Yaşamak umrumdadır

featured

Serkan Arslan yazdı…

Umut, başarı deneylerine verilen isimdir.

1950 yılında Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir deneyde Dr. Kurf RİCHTER ve ekibi farelerin suda ne kadar hayatta kalacaklarını test etmek istediler. Araştırma sonucunda farelerin ortalama olarak suda 15 dk. boyunca direndikleri sonucuna vardılar. Daha sonraki deneylerinde bu kez farelerin boğulmaya yakın anlarında sudan çıkartılıp biraz bekledikten sonra tekrar suya konularak ne kadar süre dayanacaklarını gözlemlemek istediler. Sizce ne kadar süre dayanmışlardır? Tam olarak 60 saat…

‘‘Hayatın içindeki mücadelelerimizde umut duygusu başarı direncimizi ilginçleştiriyor’’

Geleneksel tekrar yaparak yaşamın kalabalığını anlamamız mümkün görünmüyor. Bu tekrarların sayısı belli(Maslow’un fizyolojik katmanı: nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım) ama niteliği (Maslow’un kendini gerçekleştirme katmanı: erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü) belirsizdir. Bir ülkenin gerçek nüfusu o ülkenin hayal kuran insanlarının sayısına eşittir. Yaşam kelimesinin kökünü, doğum ile ölüm arasında geçen süre olarak kabul edersek insanı bu yaşam içeresinde anlamlı kılan nedir sorusunu karşımıza koyarız. Anlamlı bir yaşamın ön koşulu bellek ile bilinç arasında kurduğumuz hayallerin toplamıdır. Ne kadar düşlediğimizden ziyade ne düşlediğimiz bizim nasıl bir yaşam sürdüğümüzü gösterir. Paranız yoksa çok paranızın olmasını bu vesile ile fakirler zengin olmayı, zenginler kıymet görmeyi, hastalar sağlıklı olmayı, bir çoğumuz sevilmeyi, unutulanlar hatırlanmayı umut ederler. Görüldüğü üzere insan elinde olmayana ya da sahip olamadığına hayal kurar. Peki daha iyisi olmak gibi bir hayaliniz oldu mu hiç? Daha güvenilir bir insan olmayı, sevdiklerine sevgisi daha çok gösteren bir insan olmayı, daha sağlıklı olmak için spor yapmayı dengeli beslenmeyi düşündünüz mü? Bu saydıklarımdan hiçbiri sizin hayal kurduğunuzu göstermez. Aksine bu hayal kurmak değildir, kendine başaramadığın ve elde etmekte kendini güçsüz hissettiğinin hayıflanmasıdır.
İnsan eğer hayal kurmak ile kendine yeni bir yol çizemiyor, kendine doğru bir yolculuğa çıkamıyor, bellek ve bilinç aralığında kendini şaşırtacak bir gayretin içine giremiyorsa o insan hayal kurmuyordur.
Ne yapılması gerektiği konusunda çaresiz olduğunuzu düşünüyorsanız. Pes etmeyin. Bir fareden daha fazla direnebilirsiniz.

‘Kendinizin Aktivisti Olmayı Deneyin’

İstekleriniz karşısında karşınıza çıkan bütün engellere ve zorlamalara karşı içinizde size dur diyen, tamam bırak artık diye seslenen bu yorgun ve yitik belleğinizin karşısına eylemci bir muhalif olarak dikilin. Sizi yarına taşıyacak olan bilinciniz ve düşlerinize eylem katın. Başarı deneylerine devam edin.
Dahi değil, çalışan insan olmak…

Nietzsche şöyle buyuruyor; mükemmel olanın nasıl oluştuğunu sormayız. Sihirli biçimde olmuş düşüncesinden haz alırız. Kimse sanatçının ortaya koyduğu çalışmanın nasıl oluştuğunu sorgulamak istemez. Bir kişide var olan herhangi bir eylemi Tanrı vergisi olarak nitelendirmek onunla yarışmaya gerek yok demektir. Tarihin sayfalarından sosyal medyanın bütün ekran görüntülerine kadar gelin. Göreceğiniz başarılı insanların neyi başardıklarıdır. Neyi başardığını o kadar çok merak ediyoruz ki aklımıza ‘Nasıl yaptı?’ sorusu hiç gelmiyor. Oysaki bu yolun bir yolcusu var. Bu yolun başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar geçen süre içerisinde neler yaşadığını görmemiz gerekiyor.

35 Yaşında ölen (Deha) Mozart’ın hayat hikayesi bizim önümüzde dursun, sonra bir daha kendimize soralım. Günde 18 saat çalışan birinin umudunu kim elinden alabilir?

Yaşamak umrumdadır

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!