Asayiş Şube Müdürlüğü, Ergün Arslan cinayetinin tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılması için “özel ekip” kurdu. Ergün Arslan’ın öldürüldüğü gün taciz olayının yaşanmadığı belirlendi.
Arslan’ın taciz olayından 3 gün sonra aynı bölgede fotoğraf çekince çevredekilerin “tacizci” diye öldürdüğü ortaya çıktı. Kurulan özel ekip, 13 yaşındaki G.S.’nin “Fotoğrafımı çeken bu değil, bıyıklı biriydi” dediği kişinin bulunması amacıyla çalışmalarına başladı.
Alanlarında uzman olan ekip, bıyıklı gerçek tacizciyi tespit etmek amacıyla söz konusu bölgede bulunan Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) ile işyerlerine ait güvenlik kameralarına incelemeye aldı.
‘HAK ETTİĞİ CEZAYI ALSIN’
Sabah’tan Hüseyin Kaçar’ın haberine göre, Ergün Arslan’ın kardeşi Süleyman Arslan şunları söyledi:
“Olay sırasında bir kadının su vermek istediği ağabeyim yaralı bir şekilde ‘Oruçluyum’ diyerek suyu içmeyi kabul etmedi. Görgü tanıklarının anlattığına göre, son nefesinde bile kelime-i şehadet getirmiş. Böyle bir insan nasıl tacizci, kötü bir insan olabilir. Ölü bir kişiye iftira attılar. Biz devlete güveniyoruz, gerçek tacizci kimse bulunacak ve ağabeyimi bir iftira uğruna öldürenler de hak ettiği cezayı alacaktır.”
Soruşturma kapsamında, gözaltına alınan 7 kişiden 23 yaşındaki B.E., 16 yaşındaki E.H.T ve 16 yaşındaki S.D. tutuklanmıştı.
‘EVE GELİP GİDENLER VAR, DESTEK VERİYORLAR’
Gerçek ortaya çıkınca Arslan ailesinin evi taziye ziyareti ve destek için gelenlerle doldu. Arslan’ın kardeşi Süleyman Arslan, “Şu an evimizde taziyemiz devam ediyor. Bizde taziye yerleri 3 gün sürer ama devam ediyor. Eve gelip gidenler var, destek veriyorlar. Yanımızda olduklarını belirtiyorlar. Hepsinden Allah razı olsun” diye konuştu.
Ergün Arslan’ın eşi Azize Arslan da adalet istediğini belirterek, “Eşime atılan iftiraların kaldırılmasını istiyorum. Eşim öyle bir şey yapmaz. Ben ondan böyle bir şey görmedim. Benim içim yandı onların da içi yansın. Ben başka bir şey söylemiyorum. Taziyemiz devam ediyor, sevenlerimiz çok. Öyle bir durum olsaydı kimse bizim kapımızı açmazdı. Kimse taziyemize de gelmezdi. Ben şahsen kendim bile gözyaşı dökmezdim. Kimse de taziye kurmazdı ona. Eşim hayvanseverdi. Ben idam ve adalet istiyorum. Bu işin peşini de bırakmıyorum” ifadelerini kullandı.
Annesi Zübeyde Arslan da idam istediğini dile getirerek, “Allah rızası için, ben kanser hastasıyım. Oğlum sürekli beni hastaneye götürüp getirirdi. Ben bunların idamını istiyorum” dedi.
‘KEDİSİ ÖLDÜ, ONU GÖMDÜK FATİHA OKUDUK, BÖYLE BİR İNSANDI’
Oturduğu binanın görevlisi Mehmet Laçin de Ergün Arslan’ın hayvansever olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
“Bir gün beni aradı. Kürek var mı, diye sordu. Ben de hayırdır ne yapacaksın dedim. Kedisinin öldüğünü ve buraya gömeceğini söyledi. İkimiz toprağı kazdık, kediyi gömdük. Üzerini kapattık, Fatiha bile okuduk. Bana dedi ki kesinlikle bu tarafı ne kazacaksın ne de kimse karışacak. Böyle bir insandı.”
Mahalle esnafı Hüseyin Atsız da Ergün Arslan’ı 25 yıla yakındır tanıdığını kaydederek, “Üzerine iftira atıldı. Allah’a çok şükür ki asılsız çıktı. Taziye evde devam ediyor. Dostlar geliyor, alnımız da ak” dedi.
Komşuları Fatma Ay da Ergün Arslan’ın sevenlerinin çok olduğunu ve herkesin üzüldüğünü söyledi.
Bu iftirayı yapanlar; ömür boyu, ağırlaştırılmış. Müebbet yemeleri lazım.