Bu tezgah bozulmalı

featured

Sabahattin İsmail yazdı…

Devletler, milli davalarında görüşmeleri zayıf ve zor durumda oldukları anlarda değil, güçlü oldukları anlarda ve kendileri için en uygun konjonktürde yaparlar…Düşmanlarının ve müttefiklerinin en zayıf oldukları anlarda görüşmeyi tercih ederler..

2017’de Crans Montana sonrasında görüşmeleri tümüyle sona erdirmek ve TANINMA talep etmek için çok uygun bir konjonktür yakalanmıştı..

Ne yazık ki, Annan Planı’ndan sonra elimize geçen bu ikinci fırsat da değerlendirilmedi.

TANINMA için yola çıkmak yerine, sözümona “Rumların niyetini anlamak için”  çok gereksiz bir 5+BM konferansı önerildi…Sanki 52 yıllık müzakere sürecinde Rumların niyeti hala anlaşılmamış gibi….

Hadi önerdiniz, bari güçlü olduğunuz anda bu konferansın toplanmasını sağlayaydınız, köşeye kıstırıldığınız anda değil…

TEHDİT VE ŞANTAJ ALTINDA

AB yaptırım kararları almış, tehdit ve şantajlarını artırmış, Mart ayında yaptırımlar için toplanacaklar…

ABD’de, siyasi yaşamı Rum-Yunan-Ermeni-Yahudi  Lobilerine hızmet etmekle geçen Biden iktidara gelmiş…Kendisi ve tüm ekibi azılı Türkiye düşmanı…Her koldan Türkiye’nin üstüne geliyor.

Baskılar sonucu Doğu Akdeniz’deki sondaj ve sismik araştırma gemilerimizi, savaş gemilerimizi geri çektik, Ege’de ABD-AB’ın istediği noktaya geldik..

Ekonomide, döviz rezervlerinde ciddi sorunlar var… Pandemi önlemleri nedeniyle içte ciddi sıkıntılar yaşanıyor…

Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan ikilisi, Mısır, İsrail, BAE, Fransa ve ABD ile ciddi askeri ittifaklar oluşturmuş…Sık sık tatbikatlar yapıp üstümüze geliyorlar…

ABD, “Libya’dan çekil” baskısına başlamış…Suriye ve Irak’ta her an yeni bir askeri harekata girmek gerekebilir…

Dört bir taraftan sıkıştırıldığımız bu koşullarda, çok acilmiş gibi, AB ve ABD’nin de kapı eşiğinde gözlemci olacağı, İngiliz ve Yunan’ın da masada oturacağı bir görüşmeye gitmek akıl karı mı?

Ateş suya mı düştü?

Bakın Rum müzakereci Mavroyannis 25 Ocak günü ne diyor:

‘TÜRKİYE İÇİN ORTAM OLUMSUZ, BU FIRSATI KAÇIRMAYALIM…’ 

Adam haklı, bu fırsat kaçırılır mı?

AB ve ABD’ye “iyi ve şirin çocuk” olarak görünmek için her yönde geri adım atıldığı bir ortamda, zaten çok gereksiz olan çok taraflı bir konferansa oturmak, üstelik, Rum-Yunan talebi olan AB’ın da bu konferansta GÖZLEMCİ olmasını kabul etmek, akıl tutulmasıdır…

Yaptırımların görüşüleceği AB zirvesinden önce konferans toplanırsa, AB yaptırım kararı almazmış…

Tam aksi, böylesine bir topuz başınızda sallanırken o konferansta nasıl dik duracaksınız?

NİYE GREENTREE?

Bu yetmedi, bir de toplantı ABD’de Greentree şehrine alındı…

Kıbrıs sizi sığmadı mı?

Niye Kıbrıs veya yakınlardaki tarafsız bir ülke değil de Greentree?

2 nedeni var.

Birincisi, ABD kendi toprağında olacak bu toplantıya tüm ağırlığı ile çökecek ve DAYTON Anlaşmasında  yaptıkları gibi, oradan istediği sonucu almadan kalkmanıza izin vermeyecek…

İkincisi ise, geçmişte de Greentree’de Kıbrıs görüşmeleri olduğu için, yapılacak görüşmenin yeni bir süreç değil,  eski görüşme sürecinin bir devamı olduğu mesajını verecek.. Biz “eski süreç bitti”, diyoruz ya, bitmediğini gösterecek…

BU TEZGAH BOZULMALI

İşte bugünden söylüyorum:

Eğer bu tezgah bozulmazsa, eğer bu konferans Türkiye’nin kendini daha güçlü hissedeceği bir tarihe ertelenmezse, eğer bu konferansın yeri değiştirilmezse, eğer AB’ın GÖZLEMCİ olarak toplantıya katılmasına onay verilirse, o toplantıdan çıkacak sonuç, görüşmelerin, “artık geçerli değil” dediğimiz,  mevcut BM Parametreleri temelinde devam etmesi kararı olacaktır…

Buna göre devam edecek olan görüşmeler, egemen eşitlik ve iki devletli çözüm talebimizin, BM parametreleri ve federasyon içine monte edilmesi eksersizine dönüşecektir…

Bu çerçevede,  tek egemenliğe-tek temsiliyete sahip olacak Birleşik Kıbrıs’ın kurucu Kuzey devleti olmamız, Birleşik Kıbrıs içinde, otonom devlet olarak kendi kendimizi yönetmemiz önümüze getirilecektir…

Bunun adına da “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” denecektir..

Rumlar buna, Anastasiadis’in ortaya attığı  “Desantralize (gevşek) federasyon, bizim açıkgözler de buna “egemen eşitliğe ve iki devlete dayalı konfederasyon” diyerek ağzımızı kapatmaya çalışacaklardır..

Tabii yersek…

AYAĞIMIZA KURŞUN SIKIYORUZ

Tekrar vurguluyorum:

Türkiye aleyhine olan mevcut konjonktürde, hem de ABD’de ve AB-ABD Gözlemciliğinde, bu gereksiz konferansın toplanmasına onay vermekle  kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.

Göz göre göre kendi ayağımızla tuzağa düşüyoruz…Göz göre göre, Annan Planı benzeri bir plana doğru sürükleniyoruz.

Peki ya Sn Tatar’ın her gün söyledikleri?

Rum-Yunan hamisi, Türk düşmanı AB’ın “GÖZLEMCİ” olmasına daha önce karşı çıkarken, şimdi AB’ın GÖZLEMCİ OLMASINA  onay veren, görüşmenin ABD’de yapılacak olmasına bile itiraz etmeyen, TANINMA olmadan egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözümün ve eşit uluslar arası statünün mümkün olmayacağının bile farkında olmayan birini ciddiye almayın!…

Tatar’ın seçimde Halktan aldığı yetki, KKTC’nin TANINMASI için yola çıkmaktı…Bu yönde hiç birşey yapmadığı gibi, “gerçekçi olduğu için tanınma talep etmeyeceğini” de söylüyor, tıpış tıpış Greentree’ye gitmeye hazırlanıyor…

Süreci yönetecek olan doğrudan Anavatan Türkiye’dir…

Kendisi için çok yanlış bir konjonktürde bu konferansa onay veren Anavatanımızın bize, ikinci bir Annan Planı veya ikinci bir Crans Montana süreci yaşatmaması için, hem dua edelim, hem de sesimizi, görüş ve önerilerimizi her yoldan Anavatana ulaştırmaya çalışalım…

Bu tezgah bozulmalı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Feto da aldatıldık dediler bundada sıkıştırıldık deyip olay oldu bittiyle rum kontrolünde tek devlet iki millet olacak.
    Normalde bizim sorunumuz yok orda, olan düşünsün ve bu sorun AB nin.
    Ben Türkiye lehine hayatta karar çıkmayacağını biliyorum ama bir AB-D sevdalısı siyasal İslamcı yönetimimiz varki hiç şüphem yok Türkiyenin aleyhine olacak.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!