İzmir istasyonu, yayınladığı NAVTEX’te 1923 Lozan Antlaşması çerçevesinde Sakız Adası’nın gayri askeri statüsünün bozulduğunu ilan etti.
Türkiye, İzmir istasyonundan yayınladığı NAVTEX‘te 1923 Lozan Antlaşması çerçevesinde Sakız Adası’nın gayri askeri statüsünün bozulduğunu ilan etti.
Yunanistan, 1960 yılından bu yana adaları gayri askeri statüde olması gereken adaları silahlandırıyordu. Türkiye, adaların silahsızlandırılması için Atina’ya çağrılarda bulunuyordu.
23 ADADAN 16’SINI SİLAHLANDIRDILAR
Sakız Adası İzmir’in tam karşısında ve oldukça yakın bir konumda. Ada birçok noktada Türk sahillerinden çıplak gözle rahatlıkla görülebiliyor. Yunanistan, Lozan Antlaşması’nda belirtildiği gibi silahsız olması gereken 23 adanın 16’sını silahlandırdı. Sakız Adası tek değil. Türk Sahilleri’ne yakın birçok ada silahlı. Uyarının diğer adalar içinde yapılması bekleniyor.
CİHAT YAYCI: EGEMENLİK DEVRİ KALKTI
Müstafi Tümamairal Cihat Yaycı, adalar sorunuyla ilgili, “Lozan Antlaşması’nın ve 1947 yılındaki Paris Anlaşması’nın hükümleri açık. Adalar Yunanistan’da gayrı askeri statüde bulunmak kaydıyla verildi. Gayri askeri statünün ihlali, egemenliğin devir şartını fiili olarak kaldırmaktadır. Yunanistan 1960’dan beri bu adaları silahlandırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜMAMİRAL KUTLUK: ADALARI BOŞALTIN DİYELİM!
Ege ve Doğu Akdeniz’deki artan gerilim sonrası Yunanistan, silahsız olması gereken Meis Adası’na ve Türk toprağı Karaada’ya asker çıkarmıştı. Yunanistan’ın adalar üzerinden yaptığı kışkırtmaları ve Türkiye’nin atması gereken adımları emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Veryansın Tv’ye şöyle açıklamıştı:
“Kardak ve benzeri adalar meselesi bitmiş değil açık duruyor. Kardak benzeri adaların sayısı 152 tane. Bu konuda Türkiye ne yapmış, gereken adımı atmış mı? Bu sorgulanmalı. Ne yapacak Türkiye bu konuda? Türkiye diyecek ki ‘bu adalar sizin değil adaları boşaltın. Lozan’ın 16. maddesine göre işlem görmek zorunda olan adalardır bu adalarda haksız olarak bulunuyorsunuz. Türkiye bunu kabul etmiyor bu konudaki anlaşmazlığımızı uluslararası çözüm mekanizmalarına 32. maddesi var. Uluslararası anlaşmazlıkların çözülmesi ile ilgili adalet divanı dahil müzakere dahil arabuluculuk dahil her yolu açık tutan Birleşmiş Milletler anlaşmasını o maddeden yola çıkarak bu anlaşmazlığı çözmesi lazım.”
bu adalari almazsaniz adam degilsiniz!
Peki biz neden bir süreç başlatmıyoruz. Bilmiyor muyuz ki önce uyut sonra unut politikası temel politikalırıdır. Yani devletin bir bilidiği nedir? Ya da var mıdır? Onlar haklı olmadıkları halde her türlü girişimde bulunuyorlar. Diyecekseniz ki biz onlar kadar güçlü değiliz, o zaman ne demeye kalkışıyoruz bunca şeye. Savaşılsın demiyoruz tabii ki yanlış anlaşılmasın ama hakkımız da yedirilmesin. Ayrıca unutmayın savaş bile çıksa(Allah korusun) biz tek taraflı savaşmayacağız, onlar da bizle savaşacaklar. Madem onlar haksız oldukları halde korkmuyor, biz neden korkalım?
Çok geç kalınmış bir hamle.