Çalışana hakkını teslim etmek

featured

Dr. İbrahim ÇERÇİ yazdı…

Dr. İbrahim ÇERÇİ

Son zamanlarda sık sık sağlık çalışanları tarafından covid-19 bulaşının kendileri için meslek hastalığı sayılması gerektiği dile getirilmektedir. Bu konuda Cumhur İttifakı’na yakın görüşteki çalışan örgütleri (Türk Sağlık-Sen) dahil birçok çalışan örgütü, mesleki birlik ve dernekten açıklamalar geldi.

Sağlık çalışanları açısından Covid-19’un neden meslek hastalığı olarak tanımlanması neden önemlidir, meslek hastalığı ise bu şekilde ele alınmasındaki engel nedir?

Çalışma hayatının sağlık alanındaki iki temel göstergesi vardır; iş kazası ve meslek hastalığı.

İş kazası da meslek hastalığı da çalışma hayatına özgü sağlık sorunlarıdır ve bu sorunlara yol açan etkenler işyeri ortamındadır. Yani sağlık sorununun nedeni sadece işyerindedir ve bu etkenle işin yürütümü sırasında, işini yaparken karşı karşıya gelinmiştir.

Meslek hastalıkları belirli mesleklere özgü hastalıklardır. Bu hastalıklarda yapılan iş ile hastalık arasında doğrudan nedensel bir ilişki söz konusudur. Bu ilişki öyle boyuttadır ki, kişi söz konusu işte çalışmıyor olsa bu hastalık meydana gelmeyecektir.

İş kazasının tanımı ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘’planlanmamış, beklenmedik olay olarak yapılmıştır. Kazanın bir özelliği de insanları bedence ve maddi olarak zarara uğratmasıdır. İş kazası da, iş yerinde meydana gelen plansız ve beklenmedik bir olay olup kişinin bedence ve maddi olarak zarara uğraması ile sonuçlanır.

Bir de bu kavramların dışında çalışanlar arasında meslek hastalıklarından daha sık görülen bir grup sağlık sorunu da ‘’işle ilişkili – work related hastalıklardır’’.

Günümüzde covid-19 Pandemisi sırasındaki sağlık çalışanlarının durumuna bakacak olursak:

1- Pandemi sürecinin doğası gereği COVID-19 etkeni olan SARS-cov-2 virüsü ile her bireyin her ortamda karşılaşması mümkün olmakla birlikte bazı kişi ve grupların bu enfeksiyona yakalanmak konusunda daha yüksek risk taşıdığı bilinmektedir. Bulaşın en yüksek olduğu ortamların başında işyerleri gelmektedir. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda, yakın çalışma ve kişilerle yakın temas gerektiren işlerde çalışanlarda bu riskin toplumun geneline kıyasla çok daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi COVID-19 hastalığında da çalışanlar arasında en yüksek enfeksiyon riski olan meslek grubu sağlık çalışanlarıdır.

2- Tüm dünyadaki insanlar salgının kontrol altına alınabilmesi için mümkün olduğunca evlerinde kalmaya çalışırlarken sağlık çalışanlarının artan iş yükünün doğal bir sonucu olarak her zamankinden daha fazla çalışmak zorunda kalmıştır.

3- Sağlık Çalışanları, uzun çalışma saatleri, hastaların her türlü vücut sıvılarıyla artmış temas, işin yürütüm koşulları gereği çoğu zaman fiziksel mesafe kuralına uyulamaması nedeniyle hastalık etkeni ile çok daha fazla karşı karşıya gelmektedirler.

4- Sağlık çalışanları, yeterli miktar ve nitelikte kişisel koruyucu donanım sağlanamaması sonucunda doğrudan hastalık etkenine hedef haline gelebilmektedir.

5- Sağlık çalışanları, çalışma koşullarından dolayı immunitenin baskılanması (yeterli ve dengeli beslenememe, uyku süresinin azalması ve uyku kalitesinin bozulması, yoğun fiziksel ve mental stres altında çalışma) ile karşı karşıyadır.

Tüm bu nedenlerden dolayı covid-19 bulaş yolları ve korunma konusunda genel toplumdan daha fazla bilgi sahibi olan ve korunmada daha titiz davranan sağlık çalışanları toplumdan daha fazla oranda enfekte olmakta ve toplumdan daha fazla oranda vefat etmektedir.

Türk Tabipler Birliği yayınına ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi yayınlarına bakıldığında Türkiye’de sağlık çalışanlarının normalden 8,56 kat daha fazla hastalığa yakalandığı ve tüm çalışan covid-19 ölümlerinin % 38’inin sağlık çalışanı vefatı olduğu görülür.

Şimdi özetleyecek olursak:

1- Covid-19 sağlık çalışanları için neden iş kazası değildir?

Çünkü iş kazası olması için gereken istenmeyen, önceden planlanmayan olay durumu söz konusu değildir.

Sağlık çalışanlarının covid-19’lu hastalara müdahale ederken bu riskler önceden bellidir. Yani bir nevi sağlık çalışanları kendi canlarından hastalara ikram etmektedirler.

2- Covid-19 sağlık çalışanları için neden iş ile ilişkili hastalık değildir?

Çünkü sağlık çalışanları, salgın sırasında diğer meslek grupları gibi karantinaya alınmış ya da olası etkenden diğer toplum gibi uzaklaştırılmış değil aksine bilinçli olarak çok daha oranda etkene yaklaştırılmıştır.

Örnek verecek olursak tozlu işyerinde çalışmak kronik bronşit riskini arttırır. Kronik bronşitin tek veya asıl nedeni tozlu işyerinde çalışmak değildir ve tozlu işyerinde çalışan kişiler için kronik bronşit olmak iş ile ilişkili bir hastalık olarak tanımlanır.

Covid-19 sırasındaki sağlık çalışanlarının durumunda ise sağlık çalışanları zaten sürekli covid-19 mikrobuyla karşılaşmakta, sadece işin doğası gereği normal toplumdan biraz daha fazla değil çünkü normal toplum gün aşırı çalışma, karantina gibi önlemlerle etkenden uzaklaştırılırken sağlık çalışanları etkenle daha fazla çalışmaya itilmektedir.

Bunu normal toplumun yaşadığı ortam tozumasın diye su ile ıslatılırken sağlık çalışanlarının bulunduğu ortam daha fazlatozutulmaktadır gibi de düşünebiliriz.

3- Covid-19 sağlık çalışanları için neden meslek hastalığıdır?

Mevzuat açısından meslek hastalığının tanımı:

Genel Sağlık Sigortası Kanunu (31.05.2006 no:5510) madde 14’de ‘’sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir’’ şeklinde;

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (20.06.2012 no:6331) madde 3 (1) l’de ‘’Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık’’ olarak yapılmıştır.

Sonuç: sağlık çalışanları covid-19’a yaptıkları işin niteliğinden dolayı, işin yürütüm şartlarından dolayı ve büyük oranda iş veren tarafından koruyucu koşulların sağlanmaması yüzünden maruz kalmaktadır.

Bu koşullarda covid-19’un meslek hastalığı sayılmamasının nedeni Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 7Mayıs2020 günü sağlık kuruluşlarına gönderdiği genelgede Kovid-19’a maruz kalan bir sigortalının durumunun iş kazası ya da meslek hastalığı değil, hastalık olarak değerlendirilmesi istemesidir.

tüm dünya’da bir çok ülkede covid-19’un meslek hastalığı sayılmasının dışında ülkemiz mevzuatında da covid-19 benzeri hastalıklar meslek hastalığı sayılmaktadır.

– 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda iş kazası, “işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olay,” olarak tanımlanmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13’te ise, bir olayın iş kazası sayılabilmesi için gerekli koşullar sayıldıktan sonra “sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay”dan söz edilmektedir.

– Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2019 yılında verdiği bir kararda (2018/5018 E., 2019/2931 K.), “iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı olarak zarar, derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası kabul edilmelidir,” denmektedir.

Aynı kararda domuz gribine yakalanan bir işçinin ölümünün iş kazası olduğu yönünde değerlendirme yapılmaktadır. Olay özetle şöyledir: Bir şirkette tır şoförü olarak çalışan işçi görevli olarak Ukrayna’ya gitmiş; döndükten iki gün sonra hastaneye başvurduğunda kendisine “akut üst solunum yolu enfeksiyonu, tanımlanmamış” tanısı konmuş; bundan birkaç gün sonra ise hastanede “H1N1 (domuz gribi), pnömoni (zatürre) ve ARDS (akut solumum sıkıntısı sendromu)” tanısıyla tedavi altına alınmış; on gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etmiştir.

Yargıtay’ın ilgili kararında şu ifade yer almaktadır: “İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.”

Sonuç

Vatan Partisi Gen. Bşk. Yard., deneyimli sendikacı ve öğretim üyesi Yıldırım KOÇ’un da dediği gibi:

Sosyal Güvenlik Kurumu 7 Mayıs 2020 günü sağlık kuruluşlarına gönderdiği genelgede Kovid-19’a maruz kalan bir sigortalının durumunun iş kazası ya da meslek hastalığı değil, hastalık olarak değerlendirilmesi istedi. Ancak kanunun ve ilgili Yargıtay kararlarının bir SGK genelgesiyle değiştirilmesi mümkün değildir.

Kaynaklar:

1- İş Sağlığı ve Güvenliği – Prof. Dr. Nazmi bilir, Prof. Dr. Ali Naci Yıldız – Hacettepe Üniv. Yay. 3. Baskı

2- 5510 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU

3- 6331 sayılı İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

4- Kovid-19 ve İş Kazası – Yıldırım Koç – Aydınlık Gazetesi – 26Eylül2020

5- http://isigmeclisi.org/20577-salgina-issizlige-acliga-ve-guvencesiz-calistirmaya-karsi-mucade

6-http://www.halksagligi.hacettepe.edu.tr/sunumlar_ve_seminerler/Isle_ilgili_hastaliklar_Alpaslan_Kilicarslan.pdf

7- Türk Tabipler Birliği Covid-19 Pandemisi 6. Ay Değerlendirme Raporu

 

 

 

 

 

 

Çalışana hakkını teslim etmek

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!