İngiltere’nin haftalık dergisi The Economist, Türkiye’de gerçekleşecek seçimle ilgili analiz yayımladı.
Derginin kapağında “Türkiye’nin eli kulağında diktatörlüğü – Erdoğan imparatorluğu üzerine özel haber” ifadesi yer aldı. Kapağında Türk bayrağı üzerindeki hilale Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siluetini yerleştiren dergi, seçim analizinde ‘Türkiye felaketin eşiğinde’ ifadesini kullandı.
A flawed democracy could tip into full-blown autocracy. Turkey is on the brink of disaster under its increasingly erratic president, Recep Tayyip Erdogan https://t.co/gfekLyEQH5 pic.twitter.com/vJpDB1pgUQ
— The Economist (@TheEconomist) January 19, 2023
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazının ardından basın mensuplarının The Economist dergisinin kapağı ile ilgili sorusuna, “Türk medya mensubu olarak The Economist’in yorumuna evet diyor musunuz? Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor. Benim milletim ne derse, Türkiye’de o olur. Türkiye’nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez” yanıtını verdi.
ADAYLIK SORUSUNA YANIT
Bir muhabirin “Seçimler için 14 Mayıs’ı işaret ettiniz. Bununla ilgili bir çalışma var mı? Seçim takvimi nasıl işleyecek? Muhalefetin belirttiği bir konu var. Kanunda yapılan değişiklikle, eğer seçim 14 Mayıs’ta yapılırsa uygulanamayacağı yönünde…” şeklindeki sorusunu kesen Erdoğan, “Neymiş o?” dedi. Sözü kesilen muhabir “Efendim, adaylıkla alakalı… Bir iddiaları var” deyince Erdoğan’ın yanıtı şöyle oldu:
’14 MAYIS’I KONUŞMAYA BAŞLADILAR, BU DA HAYIRLI BİR ADIMDIR’
“Hukuk farklı bir şey. Bunun yanında guguk farklı bir şey. Dolayısıyla şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Şu anda Türkiye’de cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır ve ne diyor Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 60 gün önceden bu işin ilanını yapar ve 60 gün sonra da ne olur Yüksek Seçim Kurulu bu kronolojik yapıyı çalıştırır. Örneğin ne zaman bunu ilan etti? Mart’ın 10’unda. Mart’ın 10’nunda ilan ettiyse 60 gün çalışmaya başlar. 60 gün ne zaman bitiyorsa, o gün nedir seçim günüdür. Bunu da Yüksek Seçim Kurulu takip eder. Bunlar bu işin farkında değil. Ne oluyor, ne gidiyor, ne bitiyor. 14 Mayıs’ı konuşmaya başladılar. Bu da hayırlı bir adımdır.”
Erdoğan’ın diğer açıklamaları ise şöyle:
‘BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ ÖNLEM ALMALI’
Büyükşehirlerde yine aynı şekilde büyükşehir belediyeleri barajlar yapmak suretiyle bunun önlemini alır. Bunlar anlık adımlar değil. Tedbirlerini çok daha önceden almak gerekiyor. Devlet su işleri olarak ülke genelinde birçok şehrimizde barajlar yaptık yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır, yükümlüğündedir. Onların da buralarda barajlar yapmaları gerekir. Ben İstanbul’da büyükşehir belediye başkanıyken kuraklığın, susuzluğun olduğu dönemde barajlar yaptık ve 110, 120 kilometre mesafeden barajlarımıza ta Sazlıdere’ye kadar su getirmek suretiyle o barajlarımızı güçlendirdik. Şimdi aynı şeyin yapılması gerekiyor ama gördüğümüz kadarıyla tespit ettiğimiz kadarıyla oranlar ciddi manada düşmüş vaziyette. Ülke genelinde Devlet Su İşleri’nin tasarrufunda olan yerlerde ise biz bu barajları yapmaya devam ediyoruz. En son yaptığımız baraj da Yusufeli Barajı. Niye yaptık bunu? Yusufeli Barajı şu anda inşallah kısa süre içerisinde tamamen devreye girmiş olacak. Doluluk oranı ciddi manada artmış vaziyette. Orda gerek Borçka, gerek Deriner Barajı bütün bu barajlar bizim için bu sıkıntılı anları gidermeye yönelik yatırımlarımızdır, adımlarımızdır. Bu işin tek tedbiri barajlardır. Bunun dışında ciddi bir tedbir söz konusu değil.
‘MİÇOTAKİS’İN SÖYLEMLERİ BÖLGENİN KADERİNİ BELİRLEMEYE YETERLİ DEĞİL’
Miçotakis, bu tür şeyleri söyleyebilir ama Miçotakis’in bu söylemleri özellikle bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Her şeyden önce gerek Lozan’ın gerek Adalarla ilgili yaklaşım tarzının şu anda Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Bu adaların silahlandırılması diye bir şey yoktur. Bunlar ne yapıyor şu anda bu adaları silahlandırıyor. Bunlarla ilgili de tabi gereken adamları biz vakti saati geldiğinde uluslararası toplantılarda gerekli olan yerlerde, gerekli olanı söylüyoruz. Bunlar da artık başlarının çaresine bakacaklar.
Osmanli’da en azindan divan edebiyati falan vardi. Bunlarin sarayinda maval edebiyati var.
Sana kimse seçimin tarihini belirleyemezsin demiyor, bu şekilde yapılan bir seçimde anayasaya göre aday olamazsın deniyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bunun yaptığı gibi topu taca atarak delinebilecekse biz bu dükkanı kapatıp gidelim.