Erdoğan’dan tank-palet açıklaması: Satılmadı, işletme devri yapıldı

featured

Sakarya’daki tank-palet fabrikasının Katarlı şirkete devriyle ilgili konuşan Erdoğan, “Yapılan işlemin adı satış da özelleştirme de değildir. Yapılan işin adı işletme devridir” ifadelerini kullandı.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ana yükleniciliğinde geliştirilip üretilen ilk yerli genel maksat helikopteri Gökbey, TEI (TUSAŞ Motor Sanayii) tarafından üretilen ilk milli helikopter motoru TS1400 ile havalanacak. Gökbey’e entegre edilecek ilk milli helikopter motoru TS1400, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telekonferansla katıldığı törende görücüye çıktı. 700 kişilik bir ekip tarafından geliştirilen ve 1660 beygir güç üreten TS1400’ün testi başarıyla sonuçlandı. Gökbey’in testleri bundan sonra milli motor TS1400 ile yapılacak.

İlk milli helikopter motoru TEI-TS1400’ün teslimi ve tasarım merkezleri açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi havacılık başta olmak üzere her türlü motor tasarımı ve üretimi alanında adres ülke yapma hedeflerine adım adım yaklaştıklarını söyledi.

‘YAPILAN İŞİN ADI İŞLETME DEVRİDİR’

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tank palet fabrikası eleştirilerine de tepki gösterdi. Fabrika maliyetinin 250 milyon doları ancak bulan bir tesis olduğunu kaydeden Erdoğan, “Her ne kadar birileri Arifiye’deki tank paleti fabrikası üzerinden ülkemizin savunma sanayiini baltalamaya çalışsa da biz bu hedeften asla vazgeçmeyeceğiz. Bu vesileyle Arifiye’deki fabrika meselesini bir kez daha anlatmak istiyorum. Her şeyden önce Arifiye’deki fabrika arazisi, binası, makineleri dahil her şeyiyle bedeli 250 milyon doları ancak bulan bir tesistir. Bu fabrikaya 20 milyar dolar diyen hem ömründe hiç fabrika görmemiştir hem de 20 milyar doların ne anlama geldiğini bilmiyordur. Yani neresinden tutsanız elinizde kalacak bir iftira ile karşı karşıyayız. Ayrıca yapılan işlemin adı satış değildir, özelleştirme de değildir. Yapılan işin adı işletme devridir. Mülkiyeti savunma bakanlığımızda kalmak üzere bir Türk şirketi olan BMS’ye 25 yıllığına işletme devri yapılan fabrikanın Katarlı yatırımcılara satışı gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Çalışan personelin özlük haklarında herhangi bir kısıtlama yapılması bir yana iyileştirmeye gidilmiştir. BMS bazı projelerinde elbette pek çok şirket ve kurum gibi Katarlı yatırımcılarla da ortaklık ilişkisi kurmaktadır. Savunma sanayi projelerimizde Amerikalılarla, İngilizlerle, Almanlarla diğer pek çok ülkeyle ortaklık yaptığımızda ne oluyorsa ne bir eksiği ne bir fazlasıyla Katarlı yatırımcılarla da aynısı olmaktadır” şeklinde konuştu.

TEPKİLER İÇİN ‘YATIRIM DÜŞMANLIĞI’ DEDİ

Borsa İstanbul Anonim Şirketi’nin yüzde 10’luk hissesinin Katar’a devrine ilişkin de konuşan Erdoğan, gelen tepkileri “yatırım düşmanlığı” ve “yatırımcıların menşeine göre ayrımcılık” olarak niteledi. Erdoğan konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Üstelik Arifiye’deki işletme devrinin içinde modernize ihtiyacı sebebiyle artık faaliyetlerini yürütmekte zorlanan fabrikaya 50 milyon dolarlık yatırım şartı vardır. Sadece bu da değil. Aynı zamanda fabrikada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu bütün bakım ve onarım çalışmaları da yapılmaya devam edecektir. Bu işletme devri işlemi yargıya taşınmış, Danıştay karar vererek ortada herhangi bir hukuksuzluk olmadığını tescillemiştir. Tabi biz Arifiye’deki fabrika üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve kahraman askerlerimize yapılan saldırıların asıl sebebini gayet iyi biliyoruz. Yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tek parti faşizmini sürdürme gayretlerinin kalkanı olarak kullananların artık sadece ülkenin ve milletin ordusu haline gelen bu kuruma tahammülsüzlüklerinin sebebini de gayet iyi biliyoruz.

Darbecilerden, FETÖ’cülerden, darbecilerden arınan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vatan sınırlarını korumadaki ve sınır ötesin harekatlarındaki başarılarından duydukları rahatsızlığı bu tür bahanelerle, askerimizi hedef alarak dışa vuranları milletimize havale ediyorum. Biz kahraman ordumuzla ve desten üstüne destan yazan askerimizle birlikte büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmeyi sürdüreceğiz. Hayatlarında fabrika nedir? Üretim nedir, proje nedir, ülke ve millet için çalışmak nedir, özelleştirme nedir, işletme devri nedir bilmeyenlerin bühranların Türkiye’nin önünü kapamasına izin vermeyeceğiz. Projelerimizin Nuri Killigil, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ gibi isimlerin yürüttükleri çalışmaların Devrim otomobili gibi samimi girişimlerin akıbetine uğramasına müsaade etmeyeceğiz. Bu acı hikayelerden birinin kahramanı da 1944 yılında Devlet Demir Yolları’nda kullanılan, dizel motorları üretmek için kolları sıvayan Kamil Özman’dır. Rahmetli Öcman’ın başında olduğu bir ekip tarafından projelendirilip, Eskişehir’deki fabrikalarda gövdesi ve başlığı dökülen, krank mili dövülen motor diğer aksamları ile birlikte tamamen yerli olarak Ankara’da üretilir. Bu ilk motorun prototipi de 1946 İzmir fuarında sergilenir. Fuar dönüşü, dönemin tek parti CHP’si hükümetinin Ulaştırma Bakanı ve Türk Hava Kurumu Başkanı olan Şükrü Koçak hemen motorun üretildiği fabrikaya gider. Kamil Öcman ve ekibi heyecanla ürettikleri motoru anlatmaya çalışırlarken Şükrü Koçak, ‘Siz burada nasıl motor yaparsınız? Derhal bu fabrikayı kapatın’ diyerek çıkar ve gider. Türkiye’nin ilk dizel motor hikayesi işte böyle acı bir sonla neticelenmiştir. İnşallah TEİ’de ve diğer kuruluşlarımızda yürütülen motor projelerine sıkı sıkıya sahip çıkacak ülkemizin bu alanda da hedeflerine ulaşmasını sağlayacağız.”

‘SAVUNMA SANAYİİNİ İNŞA ETMEK İÇİN 18 YILDIR GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ’

Türkiye’de dışa bağımlı olmaya bir savunma sanayini kurmak için 18 yıldır gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

“Yaşadığımız coğrafyada güçlü bir savunma sanayiine sahip olmadan, geleceğimize güvenle bakamayacağımızı, attığımız her adımda bir kez daha görüyoruz. Konvansiyonel savaşların şekil değiştirdiği bu dönemde bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak bir savunma sanayini inşa etmek için 18 yıldır gece gündüz çalışıyoruz. Gemiden tanka, uydudan insansız hava aracı sistemlerine, savunmanın her alanında yatırımlarımız ve teşviklerimizle sanayimize yön verdik. Platform tasarımı ve üretimindeki kabiliyetlerin tek başına yeterli olmayacağı düşüncesinden hareketle dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasını sağlayacak kritik alanlardaki çalışmalarını özellikle destekledik. Bunun için vakıf şirketlerinden diğer ana yüklenicilere ve KOBİ’lere üniversitelerden, araştırma merkezleri ile Teknoparklara kadar geniş bir ekosistem kurduk. Ülkemizin kendi insan gücü yanında uluslararası potansiyelini harekete geçirecek adımlar attık. Nitekim Türkiye 125 bini geçen uluslararası öğrenci sayısı ile bu alanda ilk 10 ülke arasında girdik. Aynı şekilde uluslararası lider araştırma programı ile kritik projelerde görev almak üzere yüzlerce araştırmacıyı ülkemize getirdik. Teknofest ve benzeri etkinliklerle çocuklarımıza ve gençlerimize teknoloji, uzay ve havacılık alanlarındaki potansiyellerini gösterebilecekleri platformlar sunduk. Her geçen gün yaygınlaşan, dene-yap atölyeleriyle çocuklarımızın teknolojiye olan meraklarını ve ilgilerini keşfedecekleri zeminler oluşturduk. Savunma sanayiinin her alanında proje çalışan, araştırma ve geliştirme faaliyeti yürüten üretime yönelen girişimlerimizin yanında yer aldık. Elimizdeki sınırlı imkanları mümkün olduğu kadar çok çalışmayı desteklemek için etkin ve adil bir şekilde kullanmaya gayret ediyoruz. Projelerin tasarımından finansmanına kadar her alanda, etkinliği ve verimliliği sağlamak için daha kapsamlı bir koordinasyona ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Savunma Sanayi Başkanlığımız ve İcra Komitemiz vasıtasıyla daha güçlü bir koordinasyon sistemi kurmayı planlıyoruz. Diğer yandan uyguladığımız ekonomi politikalarında her alan gibi sanayide de orta ve uzun vadeli hedeflere odaklanmış durumdayız. İmalat sanayimizde akıllı, dinamik ve sonuç odaklı yapısal bir dönüşüm için teknoloji odaklı sanayi hamlesi programını uygulamaya başladık. Bu program bir taraftan Türkiye’nin bağımlılığını azaltmayı diğer taraftan ülkemize yeni rekabet üstünlükleri kazandırmayı hedefliyor. Türkiye’yi 2023 yılı hedeflerine ulaştırmak, evlatlarımıza 2053 vizyonunu hayata geçirebilmek için dünyanın en büyük 10 ekonomisi içerisine girmiş bir ülke bırakmak için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.”

Erdoğan konuşmasının ardından ilk milli helikopter motoru olan TS1400’ün testlerini izledi ve teslimine yine telekonferansla katıldı. Ayrıca TEİ’nin tasarım merkezinin de açılışını yaptı. İlk helikopter motoru TS1400’ün teslim töreninde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, TEİ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit de yer aldı.

Erdoğan’dan tank-palet açıklaması: Satılmadı, işletme devri yapıldı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Keşke satsaydiniz o zaman, en azından parasını alırdık. Ayrıca hiçbir silah fabrikasının değeri bu kadar küçük olamaz. Yoksa niye yanında 500 milyon dolarlık uçak hediye etsinler. Neyse, simdi hem fabrikadan olduk, hem de para yok. Durmak yok, yola devam.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!