NATO’nun Amacı, ABD’nin önderliğinde ilk kurulduğu günden, günümüze kadar siyasi ve askeri olarak ABD’nin ulusal çıkarlarının korunması ve özellikle kendi silah sanayine pazar oluşturmak üzere kurulmuş bir ittifaktır.

Türkiye NATO’nun 71 yıldır üyesidir. Son zamanlarda başta ABD ve İngiltere olmak üzere Türkiye’nin hayati kendi ulusal çıkarlarını korumak için aldığı kararlara karşın, medya aracılığı ile yetkili ve yetkisiz kişiler tarafından Türkiye’nin ittifaktan çıkarılması ileri sürülmektedir. Oysa yasal olarak bir müttefikin NATO üyeliğine son vermenin her hangi bir yolu yoktur. Ancak teknik olarak bir müttefikin kurucu antlaşmanın maddelerini ihlal ettiğine oy birliği ile bir karar verilebilir ise ki, çok zor belki üyeliğine son verilebilir. NATO-Türkiye ilişkileri öylesine iç içe geçmiş ki, ayrılmaya karar verildiği andan itibaren de en az beş-altı yıllık bir süreye ihtiyaç duyulacaktır. Yani oldukça zor, ancak Türkiye’nin kuruluş ilkelerinin en önemlisi olan Tam Bağımsızlık ilkesine uygun bir duruma gelmesi için de çok yararlı bir yol olacaktır.

ABD Türkiye’nin ittifak dışında kalmasının fayda ve mahzurlarını değerlendirdiğinde, jeopolitik bir gücün kaybını ulu orta söylenenlerin aksine, bugüne kadar olduğu gibi diplomatik kanallarla önlemeye gayret göstereceği değerlendirilmektedir. Zira ABD Türkiye’de on iki adet vazgeçemeyeceği üs ve bir çok olanaklara sahiptir. Özellikle İncirlik Üssünde Türkiye’nin çıkarlarına aykırı, ülkeyi nükleer hedef haline getiren, 51 adet nükleer başlıklı jüpiter füzeleri var.!! Esasen bizim endişe etmemize hiç gerek yok. ABD’nin bu olanakları kaybetme endişesinin daha fazla olacağı hiç unutulmamalıdır. Ancak üyelikten çıkarılma söylemlerini endişe ile karşılamak yerine ulusal birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, özgüven içinde Kurtuluş Savaşı ruhu ile kendi savunma sanayimizi güçlendirerek, TSK’lerimizi ulusal harp silah ve araçlarla donanımlı hale getirmeliyiz. Böylece ABD ulusal çıkarlarına hizmet edecek şekilde NATO emrine tahsis ettiğimiz TSK’lerini, Mavi Vatan’dan itibaren oluşan tehdit ve tehlikeleri karşılayarak, ulusal çıkarlarımızı koruyacak şekilde yapılandırma olanağına kavuşuruz. Atatürk dönemindeki gibi bölge ülkeleri ile dostluk ve saldırmazlık antlaşmaları yaparak da, doğal savunma ve ekonomik işbirliği olanaklarımızı güçlendirebiliriz.

Özetle, NATO’nun zaman içerisinde öncelikle askeri kanadından çıkmak, ulusal çıkarlarımıza hizmet etmek, ABD uydusu olmaktan ve askeri komutasından kurtulmak demektir. Bu konuda özgüvenimizi koruyarak, umutsuzluğa kapılmadan, oluşan çok kutuplu dünyada, üç kıtanın kesim noktasında önemli jeopolitik konumdaki Türkiye Cumhuriyetini, tam bağımsız kalarak, bölgede huzur ve güvenin teminatı olarak yaşatmalıyız. Türkiye’nin bugünkü koşulları, Kurtuluş Savaşı’ndaki koşullara kıyasla çok daha güçlüdür. Atatürk’ün dediği gibi umutsuz durum yoktur, sadece umutsuz insan vardır. Umutlarımızı yok etmeyelim.!

İlişkili Yazı

Türkiye ve NATO

1 yıl önce