Türkiye’ye karşı ‘Arap Birliği’ adımı… Libya’da tansiyon yükseliyor

featured

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin resmi davetinin ardından tezkere sürecini hızlandıran Türkiye’ye karşı Mısır’dan karşı adım geldi. Kahire yönetimi, Libya’daki son gelişmeleri görüşmek üzere Arap Birliği’ne olağanüstü toplantı çağrısı yaptı.

Mısır’ın devlet gazetelerinden Ahbar el-Yevm’in haberine göre, Kahire yönetimi “Libya’daki gelişmelerin bölge güvenliğini tehlikeye sokacak derecede değişme ihtimalinden dolayı, ortak bir tutum belirlemek amacıyla” Arap Birliği’ni olağanüstü toplantıya çağırdı.

Haberde, toplantının hedefinin, “dış müdahalelerden uzak bir şekilde Libya’daki krize siyasi çözüm bulmak olduğu” kaydedilerek üstü örtülü Türkiye’ye işaret edildi.

Libya’daki darbeci General Halife Hafter, birtakım temaslarda bulunmak üzere Tobruk’taki Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile bugün Mısır’a gelmişti.

Meşruiyet krizinin 2011’den bu yana sürdüğü Libya’da, uluslararası tanınırlığa sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile darbeci General Halife Hafter’e bağlı güçler arasında çatışmalar yaşanıyor. Libya’nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter, başkent Trablus’u ele geçirmek için 4 Nisan’da saldırı emri vermiş, bunun üzerine UMH birlikleri de “Burkan el-Gadab” operasyonunu başlatmıştı.

ARAP BİRLİĞİ BARIŞ PINARI’NDA TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALMIŞTI

2011 yılında Suriye’yi birlikten atan, İsrail’in Filistin’deki zulmüne göz yuman, Golan tepelerinin İsrail tarafından işgaline ses çıkarmayan Arap Birliği, TSK’nın Barış Pınarı Harekatı’na cephe almıştı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt, Türkiye’nin, Fırat’ın doğusundaki terörist unsurlara yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili olarak ‘Suriye’nin egemenliğine saldırı’ ifadesini kullanmıştı.

TEZKERE MECLİS’TE

Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Libya’da konuşlanmasını sağlayacak Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Meclis Genel Kurulu tezkereyi görüşmek üzere perşembe günü olağanüstü toplanacak.

TEZKEREDE NE VAR?

Tezkerede, Libya’da ateşkes tesis edilmesi, siyasi bütünlüğün oluşturulması ve işleyen bir devlet mekanizmasının kurulmasının mümkün olmaması üzerine, barış ve istikrarın tesisini teminen Birleşmiş Milletler (BM) kolaylaştırıcılığında ülkedeki tüm tarafların katılımıyla yürütülen ve yaklaşık 1 yıl süren Libya Siyasi Diyaloğu sonucunda, Libya Siyasi Anlaşması’nın 17 Aralık 2015 tarihinde Fas’ın Suheyrat şehrinde imzalandığı belirtildi.

Libya Siyasi Anlaşması kapsamında oluşturulan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2259 (2015) sayılı Kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından Libya’yı temsil eden tek ve meşru hükümet olarak tanındığına işaret edilen tezkerede, “BM Güvenlik Konseyi’nin 2259 (2015) sayılı Kararı; Libya Siyasi Anlaşması’nın uygulanması ile Ulusal Mutabakat Hükümeti dahil söz konusu anlaşmada atıfta bulunulan Libya kuruluşlarının desteklenmesinin yanı sıra üye devletlere anlaşmada yer almayan ve meşruiyet iddiasında bulunan paralel kuruluşlara desteğin ve bunlarla temasın kesilmesi için de çağrıda bulunmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

‘DEAŞ VE EL KAİDE’ VURGUSU

Libya Siyasi Anlaşması’nda yeri bulunmayan, bu çerçevede hem ulusal hem uluslararası bakımdan gayrimeşru bir nitelik taşıyan sözde Libya Ulusal Ordusunun 4 Nisan 2019 tarihinde başkent Trablus’u ele geçirmek ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni devirmek hedefiyle başlattığı saldırıların, yoğunlaşarak ve genişleyerek devam etttiği belirtilen tezkerede, şunlar kaydedildi:

“Libya’da çatışmaların sona erdirilmesi, ateşkes sağlanması ve siyasi sürece geri dönülmesi amacıyla yürütülen diplomatik çabalara rağmen sözde Libya Ulusal Ordusu, dış güçlerden de aldığı destekle saldırılarını sürdürmektedir. Sivilleri ve sivil altyapıyı da hedef alan bu saldırılar nedeniyle Libya’da insani durum giderek kötüleşmektedir. Çatışmalar DEAŞ ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin eylemleri için uygun ortam oluşmasına da sebebiyet vermektedir. Diğer taraftan, Libya toprakları ve kara suları Akdeniz üzerinden gerçekleştirilen uluslararası insan ve göçmen kaçakçılığında da kullanılmaktadır.

‘TÜRKİYE İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR’

Bu gelişmeler, Libya’ya ilaveten Türkiye dahil tüm bölge için de tehdit oluşturmaktadır. Sözde Libya Ulusal Ordusuna bağlı unsurlar, Libya’da faaliyet gösteren Türk şirketleri, Libya’da ikamet eden Türk vatandaşları ile Akdeniz’de seyreden Türk bandıralı gemiler gibi Türk çıkarlarının hedef alınacağı yönünde açıklamalarda bulunmaktadır. Sözde Libya Ulusal Ordusunun saldırılarının durdurulmaması ve çatışmaların yoğun bir iç savaşa dönüşmesi halinde, Türkiye’nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika’daki çıkarları da olumsuz yönde etkilenecektir.”

‘İLERİDE TELAFİSİ GÜÇ OLUR’

Tezkerede, Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile tarihi, sosyal, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya’da ateşkes ve barışın tesisiyle istikrarın sağlanmasının, Türkiye açısından büyük önem taşıdığı bildirildi.

 

Türkiye’ye karşı ‘Arap Birliği’ adımı… Libya’da tansiyon yükseliyor

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. TÜRKİYE ASKER GÖNDERİNCEYE KADAR 190 ÜLKE LİBYA YA ASKER GÖNDERECEK.TÜRKİYE OYALANDIKÇA OYALANIYOR!TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASI İSTİHBARATI UYUYOR!LAY LAY LOM!SİZ OYNAMAYA DEVAM EDİN ELİN ADAMLARI DA MALLARI GÖTÜRSÜN!…

  2. Biz libyada dik durdugumuzdaaa……… bunlar cil mantari gibi dagilacakkkkkkkkkkkk……… Arap birliginden Topuklayan birlik kalirrrr

  3. Yazacak o kadar çok şey varki !! durduk yerde başımızı belaya sokmayalım !! Bugünde yazmayalım !! Bakalım ne olacak !!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!