Bylock’un lisans sahibi savunma yaptı… İsmail Saymaz hakkında zorla getirme kararı 

featured

FETÖ’nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi olan  ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen David Keynes, ‘Ben programın lisans sahibi olarak görünüyorum ama beni şirketteki ‘Çaycı Mehmet’ gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir şeyden haberim yok’ diyerek beraatini istedi. Tanık olarak dinlenilmesi beklenen gazeteci İsmail Saymaz’ın gelecek duruşmaya zorla getirilmesine karar verildi.

ABD vatandaşı olduktan sonra Alpaslan Demir olan ismini değiştiren ve FETÖ‘nün gizli haberleşme programı Bylock‘un lisans sahibi olduğunu kabul eden David Keynes, savunmasında, “ByLock programını önce hakim ve savcı gibi büyük kişiler, üst düzey görevliler kullanıyordu. Daha sonra MİT bu programı çözünce ağustos itibarıyla tüm örgüt üyelerine yaydılar. Ama üst düzey üyeleri programdan çektiler” dedi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunma yapan Keynes, Atalay Candelen’in, kendisinin kimlik bilgilerini kullanarak ByLock programını kurduğunu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Amerika’ya geçtiği zaman öğrendiğini söyledi.

‘HANEFİ AVCI’YA VE MİT’E SÖYLEDİM, KİMSE İLGİLENMEDİ’

Bununla ilgili Devlet Denetleme Kurulu’na bilgi verdiğini ancak ilgilenilmediğini söyleyen Keynes, şunları anlattı:

“Hanefi Avcı’ya söyledim, MİT’te çalışan arkadaşıma söyledim, kimse ilgilenmeyince Cumhuriyet gazetesinde biri vardı Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu, benim hakkımda yazı yazmıştı daha önce, ulaşamayınca ona da gazeteci İsmail Saymaz vasıtasıyla ulaşmak istedim. İsmail Saymaz haberi kendi yapmak isteyince onunla konuştum. Daha sonra Ali Aktaş isimli avukata vekaletname verdim, bilgilerimi paylaştım. Sonra bir anda benimle bağlantısını kesti. Mor Beyin’le meşgul oldu. Türkiye’ye gelmek düşüncem vardı ama sonra korktum. 2019 yılında avukatım Abdurrahman Bayramoğlu ile konuştum, onun aracılığıyla savcı beyle görüştüm. Onlar da olur verdiler, daha sonra Türkiye’ye geldim.” 

FETÖ ile ilgili geçmişini anlatan Keynes, “Haydar” isimli ev abisi vasıtasıyla üniversite sınavını kazandıktan 1 yıl sonra 1991 yılında cemaate girdiğini ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne döndüğünü dile getirdi. Keynes, savunmasına şöyle devam etti:

“İstanbul’da tanıştığım ‘M.Ç. isimli bir kişi vasıtasıyla Ankara Gölbaşı’na yerleştim, ‘Rahat edersin.’ dediler. Grupta yaşı en küçük olan bendim. Diğer ev arkadaşlarım ODTÜ son sınıf öğrencileriydi. ‘Haydar’ daha sonra ‘Yasin’ isimli bir çocuğu, ders çalışmak için ilgilendikleri öğrencilerin başlarına koydu. Bu çocuklar da Balıkesir astsubay okulunu kazandı. ‘Akif’ diye bir isim de vardı 1991’de. İlgilendikleri öğrenciler ortaokul 3 öğrencileriydi. Fen lisesini kazanamayınca Balıkesir’deki 3 senelik askeri okula yönlendirdiler. Ben o zamanlar çocuktum. Ben de orta 3 öğrencisiydim cemaatin. Ben askeri sınava girmedim, arkadaşlarım girdi.”

Mahkeme Başkanı’nın “Size askeri okula girin talimatında bulundular mı?” diye sorduğu Keynes, “Hayır. O zaman 18 yaşındaydım. ‘Haydar’ isimli kişi yönetti. Sonra 1997’de dershane müdürü oldu. Bana herhangi bir görev verilmedi o dönem.” dedi.

‘PROBLEM OLACAĞIM DİYE BENİ FETULLAH GÜLEN’İN YANINA GÖTÜRDÜLER’

Bütün sorulara cevap vermek istediğini ve Amerika’dan bu yüzden geldiğini söyleyen Keynes, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile görüştürülmesiyle ilgili de şunları dile getirdi:

“FETÖ ile ilgili bilgi vermek için 1997’de Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ile görüştüm. Bilgi Üniversitesi’ni kazanmıştım. Af çıkınca Ankara Siyasal’a devam etmek istedim. Yer sorunum vardı. Mehmet Candan yurtta bana kantin görevi bulmaya çalıştı. Cemaattekilere kızdığım için cemaattekiler bana yer vermeyi kabul etmedi. Sinirliydim. Hikmet Bey’le görüştüm ve o da yazı yazdı. Yazıdan sonra cemaattekiler görüştüler benimle. Problem olacağım diye beni Fetullah Gülen’in yanına götürdüler. Sadece girdim ve çıktım. 1998 yılıydı, İstanbul’da görüşmüştüm. Oturup sohbet etmişliğim yok. Ben konuşma yapmadım. ‘Mehmet Candan’ isimli kişi beni götürüp tanıştırdı. Gülen bana sadece ismimi sordu. Daha sonra ben çıktım, Mehmet Candan kaldı içeride.”

‘GİZLİ TANIK YÖNLENDİRİLİYOR’

Gizli tanık “Karadeniz”in hakkında verdiği bilgilerin birçoğunun yanlış olduğunu öne süren Keynes, gizli tanığın Mehmet Candan’ın arkadaşı olduğunu ve Candan’ın yönlendirmesiyle bilgiler verdiğini kaydetti. Keynes, gizli tanığın Hikmet Çetinkaya ile görüşmesiyle ilgili verdiği tarihin yanlış olduğunu, Hikmet Çetinkaya ile 28 Şubat’tan 10 ay sonra görüştüğünü de aktardı.

‘HİKMET ÇETİNKAYA’YA ÖRGÜTÜN HER ŞEYİNİ ANLATTIM’

Hikmet Çetinkaya ile görüşmesinin içeriğini anlatan Keynes, “Hikmet Çetinkaya ile konuşmamızda örgütün her şeyini anlattım. O da o zaman Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ı aradı. Türkan hanım bana vakfında randevu verdi. Gittim ama yerinde bulamamıştım. ‘Şenol’ isimli biri benimle irtibata geçti ve gelerek görüşmemem için beni bir şekilde ikna etti.” dedi.

Örgütün siyaset imamı olan A.H.P. isminde birinin Eskişehir’de görevli olduğunu ancak gizli tanığın bu bilgiyi de yanlış söylediğini iddia eden Keynes, “Gizli tanık, Facebook’ta olduğum bilgisini de sallamış. Hesabım gizliydi ve Google’da aranarak bulunamazdım. Amerika’ya örgüt tarafından gönderildiğimi söylemiş oysa ben Greencard’la gittim. Hüseyin Şentürk’le görüştüğümü söylüyor. O bilgileri de bilmiyor. Hepsini Mehmet Candan’dan öğrenmiş. Onunla aynı evde kaldığını tahmin ediyorum. Mehmet bir şey dememiş ama böyle konuşmasını ona aşılamış.” ifadesini kullandı.

‘BYLOCK’U TÜRKİYE’DE OLDUĞUM ZAMAN AÇSALARDA SAVCILIĞA İFADE VERİRDİM’

ByLock bilgisi ve İsmail Saymaz’a verdiği beyan sorulan David Keynes, şunları ifade etti:

“ByLock’un örgüt tarafından kullanıldığını 7 Ağustos 2016’ya kadar bilmiyordum. Ben Türkiye’den çıktım. Benim çıkmam bekleniyormuş gibi Mehmet Candan’ın ifadesi geldi. 16 Ağustos’ta benim çıkmam beklenmiş sanki. ByLock programını birileri Eagle programını kapatarak öne çıkardı. Ben Türkiye’de olduğum zaman öyle bir şey yapsalardı savcılığa ifade verirdim.

‘MİT’E İKİ DEFA MAİL ATTIM, CEVAP GELMEDİ’

İlk olarak Devlet Denetleme Kurulu’ndan M.K.’yi aradım. Amerika’dan kayınbiraderini tanıyordum. Bana, ‘Seninle ilgilenmeyeceğiz, başının çaresine bak.’ dediler. MİT’e iki defa Türkçe ve İngilizce mail attım, cevap gelmedi. Daha sonra eski polis müdürü Hanefi Avcı’yı, MİT’le arası iyi olmadığı için, polislerle MİT arasında ters ilişki olduğu için aradım, irtibat kurdum. ‘Tamam senin dediklerini anlatacağım.’ dedi ancak oradan da bir şey çıkmadı. Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu benimle ilgili yazı yazmıştı. O zaman o şarkıcı Sıla’nın sevgilisiydi. O zaman irtibat kuramadım. Milliyet okuyucu temsilcisine yazdım, olmadı. İsmail Saymaz ile Özgür Mumcu, Twitter’da mesajlaşıyorlardı. Arkadaşı olduğunu düşündüm, bağlantı sağlar diyerek İsmail Saymaz ile görüşmek için Hürriyet gazetesini aradım. İsmail telefona çıktı. 10 gün Uğur Mumcu’nun oğluna ulaşmak için uğraşmıştım. Sinirliydim. İsmail Saymaz sevecen yaklaşınca, Mumcu yerine Saymaz ile görüştüm.”

‘BENİ ŞİRKETTEKİ ÇAYCI MEHMET GİBİ DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ’

ByLock programının ne olduğuna ilişkin soruyu da David Keynes, şöyle yanıtladı:

“Kripto bir program ama sonra kırılmış. Atalay Candelen, bir program alarak üzerine kaporta yapmış birisi. Örgüt 29 Aralık 2013 ile 2014 Mart ayı arasında bu programı kapalı devre olarak kullanıyor. Daha sonra Apple ve Google Play marketlerine koydular. Önce hakim ve savcı gibi büyük kişiler, üst düzey görevliler kullanıyordu. Daha sonra MİT bu programı çözünce ağustos itibarıyla tüm örgüt üyelerine yaydılar. Ama üst düzey üyeleri programdan çektiler. Programın lisans sahibi ben görünüyorum ama beni şirketteki çaycı Mehmet gibi düşünebilirsiniz. Ben kullanmadım ve örgütün kullanımı dışından da haberim yok.”

‘DARBE OLACAK’ DİYE DEVLET DENETLEME KURULU’NU ARADIM’

Amerika’da yaşarken örgüt üyeleri tarafından 15 Temmuz darbe girişiminden önce darbe olacağı bilgilerinin açık açık konuşulduğunu anlatan Keynes, “Darbeden 2 ay önce konuşuyorlarmış. New Jersey’de oturuyordum. Arkadaşım Hüseyin Şentürk’ün yanına uğrardım, ofisi vardı. O zamanlar Twitter’da yazıyorlar, ‘Temmuz sıcaktır.’ falan… Nisanda da bir köşe yazısı yazılmıştı. Şentürk’ün ofisinde, arkadaşları falan, FETÖ mensupları ‘darbe olacak’ diyorlardı. 2016 yılı Mayıs ayıydı. Ben de onlara, ‘1980 yıllarının durumu yok, halk ayaklanır.’ demiştim. Hüseyin Şentürk, ‘Bir üsteğmen silahıyla birinin kafasını patlatır, herkes çil yavrusu gibi dağılır.’ dedi. Kızdım, Devlet Denetleme Kurulu’ndan M.K.’yi aradım, ‘Bunlar darbe yapacak.’ diye.”

Bir soru üzerine, ABD vatandaşı olduğunu ve ismini meşhur bir iktisatçı olan, zevk alarak okuduğu John Maynard Keynes’ten aldığını söyleyen Keynes, “Önce Ricardo’yu seçmiştim. İspanyol kökenli olduğu için farklı bir şey seç denilmişti bana. Amerika’da 2 defa bombacı diye FBI tarafından gözaltına alındım. Giriş çıkışlarda hep aranıyordum isim Türk ismimin benzerliğinden. O yüzden isim değişikliği yaptım. İngiliz ismi güzel olur diye bu ismi seçtim.” diye konuştu.

Mehmet Candan’nın ifadesinde 2 kişiden bahsetmediğini, bunların da kendi ilgilendiği bir subay ile SGK genel müdürlüğü de yapan “Namık” isimli biri olduğunu öne süren Keynes, bu kişilerin örgüt üyesi olduğunu iddia etti.

Üye hakimin, “Örgütle ilişkinizi kestiğinizi söylediniz, darbe olacağı bilgisini sizinle niye paylaşsınlar?” sorusunu Keynes, “Ben 1997’de örgütle bağımı kesmiştim ama arkadaşlarım vardı. Onlar çok rahat konuşuyorlardı. Dükkanda, mağazada, araba tamircisinde, berberlerde çok rahattılar. Bunu konuşmak gizli bir şey değildi Amerika’da.” diye yanıtladı.

Keynes, beraat ve tahliye talebinde bulundu.

’15 TEMMUZ’DAN ÖNCE HABER VERİYOR, İLGİLENMİYORLAR’

Söz alan Keynes’in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu, müvekkilinin her bilgiyi verdiğini ve bu konuda en ufak bir tereddüdün bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:

“M.K.’ye 15 Temmuz’dan önce haber veriyor zaten. Ama ilgilenmiyorlar. 15 Temmuz’da da kendisi burada zaten. 8 Ağustos’ta Türkiye’den çıkıyor. Kimse adama bir şey sormuyor. Bunu savcıya da söyledim. Dediler ki, ‘Gelecek denmeseydi, gene girip çıkardı Türkiye’ye, çünkü Keynes ile ilgili herhangi bir şey yok bizde.’ Adli makamlar bir şey yapmamış, halen de yapmıyordu kendisi gelmeseydi.”

Atalay Candelen isimli kişinin ByLock’un esas yapımcısı ve üreticisi olduğunu savunan Bayramoğlu, “Kredi kartı uluslararası kullanıma açık değil diye müvekkilin kredi kartını kullanıyor. Bu nedenle müvekkilin adı geçiyor. Müvekkilin, sonrasında serverın Litvanya’ya taşındığından da haberi yok. ByLock’ta 2014 Ağustos ayı öncesine ait ID tespit tutanağı yok. Çünkü server o tarihten önce Almanya’daydı.” ifadesini kullandı.

İFADESİ İÇİN YENİDEN SAVCILIĞA SEVK EDİLECEK

Öte yandan, Keynes’in avukatı Bayramoğlu, duruşmanın gizli yapılması, müvekkilinin tanık koruma programına alınmasını, bazı isimler hakkında sorulursa bilgi verebileceğini ifade etti. Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, “Sanığın yeniden bildiklerini hususunda beyanlarının tespiti için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Demir’in avukatı ise “Tüm bildiklerini anlattı zaten” deyince Mahkeme Başkanı, “Bizde söylemediği şeyler olduğu kanaati oluştuğundan savcılığa sevk ettik” dedi.

İSMAİL SAYMAZ HAKKINDA ZORLA GETİRİLME KARARI

Davanın tanığı Gazeteci İsmail Saymaz‘ın zorla getirilmesine karar veren heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, 29 Aralık tarihine ertelendi.

Saymaz, 2016 yılında FETÖ’nün darbe girişiminden 2 ay sonra New York’ta David Keynes ile bir araya gelmiş ve Hürriyet gazetesi için “İşte ‘By Lock’ David Keynes” başlıklı bir habere imza atmıştı. Haberde Saymaz’ın, Keynes ile yaptığı görüşmeye yer verilmişti.

CNN Türk’ün aktardığına göre, İsmail Saymaz kendisine mahkemeden bir tebligatın ulaşmadığını ve bu yüzden duruşmaya gitmediğini, gelecek duruşmada ise hazır bulunacağını söyledi.

AVUKATI TEPKİ GÖSTERDİ  

Demir’in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu duruşma çıkışında basın mensuplarına açıklama yaparak, “Türkiye’de artık görüldü ki etkin pişmanlık hükümleri hiçbir işe yaramıyor. İstediklerine uyguluyorlar istemediklerine uygulamıyorlar” ifadelerini kullandı.

DAVA GEÇMİŞİ

FETÖ silahlı terör örgütünün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi David Keynes hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce 17 Aralık 2020 tarihinde yakalama kararı çıkarıldı. Amerika’da yaşayan Keynes avukatı aracılığıyla dilekçe sunarak Türkiye’ye gelerek etkin pişmanlık hükümleri kapsamında beyan vermek istedi. Bunun üzerine Keynes, 9 Haziran 2021 tarihinde saat 10.20’de İstanbul Havalimanı’na geldi. Gözaltına alınan David Keynes, 14 Haziran’da çıkarıldığı İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ÇİFTE VATANDAŞ VE ÇİFT İSİMLİ ÇIKTI

Savcılıkça hazırlanan iddianamede, David Keynes’in Türk vatandaşıyken adının Alpaslan Demir olduğu ve Türk vatandaşıyken aynı zamanda Amerikan vatandaşlığını da kazandığı ve bu sırada ismini David Keynes olarak değiştirdiği, böylece çifte vatandaş ve çift isimli olduğu tespit edildiği kaydedildi. İddianamede, şüpheli David Keynes’in “Örgütün Işık Evleri’ne gittiği, konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiğini, kütüphane sorumlusu ve belletmenlik görevlerinde bulunduğu, örgütün en önemli yapılanma alanı olan mahrem yapılanmada TSK Mahrem Yapılanmasında öğretmen (grup abisi) konumuna kadar yükseldiği” kaydedildi. Keynes’in yaşamış olduğu olumsuzluklardan örgütü sorumlu tutması üzerine örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile görüştürüldüğü anlatılan iddianamede, “Sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak Amerika’ya gönderildiği, örgüt elebaşının talimatı ile örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programının alan adı kiralanması, Google Markete ve Apple Markete yüklenmesinde şüphelinin kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu” da belirtildi.

15 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

İddianamede, şüpheli Keynes’in FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde çeşitli ve yoğun şekilde tespit edilen eylemleriyle örgüt ile organik bağ içerisine girip örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerinin bulunduğuna dair delillerin elde edildiği, “Silahlı Terör Örgütü Üyeliği” suçunu işlediği kaydedildi. Keynes’in savunmasında, bir kısım şahısları teşhis ettiği, Bylock programı ile ilgili beyanlarda bulunduğu, bu programla ilgili kişileri teşhis ettiği ve mailine gelen bir kısım Apple Market’ten gelen mailleri kendi rızasıyla sunduğu kaydedilen iddianamede, TCK’nın 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması hususunda kovuşturma sonucunda mahkemece değerlendirilmesinin gerektiği vurgulandı. İddianamede, David Keynes’in, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep edildi.

 

Bylock’un lisans sahibi savunma yaptı… İsmail Saymaz hakkında zorla getirme kararı 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!