Bal

Yan yana yaşayan iki devletli bir anlaşma politikası ilan edildi ama gerekleri yapılmadı

featured

Sabahattin İsmail yazdı…

Türk tarafı, egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayacak iki devletli  bir anlaşma önerisini ortaya koydu.

Ne acıdır ki bunun gereği bugüne kadar yapılmadı. Bu formülü geri dönülmez hale getirecek adımlar atmak yerine, federasyon dönemi uygulamaları aynen devam ediyor.

Bunun 3 nedeni olabilir:

1- YAN YANA YAŞAYAN İKİ DEVLETLİ BİR ANLAŞMA tezinden Konfederasyona geçiş kapısı açık bırakılmak istenmiş olabilir

2- Emperyalist güçlerin göstereceği tepkiden çekiniliyor olabilir

3- Federasyon döneminden kalan hangi uygulamaların ne zaman, nasıl iptal edileceğinin listelenmesi yapılmamış olabilir. ( Bu yönde bir çalışma olduğu bilgimiz dahilinde değildir)

Liderimiz Denktaş’ın ve onun yolundan giden bizlerin ömrümüzü adadığımız İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA tezi ortaya kondu ancak Talat, Eroğlu, Akıncı dönemlerinin eski federasyon uygulamaları aynen devam etmektedir.

Eski federasyon uygulamaları aynen devam edecekse, o zaman iki devletli anlaşma tezini niye ortaya koyduk?

Bu milli politikanın geri dönülmez hale getirilmemesi halinde, gelecek seçimde eğer federasyoncular iktidarı ele geçirirse kaldıkları yerden aynen devam etme imkânı bulacaklardır. O nedenle Nisan ayında yapılması öngörülen seçimlerden önce İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA tezi mutlaka geri dönülmez hale getirilmelidir. Bunun yapılmamasının doğuracağı olumsuz sonuçların vebali, görevde olan siyasilerin omuzlarında olacaktır.

ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

2 devletli anlaşma tezimizi geri dönülmez hale getirmek için şu adımlar atılmalıdır:

1- KKTC’nin tanınması için resmi çağrı yapılmalı ve büyük bir kampanya başlatılmalıdır.

2- Bu kampanya ile birlikte bundan böyle yabancı devlet adamları ve ziyarete gelen temsilcilerle TOPLUM LİDERİ olarak değil, KKTC Cumhurbaşkanı sıfatı ile görüşülmelidir. Bunu kabul etmeyenlere görüşme randevusu verilmemelidir. Devamla KKTC Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililer yabancılarla görüşmelerinde, Rum tarafının yaptığı gibi, resmi uluslararası protokol kurallarını uygulamalıdır. Bu çerçevede koltukların arkasında iki ülkenin bayrakları yer almalıdır. Bayrakların kaldırılmasını talep edenlerle görüşme yapılmamalıdır

3- KKTC’yi ret ve inkar eden, yok sayan, “gayrı meşru ve alt yönetim” olarak niteleyen, ambargo uygulayan kişi ve devletlerle, BM ve AB ile KIBRIS DİYALOĞU askıya alınmalı, onlarla Kıbrıs sorunu görüşülmemelidir.

4- Mütekabiliyet ilkesi gereği, Rum yönetiminin yaptığı gibi KKTC MEB sınırları ilan edilmeli, Türkiye ile MEB sınır anlaşması imzalanmalı ve Türkiye’ye bu bölgede her türlü ekonomik faaliyet, güvenlik sağlama, sismik araştırma, sondaj yetkileri verilmelidir

5- Kuzeyden güneye belli kriterlerle mal satışını düzenleyen ve Avrupa Birliği ile Rum yönetimi arasında varılan anlaşma ile uygulamaya konan, KKTC devletini muhatap kabul etmeyen, devleti dışlayan YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ iptal edilmelidir. Ticari ilişkiler şimdiki gibi ,”Kıbrıs Cumhuriyeti ve bu Cumhuriyetin kuzey kısmında yaşayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları arasında değil, Devletten devlete olmalıdır.

6- AB’nin 5. Kol faaliyeti aracı olarak kullandığı istediği projelere, medyaya ve STK’lara  direk maddi yardım yapmasına imkân veren AB MALİ TÜZÜĞÜ reddedilmelidir. KKTC içinde verilecek her kuruş KKTC  devletinin onayıyla ve devletin onaylayacağı projelere, KKTC  devleti üzerinden verilmelidir

7- AB ile Rum yönetimi arasında yapılan, KKTC’yi muhatap kabul etmeyen, yok sayan, hellim tescili anlaşması reddedilmelidir. AB ve Rum yönetimi tarafından üreticileri denetlemek için atanan kişi ve şirketler KKTC’ye sokulmamalıdır. Hellim üretimi eskiden olduğu gibi devam etmelidir.

8- KKTC, AB üyesi olmadığına ve muhatap kabul edilmediğine göre, KKTC  yasalarının AB yasaları ile uyumlaştırılması faaliyetine son verilmelidir. AB’den veya başka ülkelerden, tüm adanın tek meşru hükümeti olduğu iddiası ile Rum yönetimi üzerinden gelen  hiçbirşey kabul edilmemelidir.

9- Devletten devlete ilişkiyi dışlayan ve Rum-Türk ortak komiteler üzerinden ilişkiyi öngören  iki toplumlu komiteler iptal edilmelidir. Rum tarafı ve 3. taraflarla devletten devlete ilişki kurulmalıdır

10- Federasyon olacağı hayali ile oluşturulan ve mülk sorununun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin istediği şekilde taşeron TMK üzerinden, bireysel başvuruyla, iade, takas, tazminat yoluyla çözülmesini öngören TMK yasası, ya iptal edilmeli, ya da süresinin dolduğu Aralık 2021′ de görev süresi yeniden uzatılmamalıdır

11- Mülkiyet sorunu, savaşların ardından tüm dünyada olduğu gibi 2 devlet arasında global takas ve tazminatla çözülmeli, bireysel başvuruyla komisyonlar eliyle çözülmesi yolundan vazgeçme geçilmelidir.

12- Federasyon olacağı hayali ile yıllar önce dondurulan eşdeğer mal dağıtımı yeniden başlamalıdır. Bu çerçevede eşdeğerden hak sahiplerine verilmeyen, Rumlara iade edilmesi için saklanan 200 bin dönüm boş arazinin eşdeğerden hak sahiplerine ve Mücahit puanı hak sahiplerine yeniden dağıtımına başlanmalıdır. Bilindiği gibi federasyon olacağı hayali ile AİHM TAŞERONU  TMK’nın kurulmasından sonra eşdeğer mal dağıtımı anayasa çiğnenerek durdurulmuştu. Yine bilindiği gibi KKTC Anayasası’nın 159. maddesi Rumlardan kalan tüm eski mülklerin KKTC Devleti’ne ait olduğunu ve bu mülklerin öncelikle  güneyden mal bırakan eşdeğerden hak sahiplerine dağıtılması gerektiğini vurgulamaktadır. Oysa federasyoncular  anayasayı çiğneyerek ellerinde 5 milyar puan kalan eşdeğerden hak sahiplerini ve Mücahit puanı hak sahiplerini 47 yıl geçmesine rağmen hala mağdur etmeye devam etmektedir. Bu yanlış tavır sonucu Güneyde bıraktığı malına karşı KKTC ‘de eşdeğer mal alamayan insanlar , Rum yönetimine başvurmaya, malını Ruma satmaya teşvik edilmektedir.

13- Maraş, mahkeme kararlarına uygun olarak asıl sahibi olan Vakıflar İdaresine devredilerek açılmalı ve hazırlanan inkişaf projesi süratle hayata geçirilmelidir. Maraş’ta Vakıf malı olmayan araziler açılacak eşdeğer paketlerine konmalıdır

14-  KKTC TANINMADAN RUM TARAFI İLE RESMİ MÜZAKERELERİN BAŞLAMAYACAĞI ve müzakerelerin ancak iki tanınmış devlet arasında olabileceği ilkesinden asla geri adım atılmamalıdır

15- Anavatan Türkiye ile askeri, güvenlik savunma işbirliği anlaşması imzalanmalı ve Türkiye’ye, KKTC DEVLETİNDE RESMİ DENİZ-HAVA ÜSLERİ VERİLMELİDİR

16- KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, milletvekilleri, müsteşarları, müdürleri, yargı mensupları, polis ve GKK mensupları ve tüm kurumların yöneticileri, KKTC  ve TC vatandaşlıkları dışında başka hiçbir devletin vatandaşı olmamalıdır.  “Kıbrıs Cumhuriyeti” ve İngiliz pasaportları iade edilmelidir.

Yan yana yaşayan iki devletli bir anlaşma politikası ilan edildi ama gerekleri yapılmadı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!