Montrö tartışmasına Kılıçdaroğlu da girdi: Bırakın onları!

featured

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ”Cumhurbaşkanı, Montrö’den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir” sözleriyle ilgili konuştu. Kılıçdaroğlu, “Eğer Türkiye’de TBMM Başkanı Montrö Sözleşmesi’nin ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturamaz. Oturmamalıdır. Şimdi efendim ben öyle söylemedim. Bırakın onları!” ifadelerini kullandı.  

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle:

’13 UÇAK DEMEK MİLYONLARCA KİŞİNİN HAKKINI GASBETMEK DEMEKTİR’

İsraf, inancımıza göre de haramdır. Mademki haramdır, mademki israftan kaçınacağız; o zaman devleti yönetenler, görkemli, şatafatlı işlerden özenle kaçınırlar. Çünkü devleti yönetenler israf batağında yüzerlerse bütün dünyada alay konusu olurlar. Bu nedenle en saygın devletlerde devleti yöneten iktidarın başındaki, en tepedeki kişinin, dünyada hiçbir örneği yoktur, 13 uçağı olmaz. 13 uçak demek milyonlarca kişinin hakkını gasbetmek demektir. Bu nedenle devleti yönetenler israftan kaçınırlar. Tam tersine devleti yönetenler; kendileri, aileleri ve yakınlarıyla beraber topluma örnek olurlar. Mütevazı bir yaşamları olur ve toplum onları gördüğü zaman gururlanır. ‘Bizim seçtiğimiz kişiler bize örnek oluyorlar. İsraftan kaçınıyorlar. Har vurup harman savurmuyorlar. Kaynakları yandaşlara aktarmıyorlar, toplum için kullanıyorlar.’ denir. Dolayısıyla bizim temel felsefemiz budur.”

‘CUMARTESİ ANNELERİ’ TEPKİSİ

“Devleti yönetenler kinle öfkeyle devleti yönetmezler. Cumartesi Anneleri nedir? Veya Diyarbakır’daki anneler. Kimi eşini kimi çocuğunu arıyor. Peki devletin görevi nedir? Bu annelerin taleplerini karşılamaktır. Cumartesi anneleri diyor ki oğlumu arıyorum bari mezarını gösterin. Hak arayan anneleri toplayıp yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu vardır. Hakkı teslim etmesi gereken devlet kişinin hakkını elinden alıyor. Neden hakkını talep ettin diye mahkemeye çıkarıyorsun. Geçmişte AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren bütün kardeşlerime anlatıyorum. Böyle bir devlet yönetimi olmaz, böyle bir devlet yönetimi kaos, şiddet getirir. Devleti yönetenler yargıya müdahale etmemek zorundadırlar. Yargıya müdahale etmenizden itibaren devletin en temel organında çürüme başlar. “

‘BU ZENGİN ÜLKE BİR AVUÇ İNSAN TARAFINDAN SOYULUYOR’

“Ağırıma gidiyor. Gerçekten ağırıma gidiyor. Bunlar saraylarda oturuyor. Sizde hiç vicdan karakter yok mu ya! Hesap sorulacak yerde hesap veriyorsun. Ne işin var senin Mısır’la kavga ettin kardeşim! Doğu Akdeniz’deki haklarımızı kazanmak için senin Mısır’la beraber olman lazım. Senin ne işine ihvancı dış politika. İslam dünyasının terörist kabul ettiği insanları getirip İstanbul’da ağırlıyorsun. Neden? Kaybeden kim? Türkiye. Biziz. Saraydakiler oturuyor. Emin olun, Allah inandırsın yüzleri bile kızarmaz bunların böyle bir devlet yönetimini dünyanın hiçbir ülkesi görmemiştir. TC devleti açıkça söylüyorum soyuluyor. Bu zengin ülke soyuluyor. Bir avuç insan tarafından soyuluyor. İşi ehline vermek aynı zamanda bir işin en sağlıklı ve tutarlı şekilde yapılıp bitirilmesi demektir.”

TBMM BAŞKANI’NA ‘MONTRÖ’ TEPKİSİ

Devleti yöneten kadroların asgari düzeyde kendi tarihlerini bilmesi lazım. Eğer Türkiye’de TBMM Başkanı Montrö Sözleşmesi’nin ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturamaz. Oturmamalıdır. Şimdi efendim ben öyle söylemedim. Bırakın onları! Bir gece yarısı bir kararla TBMM’nin iradesine ipotek kondu mu konmadı mı? Kondu! İstanbul Sözleşmesi ne oldu? Meclis Başkanı’ndan bir haber var mı? TBMM’nin iradesini ipotek altına alamazsın diyor mu, diyemiyor. Cesaret edemiyor, neden? Koltuğunu ona borçlu bir kişiye borçlu. Bir kişiye hizmet ediyor. AK Parti millet vekilleri ve MHP milletvekillerinin tamamı ama tamamı TBMM’de bir kişiye hizmet ediyor. İradesini bir kişiye teslim edenler milletin vekili olamazlar. Sarayın ve milletin vekilleri ayrıdır. Biz milletin vekiliyiz. Bir daha ifade edeyim, o zorba gidecek İstanbul Sözleşmesi geri gelecek!”

‘RAMAZAN BAYRAMI’ ÇAĞRISI

“Emekli ikramiyesi Ramazan ve Kurban Bayramı’nda 1500 lira yap. Bu toplumun huzuru, barışı için veriyorum diyeceksin. Verir mi? Vermesini isterim. Vermezse biz vereceğiz arkadaşlar. “

‘KAPANMANIN FATURASI ESNAF’A’

“Tutarlılık olması lazım. Efendim pandemi var sosyal mesafeyi koruyalım. En tepedeki adam koro halinde söylüyorlar. Peki Türkiye niye kıpkırmızı oldu? Lebalep doldurdun salonları bir de onunla övündün. Bir de doktorluğa soyundun, ‘Efendim kar yağdı mikroplar öldü.’ Akla bakın! İşin garip tarafı bunlar devleti yönetiyor. Şimdi yeniden kapanma başladı. Fatura kime? Esnafa. Esnaf kardeşim sana sesleniyorum, beni biliyorsun, ailemi de biliyorsun. Çoluk çocuğumu da biliyorsun nasıl yaşadığımı da biliyorsun, saraydakileri de biliyorsun. Bütün bu tabloyu senin vicdanına havale ediyorum. Her kuruşun hesabını vereceğim, sana destek olacağım. Sen bu devletin orta direğisin.” 

‘BUNU SARAYIN BESLEMELERİNE SORACAĞIZ’

“Bu kadar açlık fukaralık varken 50 bin Avroluk çantayla kimse gezmemelidir. Ahlaklı olan gezemez. Asgari ücretli 2825 lira net para alıyor, brütü 3577 lira. Her ay devlete 752 lira gelir vergisi ödüyor. ‘Zam yapın’ dedik, 2825 lira yaptılar. Biz bütün belediyelerimizde 3 bin 100 yaptık. Bizim verdiğimiz parayı onlar veremediler. Bizim belediyelerimiz ödüyor, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ödeyemiyor ama Karkamış Belediyemiz ödüyor. Bir Borsa İstanbul var onun da bir yönetim kurulu var onlar da maaşlarına zam yapmışlar . Yüzde 33. Niçin? Çünkü enflasyon yüzde 33 de onun için. Net 24 bin lira alıyorlar. Asgari ücretli 2825 lira. Ama bir şey var. Asgari ücretli 752 lira vergi öderken Borsa İstanbul yönetim kurulu üyeleri 5 kuruş vergi ödemiyor. Bu mudur devleti yönetmek!…

Kaymaklı kadayıf! Bütün asgari ücretlere sesleniyorum. Sana 2825 lira veriyorlar ama kendi yandaşlarına net 24 bin lira ayrıca vergilerin tamamını da başkaları ödüyor. Neden? Bu kadar büyük uçurum neden yaratılıyor, bir avuç inana neden dünyanın parası? Bunun hesabını sarayın beslemelerinden soracağız, her birinin burnundan fitil fitil getireceğiz.”

‘ORTAYA ÇIKAN TEPEDEN TIRNAĞA BİR VURGUN TABLOSUDUR’

Bir tarafta zevki sefa olan AK Partili gençler var. Her türlü yolsuzluğu, vurgunu görüyorlar. Altlarında lüks arabalar, vurgun deseniz gırla gidiyor. Benim neyim eksik diyor. E ben de yapayım diyor. Ben de malı götürürsem ben de yükselirim diyor. Hırsızı büyükelçi yapıyorlarsa beni de yükseltirler diyor. Buradan kokain şeker falan bunlardan söz etmek istemiyorum. Allah şifalar versin inşallah sağlığına kavuşur ama ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle barışık bir tablo değildir. Ortaya çıkan tepeden tırnağa bir vurgun tablosudur.

‘SİZDEN ÇALINAN HER ŞEYİ SİZE İADE EDECEĞİZ’

“Bu büro personelinin lüks içinde yaşadığını kimse görmüyor mu? Görmüyorlar çünkü hepsi aynı durumda! Balık baştan kokar, baştan da kokuyor zaten. Ülke açlıktan kırılıyor, binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bu lüks nedir? Bu şatafat nedir? Bütün gençlere sesleniyorum. Sizler hem TC devletinin bugün hem de yarınısınız. Bütün gençlerle gurur ve onur duyuyoruz. Ahlaklı, ülkesini seven gençlerle. Öyle bir tablo inşa ettiler ki gençler geleceklerini neredeyse yurt dışında arayacaklar. Bunun hesabını soracağız. Sormak zorundayız. Bu çocuğu bu hale kimler getirdi, kimler görmedi. Hesabını sormak zorundayız. Bütün gençlere şunu söylemek isterim, sizden çalınan her şeyi onlardan alıp size iade edeceğiz, bu rezaleti telafi edeceğim, hakkınızı teslim edeceğim size.

Montrö tartışmasına Kılıçdaroğlu da girdi: Bırakın onları!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. montro anlasması ıcın soyledıgı tek bır cumleden ıbaret.Bır chp baskanı nın yerı gogu ınletmesı lazımdı.

  2. 31 Mart 2021, 05:51

    Kim bu zat? Tanıyan var mı? Ne iş yapar?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!