Avatar
Ceyhun Balcı

İmamın yaptığı

Dr. Ceyhun Balcı yazdı...

featured

Güncel konu hekimlere şiddet. Genele de yayılabilir. Şiddetin kaynağını şiddet eylemini yaşama geçirende olduğu kadar ona o gücü verende aranmalı. Yönetsel konumdakilerin şiddeti özendiren söz ve tutumlarına önceki yazılarda değinmiştik. Hekimi ya da bir başka uzman kişiyi değersizleştirmek, aşağılamak ya da itip kakmak tam da bu türden yaklaşımlara örnekler olarak tarihteki yerini almış durumda. Bir karanlık çağın içinde olduğumuz kesindir.

Bu zincire imamlar katılmasa olmazdı. 1950’den bu yana güçlendirilen ama son 20 yılda gücünün doruğuna ulaşan dinselleşme eğiliminde imamlar kilit role sahip. Bakınız diyanet bütçesine. Bakınız diyanet yetkililerinin söylemlerine.

Hekime yönelik şiddetin can alışının ertesinde hekimlere yönelik sövgüyü ve öldürmeye varan fiziksel eylemleri haklı kılan imam söylemi ortama bomba gibi düştü. Soruşturulacak, kovuşturulacak açıklamalarının zerrece değeri yoktur. Çoğu kez yinelediğimiz, söylemekten ve yazmaktan neredeyse bıktığımız noktaya son bir vurgu.

“Ey yönetenler toplumsal şiddeti önlemek gibi bir isteğiniz mi var? İşe aynanın karşısına geçmekle başlayın!”

İmama dönersek!

Biraz geriye gidelim.

Tarih : 16 Haziran 1950!

Demokrat Parti’yi çok partili seçimlerin ikincisinde ezici üstünlükle iktidara getiren 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden henüz 32 gün geçmiş.

Çiçeği burnunda DP iktidarının ilk uygulaması Türkçe ezanı Arapça’ya çevirmek olmuş. Ezanın hangi dilden okunduğunun ne önemi var diyecekler çıkabilir. İlk bakışta çok da önemli değildir belki. Ama, dil devriminin doğurduğu din devriminin ortadan kaldırılması yolunda önemli ve etkili bir ilk adım olduğu da kuşkusuzdur bu ivedi uygulamanın.

Bilindiği gibi takvimler ilerlese de ortaçağ karanlığından kurtulamamış Cumhuriyet öncesi Türk toplumunun biricik yaşam rehberi din, dinsellik ve doğal olarak da din adamları olmuştur. Onların ak dediği ak, kara dediği karadır. Tartışmak bile söz konusu değildir onların demiri kesen emirlerini.

Cumhuriyet’in toplumsal yaşamdaki ilerici adımlarının önde gelen köşe taşıdır dil ve din devrimleri.

Okuryazarlık oranının % 10’un bile çok altında olduğu bir toplumun bilginin ışığıyla buluşturulmasında önemli işlev görecek olan dil devrimi dindeki yansımasıyla dinin aldatma aygıtı olma özelliğine de son verme yolunda önemli adım olmuştur. İşte, 1932’de Türkçe okunmaya başlanan ezan böylesi bir simgesel özelliğe de sahipti. O yıllarda bu uygulamaya karşı sergilenen kalkışma Atatürk’ün ünlü Bursa Söylevi’ne de esin kaynağı olmuştur. Her türlü karşı çıkış, ayak sürüme ve kalkışmaya karşın dil ve din devrimi ikizleri yaşamda tutulabilmiştir.

Çok partili yaşamla birlikte kendisini gösteren “sözde demokrasi” her iki devrim için de sonun başlangıcına giden yolu açmıştır.

Yazıya konu imam kalkışmasını bu kapsamda değerlendirmek gerekir.

Cumhuriyet, bir köylü toplumu olan Türkiye’de egemenliği kayıtsız koşulsuz millete aktararak dinselliğin ipini çekmiştir. Bu gelişmenin gündelik yaşamdaki yansıması köylerde imamın yerini öğretmenin alması olmuştur.

Cumhuriyet’in önde gelen söylemcilerinden ve eylemcilerinden olan Dr Reşit Galip’in “Köy Öğretmenleriyle Söyleşiler” adıyla kitaplaştırılan önemli yapıtı egemenliğin gökten yere inişine önemli örneklerden birisidir.

 width=

Son imam olayını kişisel bir çıkış olarak görmek hatalar zincirine bir yenisini eklemekten öte anlam taşımaz.

Ülkemizde oluşturulan Cumhuriyet ve dolayısı ile akıl karşıtı iklimin olağan ürünüdür imamın yaptığı. Bir tür fetva verme, inanç üzerinden eğilim oluşturma ve kitleleri suça özendirme özelliği taşıdığı kuşkusuzdur.

Böylesi bir durum ilk kez yaşanmamaktadır üstelik.

Toplumsal yaşamın hemen her alanıyla ilgili imam(lar) kaynaklı benzer söylemlere sıkça rastlanmaktadır.

Özelde hekimlere genelde toplumun tüm kesimlerine yönelen şiddette dinselleşmenin payı azımsanmayacak denli yüksek paya sahiptir.

Bu örneklerden yola çıkarak bile Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, sosyal hukuk devleti olma özelliğinin kâğıt üzerinde kaldığını üzülerek saptıyoruz.

Dolayısı ile insanım diyenin tepki duyduğu sözlerin sahibi imam suçu ve suçluyu övmenin ötesinde bir şey yapmıştır yaptığıyla. Acı gerçekle yüzleştirmiştir içi kan ağlayan bizleri.

Ülkemizin başındaki pek çok sorun gibi şiddetten arınmasının da vazgeçilmez koşuludur dinci-gerici iklime bir an önce son vermek.

 

İmamın yaptığı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!