Şiddet filmlerinin babası Sam Peckinpah

featured

Şiddet ve western filmlerinin ünlü ABD’li yönetmeni Sam Peckinpah Kaliforniya’da dünyaya gelmişti. Bu ay, 28 Şubat’ta 36. ölüm yıl dönümünde anılacak olan yönetmenin yaşamı da şiddet sarmalının bir parçası.

Sam Peckinpah 1943 yılında deniz kuvvetlerine katılmış ve birliği 1945 yılında Japonların silahsızlandırılması için Çin’e gönderilmiştir. 1946 yılında Çin’den ayrılmıştır. Çin’deki görevi herhangi bir savaş durumunu içermemekle birlikte, Çin ve Japon askerleri arasındaki savaşa şahit olmuştur. Arkadaşlarına göre bunlar, Amerikalıların müdahale etmesine izin verilmeyen işkence ve şiddet eylemleridir. Bu görüntüler Peckinpah’ı derinden etkilemiş ve daha sonra filmlerinde şiddeti anlatma tarzı üzerinde etkili olmuştur. Savaş sonrası Peckinpah koleje gitmiş ve 1950 yılında Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştır.

Tüm yaşamı boyunca Peckinpah, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı ve bazılarına göre ruhsal hastalıklarla (olasılıkla manik depresyon veya paranoya) boğuşmuştur. Üç kez evlenmiştir. Silahlara hayran olan Peckinpah’ın, evinde düzenlediği içkili partilerde aynalara ateş ettiği söylenmektedir. Bu tür sahneler filmlerinde de birkaç kez yer almıştır.

Peckinpah, özellikle Meksikalı bir kadınla evlendikten ve orada mülk edindikten sonra hayatının önemli bir bölümünü de Meksika’da geçirmiştir. Meksika hayat biçiminden ve kültüründen büyülendiği belirtilen Peckinpah, bu temaları filmlerinde de işlemiştir.

Peckinpah hayatının son yıllarının ciddi hastalıklarla boğuşarak geçirmiş, ancak son ana kadar çalışmaya devam etmiştir. Aralık 1984 yılında ölmüştür. Öldüğünde Stephan King’in Gunslinger serisinin sinemaya uyarlanması için çalışıyordu.

SAM PECKİNPAH’IN SİNEMA YAŞAMI

Başlangıçta, Gunsmoke ve The Rifleman gibi Western türü televizyon dizilerinde senaryo yazarı ve yönetmen olarak çalıştı. 1960 yılında, sadece 13 bölüm süren The Westerner isimli bir televizyon dizisi yarattı, 1960’ların başında film sektörüne geçti ve Hollywood’da sinema dünyasının yaramaz çocuğu olarak ünlendi.

İlk filmi The Deadly Companions herhangi bir ilgi uyandırmamıştı. Başrollerini Joel McCrea ve Randolph Scoott’un paylaştığı ikinci filmi Ride the High Country de Amerika’da ilgi görmedi ancak dışarıda büyük başarı elde etti. Belçika Film Festivali’nde Federico Fellini’nin “8½”‘unu geride bırakan film, yabancı eleştirmenlerce geleneksel Western türünün parlak bir yeniden çalışması olarak görüldü.

Peckinpah’ın sonraki filmi Major Dundee, yönetmenin filmlerini finanse eden büyük stüdyolarla yaşadığı talihsizliklerin ilkiydi. Film Peckihpah’tan alındı ve esaslı bir şekilde yeniden düzenlendi.

Bu olaydan sonraki birkaç yıl boyunca Peckinpah Hollywood’da çalışamadı. 1969 yılında, The Wild Bunch ile film tarihindeki en görkemli geri dönüşlerden birini yaptı. Açık şiddetindeki saygısız, gaddar ve benzersiz yapısına rağmen film, tartışmalı bir klasik haline geldi. Birçok eleştirmen filmin şiddetini sadistçe bulsa da, diğer eleştirmenler ve Peckinpah’ın akranı çoğu yönetmen, filmin hızlı düzenleme biçimindeki orijinalliği selamlamış ve Peckinpah’ın geleneksel Western konularını yeniden canlandırmasına övgü düzmüşlerdi. Bu Peckinpah efsanesinin başlangıcı oldu, o ve eserleri ölümüne kadar ve ölümünden sonra dahi tartışmalı kalmasını sağladı.

The Wild Bunchın ardından Peckinpah, izleyici beklentilerinin aksine, ağıtsal, eğlenceli ve şiddetsiz Western filmi The Ballad of Cable Hogue’u yaptı. Daha sonra tekrar bir 180 derecelik dönüşle Peckinpah, en şiddet dolu ve psikolojik olarak rahatsızlık verici filmi ”Straw Dogs”’u yönetti.

1972 yılında Peckinpah iki film daha yaptı. birinci film, bir rodeocunun hikâyesini anlatan Junior Bonner, Peckinpah’ın şiddet içermeyen filmlerinin sonuncusu oldu. Filmin başarısızlığı üzerine Peckinpah “Kimsenin vurulmadığı bir film yaptım, ve kimse filmi izlemeye gitmedi” demiştir. Aynı yıl Peckinpah, Junior Bonner’daki Steve McQueen ile birlikte The Getaway filmini de çekti ve bu film Peckinpah’ın en büyük gişe başarılarından biri oldu.

1973 Peckinpah’ın hayatının ve kariyerinin en zor döneminin başlangıcı olarak görülebilir. Peckinpah, MGM ile Pat Garrett and Billy the Kid’in yapımı için anlaşmıştı. Ancak, MGM ile arasında çıkan anlaşmazlıklar, artan alkol problemleri ile birleşince, Pat Garrett and Billy the Kid Peckinpah tarafından sahiplenilmemiş ve makaslanmış bir şekilde yayınlandı. Bu deneyim Peckinpah’ı Hollywood’dan sonsuza denk soğuttu. Bazıları bu olayı Peckinpah’ın düşüşünün başlangıcı olarak işaret etmektedir. 1988 yılında, filmin yönetmen kurgusu video olarak yayınlandığında, birçok eleştirmen filmi anlaşılamamış bir klasik ve en büyük modern Western filmi olarak övdü.

Bring Me the Head of Alfredo Garcia, hayranlarının gözünde son gerçek “Peckinpah” filmi olarak nitelendirilir, ayrıca yönetmenin kendisi de filmi, istediği gibi yayınlayabildiği tek film olarak tanımlamıştır. Alfredo Garcia genellikle Peckinpah’ın son büyük filmi olarak nitelendirilir.

SAM PECKİNPAH FİLMOGRAFİSİ

1961 The Deadly Companions

1962 Ride the High Country

1965 Major Dundee

1966 Noon Wine (televizyon filmi)

1969 The Wild Bunch

1970 The Ballad of Cable Hogue

1971 Straw Dogs

1972 Junior Bonner

1972 The Getaway

1973 Pat Garrett and Billy the Kid

1974 Bring Me the Head of Alfredo Garcia

1975 The Killer Elite

1977 Cross of Iron

1978 Convoy

1983 The Osterman Weekend

(Wikipedia)

Şiddet filmlerinin babası Sam Peckinpah

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!