ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, bu yıl yapılacağı ilan edilen Suriye cumhurbaşkanlığı seçiminin ne serbest ne adil ne de uluslararası toplumun beklentilerini karşılayabilecek bir seçim olacağını öne sürdü.
ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları tarafından Suriye’deki emperyalist savaşın 10’uncu yılı dolayısıyla yapılan ortak açıklamada, Suriye’de halkın 10 yıl önce meşru talepler için sokağa çıktığını ancak Esad’ın bu taleplere şiddetle, akıllara durgunluk veren bir şiddetle karşılık verdiğini öne sürdü.
Suriye’deki 10 yıllık savaşta çekilen acıların sorumlusunun Esad ynetimi ve onu destekleyenler olduğu iddia edildi.
Suriye’de yaşanan katliamları, insan hakları suiistimallerini, uluslararası hukuk ihlallerini belgeleyenlere teşekkür edilen açıklamada, Suriye’de halkın yarısından fazlasına tekabül eden yaklaşık 13 milyon insanın insani yardıma muhtaç hale geldiği söylendi.
Açıklamada, “Suriye’nin komşuları Türkiye, Ürdün, Lübnan, Irak ve Mısır tarafından cömertçe misafir edilen veya içerden mülteci durumuna düşmüş milyonlarca Suriyeli şiddet, keyfi tutuklama ve işkence korkusuyla evlerine dönemiyor” ifadesi kullanıldı.
Esed ve destekçilerinin bir an önce siyasi çözüm müzakerelerine dönmesi gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bu yıl yapılacağı teklif edilen Suriye cumhurbaşkanlığı seçimi ne serbest ne adil ne de Suriye rejiminin uluslararası anlamda normalleşmesi için herhangi bir adıma yol açacak. Herhangi bir siyasi sürecin tüm sesleri duyurabilmesi, diaspora ve mültecilerin de dahil olduğu tüm Suriyelilerin katılımını gerektirir.”
Söz konusu 4 ülkenin “Suriyelileri yalnız bırakmayacağı” söylenen açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında barışçıl bir çözüm taraftarı olunduğu, Esad rejiminin cezasız kalmasının kabul edilemez olduğu ve ülkede yaşanan insanlık suçlarının hesabının sorulması konusunda baskı yapılmaya devam edileceği bildirildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Soruşturma ve Uluslararası Tarafsız ve Bağımsız Mekanizmanın önemli rolünü desteklemeye devam edeceğiz. Ulusal mahkemelerde Suriye’de işlenen suçlara ilişkin kendi yetki bölgelerinde soruşturma ve yargılamadan dolayı memnuniyet duyuyoruz. Suriye’nin Kimyasal Silah Antlaşmasına uymamasını kabul etmeyeceğiz ve bu konuda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün çalışmalarına tam destek vereceğiz.”
ERDOĞAN’DAN BIDEN’A ÇAĞRI
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Amerikan Bloomberg’e yazdığı makalede, ABD’ye “Suriye’de birlikte çalışma” çağrısı yapmıştı.
Erdoğan şu ifadeleri kullanmıştı:
“Gururla söylüyorum ki Türkiye’nin pozisyonu, Suriye iç savaşının başlangıcından itibaren hiç değişmemiştir.
Türkiye’nin yerel unsurlarla birlikte oluşturduğu güvenli bölgeler, komşumuzun (Suriye) geleceğine olan bağlılığımızın kanıtıdır.
Biden yönetimi, verdiği sözleri tutarak, Suriye’deki trajediyi sonlandırmak ve demokrasiyi müdafaa etmek için bizimle birlikte çalışmalıdır.”
Suriye de yok, baska yerde cok mu sanki adil secim. Her ulkenin basina bir kac parazit cokmus, yoldukca yoluyorlar insanlari. Bazi ulkelerde uc dort aile, bazilarinda tek aile. Kimileri musluman, kimileri hristiyan, kimileri yahudi, kimileri putperest. Tek ortak yanlari aslinda hepsi ayni dine mensup.
Evet emperyalist ülkelerce sizin yazdıklarınız amaçlanıyor. Ancak bu amaçlar tali hedefler. Bence asıl hedef, müthiş şekilde odaklandıkları ana konu, bölgede tepeden tırnağa son sistem silahlar, uydular ile donatılmış bir pkk devleti (yeni İsrail) oluşturmak, pkk/ypg/kdp nin yönetiminde bu teröristleri Akdeniz’e indirmek. Bölgede artık Türkiye’yi istedikleri gibi oynatamayacaklarını (1990 lardan bu yana) biliyorlar. PKK bölgede emperyalistlere göbeğinden bağımlı (Hatta İsrail’den bile daha verimli), koşulsuz şartsız hizmet edecek bir yapı. Düşünün ki bölgede ki Türkiye, Irak, ve İran’ ın ortasında baskı altında ABD ve AB’ye sürekli bağımlı ve savaş içinde kullanacakları bir devlet. Onlar açısından baktığımızda mutluluklarını tahmin edebiliriz.
Suriyede yapilan seçiminin ne serbest ne adil ne de uluslararası toplumun beklentilerini karşılayabilecek bir seçim olacağını öne süren demokrasi havarileri, ayni seyi Misirdaki „Abd al-Fattah as-Sisi“ icin söylemediler. Bioaktivst, adami Kirgisistan halilarla karsiliyorlar. Bir secim ancak bu demokrasi havarilerinin tercih ettikleri bir Kukla secilirse serbest, adil ve „uluslar arasi toplumun“ beklentilerini karsilayabilir. Bence bir bu göklü koalisyon Suriyede kimin secilmesi gerektigini söyleyiversin. Ikinci bir Sisi mesela?
Haklinin degil, güclünün dünyasi. Demokrasi, özgürlük, insan haklari sadece ezilmesi gereken toplumlara dayatilan uyduruk sloganlar.
idlibde ısrarlarının nedeni şimdi anlaşılıyor…..
SURIYEDEKI ASIL SORUN AVRUPAYI RUS ENERJI TEKELINEN KURTARMAK 2 BIR ENERJI KAYNAGI GETIRMEK,IRAN-SURIYE-LUBNAN ARASINDAKI HIZBULLAH BAGINI KOPARIP ISRAILIN GUVENLIGINI SAGLAMA SORUNUDUR;
Rusya enerji borcu olan ukranya odemeyince putin vanalari kisinca avrupa enerji nedeyle sorun yasadi.Avrupa ikinci bir enerji kaynagini suriye uzerinden deniz yoluyla getirmek istedi Esad buna musade etmedi.
Suriyede ic savasin cikma nedeni 2008 yilinda tek parca Pars isimli denizin aciklarinda gaz havzasi bulundu.Buradaki gaz havzasi tek basina avrupanin ihtiyacini karsilayabilirdi.Bunlarda bir proje ile avrupaya gazi getirelim dediler.Avrupanin ana gaz tedarikcisi Rusya.Bugun butun dunyada dogalgaz fiatini putin belirliyor.Putinin fiatini kirabilmek icin 2 bir gaz kaynaginin avrupaya sokulmasi planlaniyordu.Katardan,sudi arabistana, ordan urdune ve suriye uzerinden turkiyeden ise viyanaya kadar avrupaya uzanacakti.Bu teklif 2009 yilinda esad hukumetine yapildi.Suriye yonetiminin en buyuk destekcisi rusya evt deseydi Esad sorun yasamiyacakti.Esad rejimi rusya destegi ile ayakta duruyor.Rusya destegi cektiginde ayakta duramazdi.Musluman kardesler geliyordu.Mecburen esad hayir dedi.Bu gaz projesinin arkasinda 2 ana aktor var.Ingiltere ve fransa kendi aralarinda anlasarak esad rejimini devirmek icin kendi aralarinda anlasma yapti.Fransa,ingiltere,almanya cikari ile Abd ve israilin cikarlari burda birlesti.Esad hayir diyince irandan gazi alalim dediler.irandan gelsin suriye uzerinden tarsus limanindan akdenize acilsin batiya gazi verelim dediler.irandan gelen gaz tarsusta ustu olan rusayanin kontrolunde olucak bu islerine gelmedi.M16-Mossad-Cia-bnd suriyedeki savasin fitilini atesledi..Ic savas baslayinca esad rejimi dayanamadi ordusunun gucu ic savasi durdurmaya yetmedi.Abd afganstandaki elkaide-el nusra v.b tum parali askerlerini buraya getirdi.Bu tutumundaki diger bir amacta 1973 beri suriyenin Lazkiye ve Tarsusta bulununan Rusyanin iki askeri ussunu ortadan kaldirmak.Diger hususta Iran-suriye-lubnan arasindaki hizbullah bagini kesip filistindeki hamas ve el fetihe giden lojistik destegini kesmek istiyorlardi.Bu savas vekiler uzerinden yapilan bir savasti.Esad zayiflayinca mecburen rusyayi cagirmak zorunda kaldi.Rusya sahaya inince sahada denge unsuru degisti.Rusya diyorki dunyada gazin fiatini ben belirlicem.Benim haricimde dunya pazarina gaz cikmayacak diyor.Rusya katardan gecicek boru hatini kesiyor.Suriye yerleserek Avrupaya gidicek olan irak ve irandan gecicek gaz boru hattini kesiyor.Uluslar arasi piyasada gazin fiatini ben belirlerim diyor..Abd pkk-pyd lojistik destek vermesinin asil nedeni, ortadogu enerji kaynagini ve gecis guzergahlarini kontrol altina almak ve israilin guvenligini saglamak istiyor..Bu durum Rusya -Turkiye-Iran cikarina karsi.Pkk-pyd olusuma gitmesi demek Suud-katar-irak enerji kaynaklarinin suriye uzerinden aknenizden avrupa tasinmasi Rusyanin cikarina karsi.Buna asla musade etmez.Aksi taktirde enerjiye bagli olan rusya ekonomisi cokus yasar
İsrail ve ABD BOP’sini icad etmişti.
Gelinen noktada Emevi camisinde namaz kılmak için
Harabeye çevrilen Suriye
Milyonlarca Mülteci.
Yurtta sulh Cihanda Sulh.