1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Tuncer Bakırhan tarih verip ‘siyasi ve yasal düzenleme’ istedi: ‘Öcalan’ın koşulları…’

Tuncer Bakırhan tarih verip ‘siyasi ve yasal düzenleme’ istedi: ‘Öcalan’ın koşulları…’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, terör örgütü PKK'nın 'fesih' kararı hakkında yaptığı açıklamada, "İnsani, somut ve güven artıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye'nin önünü açacaktır" dedi. Bakırhan, bayramdan önce atılmasını istedikleri siyasi ve yasal adımların neler olduğuna ilişkin soruya "Öcalan'ın koşulları" yanıtını verdi. PKK'nın 'fesih' açıklamasında Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasını hedef alması hakkında da konuşan Bakırhan, “Bu süreç ilerlerse muhataplarına gidip bu soruyu sorabilirsiniz” dedi.

featured

DEM Parti, terör örgütü PKK’nın ‘fesih’ kararını açıklamasının ardından ilk grup toplantısını düzenledi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te yaptığı açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Barış havası, güvenlik ortamı mutlak surette kalıcı ve gerçekçi olmalıdır” sözlerini ve CHP lideri Özgür Özel’in “Kalıcı toplumsal barışın olması; atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır” çıkışını hatırlatıp “Yürütme erkinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz” diye konuştu. 

“İnsani, somut ve güven artırıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye’nin önünü açacaktır” diyen Bakırhan, şöyle konuştu:

“‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü gerçeğe dönüşsün. Meclis, barışın kurucu gücü olsun. Tüm erklerin sorumluluk üstlenme ve görevlerini yerine getirme zamanıdır. Silahlar susacaksa, demokratik siyaset konuşmalı; silahlar susacaksa demokratik siyasetin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ortak vatan fikriyle cumhuriyeti demokrasiyle buluşturalım.”

‘ÖCALAN’IN KOŞULLARI…’

Bakırhan, grup toplantısından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakırhan, bayramdan önce atılmasını istedikleri siyasi ve yasal adımların neler olduğuna ilişkin gelen soru üzerine, “Toplumun aslında beklentilerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bayram öncesi en çok bizim halktan duyduğumuz talepler, cezaevinde bulunan hasta tutsaklarla ilgili yasal adımları olmadan da kimi şeyler yapılabilir. Sayın Öcalan’ın koşulları… Biraz şüphesi olan toplumun bu sürece tamamıyla inanması için yürütmede bulunan yürütme erki kimi adımlar atabilir” yanıtını verdi.

‘KANDİL’İN YÖNETİLERİ DEĞİLİZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK’nın fesih kararının örgütün tüm uzantılarını kapsayan bir karar olduğuna ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Bakırhan şu yanıtı verdi:

“Kandil’in yöneticileri falan değiliz, DEM Parti’yiz, siyasi partiyiz. Bu işler devletle örgüt arasında teknik meselelerdir. Silah kime nerede bırakılacak biz onu bilmiyoruz. Bizi nasıl tanımlıyorsunuz onu da bilmiyoruz ama biz daha çok PKK’nın toplamış olduğu kongre ve açıklamış olduğu kararların kıymetli, değerli olduğunu; yeni bir dönemin kapısını aralayacak çok önemli bir süreç olduğunu, bu gündemi Türkiye’nin tartışması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıntılara, teknik meselelere boğulmamak gerekiyor. Emin olun yeni bir kapı aralandı, yeni bir süreci tartışıyoruz. Bunun başarıya ulaşması için başta siyaset olmak üzere hepimizin üzerine görev ve sorumlulukları düşüyor. Ayrıntılar, teknik meseleler devletle iktidar arasındaki bir meseledir.”

PKK’NIN LOZAN’I HEDEF ALMASI HAKKINDA AÇIKLAMA

Bakırhan, PKK yöneticisi Cemil Bayık’ın DEM Parti içindeki marjinal sol gruplara uyarıda bulunduğu ve sürece katkı sağladığı yönündeki iddialara da “Ben öyle bir açıklama görmedim, bilmiyorum. Cemil Bayık kime, niye dedi. Sizin kadar takip edemiyoruz” dedi.

PKK’nın fesih açıklamasının ardından gündem olan Lozan tartışmalarının sorulması üzerine Bakırhan, “Sanırım bu süreç ilerlerse muhataplarına gidip bu soruyu sorabilirsiniz” ifadesini kullandı.

‘BARIŞLA, EŞİT YURTTAŞLIKLA…’

Bakırhan’ın grup toplantısındaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Tarihi bir sürecin içindeyiz. Toplum yıllardır bugünlerin hayalini kuruyordu. Toplumun barışa, çözümün tartışıldığı günlere büyük bir özlemi vardı, bugün o günlerin kapısı aralandı. Türkiye halklarına hayırlı olsun. Umarım barışla, eşit yurttaşlıkla taçlandırırız. Yapmış olduğumuz buluşmalarda Türkiye toplumunun barışa susadığına şahit olduk.

On yıllarca insanlar umudunu kaybetmedi. Biz Kürtler de geçmiş yıllarda öyle acılı yıllar yaşadık ki umarım biz de günleri gün olarak yaşar, acısız, kavgasız yaşayacağımız günlere birlikte kavuşuruz. Barış mücadelesinde yitirdiğimiz her bir canımızı minnetle anıyoruz.

Bu süreçte bizden beklenen demokratik siyaseti dönüştüren bir irada ortaya çıkartmamızdır. Barış süreci hukuki, kalıcı bir hale getirmek biz siyasilere düşendir. Başta Meclis olmak üzere; aydınlar, yazarlar, sanatçılar bu sürecin gerçek sahipleridir.

‘YÜRÜTME ERKİ ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRSİN’

Bu süreçte çok önemli açıklamalar yapıldı. Bu sürece katkı sunacak iki önemli açıklama var. Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı ‘Barış havası kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Siyasi ve hukuki adımlarla siyasetin güçlendirilmesi’ şeklindeki değerlendirmesini değerli buluyor, bu yapıcı yaklaşımı yürekten destekliyoruz.

Aynı şekilde, Sayın Özgür Özel’in ‘Kalıcı toplumsal barışın olması; atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır’ tespiti de son derece kıymetlidir. Yürütme erkinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.

‘PKK’ TEŞEKKÜRÜ: ÖCALAN, ERDOĞAN, ÖZEL, BAHÇELİ…

Orhun Abideleri’nden bir şeyi uyarlayarak anlatmak istiyorum. Orhun Abideleri aynen şöyle söyler; ‘Barış aç olanı tok etmek, az olanı çok etmek için büyük bir fırsattır’ diyor. Bu tarihi sürecin gelişmesinde büyük sorumluluk üstlenen en başta Sayın Öcalan’a, çözüm yolunda cesur bir duruş sergileyen Sayın Bahçeli’ye, bu iradeyi sahiplenen Sayın Erdoğan’a ve sürece ilk günden destek sunan Sayın Özel’e, Sayın Davutoğlu’na, Sayın Babacan’a, Sayın Arıkan’a ve tüm muhalefet partilerine de en içten şükranlarımızı, teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Yine 13 yıldır bizimle birlikte gece demeden, gündüz demeden duran, direnen, mücadele eden, bizimle birlikte cezaevine giren, işkence gören ama Kürt’ü terk etmeyen bileşen partilerimize, onların yöneticilerine, il ilçe örgütlerine, onlara gönül verenlere de büyük bir teşekkür etmek istiyorum.

‘BAZI DÜZENLEMELER BAYRAM SONRASINA BIRAKMADAN YAPILMALI’

İnsani, somut ve güven artıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye’nin önünü açacaktır. Kurban bayramını çifte bayram haline getirecektir. Bu konuda da yürütme erkinin üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum. Barışı ertelemek haramdır.

Öcalan ve PKK Meclisi işaret etti. Biz de diyoruz ki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü gerçeğe dönüşsün. Meclis, barışın kurucu gücü olsun. Tüm erklerin sorumluluk üstlenme ve görevlerini yerine getirme zamanıdır. Silahlar susacaksa, demokratik siyaset konuşmalı; silahlar susacaksa demokratik siyasetin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ortak vatan fikriyle cumhuriyeti demokrasiyle buluşturalım.

Gelin ikinci yüzyılda cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıralım. Barış, demokrasi ve hukuk sadece bir kesimin değil, sanki sadece Kürtler haklarına kavuşacağı gibi yapılan tartışmalar yanlıştır. Barış kazanırsa hepimiz kazanacağız. Bu süreç bir al ver süreci değil, bu sürecin pusulası siyasettir. 13 yıldır bizimle birlikte direnen mücadele eden, bileşenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum.

Ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, değerli yol arkadaşımız sayın Sırrı Süreyya Önder’i anıyoruz. Bu yolda yitirdiğimiz bütün canları anarak sözlerimi bitirmek istiyorum.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet