Ümraniye’de korku dolu bekleyiş… ‘Yıkılırsa sorumlusu belediye ve iş birlikçileri’

AKP'li Ümraniye Belediyesi'nde yaşanan 'karot' kriziyle ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Belediye çalışanının yönlendirmesiyle gittiği özel bir yapı denetim firmasından karot örneklerini alamayan aile, başlatılan soruşturma kapsamında savcılığa ek dilekçe sundu. Aile açıklamasında, “Olası depremde binamız yıkılırsa sorumlusu belediye yetkilileri ve iş birlikçileri” dedi. Öte yandan söz konusu binanın 10-15 gün önce perde betonunun yıkıldığı ve istinat duvarı olmadığı belirtildi.

featured

MERVE DUMAN / VERYANSIN TV

Türkiye beklenen İstanbul depremini konuşurken, karot numunesi inceleme başvurusu yapmak isteyen bir ailenin başına gelmeyen kalmamıştı. Ümraniye Belediyesi çalışanı E.D.’nin yönlendirmesiyle, HK Mühendislik isimli özel bir yapı denetim firmasına giden aile, firmadan karot örneklerini alamayınca çözümü belediyede aramıştı.

İddiaya göre, aileyle konuşan Kentsel Dönüşüm Müdürü Tevfik Uysal, “Söz konusu firmayı evet çok iyi tanırız ve hatta en çok başvuru getiren firmadır ama kendileri ile doğrudan bir gönül bağımız kesinlikle yoktur” demişti.

Ailenin ‘örgütlü nitelikli dolandırıcılık’ ile ‘kamu görevi nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ ve ‘haksız mala el koyma’ suçlarından şikayette bulunması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatılmıştı.

thumbnail
İlişkili Haber

AKP’li Ümraniye Belediyesi’nde ‘karot’ krizi… Soruşturma açıldı

Mağdur ailenin, savcılığa sunduğu ek dilekçede, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım’ın danışmanı Zeki Çalışkan’ın da adı geçmişti. Karot krizini çözebilecek ‘kudrete’ sahip olduğu söylenen Çalışkan’ın İsmet Yıldırım ve Süleymancılar Cemaati ile dikkat çeken ilişkileri de ortaya çıkmıştı.

thumbnail
İlişkili Haber

AKP’li belediyedeki karot krizi Süleymancılara mı uzanıyor?

‘DEPREMDE AYAKTA DURMASI NEREDEYSE İMKANSIZ HALE GELDİ’

İddialarla ilgili Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nca yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Mağdur aile, savcılığa ek dilekçe sunarak bina temelindeki beton kolonlardan alınan karot numunelerine tedbir uygulanıp kendilerine veya belediyeye teslim edilmesini talep etti.

Dilekçede 18 Aralık’ta meydana gelen, merkezüssü Yalova’nın Çınarcık ilçesi olan ve İstanbul’da da hissedilen 4.1 büyüklüğündeki deprem hatırlatıldı. Söz konusu binanın 45-50 yaşında olduğu ve binanın taşıyıcı ana kolonlarından numune alındığı belirtilerek “Binamızın olası bir depremde ayakta durması neredeyse imkansız” denildi.

Binada 20 daire ve 7 dükkan olduğunun altını çizilen dilekçede “Binamızda ortalama 120-150 kişi yaşamaktadır. Bu kişilerin can güvenliği tehlike altındadır” ifadelerine yer verildi.

TEHLİKE SAÇAN BİNA

Veryansın Tv’nin edindiği bilgilere göre, Türkiye beklenen İstanbul depremini konuşurken söz konusu binanın ‘rüzgara bile direnemediği’ ortaya çıktı. Binanın 10-15 gün önce perde betonunun yıkıldığı ve istinat duvarı olmadığı belirtildi. 50 yıllık binanın yanında inşaat da başlarken, bina sakinleri tedirgin. Konuya ilişkin açıklama yapan aile “Olası depremde binamız yıkılırsa sorumlusu belediye yetkilileri ve iş birlikçileri” dedi.

‘İNSANLARIN OTURDUKLARI BİNALARIN NE OLDUĞUNU BİLMEK ANAYASAL HAKKIDIR’

Öte yandan Ümraniye Belediyesi’nde yaşanan ‘karot’ krizi, Kahramanmaraş depreminin ardından Veryansın Tv’ye konuşan Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan’ın “Dönüşümün önündeki engel nasıl aşılacak? Birçok vatandaş yüksek kiralar nedeniyle riskli binalarda oturmak zorunda kalıyor, kiracılar için nasıl bir yol haritası izlenmeli?” sorusuna verdiği şu yanıtı akıllara getirdi:

“İnsanları yaşadıkları evlerin durumu hakkında bilgi edinemeyecek kadar aciz hissettirerek onları çok büyük bir karanlığa itiyoruz. Bu cahil karanlıkta, bilerek yaratılan bu karanlıkta, insanlara eğitim verecek şevki edindiremezsiniz. İlk önce insanların oturdukları binaların ne olduğunu bilmek anayasal hakkıdır. O yüzden yarından tezi yok hükümet, belediyelerle, üniversitelerle, bütün kurumlarla bilabedel olarak herhangi bir şey beklemeden bütün binaların gerçek halini yani yapı kimliğini, sizin kimliğiniz yok mu? Var. Benim yok mu? Var. Kaç yaşındayım, durumum nedir, sağlık kartım var mı herkes biliyor. Binaların da olacak. Ve son derece basit bir işlem. Bir insana söyleyeceksiniz para istemiyorum senden, evini kontrol edeceğim, bu evin kontrolü sonrasında sana evin göçer, ağır hasar alır, orta hasar alır, hasar almaz ya da az hasar alır söyleyeceğim. Bundan sonra hasar alanlar için yani yıkılmayacak, canınızı kurtarabilecekleriniz için size zorunlu afet eğitimi vereceğim bunu içselleştirinceye kadar.

‘İNSANLARI AĞIR HASAR ALACAK BİNALARDA YAŞAMAYA MAHKUM EDİYORSUN’

Göçme riski olan binalardaki arkadaşlarımı yarın düzgün yerlere çıkartacağım ve o binaları yıkacağım. Yerlerine eğer zemin doğruysa düzgün binalar, zemin doğru değilse hiç bina yapmayıp başka yerlere bina yapıp yine bilabedel onları koyacağım. Niye bilabedel diyorum? Çünkü senin hatan, benim hatam değil. Sen mevcuttaki binaları yaparken, kontrol ettin de denetim yaptın da bunlar 30 yıl sonra birden bire mi bu hale geldiler? Hayır, sen kontrol etmediğin için böyle oldu. Sen kontrol etmediğin, denetim yapmadığın için depremde yıkılacak ya da ağır hasar alacak binalarda insanları yaşamaya mahkum ediyorsun. Veya depremden sonra ‘Sana 20 yıl kredi veririm, buyur istiyorsan gel kullan. Yeni bina yapayım sana’ diyorsun. Bu mantık mantık değil. Bunun sonu da yok. Bu çözülemez bir durum.”

thumbnail
İlişkili Haber

İstanbul için ’emniyet kemeri’ formülü: Bina takıntısıyla olmaz…

thumbnail
İlişkili Haber

Bakanlığın ‘İstanbul’ planına itiraz: Türkiye’nin geleceği için büyük kötülük!

Ümraniye’de korku dolu bekleyiş… ‘Yıkılırsa sorumlusu belediye ve iş birlikçileri’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!