Kıbrıs çatışmalarında Türk futbol takımları

featured

N. Güneş Atay yazdı…

Kıbrıs Çatışmalarında Türk Futbol Takımları 

Kıbrıs Türk toplumunun 1963 sonrasında cemaat olmaktan çıkarıp egemen bir toplum haline getiren mücadele sürecinde Kıbrıs Türk futbolu önemli bir rol oynamıştır.

İngiliz sömürge yönetimi döneminde Ada’yı Yunanistan’a bağlamak isteyen Rumlar, bu niyetlerini 1954 yılında BM nezdinde ortaya koyarak uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalışmış ancak üçte iki çoğunluk sağlanamayınca 1960 yılında eşit iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne giden yol açılmıştır. Ada’daki Türk varlığını hiçe sayarak yapılan bu girişim, resmi yollarla başarıya ulaşamayınca Nisan 1955 ayında EOKA tedhiş örgütü kurulmuştur. İlk aşamada İngiliz sömürgesinden kurtarılarak bağımsız olması hedeflenen Kıbrıs’ın ikinci aşamada Türklerden temizlenerek Enosis doğrultusunda Yunanistan’a bağlanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Ada’nın Yunan yurdu olduğunu uluslararası cemiyete göstermek için öncelikle Kıbrıslı Türkler, dünyaca kabul görmüş Kıbrıs kurumlarından dışlanmıştır. Kıbrıs Futbol Federasyonu KOP, EOKA’nın kurulmasından kısa bir süre sonra Türk takımlarının liglerden ihraç kararını almıştır. Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin neredeyse tamamına sahip olduğu arazilerin üzerinde bulunan stadyumlarda maç yapmalarına Kilise’nin de yönlendirmesiyle izin verilmeyen Türk takımları bu ihraç kararına, aynı yıl içerisinde Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nu kurarak tepki vermiştir. Ülkede iki toplumun egemen olduğu bağımsız cumhuriyetin kurulmasından beş sene önce Ada’daki fiili ayrım durumu futbolda resmi olarak kendini göstermiştir. O dönemde toplumun sosyalleşmesi ve genç kitlelerin bir araya gelmesinde önemli rol oynayan spor kulüpleri, bu tarihten sonra Ada’da Rum terörüne karşı Türk direnişinin örgütlendiği sosyal oluşumlar olarak ön plana çıkmıştır.

EOKA’nın 1955 yılında kurulması, Kıbrıs Türk toplumunun kendisini muhtemel saldırı ve tehlikelere karşı koruma gerekliliğini ortaya çıkarmış, bu durum da Kıbrıs Türk toplumu içerisinde münferit örgütlenmelere sebebiyet vermiştir. 23 Kasım 1957 tarihinde, Lefkoşa varoşlarındaki Eğlence’de, Türkiye Kıbrıs Büyükelçiliği görevlisi Mustafa Kemal Tanrısevdi’nin evinde, Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Mustafa Kemal Tanrısevdi tarafından kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Ada’da dağınık olarak faaliyet göstermekte olan çeşitli örgütleri bir çatı altında toplamıştır.

 Volkan, Kara Çete, Dokuz Eylül gibi örgütleri içerisine alan TMT’nin resmi kuruluş tarihi ise Rauf Denktaş’ın girişimleri neticesinde, Türkiye’nin de desteği alındıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu Albay Rıza Vuruşkan’ın Ada’ya ayak bastığı 01 Ağustos 1958 tarihi olarak kabul edilmiştir. Denktaş “Toros” kod adı ile Teşkilat’ın üyesi olurken, örgütün hiyerarşik yapılanmasındaki en üst komutan olarak “Bayraktar” sıfatıyla Ada’ya gelen Vuruşkan “Bozkurt” kod adı ile gizli faaliyetleri idareye başlamıştır. Hem İngiliz yöneticiler hem de cumhuriyet döneminde Rum yetkililerden büyük bir hassasiyetle gizlenerek yürütülen çalışmalarla Kıbrıs Türk toplumu 1958 yılındaki EOKA saldırıları ve daha sonrasında beklenen Rum saldırılarına karşı silahlanmaya ve direniş örgütlenmesine başlamıştır. Ada’daki Türkler, mesleklerine göre TMT içerisinde görev almışlar, bu çerçevede Denktaş bir hukukçu olarak TMT mensuplarının deşifre olmasını engellemek için şüpheli sıfatıyla dava açılan Teşkilat mensuplarının hukuki savunmalarını üstlenirken, Ada’daki Türk futbol kulüpleri de direnişin başarılı bir şekilde örgütlenebilmesi için uygun ortam yaratmıştır.        

Bozkurt’un İş Bankası müfettişi sahte kimliği ile Ada’ya gelerek başlattığı yapılanma, ilk dönemde her biri “başyayla” olarak adlandırılan Kıbrıslı Türk şahısların idaresinde altı “yayla” içerisinde örgütlenmeye başlar. Başyayla tarafından büyük bir gizlilik ve özenle seçilen TMT üyeleri; kurt, çadır, oba ve otağ birimlerinde bir araya getirilir. Bu yapılanmada; kurt bireyi, çadır beş-sekiz kişiden oluşan hücreyi, oba beş-sekiz çadırdan oluşan hücreyi, otağ ise yayladaki obaların bağlı olduğu üst yapıyı ifade eder. Her birim; çadır beyi, oba beyi ve otağ beyi unvanlı yöneticiler tarafından idare edilir.

 Türkiye’de 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen ihtilal sonrasında TMT yapılanmasında da değişiklikler meydana gelmiştir. 1961 yılından sonra, her yaylanın başına “sancak” adlı Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subaylar getirilir. Evkaf memuru, halk eğitim müfettişi, tütün fabrikası denetmeni gibi sahte kimliklerle, Lefkoşa, Magosa, Limasol, Larnaka, Baf ve Lefke yaylalarına gelen subaylara 1961 yılından sonra “serdar” adıyla başyaylalar yardımcı olmaya başlar. Bu tarihten sonra; yayla “sancak”, kurt “arı”, çadır “oğul”, oba “petek” ve otağ “kovan” olarak anılmaya başlar. TMT, Kanlı Noel olarak adlandırılan 1963 olayları sonrasında ise tam bir askeri düzene geçerek; mücahit, manga, bölük, tabur ve sancak adlarıyla örgütlenir. Kanlı Noel’den sonra, ilk altı sancağa; Boğaz, Erenköy, Serdarlı, Mehmetçik ve Yeşilırmak sancakları da eklenir.

FUTBOL KULÜPLERİ DİRENİŞİN ODAĞI HALİNE GELİYOR

Bayraktarlık, tamamen savunma ve direniş amacıyla kurulan TMT’nin örgütleneceği temel sosyal yapılardan en önemlisini futbol kulüpleri olarak belirler. Ada’da Türkler tarafından kurulan ve artık ayrı bir federasyon çatısı altında düzenlenen lige katılan; Çetinkaya, Gençlik Gücü, Yeni Cami Ağdelen Kulübü, Türk Ocağı Limasol, Doğan Türk Birliği, Magosa Türk Gücü, Baf Ülkü Yurdu ve Lefke Türk Spor Kulübü direnişin örgütleneceği ve muhaberenin güvenlikle sağlanabileceği stratejik noktalar haline gelir. Kulüp başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve kulüp mensupları artık TMT dahilinde Kıbrıs Türkü’nün savunma planlarında görev almaya başlar.

Dönemin Lefkoşa Posta Müdürü Kemal Şemiler aynı zamanda Çetinkaya Spor Kulübü’nün de başkanıdır. Lefkoşa Serdarı olan Şemiler, İngiliz ve Rumların dikkatini çekmeyecek şekilde kulüp faaliyetlerini TMT’nin faaliyetlerine destek verecek şekilde düzenler. Diğer kulüplerde olduğu gibi Çetinkaya içerisinde de bir petek örgütlenmesi yapılır. Bunun yanı sıra, hem ülkenin merkezinde yer alan hem de KOP Birinci Ligi’nde 1951 yılında şampiyon olan tek Türk takımı olarak güçlü bir kulüp olan Çetinkaya’nın yönetim kurulunda yer alan üst düzey bürokrat ve işadamı Türkler, Ada’ya yapılan silah sevkiyatını kontrol eder. Boz petek olarak adlandırılan bu hücre, nakliye ve gümrük işleri ile meşgul Türk işadamlarının sahip olduğu kamyonlar ile ülke içerisinde silah sevkiyatını sağlar. Ülkenin merkezi olması dolayısıyla Lefkoşa’daki kulüpler herhangi bir saldırı durumunda merkezi savunmadan sorumlu hassas bir konumdadır. Zira Lefkoşa’daki Türk direnişinin düşmesi Ada’daki diğer Türk bölgeleriyle bağlantının kesilmesi, zincirleme bir etkiyle tüm savunma hattının yıkılması anlamına gelmektedir. Bu sebeple Lefkoşa sancaktarlığı şehir ve çevresindeki Türk bölgelerini savunma hatlarına ayırır. Çetinkaya, Ledra Palas’a bakan Koç Burcu ve civarını, Yeni Cami, Girne Kapısı ve civarını, Gençlik Gücü, Baf Kapısı ve civarını, Küçük Kaymaklı Kulübü ise Kaymaklı Köyü’nün savunulması ile görevlendirilir. 29 Ekim 1963 tarihinde Lefkoşa’da Girne Kapı’ya dikilen Atatürk heykelinin korunması yine heykelin yakınındaki Yeni Cami ve Çetinkaya spor kulübündeki peteklerde görevli TMT mensuplarına düşer. Heykeli tam karşıdan gören Lefkoşa Türk Lisesi’nde geceleri nöbet tutan iki mücahit, EOKA ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un uygulamaya koyduğu 13 maddelik reform paketi ile artık bir Rum devletine dönüşen devletin silahlı kuvvetleri ve yetkililerinin olası saldırılarından korumak için görevlendirilir.

Kıbrıs’taki tüm Türk futbol kulüplerinde başlatılan petek yapılanması, kaza olmamasına rağmen tarihi bir Osmanlı ve Türk şehri olan Lefke Sancağı’ndaki Lefke Türk Spor Kulübü’nde de hayata geçirilir. LTSK, 1963-1974 döneminde Rum köyleri ile çevrili Lefke’nin savunmasında kilit rol oynar. Lefke Serdarı Aziz Fedai, Lefke’deki Türk gençlerinin bir araya getirilmesi ve direnişin örgütlenmesi için LTSK yönetimine 1962 yılında talip olur. Bu seçimlerden başarıyla çıkan Fedai, bir yandan TMT yapılanmasını Lefke’de oluşturup geliştirmek için çalışırken, diğer yandan ise LTSK’nın güçlendirilmesine gayret gösterir. Bu doğrultuda popülaritesini artırmak ve çekim odağı haline getirmek için kulübün birinci lige çıkarılması gerekmektedir. Bu, aynı zamanda etrafı Rum köyleri ile çevrili Lefke’nin diğer sancaklarla bağlantısının güçlendirilmesi için de stratejik önem arz eder. O dönemki statü gereği birinci lige çıkması hayli güç olan Lefke’nin yükselmesi için, Fedai tüm birinci lig kulüplerini dolaşarak kulüp başkanlarını lig sisteminin zorluğuna ikna eder. Bunun sonucunda tüm takımların oy birliği ve federasyonun onayı ile Lefke 1962-1963 sezonunda birinci lige çıkarılır. Böylelikle, sancaklarda faaliyet gösteren ve TMT yapılanması barındıran diğer futbol kulüpleri ile organik bağ kurulmuş, oynanacak maçlarda sancaktar ve serdarların buluşması için doğal ortam yaratılmış olur.

Lefke’nin daha nitelikli bir üst lige yükselmesi, takımın kalitesinin de artırılması gereğini beraberinde getirmiştir. Bu sebeple, Türkiye’den bir futbolcunun Ada’ya getirilmesi düşünülür. Lefke’ye sempati duyan dönemin Bozkurt gazetesi muhabiri Tekin Yüksel İstanbul’a gider ve aralarında Mehmet Ali Has, Recep Adanır ve Basri Dimrilili’nin de bulunduğu birçok futbolcuyla görüşür. B.Dimrilili yapılan teklifi kabul eder ve antrenör-oyuncu olarak görev almak üzere Kasım 1963 ayında Kıbrıs’a gelir. Ancak 21 Aralık 1963 tarihinde Rumların Lefkoşa’da başlattığı saldırılar Ada’daki Türk futbolunun gelişim sürecini sekteye uğratır. Lefkoşa’da saldırıların başlaması ile yer altında gizli bir yapılanma sürecinde bulunan TMT artık yer üstüne çıkar. Saldırı sırasında Lefkoşa ile irtibatı kesilen ve sancaktarı Lefkoşa’da bulunan Lefke’de, kulüp içerisindeki petek yapılanması diğer unsurlar ile birleşerek şehri güvence altına alan savunma hattını çizer. Daha sonra Lefke Polis Karakolu’ndaki Rum polis yetkilileri güvenli bir şekilde bu hattın dışına çıkartılır. Vatanseverliği ile Kıbrıslı Türklerin gönlünü kazanan B.Dimriili cephede mücahit olarak savaşmak istediğini söyler. Olayların durulduğu 10 Ocak 1964 tarihinde Lefke’ye gelen sancaktar, o sırada atış talimi yapmakta olan B.Dimrilili’yi Bayraktarlığın emri ile Türkiye’ye gönderir.    

Kanlı Noel’in devamı olarak Larnaka, Tuzla ve diğer Türk köylerinde yaşanan katliamlar Limasol’da da sürer. 1958-1963 döneminde Limasol Serdarı olan Ziya Rızkı’nın Doğan Türk Birliği’ndeki başkanlık görevi Limasol’daki TMT örgütlenmesine güç katar. Daha sonra 1963 yılında Türk Ocağı Limasol ile birleşen Doğan Türk Birliği’ndeki petek yapılanması 13 Şubat 1964 tarihinde Limasol’daki saldırılarda büyük bir direniş gösterir. Sancak, Belediye Evleri ve Ankara Caddesi’nde güçlü bir savunma hattı kurar. Bu direniş sırasında Türk Ocağı Limasol Kulübü üyeleri Kemal Selim, Münir Hilmi Şago, Mustafa Ali Zihni, Ayhan Hüseyin ve Faik Cahit Sururi şehit düşer. Saldırılarda bu beş şehidi veren Limasol Sancağı Rumlara karşı “İkinci Plevne Savunması” olarak anılan müthiş direnişi yapar.

Aynı şekilde Magusa Türk Gücü üyelerinin, Petek Beyi Ali Rezvan liderliğinde şehrin Surlariçi olarak adlandırılan bölgesinde verdiği mücadele sonuç vermiştir. Ancak 09 Mart 1964 tarihinde Rum saldırıları neticesinde Baf düşmüştür. Baf’ın düşmesiyle Baf Ülkü Yurdu futbol kulübü Güzelyurt’a taşınır.

1958’den 1963’e kadar gizli ve güçlü bir şekilde futbol kulüpleri merkezli olarak örgütlenen TMT’nin direnişi, Rumların Enosis’e ulaşmak için Akritas Planı çerçevesinde başlattıkları nihai saldırıları başarı ile püskürtmüş ve hem EOKA’cıların hem de Rum devlet yetkililerinin şaşkına dönmesine sebep olmuştur. Kıbrıs Türk toplumu lideri Rauf Denktaş’ın Ada’ya girişinin Makarios tarafından yasaklandığı 1964-1968 yılları arasında futbol kulüplerini karargah olarak kullanmak suretiyle artık yer üstünde örgütlenmeye devam eden TMT, 1974’te Türkiye’nin Ada’ya müdahalesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yol göstererek keşif harekatlarına destek vermiştir. Dönem içerisinde Bayraktarlığın düzenlediği turnuvalarda Birleşmiş Milletler askerleri ile de maçlar yapan Türk futbol kulüpleri 1975 yılından itibaren federasyonun tekrar başlattığı ligler dahilinde spor faaliyetlerine geri dönmüştür.

Gizli bir örgüt olarak resmi belgeleri bulunmadığı için sözlü tanıklıklar ile anlatılan ve kimi zaman eleştirilere maruz kalan TMT, kuruluşunun 18. Yılında 01 Ağustos 1976 tarihinde Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na dönüştürülmüştür.  

Kıbrıs çatışmalarında Türk futbol takımları

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!