Süper Lig’de antrenör kıyımı

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Süper lig’de oynanan ilk üç hafta sonunda beş Teknik Direktörle yollar ayrıldı. İşin ilginç yanı bunlardan dördü geçen sezonu takımlarında bitiren teknik direktörlerdi! Yani demem o ki, geçen sezon çalışmalarından memnun kaldığınız ve bu güvenle yeni sezona başlama kararı aldığınız teknik direktörü başarısız diye görevden alıyorsunuz! ‘’Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!’’ Bir teknik adam ne yapmış olabilir ki, kredisini üç hafta içinde sıfırlayabilir? Bir Teknik Direktör bu üç hafta içinde hangi stratejik, taktik ve yönetimsel hataları telafi edilemez şekilde yapmış ve milyonlarca dolarlık sezon yatırımınızı tehlikeye atmış olabilir ki, jet hızıyla duruma müdahale edip yatırımlarınızı koruma iç güdüsüyle Teknik Direktörün kellesini hiç tereddüt etmeden alabiliyorsunuz? Kulüp sayfalarınızda karşılıklı anlaşarak ayrıldığınız mesajları, gazetelerde dostça el sıkışma pozları üç haftada beş antrenörün hangi nedenlerle görevden alındığı sorusunun cevabını verebiliyor mu? En iyisi sizi fazla merakta bırakmadan ben ayrılık nedenlerini dilim döndüğünce sıralayayım. Sakın bu ayrılıklarla ilgili bilgi akışı sağladığımı falan zannetmeyin. Yani aşağıda yazacaklarım tamamen benim kurguladığım ayrılık nedenleri olacak; bunu peşinen söyleyeyim de, durduk yerde başıma iş almayayım.

Sezon bitmiş yeni sezonla ilgili el sıkışılmıştır. Yönetim düşünmese bile taraftar Teknik Adamın kalmasını istemekte ve aksi olduğu takdirde yönetime hesap soracağı tehdidinde bulunmaktadır. Ya da, gelen Teknik Adam güçlü bir siyasal destekle gelmiş ve anlaşılmak zorunda kalınmış, bu zorunlu birlikteliği bitirmek için, Teknik Adamın zayıf anı kollanıp, düşünülen operasyon yapılmıştır. Ya da, Sezon başında yapılan transferlerde yönetim, transferleri Teknik adamı devre dışı bırakarak yapmış, dolayısıyla Teknik Adam da davulun boynuna asılmasından rahatsız olmuş, idareyle ilişkiler sonbahar rüzgarı ve serinliğine girerken kışı erken getirmiştir. Ya da, başkanlıktan ziyade ‘’ben, bir de teknik adamlığa soyunayım; Para bende güç bende’’ diyen başkan egosuyla, buna izin vermeyen Teknik Adam egosunun çarpışmasının beklenen sonucudur ‘’seviyeli ayrılık!’’

Bu ayrılık sebeplerine şark zihniyeti yönetim anlayışı ile bir çok neden ekleyebilirim; ama sadece bir nedeni yukarıdakilerin içine asla ekleyemem. ‘’Biz hocamızla anlaşırken kendisine var olan şartlarımızı söyledik. Kulüp ve takım felsefemizi anlattık. Vizyonel hedeflerimizi önüne koyduk. Bu doğrultuda ona sağlayacağımız imkan ve şartları yerine getirdik. Ekibiyle birlikte rahat ve huzurlu bir ortamda çalışıp, üretebilmesi için tüm destek ekiplerini emrine sunduk. Bu başarı hedefine ulaşabilmemiz için Teknik Direktörümüze minimum 2 sezon süre tanıdık. Maalesef ki bu süre zarfında beklediğimiz başarı hedefimizin çok gerisinde kaldık. Bu sebeple Teknik Direktörümüzle yolumuzu üzülerek ayırıyoruz’’ ifadesini  bu Ülkede hiçbir kulüp başkanından duymanız mümkün değildir; çünkü bu cümleleri kurabilmek için sağlam bir futbol kültürüne, zeminine ve aidiyetine sahip olmanız gerekir.

İşin özü biz ne dersek diyelim imam bildiğini okuyacak, Haftaya kim bilir çarkı felek Hangi bahtsız Teknik Direktörün üstünde duracak!..

Süper Lig’de antrenör kıyımı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!