Tunç Soyer: İzmir’de 150 bin mülteci var, herkes hazmetmeli

Kımıl..Buğdaylarımızı (emeklerimizi) emen süne böceği.

Sen hazmet, benim midem kaldirmiyor. Sorun suriyeliler de degil, memleketin dingonun ahiri olmasinda. Isinde, gucunde olan ve kalmak isteyen kalsin, diger zibidileri gonderin. Iceride kac tane ajan var belli degil. Avrupa’ya bu kadar siper oldugumuz yeter.

Mülteci değil hukuki statüleri geçici sığınmacı.

TUNÇ! sizin sindirim sisteminiz çok elverişli herşeyi hazmediyor ne yersen ye…bizde öyle bir sindirim sistemi yok..hazmedemiyoruz özenle seçiyoruz..

Hayır, böyle bir zorunluluk yok. Ayrıca küresel anlamda göçmen kabul etmek çok daha büyük sorunlara yol açıyor. Herkes yerinde kalsın ve ülkesi için mücadele etsin.!!!

demek ki yıllar önce yaşasaydı, yunan işgalinide kabullenirdi bu sahsiyet

Mason Soyer, insanlar bunu nasıl seçiyor anlamıyorum. Var bir cahillik

Sayın Başkan, bu açıklamalarınızdan sonra tartıda hiç sıklet çekmeyeceğinize daha çok kani oldum. Madem onlar ile yaşamayı hazmetmeliyiz, size zahmet tüm Büyükşehir’de çalışan Temizlik Görevlisi ve Park Bahçelerde çalışan kardeşlerimizi kapı dışarı edelim. Yerlerine masum “Göçmen” veya “Geçici Sığınmacı” olarak ifade ettiğimiz bu kardeşlerimizi işe alalım. Böylelikle onları daha hızlı hazmetmiş oluruz di mi? Sizde 8-10 yavruyu evlat edinin de bu konu tamamen kapansın. Ama dikkat edin, evlat edindikleriniz zeki olanlardan olsun. Siz zaten biliyorsunuzdur da ben gene de size bir yöntem söyleyeyim. İngilizler, Hindistan’ı hallaç pamuğu gibi atarken zeki çocukları tespit için “Logaritmik Cetvel” dağıtıp, ezberleyeni Oxford’a götürmek üzere sınav yaparlarmış. Sizde öyle yapın. Tenekelerle biz idare ederiz zaten. Hatta onlar için rüzgarda kertilir, yelde savrulur, genç yaşta toprağa bile düşeriz, hiç sorun değil…

Bu herifin kardeşi medyaskopun eski ortağı, çapını cibilliyetini oradan kestirebilirsiniz. Böyle kendilerini belli etmeleri aslında çok güzel bir şey, bize düşen bunların ne olduğunu millete bağıra çağıra anlatmak.

tunç soyeri tebrik ediyorum, tanju özcana ise el insaf diyorum. yahu Allahın verdiği suyu göçmen yada mülteci ne olursa olsun neticede insan bu yahu, allahın verdiği suyu allahın kulundan esirgemek ne demek, bağıra bağıra onları susuzluğa bırakacağını söylemek bir insan için, bırakın insanı bir kedi köpek yada herhangi bir canlı bitki ağaç susuz bırakmaktan zevk alan bir kamu yöneticisi nasıl olabilir. birde bu kamu yöneticisi atanmış değilde bu millet tarafından seçilmiş bir kamu yöneticisiyse bu millet hangi ara bu duruma düştü diye düşünmeden edemiyorum. adeta mankurtlaştırılmış insanları görüyorum ve bu insanlar bu millet adına söz sahibi olabiliyor. yazık yazık, bu millet zülkarneyn a.s dan beri oğuz atadan beri örfü töresi geleneği olan bir milletin bu değerleri nasıl yok edildiğini görüp üzülmemek elde değil. Türkün binlerce yıldır örfüde töreside bellidir. Türk maddeci değil manacıdır. maddeyi değil manayı üstün tutar, Türk Güçlüyü değil haklıyı üstün tutar. Tanju başkanın bu açıklamalarını dinleyince adeta şok oldum, çünkü ahali içinde bu tür düşünceler olabilir konuşulabilir, ama tanju başkan eğitimli birisi ve hukukçu olduğunuda yine aynı basın toplantısında söylüyor yani hukuk mezunuyum hkkaniyet okulunu okudum adalet dersleri aldım diyor. demekki vicdan olmadan merhamet olmadan tek başına adalette bir işe yaramıyormuş.

Onlar göçmen değil, geçici sığınmacı. Ancak bu geçicilik rafa kalktı. Onlar artık parazit.
Biz onlarla beraber yaşamaya alışmayacağımız gibi, siz onları göndermenin yolunu bulmaz iseniz, millet bulacak.
Bu milletin onları geri göndermek için bin türlü yolu var. Milleti bu yollara mecbur bırakmasanız iyi edersiniz.
Bu yöntemler devreye girdikten sonra, hiç biriniz bu gidişi durduramazsınız. Durdurumaya kalkalsanız, siz de onlarla birlikte gönderilirsiniz. İş bu noktaya varmadan ayağınızı denk alsanız iyi edersiniz.

Tamamıyla “Turnusol Kağıdı Dönemi” yaşıyoruz; kimin içinde ne var, hangi siyasi insanların davranışları çıkarlarımıza uygun ya da değil çok net görüyoruz. Sayın Soyer de kendini açıkça belli etti. Göçmen konusu ülkemiz için büyük bir milli güvenlik sorunudur. Bunu bu şekilde dillendirmeyen ya da aksini söyleyen herkes gözümüzden de gönlümüzden de düşmüştür/düşecektir…

Önce, mülteci kime denir önce onu öğren. Mülteci ile işgalci farklı şeylerdir. Dünyanın gelişmiş, gelişmekte olan hiç bir ülkesinde bu kadar milyonlarca miktarda yabancı hurraa ülkeye sokulmaz.
İzmir’ de de söylediğinin en az iki katı yabancı ülke vatandaşı mevcut onuda öğren.
Bu ülkenin bahtsızlıkları ve aymazlıkları, dünü bilinmeyen, isbatsız birilerinin, birden topluma parlatılması ve toplum yönetimlerine getirilmesidir.
Öztin Akgüç yazarın ifadesiyle “kazip şöhret” dir bunlar..sen önce İzmir’ in yön tabelalarını bir adam et, içine kazara giren kaybolmasın.

Sağlı sollu geleceğiz diyorsunuz yani. Finlandiyalıların “Soldiers of Odin” (Odin’in askerleri) adlı topluluklarıyla yaptığı gibi bi şeyler istiyor olamazsınız değil mi? İş oraya gidiyor çünkü! Gerekirse halk gönüllülük esasıyla, dayanışma içinde sokaklarının güvenliğini sağlar. Öyle kolay lokma değiliz biz. Türk milletini tanımıyorsunuz!

sizlerle yaşamayı zor hazmedıyoruz. gocmenlerle nasıl yasamayı nasıl hazmedecegız. soyler mısın?

Gladio‘nun ülkedeki politik piyonlari su yüzüne cikiyor. Mültecilerin Türkiye icin bir beka sorunu oldugunu inkar eden her kisinin soy kütügüne bakilmasini tavsiye ederim. Dünyanin en zengin ülkelerinin basinda gelen Almanya‘da mülteciler konusunda Merkelin yanlis acik kapi politikalarini destekleyen Kassel Vali‘si Lübcke, siradan bir alman vatandas tarafindan öldürüldü. Dikkatinizi cekerim, Almanya‘ da ne enflasyon var ne de acliktan kivranan, askari ücrete talim eden aclik sinirinda yasayan milyonlarca insan! Bu abuk subuk aciklamalar halki geriyor. Isin sonunu hayirli görmüyorum.

Sen bir Suriye’ye git ve oraya entegre ol