Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’nda bir teğmenin Gazi Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafını yakasına takmaması ve sonrasında gelişen olayları yargıya taşıdı.
HKP avukatları; Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu, re’sen tespit edilecek ‘tarikatçı’ teğmenler ve Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Dilekçede, söz konusu isimler hakkında, “görevi kötüye kullanma”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “5816 sayılı kanuna muhalefet” suçlarından soruşturma yürütülmesi ve savcılık tarafından haklarında kamu davası açılması talep edildi.
‘NİHAİ HEDEFLERİ ATATÜRK SEVGİSİNİ YOK ETME’
Suç duyurusuna ilişkin açıklama yapan HKP MYK üyesi Adnan Okur, “Mustafa Kemal Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanlığı ortak paydasındaki ortaçağcı AKP’giller ile her biri yılan yuvası tarikatların, cemaatlerin nihai hedefleri, halkımızın ve yurtsever askerlerin içindeki Atatürk sevgisini yok etmektir” dedi.
Okur, “Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananlar; AKP’giller’in, tarikatların, cemaatlerin Atatürk düşmanlığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bir grup teğmen Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’ın önderi Atatürk’ün rozetini takmayı reddediyor ve fotoğrafını da buruşturup yere atıyor. Ve Atatürkçü özünü koruyabilen subaylar da buna müdahale ediyorlar doğal olarak. Ancak ne yazık ki diğer ortaçağcı tarikat müridi teğmenle birlikte ordudan uzaklaştırılıyorlar” diye konuştu.
Okur, açıklamasının devamında özetle şunları söyledi:
“Harp Okulu’na girip subay olmanın yolu artık, CIA-Pentagon İslamı’nın kurumları olan tarikatların, cemaatlerin ve bunların sapık şeyhlerinin müridi olmaktan geçiyor. Artık referans Nakşiler, Kadiriler, Süleymancılar, Menzilciler. Türk Ordusu’na komuta edecek subaylar artık Atatürk’ün askerlerinden değil, tarikat şeyhlerinin, cemaat imamlarının müritlerinden seçiliyor. Atatürk’ün, Türk Ordusu’nun yüreğinden silinmesi, içinden sökülüp atılması anlamına gelen bu olaya karşı, tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk.”
NE OLMUŞTU?
Veryansın Tv, 10 Kasım Atatürk’ü anma töreninde, yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen ve fotoğrafı yere atan bir teğmenle diğer teğmenler arasında arbede yaşandığını yazmıştı.
Skandal olay iddialara göre şöyle gelişmişti:
10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinde tüm teğmenlere göğüslerine takması için bir Atatürk fotoğrafı ve rozeti verildi. İddiaya göre bir teğmen bu rozeti takmadığı gibi, fotoğrafı da buruşturup attı. Bunu gören diğer teğmenler tepki gösterince, Atatürk fotoğrafını buruşturup atan teğmenin, “Ben Atatürk’ün askeri yönünü beğeniyorum ancak cumhuriyet sonrası yaptıklarına katılmıyorum” ifadelerini kullandı. Bu sözler sonrası olaya tepki gösteren askerlerle, Atatürk fotoğrafını yırtan teğmen ve arkadaşları arasında arbede çıktı.
Bu arbedenin ardından tarikat bağlantılı olduğu ve Harbiye’de de benzer davranışlar sergilediği iddia edilen teğmenin kaldığı odanın kapısına diğer askerler Atatürk posteri astı. Aynı teğmenin bu posteri de yırtmasının ardından Atatürk’e bu saygısızlığı yapan teğmene tepki gösteren askerlerle, Atatürk fotoğrafını yırtan asker ve ona destek veren diğer askerler arasında yeniden bir arbede yaşandı. Bu eylemin tarikat bağlantılı teğmenler tarafından planlı şekilde yapıldığı iddia edildi.
Atatürk resmini yırtan kişilerin tarikat ilişkileri olduğu ve bu kişilerle KHO mezunları, üniversite kaynaklı ya da diğer kaynaklı olanların sürekli çatışma halinde olduğu, okul idaresinin de bu çatışmaları bastıramadığı öne sürüldü. Tarikat bağlantılı kişilerin mahzen katında ve denk gelmesi imkansız olan izin tarihlerinde toplanarak sohbet yaptığı iddia edildi.
Tuzla Piyade Okul Komutanlığı’nda yaşananlara ilişkin açıklama yapan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ise, “Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay 10 Kasım’da meydana gelen bir hadise. Bir tane öğrenci subayımız yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir” ifadelerini kullanmıştı.
Atatürk fotoğrafı takmayan teğmen ve arkadaşlarının ortak WhatsApp grubu kurdukları ve bir tarikat evine gidip geldikleri de ortaya çıkmıştı.
Öte yandan, teğmenlerin Atatürk kavgası iktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin manşetinde “Teğmen cuntası” başlığıyla yer almıştı. Haberde, Tuzla Piyade Okulu’nda bazı askerlerin namaz kıldıkları için fişlendikleri ve darp edildikleri iddia edilerek, başlayan idari ve adli soruşturmanın bir “teğmen cuntası”nın varlığını ortaya çıkardığı öne sürülmüştü. “Darbe dönemlerini hatırlatacak bir bildiri yayınlamayı da planlayan cuntacı teğmenler yargılanmaktan çekindikleri için vazgeçti” denilen haberde, öğrencilerin WhatsApp grubunda “tarikatçı subay” avı başlatıldığı iddia edilmişti.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Disiplin Soruşturma Heyeti’nin hazırladığı raporda ise bir ‘cunta’ tespitinin yer almadığı ortaya çıkmıştı.
Geçmişte FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını ateşli şekilde savunan Yeni Şafak, bu haberleriyle o günleri hatırlatmış, FETÖ’nün Taraf gazetesini akıllara getirmişti.
Olayla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Askerliğin temeli disiplindir. Önceliği müesses disiplini muhafaza etmek olan Cumhuriyetimizin kurucusu ve ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, sonsuzluğa uğurlanışının 85’inci yıl dönümünde Piyade Okul Komutanlığında vuku bulan hadiseye ilişkin, disipline aykırı her olay ve durumda olduğu gibi, adli soruşturmaya ilave olarak derhal idari soruşturma başlatılmıştır. İlgili mevzuat çerçevesinde milli anma ve kutlama günleri, tören ve bayramlarda günün anlam ve önemine uygun şekilde davranmak disiplinin bir gereğidir. Mevzuata uygun davranmamak nasıl disiplinsizlik ise buna karşı görev, yetki ve sorumluluğu dışında suç teşkil edecek nitelikte müdahale etmek ya da davranışta bulunmak da disiplinsizliktir.” denilmişti. Olayda ismi geçen personelle ilgili “Geçici Görevden Uzaklaştırma Kararı alınmıştır” bilgisi verilmişti.
sadece yeni şafağa dava açsaydı belki derdim ama bakanları karıştırınca o davadan pek birşey çıkmaz gibi