Eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, 1999 yılında yürütülen Adnan Oktar Suç Örgütü soruşturmasına ilişkin sahte “işkence” raporu hazırladığı ortaya çıkmıştı.
Söz konusu raporla birlikte 2023 yılında hayatını kaybeden ve soruşturmayı yürüten Adil Serdar Saçan için de “işkenceci” iftirası ortaya atılmıştı.
On yıllardır Saçan’a atılan mesnetsiz “işkenceci” iftirasının gerçek yüzü, Veryansın Tv canlı yayınında ortaya çıkmıştı.
ADLİ TIP UZMANI VERYANSIN TV’DE AÇIKLADI
Adnan Oktar Suç Örgütü Operasyonu’nunu 2018’de başlatan dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer ve Adli Tıp Uzmanı Onur Beden, Veryansın Tv’de örgütün iç yüzüne ilişkin çarpıcı bilgiler aktardı.
Adli Tıp Uzmanı Beden, Şebnem Korur Fincancı’nın Adnan Oktar ve örgütü için düzenlediği sahte işkence raporları hakkında dikkatlerden kaçan bir bilgi açıkladı.
Beden, Fincancı’nın hazırladığı raporların tümüyle sahte olduğunu, bunun gerekçesinin ise raporun hangi mahkemeye yazıldığının belirtilmemesi olduğunu açıkladı.
Bu şekilde yazılan raporların mahkemeler tarafından kabul edilemeyeceğini açıklayan Beden, “Bu raporların rapor niteliği yok. Bunu anlamamız lazım. Bu hiç tartışılmamış. Neden rapor niteliği yok? Raporun bilimsel bir açıklaması var normalde. Rapor bir geri bildirim demek. Bir makamdan istenir bu rapor ve ona cevap verirsiniz. Raporun tanımı budur. Bir alternatif hukuk insanların beyanına göre evet gerçekten kendilerinin başvurularına göre bilimsel olması mümkün olmayan, kendisinin de itiraf ettiği şekilde, açıkladığı şekilde söyleyeyim ben. Alternatif rapor niteliğinde bir şeyler yazmış. İnsanların daha önceki mahkeme süreçlerinde anlaşılmayan ve konuşulmayan şey şu aslında. Böyle bir usulün olmaması gerektiği hiç konuşulmamış. Benim en çok itiraz ettiğim olay bu. Sanki bu usül var. Ama böyle bir rapor düzenlemiş gibi… Konuyu oraya getirmişler. Böyle bir rapor düzenleme sistemi zaten Adli Tıp açısından mümkün değil. Neden? Bir avukat veya ceza usülü açısından söyleyeyim. Hani delilleri toplama yetkisi olan savcılık var, değerlemdirmesi gereken mahkeme var. Bir avukat veya bir birey bireysel başvuruyla elinde getirdiği herhangi bir belge, veya herhangi bir söylem. Delil niteliğinde olması mümkün değil.” dedi.
Canlı yayını izlemek için tıklayınız:
bu kadin niye hala elini kolunu sallaya sallaya geziyor ? Topluma verdigi zararlar haddini asti … kimin torpili ile bunlar mümkün oluyor ?
programi izledim, bu kadini sorusturacak savci yok mu memlekette. Mevzu adnancilara sahte belge vermesi degil. Bir de aciklama yapiyor, kendini kurtaracak. Ozetle, kendi soyledigi:
1. Bunlar alternatif rapor diyor (rapor degil, parasini alip kendince gorus bildirmissin dedigine gore)
2. Ama bu gorusu bildirirken, verdigin kagida adli rapor diye baslik atmissin, ustune de adli tip kurumu uzmani oldugunu soylemissin imzalarken. Bu sahte evrak duzenlemektir, mahkemeyi aldatma amacli.
3. Bildirdigin gorus fason, belge fason. Savcilik ve mahkeme yargilama surecini baslatmamasi gerekirken, mahkeme bunu kullanarak Adil Serdar Sacan ve diger kahramanlari yargilamaya baslamis.
4. Daha sonra gercek Adli tip kurumundan boyle rapor olmaz diye duzeltme gelmis ama is isten gecmis, Adnancilar serbest kalmis Adil mudur ve arkadaslari meslekten atilmis.
5. Sen de cikmissin, bidi bidi. Allah uzun omur sana, bize de versin de senin bu islerden yargilandigini usturuplu bir ceza aldigini gorebilelim. Adil mudur goremedi.