Denizli Valisi Ali Fuat Atik’in ceza talimatı verdiği dönerci ile maskesiz çalıştığı için ikaz ettiği oyuncakçı konuştu. Oyuncakçı Üzeyir Yazır, “Maske korona hastalık benim son derdim. Cebimde meteliğim yok. Para kazanamıyorum. Birinci önceliğim para. Her esnafın da düşüncesi aynı. Eve ekmek götüremiyorum. Geçimimi sağlamak istiyorum” dedi.
Denizli Valisi Ali Fuat Atik’in Gazi Bulvarı üzerinde yaptığı denetimler sırasında bir döner ustası ve oyuncakçı ile girdiği diyalog sosyal medyanın bir numaralı gündemi oldu. Atik, kendisini tanımayan döner ustasını eldiven takmadığı için uyardıktan sonra beraberindeki personele gerekli cezai işlemin uygulanması gerekirse kapatılması talimatını vermişti. Bu görüntülerin sosyal medyada tepki çekmesinden sonra Atik özür dilemişti. Denetimler sırasında Atik’in bir oyuncakçı ile diyaloğu da dikkat çekmişti. Her iki esnaf yaşadıklarını anlattı.
‘VALİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM’
Sözcü’den Selami Aydın’ın haberine göre, yurt çapında şubeleri olan bir fast food restoranında döner ustası olarak çalışan 32 yaşındaki Ali Arıca şunları söyledi:
“Vali olduğunu bilmiyordum. ‘Hayırlı işler’demiş ama ben duymadım. ‘Dönerci’ diye seslendiği zaman duydum. Efendim dedim. ‘Eldivensiz çalışmanın yasak olduğunu bilmiyor musun?’ diye sordu. Ben de hemen arkadaşlarımdan eldiven istedim. Getireceklerini söyledim. Sıcakta dönerin başında eldivenle çalışmanın mümkün olmadığını söyledim.
‘İşletmeyi kapatın. Gereğini yapın. Kapatıyoruz’ dedi. Onun dışında bir diyaloğumuz olmadı. Tüm bunlar eldiven takmadığımız için yaşandı. Biz döner başında görevli ustalar eldiven takma mecburiyetinde değiliz. Zaten kullandığımız plastik eldivenler sıcak nedeniyle daha sağlıksız bir ortam oluşturuyor, eriyorlar. Fakat diğer birimlerde görevli arkadaşlar özellikle paketteki arkadaşlar mutlaka eldiven kullanıyor. Bizler burada çalışanız. Sıkı kurallarımız var, hepsine uyuyoruz. Özellikle hijyen konusunda çok dikkatliyiz.”
‘ÖLDÜK, BİTTİK! CORONA UMURUMDA DEĞİL’
Vali dönercinin ardından bir oyunçakçıyı ‘Neden maske takmıyorsun?’ diye uyarmıştı. Oyuncakçı ise ‘Gebermek istiyorum’ yanıtını vermişti.
Maske takmayan esnaf Üzeyir Yazır şöyle konuştu:
“Ben sergimi açıyordum. Neden maske takmadığımı sordu. Ben de kendisine artık canımdan bezdiğimi ölmek istediğimi söyledim.
Buraya sermaye yatırdık. İnsanlar alış veriş yapmıyor. Oyuncak almaya maddi durumları yatmıyor. Bir yıldır buradayım. Para kazanamayınca canımdan bezdim.
Attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değmiyor. Akşama kadar 15 lira ile tezgah kapatıyoruz.
Benim iddiam 100 güne kadar bu cadde üzerinde 10 esnaf patlar. Zaten cepten yiyorlar. Kiralar yüksek alışveriş yok. Kepengi açınca 1-2 bin lira yazar. Zaten satılık dükkan çok. Gizli satılıklar da var. Adam satılık yazmaya utanıyor ama pazarlık yapsan dükkanı bırakır gider.
Koronanın ciddiyetinin farkındayım. Görünmeyen bir düşman. Bundan kaçamayız. Bir gün bu hastalık kapımızı çalacak. Korkmuyorum. Bu korkunun beynimde yer etmesini istemiyorum.
Maske korona hastalık benim son derdim. Cebimde meteliğim yok. Para kazanamıyorum.
Birinci önceliğim para. Her esnafın da düşüncesi aynı. Eve ekmek götüremiyorum. Geçimimi sağlamak istiyorum.
İkide bir gelip denetim yapıyorlar. Zabıta geliyor. Polis geliyor. Birinde polise kimliğimi verdim ceza kessin diye. Para kazanamıyorum. Ceza yazsalar ödeyemem. Ben batak, bitik adamın tekiyim.
50 tane ceza kes umurumda değil. Ödeyemiyorum ki… Ülkeyi terk etmeyi bile düşünüyorum.”
Vay bee, o vali yerin dibine girmedimi? Devlet utanmadımı? Reis diyorlar ama benim bildiğim reis baba gibi olur kimseyi açıkta koymaz.
Çok dramatik bir durum bu zamana kadar yazılan çizilen onca yazı ,tiyatro oyunu ,sinema filmleri Nihat Abiler, Aziz Nesinler, Kemal Sunallar hepsi/herkes haklı ancak bir arpa boyu ilerleme yok, kafa aynı kafa bazen emperyal, bazen İslamcı, bazen ihvancı Bolu Beyi kıvamında ibretlik, Köroğlu kıvamında cesurca. Devlet görevlisinin yaşına uygun ve devleti temsil eden bir insanın vakarına ters durumu tüm çıplaklığı ile görüyoruz, hani bir hikaye var” büyük insan olamazsın demedim evladım ,adam olamazsın dedim.” kıvamında eli öpülesi babalar diyarı. Ne dersek diyelim ne yaparsak yapalım özrü kabahatinden büyük bir komedi , Vali açıklama yapıyor olay sonrası ve şahsımı da üzmüştür diyor, afedersiniz Vali Bey’de şahsınız kim ki, sokakta dönerciye selam verseniz almaz selamınızı bunu gördük de , Vali olarak devletini hiç bir olayda yanında göremeyen dönerciye selam verdiğinizde de alınmaz olmuş .Acı olan bu.
Ülke akp/rte sayesinde 18 yılda iflas bayrağını çekti. Yalanlar bir esnaf sayesinde gün yüzüne çıkıyor. Halk perişan aç yoksul borçlu işsiz mutsuz ve öfkeli. saray ve ahalisi, bir avuç zengin için ise dünya cennet olmuş. halk umurlarında bile değil onların derdi taptıkları ilah para ile olan ilişkileri.