TÜSİAD’dan hükümete ekonomi eleştirisi… ‘Kendi aramızda kavga ettikçe herkes kaybediyor’

featured

TÜSİAD Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simon Kaslowski ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. İki isim hükümete sert eleştiride bulundu. Kaslowski 2,5 yılda TÜİK Başkanı’nın 4, Merkez Bankası Başkanı’nın 3 kez değiştiği eleştirisinde bulundu. Özilhan ise “Kurumsal yapılarda öngörülebilirlik olmadan plan yapılamaz” dedi.

TÜSİAD Olağan Genel Kurul toplantısı bugün gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski tarafından yapıldı. Pandemi nedeniyle alınan tedbirler kapsamında toplantı webinar sistemi ile canlı yayınlandı.

İSTİKRAR VURGUSU

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simon Kaslowski konuşmasında ekonomi gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.

Kredi genişlemesine bağlı gerçekleşen istisnai büyüme ile enflasyonist baskının arttığı, hem faiz hem kurun yükseklerde seyrettiği bir ekonomik ortam olduğunu belirten Kaslowski, “Şeffaflık, hesap verilebilirlik, kurumsal özerklik, istişare, çoğulculuk, mutabakat arayışı gibi konuların önemini vurgulamaya devam edeceğiz. Kalkınmanın ön koşulu istikrardır, son 2.5 yılda TÜİK başkanı 4 kez, TCMB başkanı 3 kez değişmiştir.” dedi.

“ZAYIF TL BİZİ KORUMASIZ BIRAKACAK”

Bu tür görev değişikliklerinde, ancak şeffaflık ve hesap verilebilirlik dikkate alındığında piyasa ekonomisinin daha sağlıklı çalışabileceğini belirten Kaslowski, “TL’nin zayıflığı dışsal şoklar karşısında bizi korunmasız bırakacaktır. TL’ye güveni yeniden kazandırmalıyız, aksi takdirde had safhaya varan işsizlik, alım gücünde azalma, büyümenin finansmanı gibi temel sorunların çözülmesi mümkün değil. İşsizlik toplumu korkutucu boyutta tehdit etmekte; rezervlerimiz azaldı. Gıda enflasyonunun özel olarak ele alınması, tarım sektörünün sorunlarını kalıcı çözecek bir programın hazırlanmasının gereğine inanıyoruz.” açıklamasında bulundu.

GÜVENİLİR YARGI, ÖZERK ÜNİVERSİTE

“Ekonomi, sadece ekonomiden ibaret bir mesele değil. Herhangi bir ekonomik programın başarısı o programın teknik özellikleri kadar bir ülkedeki yargı sisteminin güvenilirliği, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygının düzeyi, kurumların yetkinliği ve ülkenin eğitim sistemindeki seviyenin yüksekliğine bağlı. Verilen eğitimin kız ve erkek çocuklarını ve gençleri çağın gereklerine uygun bir tedrisatla yetiştirmesi; potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri niteliklere sahip olmaları ve nitelikli işler bulabilmeleri açısından elzem. Tıpkı o ülkenin üniversitelerinin güçlü özerk yapılarının, yüksek bilimsel kapasitelerinin, eğitimin özgür tartışma ve özgür düşünce ortamında yapılmasının elzem olduğu gibi.”

Kaslowski, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının da düzeltilmesi gereken bir karar olarak değerlendirdiklerini belirtti.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KARARI DÜZELTİLMELİ’

“Özellikle 21. Yüzyıl dünyasında kadınların haklarının tam anlamıyla hayata geçirilmesi, onların şiddetten korunması öncelikli bir konudur. Kadınların iş dünyasında ve aslında hayatın her alanında eşit muamele görmeleri hem her şeyden önce bir insan hakları meselesidir hem de bir ülkenin ekonomik cazibesini etkileyen unsurlardan birisidir.  Bu nedenle bizzat Avrupa Konseyi bünyesinde tüm ülkelerce imzalanmış, Türkiye’nin öncülük de yaptığı, ilk imzacısı Türkiye olan ve dünyanın incisi şehrimizin adını taşıyan İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını, daha önceki basın açıklamalarımızda da vurguladığımız gibi, düzeltilmesi gereken bir karar olarak değerlendirdiğimizi tekrarlamak istiyorum.”

ÖZİLHAN: BEKLENMEDİK GELİŞMELERİ ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da önemli açıklamalarda bulundu. “Hepimiz son aylarda art arda gelen beklenmedik gelişmeleri anlamaya çalışıyoruz.” diyen Özilhan konuşmasında,”Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır; nereye gittiğimiz konusunda kafamızda bir cevap yoksa plan nasıl yapılır? Kurumsal yapıların öngörüldüğü gibi çalışacağı varsayımı olmadan yarın ne olacağı nasıl bilinir; ilan edilmiş olan kurallar yarın değişebilirse, yarına ilişkin kararlar nasıl alınır?” diye sordu.

‘KENDİ ARAMIZDA KAVGA ETTİKÇE HERKES KAYBEDİYOR’

1970’li yıllardaki gibi iç ve dış mihrak sorununun, cari açık ve finansman sorununun devam ettiğini söyleyen Özilhan, “Bugun ile 1970’ler arasında ciddi paralellikler var. Pandeminin yol açtığı ekonomik zorluklar zaten var olan yapısal zorlukların üzerine ekleniyor; yolun bir yanı istikrarsızlık, bir yanı ekonomik daralma, işsizlik ve geçim sıkıntısı, ülke olarak hepimiz bu arabanın içindeyiz. Kendi aramızda kavga ettikçe herkes kaybediyor, birleştirici olmak lazım. İstikrarı korumanın yolu keskin manevra yerine net, öngörülebilir ve tüm kesimlere güven veren bir yol haritası koymaktan geçiyor.” ifadelerini kullandı.

‘YÜKSEK FAİZ ORANLARI TASARRUF AÇIĞININ SONUCU’

Sonuncu reform paketinde ele alınan reformların hepsi yerinde olduğunu ancak reformların uzun ve meşakkatli süreçler olduğunu vurgulayan Özilhan, “Israrlı uygulama ve takip gerektirir; bu yüzden reform süreçleri siyaset ve bürokrasideki değişikliklere hassastır. Yüksek faiz oranları tasarruf açığının sonucudur, tasarrufları artırmazsak, TL’ye güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekmezsek, hiçbir faiz indirimi kalıcı olmaz. Yatırımcı güveni tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararı da alınamıyor. Yatırımcı güven ister, sık sık değişmeyen kurallar ister. TL’deki değer kaybının bir nedeni döviz geliri üretme kapasitesinin düşüklüğü ise diğer neden geleceğe ilişkin belirsizlik ve güvensizlik.

Sorun şiddetlenince rezervlerden döviz satarak TL’nin değerini korumaya çalışmak ancak kısa süre için işe yarar; sorunun hep tekrarlamaması için ekonomik yapının dönüşüp döviz gelirlerinin artırılması ve ekonomi yönetiminin güven sağlaması gerekir. Fiyat artışı ile mücadele için fiyat kontrollerinin yetmediğini tecrübe ile biliyoruz.

Reform programları ve verilen teşviklere rağmen bir türlü halledilemeyen bir diğer sorun ise yüksek işsizlik. Üretim yapısını dönüştüremezsek küresel ekonomideki yerimizin yükselmesi bir yana, düşmesi kaçınılmaz olacak. Etraflıca düşünülmemiş, ilgili tüm tarafların görüşleri alınmamış, aceleye getirilmiş kararlar çok çabuk değiştiriliyor bu da güvensizlik yaratıp öngörü ufkunu daraltıyor. Ekonomik reformlar gibi yargı reformları da iyi, ama şimdiye kadar ilan edilen yargı reformları bizi arzu edilen hukuk devleti ve demokrasi standartlarına yaklaştıramadı.” açıklamasında bulundu.

EKİNCİ: TÜSİAD’IN ARTIK OYUN SAHASINA İNMESİ GEREKİYOR

Seçimin ardından söz alan TÜSİAD Üyesi Faruk Ekinci, TÜSİAD’ın daha aktif rol oynaması çağrısında bulundu. Ekinci “Sürekli yukarıdan kayalar yuvarlanıyor. Bizim TÜSİAD olarak yukarı çıkıp, o kayaların indirilmesini önlememiz ve çözüm bulmamız gerekiyor. O kayalar o kadar büyük ki, TÜSİAD olarak o kayaların altında kalacağız aksi taktirde. TÜSİAD’ın artık tribünlerden oyun sahasına inmesi gerekiyor. Bunu yapmayarak, kaybettiğimizi daha çok kaybediyoruz” dedi.

TÜSİAD’dan hükümete ekonomi eleştirisi… ‘Kendi aramızda kavga ettikçe herkes kaybediyor’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

11 Yorum

  1. 2 Nisan 2021, 16:31

    Adı Türk ile başlayan işadamları örgütü, ama başkanı Türk değil, Polonya asıllı bir Katolik!
    Buna neden kimse dikkat çekmiyor? Bu ülkede işadamı mı kalmadı da bu şahsı başkan olarak seçtiler?
    Şimdi birileri çıkar “Polonya asıllı Türk olamaz mı” falan der. Türk’ü tanımlamaktan aciz, ne olduğu unutmuş, varlığının dayanaklarını kaybetmiş yığınlar yaşıyor çünkü ülkede…

  2. 2 Nisan 2021, 16:29

    Küfür içermeyen ama kinayeli yorumları neden yayınlamıyorsunuz? Bu adamlar çok yemiş, içmiş, semirmişler mideleri asitle dolmuş. Aside dikkat çektiysek bizim ne kabahatimiz var?

  3. 2 Nisan 2021, 16:27

    Ağzınıza sağlık

  4. Zaten istenende bu degilmi?!
    Herkez kaybetsin !!!!!

  5. 31 Mart 2021, 09:33

    Bu kam emici tüsiad vampirleri degilmiydi 1971 muhturasi yapan bu tüsiad degilmi 1980 darbesini yapan özal başkan yapan bu tüsiad degilmi kasımpaşalı reis cuhmuryapan nadiren orda yahudi yamyamlar

  6. Bu kadar ne yaptığını bilmez öngörüsüz bir iktidar, bu kadar dangıl dungul muhalefet az rastlanır bir durum. Yazık bu halka. Bu kadarını hak etmiyoruz.

  7. OOOOOO! aksam şerıflerı hayırlı olsun. TUSIAD. sonunda senın kuyruguna da bastılar galıba kı. bagırıyorsun.

  8. Millet hak ettiği gibi yönetilir.

  9. 31 Mart 2021, 06:33

    Tüsiad; Yıllarca ithal ikamesi politikaları ile korunan, devletin kendisinin yapabileceği işlerin ihale edilerek el bebek gül bebek büyütüldüğü “sanayicilerin” örgütü. Milli burjuvazi olamamış/olmamış, hatta burjuva olamamışların, teşkilatı. Türkiye’deki Atlantikçi-natocu darbelerin perde arkasındaki ortağı. ABD ajanı kenan evren’ in mektup arkadaşı vehbi’ nin yuvası tüsiad. Avrupa’daki küresel güçlerin artıklarına razı, onların kapı kulu tüsiad. Zavallı tüsiad. Kapitalistlerden beklenmez ama Türkiye için ne yaptın, hangi taşın altına elini koydun tüsiad ?

  10. Adamlar sanki imf gibi konusmus..

  11. Türkiye’yi çok seviyorum ama fakir bir ülke olarak yıkılana kadar sürünecek. Çağdaş eğitim, hukukun üstünlüğü ve adalet, demokrasi ve cumhuriyet kimsenin umurunda değil. Çünkü millet aç, işsiz. Aç adam kadın yüksek fikirleri düşünemez.

    Konya ovasını köstebek yuvasına dönüştürüyoruz, denizleri plastikle dolduruyoruz nehirleri fabrika atıklarıyla, iğrenç binalar dikiyoruz, tiksinç müzikler dinliyoruz, bok gibi filmler yapıyoruz, ormanları madenlere kurban veriyoruz, hepsinin üstüne bir de birbirimizi yiyoruz. Dindar-laik, alevi-sunni-selefi, türk-kürt… Geri çekilip bir bakmak lazım. Ne yapıyoruz?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!