasını istiyorum” dedi. Saniye Ateş ayrıca İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve davacı olduğunu belirtti.

Saniye Ateş, şunları söyledi:

“Doğukan Çep hala benim kızıma bakıp tehdit eden bakışlar atıyor. Demekki güvendikleri bir şey ve arkalarında biri var. Benim oğlumun davasının görülmesini istiyorum. Tekrar ediyorum, İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım. Bu isimlerden davacıyım, suç duyurusunda bulunuyorum. Ben bunlardan davacıyım, dava açılmasını istiyorum. Ayrıca Devlet Bahçeli’den oğlumun katillerini bulmasını istiyorum.

‘KAÇ TANE SİNAN ÖLDÜRDÜLER, KAÇ TANE SİNAN DAHA ÖLDÜRECEKLER?’

“Kaç tane Sinan öldürdüler, kaç tane Sinan daha öldürecekler?”

Kaç tane Sinan öldürdüler, kaç tane Sinan daha öldürecekler? Bana neden oğlumu öldürdüklerini açıklayacaklar. Yalandan yere uyduruk şeyleri anlatmayacaklar. Benim oğlum evime kaç kez çelik yelek giydi biliyor musunuz? Benim oğlum umreden döndükten sonra da pusu attılar. Meğer hepsi ne kadar masummuş bunların. Bu kadar masum bir insan nasıl bir araya gelmiş? Bu mahkemenin sonucunu ben görür müyüm, görmez miyim bilmiyorum ama bu olayda kimin zerre kadar dahli varsa Allah aynı şeyleri onlara yaşatsın. Benim gelinim neden çelik yelekle dolaşıyor? Nasıl onunla göz teması kurabilirsiniz? Demek ki sizin arkanızda ağababalar var.”

SELMAN BOZKURT: TETİKÇİ ABİMİN KARŞISINA GEÇTİ VE ART ARDA ATEŞ AÇTI

”Sinan Ateş benim kardeşimdir, oğlumun adı Mustafa Sinan’dır, kulağına Sinan fısıldadı ismini” diyerek konuşmasına başlayan Sinan Ateş’in koruması, akrabası ve olay anında ağır yaralanan Selman Bozkurt, ifadesinde şunları söyledi:

”Tetikçi abimin karşısına çıktı ve art arda ateş açtı sonra da ben tam abime müdahale etmek isterken bana ateş etti. Ben de o can havliyle minibüsün kenarına gittim. Nefes alamadım. Sonra şahsın hala ateş ettiğini gördüm ve havaya ateş ettim. Sonra abimin yere yığıldığını görünce ben de onun yanına çöktüm, yığıldım. Ahmet o sırada silah kurulu olduğu için bir şey olur diye aldı. Sonra insanlar müdahale etti abime.

‘HEDEF GÖZETMEDEN ABİME DE BANA DA ÇOK SAYIDA ATEŞ ETTİ’

Ben ağır yaralandım, şahıs hedef gözetmeden abime de bana da çok sayıda ateş etti. 1 haftaya kadar yoğun bakımda kaldım daha sonrasında taburcu oldum. Kendisi yoğun bir tehdit, hakaret ve yalan haberlere, saldırılara maruz kalıyordu. Kendisi bu durumdan çok muzdaripti. Biz ondan razıydık.”

Bozkurt’un açıklamalarının ardından sanık avukatları, kendisine soru sorulmasını talep etti. Müşteki avukatı Fatih Güneş soru sorulmasının reddini talep etti. Mahkeme Başkanı söz konusu talebi reddetti. Bunun üzerine sanık Serdar Öktem’in avukatı Batuhan Mastı diğer müştekilere de soru sorma yönünde taleplerinin olduğunu kaydetti. Mahkeme Başkan bu talebi de reddetti.

DOĞUKAN ÇEP’İN AVUKATI İLE SELMAN BOZKURT’UN DİYALOĞU

Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun ve Selman Bozkurt arasındaki konuşma şöyle:

Emine Tosun: Eray Özyağcı ilk olarak Sinan Ateş’in üst tarafına mı alt tarafına mı doğru ateş etti?

Selman Bozkurt: Dümdüz karşıdan itiraz etti. Ben kendim yara aldığımda ve döndüğümde abim

Emine Tosun: Olay esnasında sizin yüzünüz hiç Sinan Ateş’e dönük oldu mu?

Selman Bozkurt: Olmadı.

Emine Tosun: Ahmet Keçik’e silahları ofise götür talimatını siz mi verdiniz?

Selman Bozkurt: Hayır ben vermedim. Ahmet silahların kurulu olduğunu düşünerek bir zarar olacağını düşünerek götürdü.

AVUKAT KÜRŞAT ERGÜN: SİNAN KARDEŞİM ÖLÜMÜNE DOĞRU YÜRÜDÜ

Müşteki Selman Bozkurt’un ardından müşteki avukatları söz aldı. Müşteki vekili avukat Kürşat Ergün, ”Ben bugün burada yaklaşık 20 yıllık dostum ve aynı zamanda avukatlığını yaptığım Sinan Ateş için buradayım. Ben bugün onun adına konuşmak için buradayım” dedi.

Sinan Ateş’in olayın yaşandığı dönemde çok fazla bir tehdit aldığını belirte Ergün, şunları söyledi:

”Olay döneminde bir araya gelindiğinde konuştuğumuz şey Sinan Ateş’e yönelik tehditlerdi. Başka bir şey konuşmamız mümkün değildi çünkü mevzu bahis Sinan’ın canıydı. Ben de bu konuda ona ‘bir süre uzaklaş, 1 yıl 6 ay git, gerekirse çocuklarının okullarını dondur’ dedim. Ama Sinan kardeşim ölümüne doğru yürüdü ve her şey gözlerimizin önünde gerçekleşti.

Benim bir tanıdığım aradı ve ‘Sinan vuruldu, ufak sıyrıkları var’ dedi aramızdaki yakınlığı bildiği için gerçeği söylememişti. O kadar yoğun bir tehdit dönemiydi ki vurulmuş olması benim açımdan sevindirici bir durum oldu. Hastaneye geldiğimde baktım ‘ağlıyorlar’ dediler ki öldü. Şaka olmasını diledim. Velhasıl bu ölüm gerçekleşti.

‘BİR KUŞ BİLE SİNAN’IN BAŞINA BİR ŞEY GELECEĞİNİ BİLİYORDU’

Şimdi bunun çok net anlaşılması için abartarak söylüyorum; o dönemde Sinan Ateş’in üzerinden geçen bir kuş bile Sinan’ın başına bir şey geleceğini biliyordu. Ben o gün aldığım bir telefon gibi bir telefon alacağımı biliyordum. Biz bugün burada herhangi bir kurumu, kurumsal kimliği yargılamak için bulunmamaktayız. Bizim amacımız bu olaya her ne şekilde olursa olsun makamına, mevkisine bakılmaksızın yargı önünde hesap vermesi için bulunmaktayız.

‘AYNI DOSYAYA AİT İKİ YARGILAMA YAPAMAZSINIZ’

Aynı dosyaya ait iki yargılama yapamazsınız. Bunu yapabilmek için firarileri ayırırsınız. Önünüzdeki dosya itibarıyla böyle bir teknik durum söz konusu değildir. Biz dosya içindeki deliller açısından yargılamanın her aşamasında şu anda ilk celsesini yaptığımız davada bizler sormamız gereken bir takım soruları soramıyoruz.

‘DİĞER ŞÜPHELİLER OLMADAN BU YARGILAMAYI NASIL YAPACAKSINIZ’

Bolu’da seyir halindeki araca eskortluk eden araçların biz kime ait olduğunu bile soramıyoruz. Ya da birtakım konum talep ediliyor pankart asmak gerekçesiyle. Bunu sordukları kişi de emniyette görevli olan ve MİT’çi olup yalan konum attığını iddia eden bir kişi. Biz bu bilgiler temin edildikten sonra bu bilginin gönderildiği kişiye şu an bunları neden dahil ettin diye soramıyoruz? Neden? Çünkü başka dosyanın konusu.

Olayla alakası olmayan kişiler de var gerçekten mesela taksici. Diğer şüpheliler olmadan bu yargılamayı nasıl yapacaksınız? Bu dosyanın bozulacağı daha iddianame kabul edildiğinde belliydi zaten. Ayıramayacağınız olayları ayrı ayrı yargılamaya çalışıyorsunuz buradan da adalet çıkarmaya çalışıyorsunuz.

Sinan Ateş’i kimse bu saatten sonra getiremez ama biz adaletini istiyoruz. Burada yapılan yargılama sonucunda benzeri eylemlerin çok rahatlıkla gerçekleştirileceğine yönelik kanaatinde önüne çıkmak istiyoruz.”

ATEŞ AİLESİNİN AVUKATI: BU DOSYANIN ADLİ BİR SUÇ OLACAĞINI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Şeyda Şahin ise şöyle konuştu:

“İftiralar, itibarsızlaştırma girişimleri katran girişimleri bazı isimlere yetmemiş olacak ki karanlık planlarla öldürülmüştür. Sinan Ateş elbette ki siyasi bir kişiliktir ve bu dosyanın da adli bir suç olacağını kabul etmek mümkün değildir. Soruşturmada ifadesine başvurulmayan Sinan Ateş’in babası Musa Ateş bu dosyada dinlenmemiş ve bu süreçte hayatını kaybettiği için davada telafisi giderilmeyecek bir sonuç doğmuştur.

‘GÖLGEDEKİ KARANLIK ADAMLARIN ORTAYA ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ’

Çubukları tutanların gölgede kaldığı bir gölge oyunu var, oyunun adı ‘Kanlı Cuma’ Biz de bu işin asıl faillerinin bulunmasının amacı içindeyiz. Çubukları ellerinde tutanları, gölgedeki karanlık adamların ortaya çıkarılmasını ve asıl faillerin sanık koltuklarında oturtulmasını istiyoruz. Milyonda bir tesadüfle telefon görüşmelerinin art arda yapıldığı, 600 km’lik yolun bagajda gidilmesi gibi konular tesadüfi değildir. Kimse aklımızla oynamasın.

‘MUSTAFA ENSAR AYKAL’IN SORUŞTURMADAN ÇEKİLMEMİŞ OLMASI MUTLAK ŞÜPHE NOKTALARIMIZDAN BİRİ’

”Mutafa Ensar Aykal’ın soruşturmadan çekilmemiş olması mutlak şüphe noktalarımızdan biridir”

Etkili yürütülmeyen bir soruşturma sonucunda böyle bir iddianame vardır. Eski Cinayet Büro Amiri bu soruşturmanın başındaki isim ve bugünse sanık kolduğunda oturmaktadır. Dün bize ‘GB’nin ne anlama geldiğini anlatmıştır. Bu beyhude çabaları tebessümle yine de fikirlerine saygı duyarak dinledik. Sanığın sıfatının şu an zaten hiçbirimiz açısından hükmü yok. Ancak 8 aydır yaptığı ya da yapmadığı, eklediği ya da eklemediği, gizlediği ya da gizlemediği belgelerin ne olduğunu öğrenmemizin çok önemi vardır. Sanık yaptığı tüm işlemlere şüphe düşürmüştür. Sanık zaten dün bilgi aktarımı yaptığını ikrar etmiştir. Kendisi ‘GB’nin ne olduğunu önceden bilmediğini söylemiştir. Bu soruşturmadan çekilmemiş olması mutlak şüphe noktalarımızdan biridir.

‘APPLE’A YAZI YAZILARAK ŞİFRELERİN ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ’

Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal her ne kadar şifrelerini vermek istemeseler de vermesinler. Ama biz Pınar Gültekin vakasındaki kararı emsal olarak sayın heyete sunacağız. Ancak biz bu konuda kilit isimler olmaları nedeniyle sanık telefonlarının mahkemenin Apple’a yazılacak yazıyla şifrelerinin çözülmesini istiyorum tabi atı alan Üsküdar’ı geçmediyse. Biz öte yandan Doğukan Çep ile birlikte hareket ettiklerinin örgütsel olarak hareket ettiklerini düşünmekteyiz.”

17 İSMİN AYRILDIĞI DOSYADA KİMLER VAR?

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Şeyda Şahin 17 ismin ayrıldığı dosyada yer alan isimlerin de bazılarını açıkladı ve şunları söyledi:

”Bizler ana amiral dosyayı inceleyemiyoruz. Oysa dosyanın içerisinde yer alan isimleri teker teker sıralayacağım. Olcay Kılavuz bu dosyanın şüphelileri arasındadır, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Talha Atalay, Burak Kılıç, Gürsel Horat, Suat Yılmaz Zobu. Bu isimler hakkında adli kontrol işlemleri uygulanmıştır. Bu kişiler ana dosyada yer alan isimlerdir. Diğer isimleri de sıralayamıyoruz kısıtlılık kararı olduğu için. Bu isimleri açıkladık çünkü önümüzde bu isimlerle alakalı yapılan işlemlerin belgesi var.

‘BU ARAÇLAR MHP ADINA ÜLKÜ OCAKLARINA TAHSİS EDİLDİ’

Olcay Kılavuz bu dosyanın içinde yer almalıydı. Mehmet Akgül’e ait olduğu evraklarda kayıtlı olan plakayı sormamıza neden izin verilmedi. Zaten dosyada bu isim vardı. Bizim sorularımız adeta ablukaya alındı. Dosya içine giren 2 tane araç var. Korkmayalım biz korkmuyoruz. Sinan Ateş’in yazışmalarını basında çarşaf çarşaf paylaşıyorsunuz. Bu araçlar MHP adına Ülkü Ocaklarına tahsis edildi. Makamlarla, partilerle bizim bir husumetimiz yok. Bizler bu partiye yıllarca hizmet verdik. Partiler ya da Ülkü Ocakları ile bir derdimiz yok. Bu eylemi yapan, yaptıran her kimse onlar gelsin ve sanık kürsüsünde yargılanmaları yapılsın.”

TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN SAVUNMASI ÇÜRÜTÜLDÜ

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Onur Altuntaş, ”Belli yerler tarafından hazırlanan ve ellerine verilen bir oyunu oynadıklarını düşünüyoruz sanıkların” diyerek, şunları kaydetti:

Tolgahan Demirbaş ile alakalı en önemli husus Mersin olayı. Rapora göre, Mersin olayı 15 Mart 2022’de gerçekleşiyor. 15 Mart’ta gerçekleşmiş bir olayda Mustafa Ensar Aykal’a Tolgahan Demirbaş’ın konum sorduğu ilk tarih 10 Mart’ta. Yani gerçekleşmemiş olayla alakalı pankart asma olayının konumunu mu istedi. Bunlar bilirkişi raporunda sabit. Bu beyanları gerçek değil. Tolgahan Demirbaş’ın düşerek kendi aracının lastiğinin altında kaldığını iddia ettiği konum hususu ve belki kim bilir daha neler vardır bilerek ve istenerek parçalanan telefonu incelenmedi.”

‘POLİS MÜDÜRÜ TANIK OLARAK DİNLENSİN’ TALEBİ

Öte yandan davanın dördüncü duruşmasında Avukat Süleyman Kavak, Sinan Ateş soruşturmasında görevli dönemin Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Öner’in “Tolgahan Demirbaş’ı MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına aldık. Demirbaş’ın sokakta gözaltına alındığını anlatan yakalama tutanağı sahte” diyerek yaptığı suç duyurusunu gündeme getirdi.

Kavak, “Söz konusu Asayiş Şube Müdür Yardımcısı’nın dosyada tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!