‘Yurtta aşı, dünyada aşı’

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı…

Yazının başlığı ülkemizin kurucusu, akıl ve bilim insanı Ata’mızdan ödünç alındı!

Canlılığı tartışmalı protein parçacığı virüs mutasyonlar da geçirerek milim geri adım atmaksızın dünyayı sarsmayı sürdürüyor. Bunu yaparken de yaşamın temel dayanağı olan evrim üzerinden ders vermeyi de sürdürüyor.

Salgının başında bu hastalığın sağaltımı için kullanılan hemen tüm ilâçların etkisiz, yersiz ve gereksiz olduğu anlaşılmış durumda.

Tarihte eşi görülmemiş hızla geliştirilen aşılar şu an için tutunacak tek dalımızdır.

Faz III çalışma sonuçları bilimsel makale biçiminde paylaşılmamıştır.

Aşıların geliştirilmesine ilişkin bilimsel süreçler alışılmış şekilde tamamlanmamıştır.

Hepsi doğrudur!

Ama, diğer yanda da hastalık hız kesmeden sürmektedir.

Dolayısı ile ölüme varan ağır hastalık tabloları yaşamımızın bir parçası olmayı sürdürmektedir.

Küresel ölçekli bu sorunun kısır döngüden kurtarılması için biricik seçenek aşıdan başka bir şey değildir.

Diğer yanda ise aşı karşıtlığı pusuda beklemektedir.

İlk fırsatta gür sesle ortama egemen olmayı deneyeceklerdir.

Dünyayı tutsak alan Covid 19 tüm zamanların önemli salgınlarından birisinin öznesidir.

Durum ivedidir!

Ortalama % 2-3 ölüm oranı yabana atılır gibi değildir.

Diğer yandan, bir hekim olarak bu oranın sağlık çalışanları için % 10’lara tırmanabildiğinin de altını çizmek isterim.

Aşıyla ilgili özde haklılık içerseler de kamuoyuna açık şekilde sürdürülen tartışmalar aşı karşıtlığına değilse de aşıya güvensizlik yol açma eğilimindedir.

Bu tartışmaların “cehalet bilimi” anlayışına hizmet ettiği de çok açıktır.

Basının çok okunan ve güven duyulan kalemleri başta olmak üzere herkesin bu olumsuzluğa kazanç sağlayacak tutum ve söylemlerden uzak durması yaşamsal öneme sahiptir.

“Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir!” ya da Ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.”

Sözleriyle akla ve bilime bağlılığını özlü şekilde ortaya koyan Mustafa Kemal Atatürk’ten esinle “Yurtta aşı, Dünyada aşı!” demek bugün için onun izinde olmanın tartışılmaz gereğidir…

Salgının ilk haftalarında sağlık çalışanlarına yönelik olarak sunulan balkon alkışları ve övücü sözler hiç kuşkusuz değerliydi. Günümüzde toplumun hekimlere ve sağlık çalışanlarına şükranlarını sunmak için aşılanmak gibi bir görevi var!

“Yurtta Barış, Dünyada Barış”ın yolu “Yurtta aşı, Dünyada aşı”dan geçiyor…

İnsanlığın içtenlik sınavında olduğunun bilincine varması dileğiyle…

‘Yurtta aşı, dünyada aşı’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 6 Şubat 2021, 13:08

    Düzeyli yorum ve eleştiriniz için teşekkür ederim. Ölüm oranları ülkeden ülkeye değişiyor. Küresel ölçekli orandı verdiğim. Türkiye’nin ölüm oranları da tartışmalıdır.

  2. 6 Şubat 2021, 00:15

    Ceyhun Bey selam,
    Yazınızda “Ortalama % 2-3 ölüm oranı yabana atılır gibi değildir.” diyorsunuz lakin 5 şubat 2021 tarihli sağlık bakanlığının açıkladığı sayılarda Vaka sayısı 2 milyon 516 bin 889, vefat sayısı ise 26 bin 577. Çok basit oran orantı işlemi ile vaka sayısına göre ölüm oranının % 1,05594644817 olduğu görülebiliyor. Virgülden sonraki sayıları özellikle yazdım. Hadi yukarı yuvarlarsak % 1,06. Bu arada ben de yaz sonunda bu hastalığı geçirdim. Evet soluk almakta zorluk çektim yani konuşabilecek kadar nefes almakta zorluk çekiyordum. İlk üç gün sigara içmeye ara verdim ve normal konuşabilecek ve ev işlerini yapabilecek kadar nefes alabilir oldum. Sonraki günlerde sigara içmeye devam ettim. Gündüz ateşi 5-6. günde, koku kaybı ara ara gelmeye başlayarak ama tam olarak 10. günden sonra düzeldi. Açıkçası hastaneye gitmedim. Gerek de görmedim.
    48 yaşındayım. son 32 senedir aralıksız sigara içiyorum. 23 yaşımda da tüberküloz geçirmiştim.
    Benim gibi bu hastalığı geçirip de hastaneye gitmeyenler var mıdır bilmioyrum ama verdiğiniz oranlar en basit matematik bilgisi ile doğru değil. Kaldı ki 1995 teki tüberküloz tecrübemden şunu öğrendim ki insanı “bakteriler ya da virüsler” değil direk bağışıklık sisteminin korkui endişe, kötü beslenme, hayal kırıklıkları gibi nedenlerle baskılanması hasta ediyor. Sizin gibi doktor değilim ama çok basit bir mantıkla dudağımdaki uçuk virüsünün de benimle birlikte yaşadığını ve ne zaman yukarıdaki nedenlerle bağışıklık sistemim baskılanırsa harekete geçebildiğini de bilecek kadar çok sınırlı bir bilgim var. Ve evet bu sınırlı bilgimle gözümü kararttım ve yaz sonunda kovide yakalandığımda hastaneye gitmeye gerek görmedim.
    Açıkçası amacım sizi tenlid etmek ya da senelerce kafa patlatarak gerçekten saygı duyduğum doktorluğunuzu size öğretmek gibi bir densizlik, haddini bilmezlik etmek asla değil. Sadece insan vücudunun bağışıklık sistemi üzerinde korku, endişe ve kaygı bu kadar etkiliyken ve açıkça dünya sağlık örgütü gibi çelişkili bir kurumun pompaladığı sağolsun basınımızın da altın dolar fiyatları gibi anlık ölüm vaka sayılarını vererek çanak tuttuğu bu “pandemi korkutmacasını” acaba biraz abartmıyor muyuz?
    Bir yandan işyerleri kapalı, pandemi sürecinden beri işsiz ve babamın emekli maaşı ile geçinmeye çalışan insanlar olarak acaba geçim sıkıntısı, yarın ne olacak kaygısı ve bir de sürekli yetkin ağızlardan neredeyse hepimiz öleceğiz korkutmacası olmasa acaba sürü bağışıklığına daha kolay kavuşamaz mıydık ?

    Bu yorumu sadece bir makalenin altına yorum olarak yazmıyorum, gerçekten iyi niyetle merak ettiğim bir şeyi sormak için yazıyorum ve veryansıntv sitesinin yorumları denetleyen arkadaştan ricam acaba bu sorumu Dr. Ceyhun Balcı’ya iletebilir mi?

  3. Ağzınıza sağlık değerli hocam…Keşke 83+7=90 Milyon birkaç ay içinde aşılanabilse…Lakin devlet yine çabuk su koyverdi, aşılanmamış öğretmenler varken okulları açalım diyorlar. KKTC bizden akıllı davranıp 10 günlüğüne komple kapanıyor…Biz ise Mehteran gibi 2 ileri 1 geri…İddia ediyorum, bu virüs bir gün elbet yok olup gidecek, ama biz de o sonuncu ülkelerden biri olacağız galiba, hele hele bu kafalarla…

  4. “Kamuoyuna açık şekilde sürdürülen tartışmalar..” Yok hocam, öyle birşey. Küresel ve ulusal medyada karşıt görüşlere zerre yer verilmiyor. Biz de mecburen sosyal medyadan komplo teorisyeni adı verilenlerden takip ediyoruz. “…kullanılan hemen tüm ilâçların etkisiz, yersiz ve gereksiz olduğu anlaşılmış durumda.” komplocular benzeri açıklamaları aylardır dillendiriyor. Aklın yolu birdir. Gizli kapaklı kamuoyundan kaçırılanlar ise FİLM dir. Gerçekten Aşısı olsa da vurulsak.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!