Türk basınının devrimci kalemi Hikmet Çiçek'e veda

VERYANSIN TV

Türk basınının devrimci kalemlerinden, 68 kuşağı önderlerinden gazeteci Hikmet Çiçek, 17 Mayıs’ta Ankara’da yaşamını yitirdi.

Geçtiğimiz günlerde aort damarı yırtılması sonucu olduğu ameliyatın ardından kan kaybı durdurulamayan Çiçek, çoklu organ yetmezliği nedeniyle 75 yaşında hayatını kaybetti.

Çiçek’in cenazesi öğle namazını müteakip Karşıyaka Camii’nden kaldırıldı. Çiçek, Karşıyaka Mezarlığı’nda babasının mezarına defnedildi.

FETÖ YARGISINA BÖYLE KAFA TUTMUŞTU

Çiçek, 7 yıla yakın süre tutuklu kaldığı Ergenekon kumpasındaki savunmasında FETÖ yargısına işte böyle meydan okumuştu.

SARSILMAZ KALEM HİKMET ÇİÇEK

1949 yılında Ankara’da doğan Hikmet Çiçek, Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran 68 kuşağının öncü isimlerinden biri olarak, yaşamını devrimci mücadeleye ve halkın sesi olmaya adadı. Genç yaşta DEV-GENÇ saflarında yer alarak devrimci harekete katıldı. 12 Mart 1971 askeri müdahalesi sonrasında, Denizli Ziraat Bankası soygunu nedeniyle yargılandı ve 14 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu süreçte Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalan devrimcilerden biri olarak hafızalara kazındı.

1986 yılında tahliye olduktan sonra, siyasi mücadelesine Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) çizgisinde devam etti. Gazetecilik kariyerini 2000’e Doğru, Yüzyıl, Siyah-Beyaz ve Aydınlık gibi yayın organlarında muhabirlik, haber müdürlüğü, Ankara temsilciliği ve genel yayın yönetmenliği gibi görevlerle sürdürdü.

25 Mart 2008’de FETÖ’nün Ergenekon kumpasında tutuklanan Çiçek, bu süreçte 6 yıl Silivri Cezaevi’nde kaldı. Bu dönemde de yazılarına ve mücadelesine ara vermedi.

Gazetecilik kariyeri boyunca, “FETÖ’nün Solcuları”, “Devrimci Portreler” ve “Hangi Hizbullah?” gibi eserleriyle Türkiye’nin yakın tarihine ışık tuttu. Deniz Gezmiş’le olan anılarını ve devrimci mücadeleye dair gözlemlerini kaleme aldı.

Hayatı boyunca devrimci mücadeleye ve Türk milletinin sesi olmaya adanmış bir ömür süren Hikmet Çiçek, yaşamının son döneminde Veryansın Tv’de de yazılar kaleme almıştı.

Hikmet Çiçek, devrimci kuşağın ve gazeteciliğin sarsılmaz bir temsilcisi olarak, ardında mücadeleyle yoğrulmuş bir miras bıraktı.