Eski AKP’lilerle parti kuran Ali Babacan, FETÖ kumpaslarına zemin hazırlayan “askeri vesayet” kavramını yine gündeme getirdi. Babacan, kız kardeşinin türbanı nedeniyle uzaklaştırma cezası aldığını iddia ederken ağladı.
VERYANSIN TV
AKP’den ayrılarak DEVA Partisi’nin kuran Ali Babacan partisinin 1. Olağan Kongresi’nde konuştu.
Konuşması sırasında ağlayan Babacan, konuyu türbana getirdi.
ODTÜ’de okuyan kız kardeşinin uzaklaştırma cezası aldığını iddia eden Babacan, kameralar karşısında gözyaşı döktü.
Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim siyasete girdiğim zamanlarda yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. 90’lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat’ın baskı iklimi çökmüştü. Asker vesayeti vardı. Korku hüküm sürüyordu. Adaletsizlik günlük, sıradan devlet uygulaması haline gelmişti. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Mafyaların çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler.”
Terörle iltisaklı belediye başkanlarının görevden alınmasını ve FETÖ’cü derneklere kayyum atanmasını eleştiren Babacan, “utanmasalar siyasi partilere kayyum atayacaklar” dedi.
Kongrede genel başkan seçiminin yanısıra 50 üyeli Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) ile Gene Merkez Disiplin Kurulu üyeleri yer aldı.
Genel Başkan seçiminde Ali Babacan oy kullanan 523 delegeden 515’inin oyuyla yeniden genel başkan seçilirken, 8 oy geçersiz sayıldı.
Babacan GMYK’de mevcut üyelerinin tamamını korudu. Mevcut parti yöneticileri İbrahim Çanakçı, Sadullah Ergin, Nihat Ergün, Mustafa Yeneroğlu, Abdurrahman Bilgiç, İdris Şahin, Birol Aydemir, Mehmet Emin Ekmen, Elif Esen, Münevver Helün Fırat, Arzu Kılıçlar, Sanem Oktar, Doğal Şanlıoğlu, Nazlı Seda Vural, Medeni Yılmaz, Burak Dalgın, Canberk Demirci, Zeynep Zehra Dereli ve Mustafa Uçak yeni GMYK listesinde de yer aldı.
Babacan’ın partisinin kongre öncesi bütün büyük şehirlerde billboard’lara reklam vermesi dikkat çekmişti. 10 milyonluk reklam bütçesi ayırdığı iddia edilirken paranın kaynağı ise merak konusu oldu.
Hep 28 Subat diyip duruyorlar halbuki 28 Subat yobazliga karsi askerin durusuydu.Herneyse oasker olsaydi bugün Türkiyenintopraklari KATAR’a peskes cekilmezdi bunu böylece tespit ettikten sonra gelelim 90’li yillarlilgili ahlaksizca yalan ve iftiralara.Demokrasi yokmus,mafia cirit atiyormus falanmi filanmis.90’li yillrda gazeteciler hersey yazabiliyordular yazamayanlar bugün Katar’in parasiyla gazetecilik yapanlardi.Oyillarda Yurt disindaki imamlarin ayliklarini Suudi Arabistan ödüyordu cünkü o imamlar Atatürk Cumhuriyetinin yikilmasi görevi ile calisiyordular.Yani bugün ülkede yasanan hukuksuzlugu,anayasasizligi,ben istedim oldu zihniyetini,tek adam zorbaligini,STK’lara el koyma, kayyum atama yasasinin cikarilmasini,istenilen kisinin mal varligina el koyulabilme yasasinin kabülünü,agzini acanin iceri tikilmasini,Özgürlüklerin ayaklar altina alinmis olmasini göremeyecek kadar gözleri körlesmis vicdanlari kararmis olanlarin 90’li yillara dil uzatmalari gercekten ahlak sinirlarinin cökmesi demektir.
Ali Babacan; “ODTÜ’de okuyan kız kardeşim başını örttüğü için üç defa okuldan uzaklaştırma cezası aldı.”..
Demiş hüngür hüngür yapmış.. insanın içi parçalanıyor haliynen.. Ah keşkem kendine baraj atlatacak
bir ittifak bulsa da meclisde de hüngürdese!
İsmi lazım değil yabancı bir ülkedeki ”Uygulamalı Türkiye araştırmalar merkezi” çerçevesinde yapılan araştırmalar sonucu ”Diktatör Erdoğan’ın” devrilmesinin muhalefetin elinden olamayacağı seneler içinde belli olduğundan, artık bunun sadece Akp içinden türeyecek muhalif kanat eliyle mümkün olduğu ve bunun için her türlü desteğin verilmesi gerektiği yaklaşık 5 yıl önce saatlerce televizyonlarda tartışılmıştı, asıl dikkate alınması gereken nokta bu Merkezi yöneten başkanın çok iyi derecede Türkçe konuştuğu ve Türkiye de belirli kesimler ile irtibatının olmasıydı, diğer önemli nokta ise 15.temmuz dan sonra Ülkemize hiç bir ziyarette bulunmaması
Türbanlı bacınızın da, yavşayan askerin de, 28 Şubat’ı planlayıp uygulayanların da Allah belasını versin…
Peki bu ağlayan arkadaş bakanlık yaparken ağlamıyordu; 15 Temmuz gecesi ABD ziyareti vs.
Şimdi parti kurunca mı senin gibi 90’lı yılları hatırlamış.
Alışmışsınız seni anası gibi…
At cambazlığı sirk cambazlığı ile oy toplamaya ama bu ülke 15 temmuzda hanyayı Konya’yı öğrendi artık prim vermez din tüccarlarına.
Geçti bor’un pazarı.
Sür eşeği Niğde’ye.
Bu din simsarlari hep aglar. Ama hep kamera karsisinda. Feto muridlerine habire aglar, Bulent Arinc zir zir zirlar, Melih Gokcek sarlatani kameralar karsisinda cok agladi. Davudoglu soytarisi Mirimar’da musluman ahali icin TV onunde ziril ziril goz yasi dokmustu. Tayyip’te Feto ile elele kolkola oldugu zamanlarda hep aglardi, bugunlerde kamera karsisinda aglamayi birakti. Herhalde milliyetci oylari dusundugunden olsa, cunku milliyetciler aglayana oy vermez genelde. Bu yavru katip’te halen aglamaya devam ediyor. Ancak aglamanin modasi coktan gecti. Tayyip’i ornek almasini oneririm.
“Benim siyasete girdiğim zamanlarda yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. 90’lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat’ın baskı iklimi çökmüştü. Asker vesayeti vardı. Korku hüküm sürüyordu. Adaletsizlik günlük, sıradan devlet uygulaması haline gelmişti. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Mafyaların çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler.”
Ben sevmem siyaseti felan. Yukaridaki o zamanlarin tasfiri sozleri yanlis degil. Yaşı tutanlar hatirlayacaktir.
F tipi parti kurmus, sozde Ataturkcu ychp yi destekliyor…Alayiniz sozde…Millet herseyi goruyor.
Bu kafa değişmez biz boşuna mı bu ülkede Cumhuriyet değerlerinden asla taviz vermeden anayasa ve yasalar herkese ve eşit şekilde uygulansın diyoruz. Uydurma Ali, okuldaşız ama senin kafa başa sıkılan örtüye takılmış ve anayasaya aykırı olduğu halde bu mağduriyeti kullanarak RTE yıllarca genç kızlarımız üzerinden toplumu manipüle ederek meyvesini yediği gibi sende ona özenerek bu konuyu ısıtarak birazda ben yiyeyim diyorsun ama o çocuklar artık gerçeği görüyor ve ilk aşamada deist olabiliyorlar, sonrasının da ne olurlar bilemem. “Benim siyasete girdiğim zamanlarda yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. 90’lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat’ın baskı iklimi çökmüştü. Asker vesayeti vardı. Korku hüküm sürüyordu. Adaletsizlik günlük, sıradan devlet uygulaması haline gelmişti. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Mafyaların çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler.” Diyerek kız kardeşin üzerinden gerçekte söylediğin gibi olmayan ama klasik emperyalist ABD programlı siyasi alt yapının örülmesine malzeme olan gazeteciler siyasiler ve ordu içindeki işbirlikçilerinizin hazırladığı kargaşa ortamı sizi iktidar yaptı, bu şansı tekrar elde edeceğini sanıyorsan yanılıyorsun. İstediğiniz sadece başa sıkılan örtü serbest olsaydı eminim ki söylediklerini değil eleştirmek onlara sahip bile çıkardın, bunun delili ne dersen kolayca bakınız 18 yıllık AKP ve RTE uygulamaları derim. Biz ODTÜ’lüyüz akla ve bilime inanan insanlar olarak bir birimizi sever değer veririz, doğmalara inanabilirsin buna saygı duyarız ama bunu ranta çevirmeye çalışanlar bizden değildir.
Türbanlı bacın milyoner oldu! Cipe biniyor! Türbansız bacına ağla asıl. Açız!
15 Temmuz gecesi de ağladı böyle. Hocasına…
İğreniyorum…
Tek kelime ile bu söylemlerden ve bu tür politikacılardan iğreniyorum!!!!
Pensilvanyadaki Hocan bir daha gelmeyecek, ağlasan da gelmeyecek!
Kılıçdaroğlu, ortaklarımızla
Nerede bir ağlak var devleti yönetmeyi planlıyor.