Tıpta fetva: Aşı karşıtlığı ve gericilik kol kola

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı

Dünyayla birlikte Türkiye içinde bulunduğumuz çağla uyuşmayan bir sürece kapılmış gidiyor. Bir yandan aşı tartışılırken diğer yandan DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) kaynaklı bildirim1 kızamıktan ölümlerde sıçrama olduğuna dikkat çekiyor.

Aklın ve bilimin yol göstericiliği yerini dayanaktan yoksun varsayımlara bırakıyor. Küresel ölçekli bu akla zarar ortamda Türkiye’nin başındaki bir diğer dert de “dinselleşme” olarak kendisini gösteriyor. Bu doğrultudaki düzenleme ve uygulamaları kendisine rehber edinen ve bununla da yetinmeyip kimlik kartına dönüştüren siyasi iktidarın yarattığı iklimde kendisine görev çıkartanlar da eksik olmuyor.

DİNSELLEŞME VE AŞI KARŞITLIĞI KOL KOLA

Resmi Gazete’nin 14 Aralık tarihli 30978. Sayısında yer alan dinsel tanımlamalarla etik anlayışının bağdaştırılmaya çalışılmış olması bu bağlamda savrulduğumuz noktayı anlaşılır şekilde ortaya koyuyor.

Sağlık gibi insan yaşamını doğrudan ilgilendiren ve “olmak ya da olmamak” gibi kırılma noktası yaratabilecek bir alanda bile dinselleşmenin sınır tanımazca ve densizce yol almayı sürdürdüğü görülüyor. Bir vakfın düzenleyicisi olduğu etkinliğin programından tıbbi fetvanın tartışılacağı anlaşılıyor.2

Fetva genel anlamıyla “bir işin yapılabilmesi için yargıda bulunmak” olarak tanımlansa da; İslâm hukukuyla ilgili bir sorunun dinsel hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam ya da müftü tarafından verilebilen belge” nitelemesi günümüz Türkiyesi için daha gerçekçi bir karşılık anlamına geliyor.

Yanlış okumadınız!

Eğitimde, gündelik yaşamda, ekonomide ve başka pek çok alanda olduğu gibi “dine uygunluk” olarak da algılayabileceğimiz uygulama tıpta da boy göstermeye hazırlanıyor. Bilimsel kisveli bu etkinliği yakın gelecekte yaşanabileceklerin işaret fişeği olarak görmek abartı olmayacaktır.

Her türlü kitle iletişim aracında, yazılı ve görüntülü basında sağlıkla ilgili olarak kafa karıştırıcı pek çok yayına tıbbi fetva kurumunun eklenecek olmasını bu alanda işlerin daha da karışabileceğinin habercisi olarak okumakta yarar var.

Başka deyişle, bir şekilde tıp öğrenimi görmüş, bu öğreniminin gereğince hekimlik yapma belgesi almış kimselerin ve hatta bu hekimleri yetiştiren tıp fakültelerinin hastalarla ilgili olarak aldıkları ve alacakları kararlar tıbbi fetva düzeneğinden geçmek durumunda kalabilir.

Konu fetva olunca karar alıcıların ilahiyatçılardan oluşması da şaşırtıcı olmayacaktır. Kişinin özel alanı olan dinle ilgili kişiliklerin akıl ve bilim doğrultusunda verilmiş kararları irdelemesi, uygunluk görüşü bildirmesi anlaşılır olmadığı gibi kabul edilebilir de değildir.

TIP FETVASI AKLI VE BİLİMİ SORGULAMAKTIR

Tıp fetvası uygulaması uzunca süredir dinselleşme doğrultusunda koşar adım yol alan Türkiye’de önemli bir köşe taşı olacaktır. Bugüne değin şu ya da bu şekilde olumlu bilimler temelinde yürütülen pek çok uğraşın ve akademik etkinliğin ruhani kimselerce değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. Bu konuda yetki verilen, yetki verilmese bile kamuoyu nezdinde etki sahibi olacak kurulların sınırlarını aşarak akıl ve bilim alanını sorgulama, sınırlama, rahatsız etme noktasına gelmeleri elbette şaşırtıcı olmayacaktır.

ÜRPERTİCİ SESSİZLİK

Daha da ilginci tüm bu dinselleşme uygulamalarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki laiklik ilkesine karşın yapılmasıdır. Anayasal suç işlenerek yaşama geçirilen bu uygulama ve uygulama taslakları karşısında kendisini gösteren ürkütücü sessizlik de bir o kadar ilgi görmeyi hak ediyor.

1 https://www.who.int/news-room/detail/05-12-2019-more-than-140-000-die-from-measles-as-cases-surge-worldwide

2 https://www.isar.org.tr/tr/duyuru-haberler/tibbi-konularda-fetva-verme-metodolojisi-ve-zorluklar-sempozyumu

Tıpta fetva: Aşı karşıtlığı ve gericilik kol kola

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!