Siyah beyaz film gibi biraz

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Dün akşam oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Ön eleme turu maçında temsilcimiz Galatasaray rakibi PSV karşısında adeta ezildi desem yalan söylemiş olmam!

Sayın Terim, maç’a beşli defansa formuyla, kalede Muslera, sağda Sekidika, merkez savunmayı Alpaslan, Luyindama, Marcao, solda Ömer Bayram’la kurgulayarak belli ki kalenin önüne otobüsü çekmeyi planlamış!.. Ortanın sağına Arda, merkezde Aytaç, solunda Emre Kılınç’la üçlü orta alan kurgusunu, öne iki kanat özellikli oyuncu Kerem ve Babel ikilisiyle bağlayarak 5-3-2 formuyla sahaya dizmişti. Muslera, maçın başında ve sonunda yaptığı kalitesine yakışmayan iki hatayla hezimetin hazırlayıcısı oldu. Geçen sene yetersiz bulunduğu için Konya’ya kiralanan Sekidika’ya Fatih Hoca Şampiyonlar ligi maçında tüm bir sağ kulvarı emanet etmişti!.. Göztepe’den transfer edilen Alpaslan Öztürk’ün, premier oyuncu izlemeye alışmış olan Galatasaray taraftarını memnun edeceğini hiç düşünmüyorum! Dün akşamki performansı da bu seviyelerde bir oyuncu olmadığının bir göstergesiydi. Ekseni etrafında harç karma makinesinden daha yavaş dönen Luyindama, lige hazır olmadığı bariz belli olan Marcao, elinden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olduğundan şüphe duymadığım, ama yine bu seviyelerde  ideal kadro yapısı için yeterli  bulmadığım Ömer Bayram beşlisinden oluşan savunmanın hem içinden hem dışından geçen PSV nin hücum hattı, 5 gollü beş yıldızlı bir performans sergileyerek Tur biletini İstanbul’a gelmeden cebine koydu. Oyunda kaldığı süre içinde sahada büyüteçle aradığımız Arda, yine orta sahanın göbeğinde topla en çok buluşan ama stoper sağ bek, stoper sol bek pas tercihiyle değersiz pas rekoru kırıp, takım oyun hızını yavaşlatıp, takım boyunun uzamasına, rakibin bizim sahamıza yerleşmesine sebebiyet vererek  Galatasaray takımının ezilmesinde başrol oynayan Aytaç Kara ve bu yoksunlar içinde ayakta kalmaya çalışan Emre Kılınç’la karşı kaleye nasıl ve ne kadar gidilebilirdi? Nitekim ilk yarıda golle sonuçlanan bir, ikinci yarıda iki, bilemedin üç pozisyonda cılız ataklarla ancak karşı kaleyi görebildi Galatasaray. Üçüncü bölgede oldukça yalnız kalan ve orta saha oyuncularından istenilen desteği bulamayan Babel, etkisiz oyunuyla yerini Mohamed’e bırakmak zorunda kaldı. Fiziksel, zihinsel ve beceri anlamında bu seviyeler için daha ister diye düşündüğüm Kerem; 22 yaşında geleceğin yıldız adayı diye yorumlanıp şişirilirken, gerçek yıldız adayı 19 yaşındaki Madueke dün akşam şampiyonlar ligi performansıyla, güçlü fiziği ve göze hoş gelen oyunuyla adeta dünya devlerine göz kırpıyordu.

İki takım arasında hem maç istatistiği,  hem de takım kalitesi açısından çok büyük mesafe vardı. PSV, Philips markasıyla Dijital platformda HD kalitesinde görsel bir şölen sunup tur biletini alırken, Galatasaray, ‘’Bizimkisi bir aşk hikayesi, Siyah beyaz film gibi biraz, Ateşle su dikenle gül gibi, Bizimkisi roman gibi biraz’’ melankolisiyle Şampiyonlar Ligi defterini kapatıp, bir çuval katılım payını da Hollanda’da bırakarak yuvasına dönüyordu.

Siyah beyaz film gibi biraz

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Takımların oyunlarından ziyade futbol yazarlarının Türkçeyi kullanma biçimleri çok ilgimi çeker. Futbol yazıları Türkçenin genel kurallarına uymaz. Bu futbol yazarları arasında genel kabul gibidir. Neden bazı kelimler büyük harfle başlar, neden bütün sayıları serbestçe kelimelerin arasına sokuşturuverir yazar, Türkçenin doğasına aykırı başı sonu belirsiz upuzun cümleler arasında neden kendimizi kaybederiz, yabancı futbolcu adlarından başımız dönerken bir de işin havası gibi gösterip neden bolca yabancı kökenli kelimeler tercih edilir, vs vs.? Hasılı, iyi bir Türkçe alıştırmasıdır futbol yazıları.Bu da öyle.

  2. Saygıdeğer hocam tüm oyuncuların eksiğini gayet güzel anlatmışsınız. Fatih Terim’in eksiklerine de değinmek gerek. Kadro seçimi, sahaya diziliş, hazırlık maçları, kamp dönemi… Bence Galatasaray camiası Terim aşkı yüzünden başarısızlığa mahkum oldu. Mustafa Cengiz in gitmesi ve adaylar arasında belki en vizyonsuzu sırf terim takıntısından geldi. Galatasaray taraftarı da buna yol açtı. “Ya terim ya ölüm” diyenler futbolu öldürdü.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!